kediliçe

Durum: 373 - 0 - 0 - 0 - 17.06.2020 03:03

Puan: 8991 - Yavru Kedici

7 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Keditör.

3 kedi ve 2 balığın anası. Kızım Ege 4 yaşında bir siyam kedisi. İsmi egenin her karışına olan aşkımdan geliyor. Büyük oğlum Gümüş 2 yaşını doldurmak üzere olan bir silver shaded scottish fold. Benim çekingen çocuğum. Küçük oğlum, yumurta sarım da Efe. Efe Gümüş'ün başka bir dişiden olan yavrusu ama benim anaç kızım onu 5 aylık olana kadar emzirdi kendi bebekleriyle beraber. 2 de japonyalı balık besliyorum. Kedi Sözlük'ün ilk üyelerindenim. Çok kedili bir hayatım var.
  • /
  • 19

kedilerde göz iltihabı

bir kere kızımın bebeğinde yaşamıştım bu sorunu, terramycin pomad sayesinde 3 günde tamamen iyileşmişti. daha önce de veteriner önerisiyle almıştım bu kremi zaten ki nerdeyse tüm kediciler bilir kediler için kullanmanın bir problem teşkil etmediğini. sadece doğru kullanım şekliyle uygulamak lazım. göz kapağını kaldırıp biraz içeri doğru sıkmak ve sonra gözünü kapatıp hafifçe yayar gibi yaparak ovalamak. tabi ben bir veteriner değilim, sadece kendi deneyimimi paylaşıyorum, ölçü almamak lazım.

neden cins kedi

siyam kızım var, babam sayesinde karşıma çıktı ve enerjisinden büyülendim. scottish oğlum var, güzelliğine vuruldum. ukraynada bir üreticinin evinden birçok kedi arasından seçilerek geldi benim evime. ve evet güzelliği beni benden aldı. siyamımın köpek bakıyor hissi yaratması, benimle konuşması, bir gölge gibi arkamdan ayrılmaması, scottishiminse tam türünün özelliklerini taşıyıp oyuncu olması, gözlerinin fıldır fıldır yaramazlık araması, yuvarlak portakal kafası, yemeğe olağanüstü düşkünlüğü beni benden alıyor. her insana uygun bir kedi cinsi olduğuna inanıyorum. benimki scottish fold ve siyammış, tecrübeyle öğrendim. başka kedilere de bakmama rağmen bu böyle. illa cins kedi olsun gibi bir iddiam da yok, mesela iran kedisi bakmakta biraz zorlanırdım. biraz hantal, uykucu, sağlık problemi yaşamaya burun yapısından dolayı daha müsait vs vs. cins kedi bakmayan kedicilerin kafayı bu kadar bize takmasını biraz saçma buluyorum. kediseverlik yapmaya çalışırken cins olanları harcıyorlar gibime geliyor. cins kedi besleyen insanlar tekir de bakarım sarman da diyorken, bakmayanlar tutturmuş allah tutturmuş. ya arkadaş hepimiz bakalım kedi olsun bizim olsun ne fark eder. başlık sahibine ithafen değil tabi bu cümlelerim, genel konuşuyorum bu konuda çok doluyum.

kedi künyesi

tasmalarının ucuna tüm kedilerimiz için taktığımız, üstünde telefon numaram ve isim soyismimin olduğu zımbırtı. değil dışarı balkona pencereye dahi çıkmaları yasak ama yine de hayatta her şey var dedik ve taktık.

aniden bir yere kitlenen kedi

kızımı ilk sahiplendiğim zamanlarda beni korkudan öldüren olay. evde sürekli bir şey hareket ediyor da o da izliyor gibiydi. başta zannediyordum ki ciddi ciddi bizim göremediğimiz şeyleri görüyorlar. sonra anladım ki öyle bir şey yok. gidik benim kızım.

olası kedi sözleri

bokumu süpür.
bu vazo burda olmuş mu dur devireyim.
mahallenin tekirleri hasta bana.
bardak bana çok pis bakıyor, devireyim.
nerdesin? yaş mama getirsene.
gideyim de boşluğa kilitlenip bakayım.
çıkar şu tasmayı ya çın çın bu be?
başka kedi mi sevdin sen?
sabah uyuyayım da gece uyutmayayım.
bebeyim yine mi veteriner?
yaş mama yok mu ya?
nerdeydin?

bir kediciye verilebilecek en güzel hediye

catit cabrio kedi taşıma kutusu. çok uzun ve sık yolculuklar yaptığım için tam olarak böyle bir taşıma kutusuna ihtiyacım var. ama çok pahalı iki tane almaya bütçem el vermiyor. aynı durumda olan yazarlara da tavsiyem aynı zamanda.

kedi sözlük

kedminler sesimizi duysun da telefon galerisinden direkt fotoğraf yükleyebilelim. ben beceremiyorum böyle.

tuxedo

halk arasında smokin kedi diye de geçen siyah ve beyaz renkli kedi cinsi. zekasına ve tipine de ayrıca hayranım. eğer hayat düzenim müsaade etse hemen bir tane sahiplenirim ama bende iki sevgilimde üç kedi olduğu için bir kedi dah bakmamız mümkün değil. belki bir gün olur ama nasip kısmet

kedilerin en sevdiği oyuncaklar

barbunya kabuğu. ciddiyim. kızım egenin favori oyuncağı bu. saatlerce, yorgunluktan uyuyana kadar oynayabilir. onun dışında da tüylü kedi oltası.

kediler mi nankör insanlar mı

yanlış platformda yanlış soru. surda bir kişi kedi desin, kedi sözlük ilk gerçek linç eylemini başlatır eheh

dizel kedi

benik oğlum bu. gümüş diye seslenince ımmhh diye ince bi ses çıkarıp başlıyor hemen. az yakıyor ama memnunum bu modelden.

