parayla kedi almak
bir tarafım satın alma sahiplen diyor. diğer tarafım bastır parayı şöyle pamuk gibi british al diyor. bilemedim sözlük ne yapayım? aklımda deli sorular...
her güzelliğin bir bedeli var.
sokakda yaşayan yavrulardan çok minnoş kediler çıkabiliyor özellikle annesi insancıl ve sakinse. cins kediler her zaman alıcı bulur. ama sokaktan bir kedi almak onun hayatını kurtarır
hayvan ticaretini de insan ticaretinden ayrı tutmam ben. sahiplenin satın almayın.
hangisini tercih ederseniz edin sonuçta kedici olacaksınız. sokaktan evlat edinmeniz sizi dünyanın en iyi kedicisi yapmadığı gibi satın almanız da kötü kedici yapmayacaktır.
satın alma, sahiplenme de, evlat edin. aferin
bende hep cins kedim olsun istedim ama kapımın önüne gelen minnak tekiri sahiplenmek daha güzel oldu ve çok yakışıklı bir tekirim var ha satın almak da bi seçenek ama dışarıda bir sürü yardım bekleyen can olduğu sürece çok da satın alınması taraftarı değilim
ırk kedi arayan
bedavacılar var. ben de buna karşıyım. kedi arıyorsan sokakta bolca var al, sahiplen, evlat edin. hem ırk kedi olsun hem beleş olsun isteyenlere karşıyım. ırk garantisi verilmesinin altında bolca emek ve çalışma var. safkan van kedisi veya safkan ankara kedisini de bedavaya bulamazsınız, çünkü onun da alt zemininde ciddi bir emek vardır. ırk kedi yetiştiricileri de emeklerinin karşılığını istiyorlar sadece, karşıyım demekle bitmiyor iş. karşıysan almazsın olur biter. tabi bir ırk kediye 4-7bin tl arası para isteyen vicdansızları bundan ayrı tutuyorum, ciddi şerefsizler.
insan çocukları bile huyuna suyuna göre farklı farklı kişiliklere sahipken kedilerde de durum farklı değil. ve bu sebepten farklı insan kişiliklerine uygun farklı kedilerin olması çok doğal. hal böyleyken kendisine uygun olan cinsi imkan varsa sahiplenen yoksa satın alan insanlar bana garip gelmiyor. scottish oğlum da ukraynada bir evden satın alınarak bana hediye geldi. siyam kedimi ise sahiplendim. bence bir evcili sahiplenirken takılmamız gereken konu onu satın mı alındığı yoksa ücretsiz mi sahiplenildiği değil. olay evcillerimizi sahiplendiğimiz evde, pet shopta, çiftlikte ya da yerde onların nasıl bakıldığı daha çok. aldığımız kişi üretme niyetiyle dişiyi damızlık yapıp mı yavruları satıyor? sütten erkenden kesip mi veriyor? bebeklik mamalarını aşılarını takip ediyor mu? bunlar asıl önemli olan. bu şartların tümünü karşılayan bir insan ettiği masrafın karşılığını istemekte sonuna kadar haklı. insan yavrusu değil ki bu bir tanesini büyüt okut evlendir gibi olsun. hepimiz biliyoruz ki bir evcile her anlamda çok iyi bakabilmek ciddi manada masraf isteyen bir şey. kediler doğuruyor rahat 3-4 tane zaten, masraf iyice katlanıyor. bence uygun ve en iyi şartlar sağlandığı takdirde bunun karşılığını beklemek çok doğal. işi ticarete dökmekten bahsetmiyorum, yanlış anlaşılmasın. ticarete dökmek demek zaten yavruların da annenin de ömrünü kısaltmak demek. dediğim gibi olay evlatlarımızın geldiği yerde onlara iyi şartlar sağlanması. evde bakılan herhangi bir scottish fold kediyi 1000 liraya facebook gruplarında bulmak gayet kolay. öyle pet shoplardaki gibi 2500-3000 falan değil. o adamlar zaten tüccar. zaten esnaf. ne kitlerse kitliyor. evden 1000 liraya alınan bir scottish için düşünelim. 2 ay boyunca anne kedinin hamileliği ve artan iştahı sonucu mama ihtiyacı artıyor. e annenin aşıları var. 4-5 bebek doğursa 1 aylık olduklarında kuru mamaya geçiyorlar. normal bir bebek kedi 2 falan değil 3 aylık olunca sahiplendirilmeli diye düşünüyorum. 3 ayda zaten bu hayvan sütten kesiliyor kendi kendine çünkü annenin sütü bitiyor. 2 ayda hala emiyorlar. e ne oldu bi de 4-5 yavrunun iki ayda yedikleri mama masrafı eklendi. bitti mi? hayır. kum derdi var. kedisi doğuranlar bilir ki bebek kediler olduğu zaman bir de çılgın bi kum masrafı ekleniyor. daha bir de 4-5 kedinin iç dış parazitleri var. 1 aylık olduklarında başlanıyor. karma 1-2 kuduz lösemi aşıları ekleniyor buna 7 haftalık olduklarında. her şey çarpı 4 veya 5 tabi. şimdi bu şartlar altında saydıklarımın tümünü sağlayan bilinçli bir insandan verdiği emek ve masrafın karşılığı olarak ücret talep etmesini oldukça doğal buluyorum. ticareti asla desteklemiyorum ama bunlar somut verilerle 4-5 yavru kedi ve annemizin bakımı için edilen masraflar. bizim takılmamız satın alınıp alınmadığı olmamalı. evlatlarımız geldikleri yerlerde nasıl bakılıyor olmalı. zaten bunu asıl odağımız haline getirirsek ve buna uygun davranıp insanları bu konuda ciddi manada bilinçlendirmeyi başarabilirsek, zaten talep azaldıkça arz da azalır ve önüne geçeriz ticari kaygının. söyleyeceklerim bu kadar teşekkür ederim
her ne kadar her türlü canlının ticari bir amaca konu edilmesi vicdanımı rahatsız etse de, benim de yapmış olduğum eylemdir.
