nora

Durum: 130 - 0 - 0 - 0 - 08.11.2018 01:03

Puan: 3759 - Minnak Kedici

6 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazarkedi.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 7

baytar

o halde baytarın da vet.hekimin de iyisine can kurban. şüphesiz ki insan hekiminden daha meşakatlidir işleri. insan ağrısının tarifini iyi kötü yapabilir, şikayetini anlatabilir ama vet. hekim bunu kendi çözmek zorundadır. bir de uzmanlık alanlarına göre ayrılsalar ve eğitimlerini meslekleri boyunca sürdürseler ve de petshop ürünlerine ağırlık vermeseler kliniklerinde, yani ticaretle sağlığı ayırsalar çok daha iyi olacak.

kedi ve oyun

oyun, kedilerin vazgeçilmez aktiviteleri arasında ilk üçe girer. sanırım ilk ikisini uyku ve temizlenme olarak sayabiliriz. eğer kedinizin kendine güveni ile ilgili sorun yaşadığını düşünüyorsanız, herhangi bir sağlık sorunu yokken bile genel halini keyifsiz veya agresif olarak değerlendiriyorsanız ve buna çözüm arıyorsanız ilacı elinizin altında. yerde yuvarlayacak küçük bir topunuz yoksa buruşturup yuvarlayabileceğiniz bir sayfa a4 kağıdınız mutlaka vardır ve kedi için ikisi de aynı değerdedir. bir kedi oltanız yoksa kedi oltasına benzer bir şey yapabileceğiniz türlü materyaller her evde bulunur ve kediniz tasarladığınız oyuncağa garanti bayılacaktır. yeter ki onunla oyun oynayacak vakti yaratın, enerjisini atabileceği enerjiyi ayırın.

bir sürü oyuncak alıp kedinizin önüne koyup oynamasını beklerseniz oyuncakları keşfettikten bir süre sonra sıkılacaktır. yavru kediler oyuncaklara daha ilgilidir, kendi başına uzun süre oynayabilir ama yetişkin bir kedinin ihtiyacı olan şey aslında oyuncaklarla birlikte bir de oyun arkadaşıdır. bunu kedinizle paylaştığınızda size olan sevgisi, güveni artacak aranızda ki bağ daha da kuvvetlenecektir.

kedi ile oyunun mucizeleri hakkında kendimden bir örnek vereyim, kediciler kapılar konusunda çok dikkatlidir. içeri girip çıkarken kimin kapı arkasında dışarıya fıymak için nöbet tuttuğunu kimin aralık kalmış bir kapının cazibesine dayanamayacağını iyi bilir. ben de bu konuda doğal olarak dikkatliyim ama 2 yıl önce ben evde yokken misafirim kapıyı aralık unutmuş. eve geldiğimde kızım yoktu. sonunda kapının aralık kaldığını anladık. aradım taradım ama bulamadım. 3. katta oturuyorum. yaklaşık 3 saat sonra 1. katta oturan komşu kapıyı çalıp bahçede yaralı bir kedi olduğunu söyledi. koştum ve korktuğum gibi kızım yerde hareketsiz yatıyordu, ağzında kan vardı. sonradan incelediğimde çatıya çıktığını ve oradan düştüğünü fark ettim. çatıdan düşerken 3. kat balkon demirlerinde asılı saksıya çarpmış. bu onun düşme esnasında dengesini sağlayamamasına sebep olmuş tahminimce. ( düşme esnasında ille de denge sağlayıp estetik bir iniş yapacaklar diye bir kaide yok tabi, her düşüş kedi için tehlikelidir ) çok şükür ağız içinde basit bir yara dışında iç organlarında bir hasar veya iskelette bir kırılma yoktu ama travmaya bağlı olarak kasları işlevini kaybetmişti. yani felç olmuştu. sadece başını oynatabiliyordu. kaslarını güçlendirecek ilaç desteği dışında yapılacak bir şey de yoktu. iyileşmesi ne kadar sürecekti, iyileşecek miydi belli değildi. tabi ki ona özenle baktım ama bunun dışında onunla her gün oyun oynadım. patisini bile kıpırdatamayan bir kediyle nasıl oyun oynanır derseniz, başını ilgiyle oyuncağın gittiği yöne çevirmesi bile yeterliydi. gözleriyle oynuyordu. günler geçtikçe oyuncağa uzanabilmek için patisini oynatmaya başladı ve böyle böyle 2 ay içinde hızla iyileşti. sadece arka sağ bacağında yanlızca benim anlayabildiğim bir hasar kaldı. hasar dediğim de patisinin zeminde çıkardığı sesin farklılığından anladığım bir şey. yoksa yürüyüşünde bir aksama bile kalmadı şükür. kızım eninde sonunda iyileşecekti ama muhtemelen daha uzun sürecekti ve o uzun süre boyunca mutsuz olacaktı. bu deneyimimden yola çıkarak, hasta bir kedi ile ilgileniyorsam her zaman veteriner hekimin yazdığı ilaçlar arasına oyunu da mutlaka eklerim. hep de işe yaradığını gördüm.