bahçeli evim olsaydı insanı

''ayy kedileri ben de çok seviyorum bahçeli evim olsaydı bakardım ama evin içinde olmuyor işte'' cümlesini kuran insan tipi. ağzına tavayla vurulmayı hak eden cinsten. samimiyetsiz ve yalancı insan tipi. bihçili ivim ilsiydi diye konuşur ama arkanızı döner dönmez bunun evi pistir evde kedi mi olurmuş diye dedikodu yapar. bu insan tipini görür görmez çıkarın tırnakları ya da dönün arkanızı.

kedime not

ege, güzel kızım, ilk göz ağrımsın ve seni alıp kalbime basmak dünyanın en güzel şeyi.

gümüş, ukraynadan geldiğin ilk zamanlardan bu yana seninle çok uzun bir yol katettik. geldiğin yerde kötü ne yaşadın bilmiyorum ama ömrünün geri kalanının güzel olması için her şeyiyapacağım. dünyanın en özel kedisisin.

ada, küçük sapığım, sana en kısa zamanda bir gelin bulacağız, erkek kardeşlerine hallenmekten nolur vazgeç, seni çok seviyorum. iyi ki geldin.

maske, sevgilimi seninle paylaşmak hiç hoşuma gitmese de o güzel sesin ve sevgi dolu kalbin için sana bayılıyorum. ayrıca torun baldan tatlı olduğu için de torun kontenjanından faydalanıyorsun.

maviii, çocuğumun çocuğu. diğer güzel torunum. kızımın kopyası.. dünyada kızımın aynısının bi küçük versiyonu olması benim için çok güzel. ama oğlum lütfen biraz daha az sinirli ol. halıyla ne tür bi problemin var bilmiyorum ama halı bizim düşmanımız değil. bi de daha az ye allahını seversen, gümüş ve sen evi ocağı kurutacaksınız oğlum ya.

yılan seven insan

yılan seven insan denilince sıkıntı yok ama yılan besleyen insansa bir sıkıntı vardır bence ya. bunlar evcil hayvan değil ki evde beslensin. yılan nedir. değişik bir durum hakikaten. insan korkar beni yer ısırır falan diye.

hürriyetin kediye dilenci demesi

kötü bir şey denmemiş ki. esprili bir dille habere başlık atılmış sadece. ekşi sözlük hiçbir şeyi beğenmeme timi vardı, o geldi aklıma. esprili şekilde atılan haber başlığına sıra gelene kadar hayvanlarla, kedilerle ilgili konuşulacak o kadar çok şey var ki. hayvanlara tecavüz, sevgisizlik, hayvan katilleri vs vs. çok konu.

kedi mırlarken hissedilenler

aşk. ciddiyim. hani aşık olmaya başlarken karnına ağrılar girer, kalbin sıkışır gibi olur da uyuyamazsın bile. işte ben öyle oluyorum. ciddi ciddi hayatımın odak noktasındalar. onlar için yapamayacak olduğum şey yok gibi hissediyorum. allah hepimizin kedilerine tüyleri kadar ömür, bizlere onlara bakabilecek kadar sağlık versin.

kedi günlük

dün sevgilim, kendi siyamlarından biri olan mavi beyle tatlı anlar yaşadılar. üç katlı evin en alt katında kediler oyalanırken, sevgilim dış kapıyı kilidi açık şekilde bırakıp en üst kata tuvalete gidiyor. kediler de banyoya girmesinler diye banyo kapısını kapatıyor. o sırada kendisi tuvaletteyken bir arkadaşı da yolda, eve doğru geliyor bizim. neyse bizimki daha tuvalette, kapıda mavi bas bas bağırıyor ama asla susmadan. açıyor kapıyı mavi bey miyavlayıp merdivenlerden aşağı inip inip çıkıyor bizimkini aşağı çağırıyor. iniyorlar beraber en alt kata kadar miyavlayarak. bi bakıyor arkadaşı gelmiş eve oturuyor koltukta. salak mavi muhtemelen şey dedi ''oğlum gelsene lan aşağı biri geldi benim koltukta oturuyor bak şuna bi'' asjdakjshflf. çok dilli çok konuşkan ya. sıpa. (bkz:siyam kedilerinin aşırı konuşkan olması)

kedici kadın çekiciliği

yok bence böyle bir çekicilik. saçma bile buluyorum hatta. yok kedici kadın çekiciliği yok rakı içen kadın yok çay seven insan. kedi besliyorsa kedi seviyordur, çay içiyorsa çay seviyordur. her şeyin bu kadar edebiyatını yapmayı saçma buluyorum. yani sonuç olarak kedici bir erkeğin ne kadar mükemmel ya da sevilesi bir erkek olmaması ihtimali varsa, kadın için de bu böyle. çok da şey yapmamak lazım.

