hayvanları koruma kanunu

2013 yılında gündeme gelmiş, sonrasında ötelenmiş, sahipsiz hayvanları öldürmeyi amaçlayan kanundu. o dönemde hayvan sever ve vicdan sahibi halk sokaklara dökülmüş, gösteriler yürüyüşler yapılmıştı. üzerinden yıllar geçmiş olsa da mevcut hükümet hiçbir aksiyon almadı. sokaklardaki köpekler belediyeler tarafından kısırlaştırılmadı, barınaklar uygun hale getirilmedi. ülkede köpek popülasyonu arttı. köpek saldırısı haberleri medya tarafından şişirildi. gelinen noktada yıllarca hiçbir şey yapmamış olan ülke yönetimi köpekleri toplatıp öldürerek çözüme gitmeye çalışıyor. yıllar önce 1910'da 80bin köpek hayırsız ada'ya terk edilmiş ve birbirlerini yiyerek hayatta kalma mücadelesi veren köpeklerin tamamı ölmüştü. 1910 yılındaki bu utanç tarihimizde yer alıyorken buna benzer bir utanç için tekrar zemin hazırlanıyor. diyanet bütçesinin %1'i ile bu köpeklerin hepsi kısırlaştırılabilir ve yaşatılabilir. kısırlaştırma takibi yapıldığı sürece de popülasyon yıllar içinde azaltılabilirdi. kendi lüks yaşantılarından başka hiçbir konuya bütçe ayıramayan hükümet yine yok etme politikasıyla vicdansız bir olaya imza atacak gibi görünüyor. çok bilgim yok ama, müslümanlar demez miydi "allahın verdiği canı ancak allah alır" diye. bunlarda ne din, ne vicdan, ne de haysiyet var.