bir yanım "
satın alma sahiplen" derken; öteki yanım "barınaktan sahiplenmek ile petshoptan almak arasındaki tek fark maalesef ki para. ben almazsam yine bir başkası alacak, sonuçta birisi alana kadar kafeste bekleyecek." diyerek ikilemde bırakıyor.
barınakların şartları pek parlak olmadığından barınaktan almak daha vicdani geliyor bana.
almadı.
almıyordu.
almayacaktı.
çünkü; bir canlıya ırk,tür,cins ayrımcılığı yapmak ve para karşılığı alıp satmak, etik gelmiyordu.
candır,
her türlüsü candır.
gönül ister ki, sokaklardaki bebeklerden/canlardan sahiplenilsin alınsın,
fakaat,
"way efendim sen nasıl parayla hayvan alırsın" işine girersek çıkamayız.
birimiz der ki, "e petshop hayvanı da zor durumda",
ötekimiz der ki, "e sen satın almazsan satılmaz",
berikimiz der ki," hadi ben almayayım, oradaki canlar ne olacak?",
bu konu her yönden handikap maalesef.
ha şu olur, çıkar aramızdan bir babayiğit, girer meclise, konuşturur siyasi nüfuzunu ve çıkartır yasayı bir gecede;
"yarın sabah itibari ile ülke sınırları içindeki bütün petshoplar hayvan satışını durduracak ve ellerindeki bütün hayvanlar isteyenlere sahiplendirilecek ve bundan sonra hiç bir şekilde hayvan satışı yapılmayacak",
işte o zaman can baş üzerine.
yani kısaca ve naçizane demem o ki,
hükümete başvurunuz efendiler, çözüm aha tam orada.
3 tane kedim var, ikisini sokaktan birini de sahiplendirme sayfasından evlat edindim. sokaktan sahiplendiğim iki kedi de uzun tüylü, hele bir tanesine cinsi ne diye sormayan çıkmadı. muhtemelen kırmalar ve ikisi de hastalıktan perişan halde geldi bana. sahipsiz sokak hayvanları sorununa o yavruların perişanlığına katkısı falan yok kedi yetiştirip satmanın diyen olursa diye başta belirtmek istedim bunu da.
ihtiyaca, mizaca göre kedi yetiştirmek gerekliliği diye bir şey olamaz. köpek olsa tamam, koruma köpeği, engelliler için yardımcı köpek, polis köpeği vs çok anlaşılabilir o zaman deriz bu cins köpek şu alanda çok verimli , bu cins çok iyi koku alır şurada görev yapar falan ama kedi yani, fare avcılığı yapacak desen hepsinde bulunur o maharet. her ne ise herkes biliyor zaten, insanlar istediği kadar ben satmıyorum masrafımı alıyorum dese de karşılığında para alıyorsun ticaret bu üç tane satmışsın 100 tane satmışsın, o 1000 liraya satmış sen 100 liraya satsan bile hiç bir farkı yok. herhalde kedici olmak ile hem kedici hem hayvansever olmak arasında fark var. bu yüzde bir kedici nasıl kedilerin üretilip satılmasını mantıklı bulur diye şaşırmamak lazım galiba.
ayrıca, onun da o kafesten kurtarılmaya ihtiyacı vardı gibi yanlış bir düşünce ile petshoptan evcil hayvan alanlar bilmeli ki o kafese yeni bir tutsak konulmasına, bir bebeğin annesinden erkenden ayırılmasına, bir annenin yeni bir doğuma zorlanmasına destek oldunuz sadece.
nora'ya ek olarak şunu demek isterim. cins kedi diye gidip satın almayın netice de her kedinin kendine has cinslikleri olacak. hem dost satın alınmaz.
sokak kendisini sahiplenmek varken .
para ile yavrusunu satan biri dedi ki, " insanlar bedel ödemezse önemsemiyor. onun için para ile satıyorum " gerçekten sevmeyenler için geçerli sanki, ama benim için değil. hafif bir iç bulantısı ile ufaktan uzaklaştım kedi satıcısından.
kedi olan bir eve asla giremezdim ben. fakat saçma sapan bir avm’de kızımla karşılaştıktan sonra benim için herşey değişti.dükkana girip kucağıma aldıktan 10 dakika sonra sıfır bilgi ile oradan kızımla çıktık.hatta adam mamanın,kumun en kötüsünü elime verip öyle yollamıştı beni. maalesef para ödedim.
hayvan bakımından,sorumluluğundan habersiz şekilde başladım herşeye.
ama sonuç olarak onun sayesinde hayvanlara,haklarına,sokakta yaşayan dostlara bakış açım değişti.
3 senedirde hem evladım,hem en yakın arkadaşım.
satın alma olayının ne kadar büyük bir yanlış olduğunu onunla uzun süreler geçirip dışarıda yaşayan dostları düşündüğünüzde anlayabiliyorsunuz.
parayla olunca alışamıyor insan nedense. ticaret olduğu için mi acaba.