kedi köpek besleyen insanların evleri pistir algısı

kedicilerle ilgili bunu asla söylemem, kedilerin ne kadar pamuk gibi temiz hayvanlar oldukları malum. ama köpek beslenen evler için benim de ucundan kıyısından katıldığım bir durum bu, çok üzgünüm. köpekleri de çok ama çok seviyorum ama nasıl bakılırsa bakılsın kendine has bir kokusu var bu arkadaşlarımızın. ve temiz algıma uymayan bir koku. tuvalet için dışarı çıkarılıp geldiğinde dışarı bastığı patilerle eve basıyor ama biz kendimiz eve ayakkabılarla temiz olmayacağı için basmıyorken köpek bastığında bunu normal karşılamak bana biraz garip geliyor. ya da kedi kakasını yaptıktan sonra kendini dakikalarca yalıyorken köpek yapıyor ve tamam olay bitiyor. köpeklerin evin içinde bakılmaya uygun hayvanlar olduklarına hem köpek hem de sahibi için uygun hayvanlar olduğuna inanmıyorum, üzgünüm. inş linç yemem

kedi sözlük yazarlarının yaşadıkları şehirler

manisa, söke, kuşadası, erzincan, uşak, ankara. yerleşik hayata geçemiyorum bir türlü. evlatlarımla beraber bıkmış olsak da bu durumdan, yapacak bir şey yok.
  • /
  • 19

garfield

garfield'in favorisi ve o yumulası göbüşünün sırrı* olan lazanya nasıl hazırlanır sahnesi *

kedi yaşının insan yaşına oranı

3 aylık kedi 5 , 6 aylık kedi 10, 1 yaşındaki kedinin ise 15 insan yaşında kabul edilir. 2 yaşındaki kedi 24, bundan sonraki her yaş için 4 yaş ilave edilerek kabaca bir hesaplama yapılabilir.

yani;

1 yaş (15)
2 yaş (24)
3 yaş (28)
4 yaş (32)
5 yaş (36)
6 yaş (40)
7 yaş (44)
8 yaş (48)
9 yaş (52)
10 yaş (56)
11 yaş (60)
12 yaş (64)
13 yaş (68)
14 yaş (72)
15 yaş (76)
16 yaş (80)
17 yaş (84)
18 yaş (88)
19 yaş (92)
20 yaş (96)

pars

kedi sözlüğün ilk yazarı. admini. aramıza katılmasına sevindik, destekleri için teşekkürler.

ücretsiz sahiplendirme ilanları

kedimi sahiplenmeden evvel başka bi ilan için tam 2 saatlik yola araçla gittim. yaşlı bi teyze bütün akrabalarıyla küsmüş sırf bu evdeki kedilere bakabilmek için bu soğuk evde yaşıyorum dedi sokağa çıktık dışarda beslediği kedileri de gösterdi. ilandakini sorunca, ha o mu o geçici yuvasında falan diye geveledi. apartmandakilerle ettiği kavgayı anlattı... kıyamadım yine de bir kahvesini içtim kedi maması almıştım bagajdan çkardım ona verdim.. en son bana, acun u ara benim evim ısınmıyo kaloriferlerimi yaptırsın, sen ara bana randevu al teyzemi tanır, dedi. yorumlamam bu kadar.

kedilere kilo aldırmak

2 aylik prenses victoria hanimefendi kuru mamayi yesin diye atmadigim takla, kendim yiyormusum gibi yapmadigim taklit kalmadi. mama kabinin yanina çömelip bekleyince neredeyse tüm kaseyi yalayip yutuyor. saçma bir aliskanlik kazandirdim, nasil basardim bilmiyorum.

kedi yetiştiricileri veritabanı başlığı var diye kedi sözlükten çıkmak

ülkede hiçbir konuya profesyonel yaklaşamadığımız gibi bu konuda da çuvallamış durumdayız. bu yüzden de dünya kedi federasyonları'na gebe kalmış şekilde yolumuza devam ediyoruz. safkan ırkları korumak adına yapılan çalışmalar, soy takipleri, safkan ırkların devamını sağlamaya yönelik çalışmalar, eğitimler, seminerler. renk kodları, uyumları, ırk özellikleri, kedileri sosyalleştirmeye yönelik eğitimler. ama biz hala "yetiştiriciler ölsün" modundayız. bu kafayla da zaten safkan ırklarımızı koruyamadık. ankara kedisi sarmanla çiftleşti, van kedisi tekir ile. bütün kedilerimiz alaca bulaca. şimdi üniversiteler uyandı, çiftlikler falan oluşturup türk kedi ırklarını korumaya yönelik çalışmalar başlattılar, sağlıklı olanları seçip üretmeye başladılar ama çok geç kalındı . yine de hiç yoktan iyidir.

he bu arada kedilerimizin ırkını da koruyamadık, tescilleyemedik, ankara kedisi kıbrıs rum kesminin afrodit kedisi olarak dünyada yer buldu. van kedisi japon bobtail olarak, ankara kedisi amerikan maine coon veya honey bear olarak karşımıza çıktı. ne zaman birileri profesyonel bir çalışma içine girdi hemen taşladık.

sizler hala yetiştiriciler ölsün modunuza devam edin, cahilce yaklaşımınızı sürdürün. insanlar profesyonelce bu işin üstesinden geliyor, dünya üzerinde uzman kedi hakemleri yaratıyorlar, kedilerinin ırklarını koruyorlar ve ırkların devamını sağlamak adına birçok çalışma yapıyorlar. dünya üzerinde 1 tane allbreed türk hakem var mı? tabi ki yok. bu kafayla da olamaz zaten, olsa maazallah sokakta saldırırız sen nasıl olur da profesyonel kedi hakemi olursun diye?

ben bu tür çalışmaları sonuna kadar destekliyorum. türkiye'ye yurt dışından işin uzmanlarını getirtip eğitimler düzenleyen, seminerler veren derneklerin de yanındayım. kusura bakmayın ama herkes istediği ırk kediyle aile olmakta özgür. emeğe de saygı duymak lazım. yetiştiriciler kedici değil, sadece sizler kedicisiniz değil mi?

kedilerde mantar

bugün yeniden fark ettim ki, gerçekten de bu mantar illetinin henüz başındayken elma sirkesi ve bir parça pamuk bir haftaya kalmadan sorunu kökünden çözüyor.
daha önce ketoral şampuan deneyimimiz olmadı, olmasın diye de çırpındık.
çünkü malumunuz bir kediyi yıkamak, hele ki şampuanla yıkayıp durulamak bilinen en etkili işkencelerden,
bu sebeple evdekilere "hayır durun önce elma sirkesi deniyoruz gençler" diye direktiflerimde ısrar ettim, iyi ki etmişim.
ilerlemeden yakaladık önünü, ardını bu bıyık diplerindeki mantar illetini.
yıllar yıllar önce de bir yavru kediyi bildiğimiz hacı şakir sabunla yıkayıp, durulayıp pakladıktan sonra pamuklara sarıp sıcacık kucakta uyutma deneyimim olmuştu lakin bu bahsettiğim yıllar öncesinin yavru kedisi ağır mantardan muzdaripti, ağlaya ağlaya kesin ölecek gözüyle bakıyordum,
neyse ki muhteşem halam "dur bir yahu pisi, ölmeez beni dinle hacı şakirle sımsıkı bir yıkayalım, güzelce kurutalım sabah ola hayrola" dedikten ve yıkadıktan sonra o kesin ölecek dediğim yavru ertesi günün öğleden sonrasına kadar uyuyup, iştahı açılınca hacı şakir adlı sabunumuza da güvenmeye başladım.
lakin yine de ilk göz ağrım elma sirkesidir, mantar hadisesi fark edilir edilmez.

belki işine yarayanlar olur diye yazmadan geçemedim.

internet fenomeni kediler

yazarların kedilerinin isimleri

kedilerinizin isimlerini paylaşabileceğiniz başlık. benim 4 kedim var. isimleri greg, rowley, holly ve baylee.

sözlükte mesajların okunmaması sorunsalı

mesaj gönderdiğin yazarların online olmaması buna sebep olabilir mi? bana mesaj gönder okuyayım.

Toplam entry sayısı: 373

kedi sözlük birinci ankara buluşması

üç büyük şehirde birer buluşma ayarlamak çok güzel olur diye düşünüyorum. ankara buluşmamız için tarih mekan saat bilgimiz aşağıdaki şekilde.

isteyen yazarlar +1 arkadaş getirebilir yanında

tarih: 1 aralık 2018 cumartesi
saat: 16:00
yer: bahçeli 7 b'eat cafe & bistro

katılacağını belirten yazarlara özelden telefon numaramı gönderdim. haberleşebilmek kolay olsun.

katılanlar: (zaman zaman güncellenecek)

(bkz:kediliçe)
(bkz:münevver)
(bkz:keltox)
(bkz:milosscat)
(bkz:wichienmaat)
(bkz:kedivet)
(bkz:cadılarım)
(bkz:fonduethecat)
(bkz:müdür bu buna konuş)
(bkz:minef)
(bkz:tekirthecat)
(bkz:müzmüz)
(bkz:ecekl)
(bkz:missgaiga)
(bkz:dr minnak)
(bkz:nazlithecatgirl)

neden cins kedi

siyam kızım var, babam sayesinde karşıma çıktı ve enerjisinden büyülendim. scottish oğlum var, güzelliğine vuruldum. ukraynada bir üreticinin evinden birçok kedi arasından seçilerek geldi benim evime. ve evet güzelliği beni benden aldı. siyamımın köpek bakıyor hissi yaratması, benimle konuşması, bir gölge gibi arkamdan ayrılmaması, scottishiminse tam türünün özelliklerini taşıyıp oyuncu olması, gözlerinin fıldır fıldır yaramazlık araması, yuvarlak portakal kafası, yemeğe olağanüstü düşkünlüğü beni benden alıyor. her insana uygun bir kedi cinsi olduğuna inanıyorum. benimki scottish fold ve siyammış, tecrübeyle öğrendim. başka kedilere de bakmama rağmen bu böyle. illa cins kedi olsun gibi bir iddiam da yok, mesela iran kedisi bakmakta biraz zorlanırdım. biraz hantal, uykucu, sağlık problemi yaşamaya burun yapısından dolayı daha müsait vs vs. cins kedi bakmayan kedicilerin kafayı bu kadar bize takmasını biraz saçma buluyorum. kediseverlik yapmaya çalışırken cins olanları harcıyorlar gibime geliyor. cins kedi besleyen insanlar tekir de bakarım sarman da diyorken, bakmayanlar tutturmuş allah tutturmuş. ya arkadaş hepimiz bakalım kedi olsun bizim olsun ne fark eder. başlık sahibine ithafen değil tabi bu cümlelerim, genel konuşuyorum bu konuda çok doluyum.

anadolujet kedi taşıma prosedürü

aynı kafeste birbiriyle anlaşabilen ve kafesle beraber ağırlığı 8 kiloyu geçmeyen iki kediyi kabin içinde taşımak mümkün. kedimizin biletini alabilmek için, aşılarının tam olduğunu veteriner hekim imza ve kaşesiyle gösteren bir aşı karnesi ve yine veteriner hekim tarafından verilen, kedinin x tarihinde yolculuk yapmasında sağlıkla ilgili bir problem olmadığını belirten onayı istiyorlar. 8 kiloyu kutuyla beraber geçmeyen bir kedi için bilet fiyatı 70 türk lirası. 8 haftadan küçük veya anne sütünden kesilmemiş yavru kedi/köpek ve emziren anneler ile 8 haftadan büyük, 12 haftadan küçük kediler veteriner onayı olmadan taşınamıyor. kargo kompartımanında aynı kafes içinde bir anneden doğmuş, 8-24 haftalık, en fazla üç hayvan taşınabilmekte. hamile kedi taşımak zaten doğal olarak yasak. uçuştan en geç 6 saat önceye kadar rezervasyon yapmak gerekiyor. daha sonra kabul edilmiyor. zaten en mantıklısı bileti alır almaz rezervasyonu yaptırmak çünkü her uçuş için belli bir evcil hayvan kotası var. genelde dolmuyor ama işi garantiye almak gerek. kedimizin veye kedilerimizin check in ve kilo ölçü ile bilet işlemleri check in kontuarlarında yolcu ile birlikte yapılıyor. sadece ücretin ödendiği yer havalimanı içinde farklı. eğer evcil hayvanla seyahat ediyorsanız, 1 saat önce alana gidiyorsanız 2 saat önce gitmeniz en mantıklısı. işlemler her zaman tıkır tıkır yürümüyor. ayrıca x ray cihazından kedinizi çıkarıp kutuyu bir kere boş olarak geçirmeniz isteniyor güvenlik açısından. bu yüzden eğer takabiliyorsanız en mantıklısı bir vücut tasması takmak suretiyle yola çıkıp kendimizi garantiye almak. çünkü gürültü, kokular, insanlar kedimizi strese sokabiliyor. taşıma kafesi konusuna gelecek olursak, pet shoplarda 30-40 liraya satılan bildiğimiz plastik taşıma kutularının ölçüleri uçak yolculuğu için uygun. ama bir büyük boyunu, farklı modelin bir tık büyüğünü almak gibi bir hata sakın yapmayın. çünkü koltuk arasına asla sığmıyor. o yüzden ben kedili uçak yolculuklarımda kutuyu koltuk arasında tam sıfır sığdırıp ayaklarımı da kutunun üzerine koyuyorum. o ölçüler ve bahsettiğim kutular sıfıra sıfır düşünülerek yapılmış bence, dışına çıkmayın. yolculuktan en azından 1 saat önce mamayı suyu kaldırın önünden ki yolculuk esnasında strese girip kusma ihtimali olmasın. bunun dışında da önemli bir husus yok zaten, rahat rahat gidiliyor.

ecosin efer tablet

geri dönüş girim bu tabletle olsun istedim. haftalarca geçmeyen mantarı tam 6 günde geçiren, 10. günde mantarlı bölgelerde yeniden tüylenmeyi başlatan, ulan acaba benim bacağımda çıkana da faydası olur mu diye kendimde de denediğim ve ona bile fayda eden efsanevi ilaç. kullanım şu şekilde : bir adet ecosin tableti maksimum 2 litre suyun içine atıp tableti eritiyoruz. daha fazla su kullandığımızda etkisini tamamen kaybediyor. ben 2 kedim için 750 mililitre suda erittim. ve gayet de yetti. daha etkili yoğunluk için su miktarını ne kadar azaltırsak o kadar iyiymiş. bir kedi için yarım litre gayet yeterli oluyor tüm vücuda. ben püskürtmeli bir sprey şişesi edindim. hiç kullanılmamış, içine daha önce başka bir kimyasal girmemiş bir şişe tercih ettim. evet nerde kalmıştık. tableti atıyoruz suyumuzun içine ve 20-25 dakika öylece bekliyoruz. tablet çözünüp suya karışsın ve etki göstersin diye. sonra ecosinli suyumuzla kedimizin önce mantardan kabuklanmış, tüy dökmüş, kızarmış, açılmış olan yerlerini ıslatıp keseliyoruz. daha doğrusu peeling yapar gibi hafif hafif hareketlerle iyice yediriyoruz. ben şu pofidik banyo lifleri oluyor ya, onlardan minik bi parça kesip onunla yaptım bu işlemi. ıslatıp ıslatıp keseliyoruz kediciğimizi. tabi abartmadan tahriş etmeden yapıyoruz. anladınız siz işte. vücudunun her yerine bu şekilde uyguluyoruz ecosinli suyumuzu. tüy olan dökülmeyen yerleri tüyün üzerine değil direkt deriye gelecek şekilde uygulama yapmamız lazım. ve tüm vücut bittikten sonra hiçbir durulama kurulama yapmıyoruz. tüm suyu kullanıyoruz. su hazırlandıktan sonra maksimum 24 saat içinde kullanılmalı. uygulamadan önceki 5 gün boyunc başka hiçbir ilaç, krem, aşı vb olmaması lazım. eğer bu tarz bir tedavi denendiyse kedimizi 5 gün bekletmemiz gerekiyor. suyu tüm vücuda dediğim şekilde komple yedirip sonra bırakıyoruz. yalayabilir, yutabilir kendini yalarken. hiç sıkıntı yok. kimyasal bir ilaç olmadığı için problem yok. aslında vücuttaki mantarı yiyerek beslenecek başka bir mantar vermiş oluyoruz kedimize. kendisi de aslında bir tür toprak kökenli mantar,fakat sadece zararlı bakteri ve mantarları yiyerek besleniyor.deri üzerinde beslenecek zararlı bir mikroorganizma kalmadığında hiçbir yan etki göstermeden vücuttan atılıyor. 5 gün sonra kabukların yumuşamış, kızarıklığın azalmış olması gerekiyor. toplam yaklaşık 10 günde etkisini net şekilde görebiliyoruz. eğer ağır derecede mantar geçiriyorsa 2. uygulamayı da 14 gün sonra ilkiyle aynı şekilde yapıyoruz. ikinci uygulamadan sonra geçmeyen mantar yok galiba. inanılmaz efektif çünkü. tarım ve hayvancılık bakanlığından onayı var. içeriği pythium oligandrum isimli mikroorganizma. ben bir adet tableti 50 liraya temin ettim. birkaç gün sonra ikinci uygulamayı da yapacağım. oğlumda inanılmaz ilerlemiş durumda çünkü. çok ağır geçirdi o. hala bazı yerlerini kaşıyıp kanatıyor. kızımda ise hiç gerek kalmadı. boş tedavileri, zaten gelişmiş mantarı iyice artıran mantar aşısını, eczanelerde satılan kremleri, sirkeli suyu falan sollayıp geçer bir şey. 9 hafta geçmeyen mantarı geçirdi resmen. olağanüstü tavsiye ediyorum. aynı sıkıntıdan muzdarip olan kediciler buyursun alsın.

sokaktaki kediyi alıp eve kapatmak

dolu olduğum bir diğer konu. sokaktaki yaşam şartlarına uyum sağlamayı başarmış, sağlık problemi olmayan bir kediyi eve getirip kapatmayı çok saçma buluyorum. ya arkadaş yuva ihtiyacı olan, dışarda yaşayamacak ve hiç sokak görmemiş zaten bir sürü kedi varken sırf kendi zevkin için neden alışanı alırsın ki? çok minik olur, annesi olmaz, yaralı, bakımsız ve muhtaç olur amenna. ama aksi durumu çok mantıksız buluyorum. doğal düzene gereksiz müdahale olarak görüyorum.

kedi sözlük birinci ankara buluşması

üç büyük şehirde birer buluşma ayarlamak çok güzel olur diye düşünüyorum. ankara buluşmamız için tarih mekan saat bilgimiz aşağıdaki şekilde.

isteyen yazarlar +1 arkadaş getirebilir yanında

tarih: 1 aralık 2018 cumartesi
saat: 16:00
yer: bahçeli 7 b'eat cafe & bistro

katılacağını belirten yazarlara özelden telefon numaramı gönderdim. haberleşebilmek kolay olsun.

katılanlar: (zaman zaman güncellenecek)

(bkz:kediliçe)
(bkz:münevver)
(bkz:keltox)
(bkz:milosscat)
(bkz:wichienmaat)
(bkz:kedivet)
(bkz:cadılarım)
(bkz:fonduethecat)
(bkz:müdür bu buna konuş)
(bkz:minef)
(bkz:tekirthecat)
(bkz:müzmüz)
(bkz:ecekl)
(bkz:missgaiga)
(bkz:dr minnak)
(bkz:nazlithecatgirl)

sokaktaki kediyi alıp eve kapatmak

dolu olduğum bir diğer konu. sokaktaki yaşam şartlarına uyum sağlamayı başarmış, sağlık problemi olmayan bir kediyi eve getirip kapatmayı çok saçma buluyorum. ya arkadaş yuva ihtiyacı olan, dışarda yaşayamacak ve hiç sokak görmemiş zaten bir sürü kedi varken sırf kendi zevkin için neden alışanı alırsın ki? çok minik olur, annesi olmaz, yaralı, bakımsız ve muhtaç olur amenna. ama aksi durumu çok mantıksız buluyorum. doğal düzene gereksiz müdahale olarak görüyorum.

neden cins kedi

siyam kızım var, babam sayesinde karşıma çıktı ve enerjisinden büyülendim. scottish oğlum var, güzelliğine vuruldum. ukraynada bir üreticinin evinden birçok kedi arasından seçilerek geldi benim evime. ve evet güzelliği beni benden aldı. siyamımın köpek bakıyor hissi yaratması, benimle konuşması, bir gölge gibi arkamdan ayrılmaması, scottishiminse tam türünün özelliklerini taşıyıp oyuncu olması, gözlerinin fıldır fıldır yaramazlık araması, yuvarlak portakal kafası, yemeğe olağanüstü düşkünlüğü beni benden alıyor. her insana uygun bir kedi cinsi olduğuna inanıyorum. benimki scottish fold ve siyammış, tecrübeyle öğrendim. başka kedilere de bakmama rağmen bu böyle. illa cins kedi olsun gibi bir iddiam da yok, mesela iran kedisi bakmakta biraz zorlanırdım. biraz hantal, uykucu, sağlık problemi yaşamaya burun yapısından dolayı daha müsait vs vs. cins kedi bakmayan kedicilerin kafayı bu kadar bize takmasını biraz saçma buluyorum. kediseverlik yapmaya çalışırken cins olanları harcıyorlar gibime geliyor. cins kedi besleyen insanlar tekir de bakarım sarman da diyorken, bakmayanlar tutturmuş allah tutturmuş. ya arkadaş hepimiz bakalım kedi olsun bizim olsun ne fark eder. başlık sahibine ithafen değil tabi bu cümlelerim, genel konuşuyorum bu konuda çok doluyum.

anadolujet kedi taşıma prosedürü

aynı kafeste birbiriyle anlaşabilen ve kafesle beraber ağırlığı 8 kiloyu geçmeyen iki kediyi kabin içinde taşımak mümkün. kedimizin biletini alabilmek için, aşılarının tam olduğunu veteriner hekim imza ve kaşesiyle gösteren bir aşı karnesi ve yine veteriner hekim tarafından verilen, kedinin x tarihinde yolculuk yapmasında sağlıkla ilgili bir problem olmadığını belirten onayı istiyorlar. 8 kiloyu kutuyla beraber geçmeyen bir kedi için bilet fiyatı 70 türk lirası. 8 haftadan küçük veya anne sütünden kesilmemiş yavru kedi/köpek ve emziren anneler ile 8 haftadan büyük, 12 haftadan küçük kediler veteriner onayı olmadan taşınamıyor. kargo kompartımanında aynı kafes içinde bir anneden doğmuş, 8-24 haftalık, en fazla üç hayvan taşınabilmekte. hamile kedi taşımak zaten doğal olarak yasak. uçuştan en geç 6 saat önceye kadar rezervasyon yapmak gerekiyor. daha sonra kabul edilmiyor. zaten en mantıklısı bileti alır almaz rezervasyonu yaptırmak çünkü her uçuş için belli bir evcil hayvan kotası var. genelde dolmuyor ama işi garantiye almak gerek. kedimizin veye kedilerimizin check in ve kilo ölçü ile bilet işlemleri check in kontuarlarında yolcu ile birlikte yapılıyor. sadece ücretin ödendiği yer havalimanı içinde farklı. eğer evcil hayvanla seyahat ediyorsanız, 1 saat önce alana gidiyorsanız 2 saat önce gitmeniz en mantıklısı. işlemler her zaman tıkır tıkır yürümüyor. ayrıca x ray cihazından kedinizi çıkarıp kutuyu bir kere boş olarak geçirmeniz isteniyor güvenlik açısından. bu yüzden eğer takabiliyorsanız en mantıklısı bir vücut tasması takmak suretiyle yola çıkıp kendimizi garantiye almak. çünkü gürültü, kokular, insanlar kedimizi strese sokabiliyor. taşıma kafesi konusuna gelecek olursak, pet shoplarda 30-40 liraya satılan bildiğimiz plastik taşıma kutularının ölçüleri uçak yolculuğu için uygun. ama bir büyük boyunu, farklı modelin bir tık büyüğünü almak gibi bir hata sakın yapmayın. çünkü koltuk arasına asla sığmıyor. o yüzden ben kedili uçak yolculuklarımda kutuyu koltuk arasında tam sıfır sığdırıp ayaklarımı da kutunun üzerine koyuyorum. o ölçüler ve bahsettiğim kutular sıfıra sıfır düşünülerek yapılmış bence, dışına çıkmayın. yolculuktan en azından 1 saat önce mamayı suyu kaldırın önünden ki yolculuk esnasında strese girip kusma ihtimali olmasın. bunun dışında da önemli bir husus yok zaten, rahat rahat gidiliyor.

kedilerde corona virüsü

kedimde bundan bir ay kadar önce olduğunu öğrendiğimiz fcov virüsünün açılımı. aslında kedilerin yüzde 80-90ında mevcut olan çok ama çok yaygın bir virüs. kedi bu virüsle bir ömür boyu taşıyıcı olarak hiç problem olmadan yaşayayabiliyor. bu genel durumda olan. kötü ihtimal fcov virüsünün mutasyona uğrayıp fip virüsüne dönüşmesi. çünkü fip henüz ne aşısı ne tedavisi bulunmamış, ölümcül bir hastalık. ancak bunun yuz kediden ikisi ile beşi arasında olduğunu düşünürsek, iyi bakılan bir kedinin fipten kaybedilme ihtimali tabi düşük oluyor. stresten uzak, kaliteli bir yaşamla bu yüzde ikilik ihtimal uzaklaştırılıyor. yani fcov virüsünün fip virüsüne dönüşme ihtimali azaltılmış oluyor. bir kedi corona virüsünü her yerden ama her yerden kapabilir. dışardaki bir hayvandan, kuştan, ağaçtan, dışarda giyip evde çıkardığımız ayakkabıdan ve daha bir sürü yerden. o yüzden corona tasiyicisi olsa da olmasa da kedimizin sagligi için temizliğe olaganustu dikkat etmeliyiz. ve coronanın fip virüsüne dönüşmesi, bağışıklık sisteminin düşük olduğu anlarda çok daha güçlü bi ihtimal haline geliyor. bundan dolayı bagisiklik sistemini her zaman yuksek tutmaya dikkat etmek gerekiyor. bizim tedavi sürecimiz ve virüsün varlığını fark etmemiz, benim kızımın yabancı cisim yutup kusmaya başlaması ve ishali ile tesadüfen oldu. tedavi süreci ve yabancı cisim yutma olayını ayrıca bir giride anlatacağım yine. aman dikkat edin, sakındığım gözümün bebeğine çöp battı resmen. kediliçe kedilerimizi korusun -,-

sokaktaki kediyi alıp eve kapatmak

dolu olduğum bir diğer konu. sokaktaki yaşam şartlarına uyum sağlamayı başarmış, sağlık problemi olmayan bir kediyi eve getirip kapatmayı çok saçma buluyorum. ya arkadaş yuva ihtiyacı olan, dışarda yaşayamacak ve hiç sokak görmemiş zaten bir sürü kedi varken sırf kendi zevkin için neden alışanı alırsın ki? çok minik olur, annesi olmaz, yaralı, bakımsız ve muhtaç olur amenna. ama aksi durumu çok mantıksız buluyorum. doğal düzene gereksiz müdahale olarak görüyorum.

parayla kedi almak

insan çocukları bile huyuna suyuna göre farklı farklı kişiliklere sahipken kedilerde de durum farklı değil. ve bu sebepten farklı insan kişiliklerine uygun farklı kedilerin olması çok doğal. hal böyleyken kendisine uygun olan cinsi imkan varsa sahiplenen yoksa satın alan insanlar bana garip gelmiyor. scottish oğlum da ukraynada bir evden satın alınarak bana hediye geldi. siyam kedimi ise sahiplendim. bence bir evcili sahiplenirken takılmamız gereken konu onu satın mı alındığı yoksa ücretsiz mi sahiplenildiği değil. olay evcillerimizi sahiplendiğimiz evde, pet shopta, çiftlikte ya da yerde onların nasıl bakıldığı daha çok. aldığımız kişi üretme niyetiyle dişiyi damızlık yapıp mı yavruları satıyor? sütten erkenden kesip mi veriyor? bebeklik mamalarını aşılarını takip ediyor mu? bunlar asıl önemli olan. bu şartların tümünü karşılayan bir insan ettiği masrafın karşılığını istemekte sonuna kadar haklı. insan yavrusu değil ki bu bir tanesini büyüt okut evlendir gibi olsun. hepimiz biliyoruz ki bir evcile her anlamda çok iyi bakabilmek ciddi manada masraf isteyen bir şey. kediler doğuruyor rahat 3-4 tane zaten, masraf iyice katlanıyor. bence uygun ve en iyi şartlar sağlandığı takdirde bunun karşılığını beklemek çok doğal. işi ticarete dökmekten bahsetmiyorum, yanlış anlaşılmasın. ticarete dökmek demek zaten yavruların da annenin de ömrünü kısaltmak demek. dediğim gibi olay evlatlarımızın geldiği yerde onlara iyi şartlar sağlanması. evde bakılan herhangi bir scottish fold kediyi 1000 liraya facebook gruplarında bulmak gayet kolay. öyle pet shoplardaki gibi 2500-3000 falan değil. o adamlar zaten tüccar. zaten esnaf. ne kitlerse kitliyor. evden 1000 liraya alınan bir scottish için düşünelim. 2 ay boyunca anne kedinin hamileliği ve artan iştahı sonucu mama ihtiyacı artıyor. e annenin aşıları var. 4-5 bebek doğursa 1 aylık olduklarında kuru mamaya geçiyorlar. normal bir bebek kedi 2 falan değil 3 aylık olunca sahiplendirilmeli diye düşünüyorum. 3 ayda zaten bu hayvan sütten kesiliyor kendi kendine çünkü annenin sütü bitiyor. 2 ayda hala emiyorlar. e ne oldu bi de 4-5 yavrunun iki ayda yedikleri mama masrafı eklendi. bitti mi? hayır. kum derdi var. kedisi doğuranlar bilir ki bebek kediler olduğu zaman bir de çılgın bi kum masrafı ekleniyor. daha bir de 4-5 kedinin iç dış parazitleri var. 1 aylık olduklarında başlanıyor. karma 1-2 kuduz lösemi aşıları ekleniyor buna 7 haftalık olduklarında. her şey çarpı 4 veya 5 tabi. şimdi bu şartlar altında saydıklarımın tümünü sağlayan bilinçli bir insandan verdiği emek ve masrafın karşılığı olarak ücret talep etmesini oldukça doğal buluyorum. ticareti asla desteklemiyorum ama bunlar somut verilerle 4-5 yavru kedi ve annemizin bakımı için edilen masraflar. bizim takılmamız satın alınıp alınmadığı olmamalı. evlatlarımız geldikleri yerlerde nasıl bakılıyor olmalı. zaten bunu asıl odağımız haline getirirsek ve buna uygun davranıp insanları bu konuda ciddi manada bilinçlendirmeyi başarabilirsek, zaten talep azaldıkça arz da azalır ve önüne geçeriz ticari kaygının. söyleyeceklerim bu kadar teşekkür ederim

anne altından yavru

yahu ne gereksiz şeylere takılınıyor böyle.. yani diyor ki yetişkin değil, sütten kesilip verilecek yavru kedi. böyle boş boş bunlara takılana kadar sokak hayvanları için ne yapabilirim diye düşünülse çok daha iyi şeyler yapılmış olur. anca birbirinizi yiyin.. ayrıca sözlüğü de beğenmiyorsanız, kapatın hesabınızı gidin. çok zor değil.

neden cins kedi

siyam kızım var, babam sayesinde karşıma çıktı ve enerjisinden büyülendim. scottish oğlum var, güzelliğine vuruldum. ukraynada bir üreticinin evinden birçok kedi arasından seçilerek geldi benim evime. ve evet güzelliği beni benden aldı. siyamımın köpek bakıyor hissi yaratması, benimle konuşması, bir gölge gibi arkamdan ayrılmaması, scottishiminse tam türünün özelliklerini taşıyıp oyuncu olması, gözlerinin fıldır fıldır yaramazlık araması, yuvarlak portakal kafası, yemeğe olağanüstü düşkünlüğü beni benden alıyor. her insana uygun bir kedi cinsi olduğuna inanıyorum. benimki scottish fold ve siyammış, tecrübeyle öğrendim. başka kedilere de bakmama rağmen bu böyle. illa cins kedi olsun gibi bir iddiam da yok, mesela iran kedisi bakmakta biraz zorlanırdım. biraz hantal, uykucu, sağlık problemi yaşamaya burun yapısından dolayı daha müsait vs vs. cins kedi bakmayan kedicilerin kafayı bu kadar bize takmasını biraz saçma buluyorum. kediseverlik yapmaya çalışırken cins olanları harcıyorlar gibime geliyor. cins kedi besleyen insanlar tekir de bakarım sarman da diyorken, bakmayanlar tutturmuş allah tutturmuş. ya arkadaş hepimiz bakalım kedi olsun bizim olsun ne fark eder. başlık sahibine ithafen değil tabi bu cümlelerim, genel konuşuyorum bu konuda çok doluyum.

leyla17

terbiyesiz, çirkinlik abidesi bir yazar bozuntusu. saygı ortamında tartışamayacak kadar aşağılıkça ifadeler ve benzetmeler kullanan iğrenç kişilik. cat wins in yazdığı her şeye sonuna kadar katılıyorum, elimde olsa 2 kere favoriye atardım. şu sözlükte ilk defa bir yazarın girilerini şikayet etme kısmında açıklama yapmaya gerek yok gayet açık her şey yazıp şikayet ettim. kedi sözlüğün uçurulması gereken ilk yazarı.