velhasıl mutlu sağlıklı bir kedi için oyun, kaliteli bir mama kadar mühim, pas geçmeyin.

van kedisi

mahallemizde bir tane sokak kedisi olarak mevcut. erkek. kasabın oralarda takılıyor. nasıl asil ve nezaketli bir görüntüsü var. yaz aylarında bahçemize ziyaretler yapıyor ama bizim cadılar tarafından bi güzel yolunup gönderiliyor. kızları karşıma alıp, bakın dedim. madem ille de bebek yapacaksınız ne diye bu yakışıklı bu kibar, asil delikanlıyı değerlendirmiyorsunuz? neden ille de haydut görünümlü koca kafalı yüzü gözü çizik içinde olan kedilerden yapıyorsunuz bu bebekleri ? pamuk pamuk bi gözü maviş bi gözü ela bebişleriniz olsa fena mı olur ? ama dinleyen kim.

yazarların klinik önerileri

bursa için

canvet veteriner kliniği, kestel ilçesinde : batı bölgesine kıyasla klinik ücretleri daha uygun, hekimi deneyimli


burvet veteriner kliniği, nilüfer ilçesinde : hasta yatış bölümleri steril, 24:00'a kadar açık.


armilla veteriner kliniği, osmangazi ilçesinde: donanmlı klinik, deneyimli hekim, güler yüzlü yardımcı personel

kediyi öpmek

şu acziyeti hayal edin

kucağımda yatıyor, pamuk tüylerini okşuyorum o da mırıl mırıl gevşemiş ve ben kendimi kaybedip öpüvermişim o anda patiyi yemiş ve o kucağımdan fırlayıp uzaklaşmışken arkasından şöyle yalvarıyorum " özür dilerim özür dilerim yemin ederim yanlışlıkla öptüm "

eve yeni kedi geldiğindeki kıskançlık sorunlarını aşma yöntemleri

kedilerin huyu suyu çok önemli ama daha önemlisi cinsiyetleri ve yaşları. 2. gelen kedi yavru ise endişelenecek hiç bir şey yok. ilk kedi onu tehdit olarak görmeyecek daha çok ona bir süre oyuncağı yada hizaya sokulması gereken küçük bir sorun olarak bakacak, öyle davranacaktır. yavruyu biraz itip kakar ama bir hafta içinde onu yalayıp temizlemeye başlar böylece aralarında bağ kurulur. fakat 2. kedi ilk kedi gibi yetişkinse bazı sorunlar olacaktır. ama zamanla aşacaklardır. en kötü senaryo bana göre şu ilk kedi yetişkin erkek ikinci gelen kedi de yetişkin erkekse işte belaya bulaştığınızın resmi.


şurada iki kedinin tanıştırtılması hakkında detaylı bir yazı var, okunması önerilir

https://kedilibirhayat.com/2017/05/20/2-...

kedi günlük

milocum sırayla her birini eşeleyip işedin ama 2. kum kutusunun sadece senin olmadığı gibi bu gün eklediğim 3. kum kutusu da sadece senin değildi, demek istediğin buysa, ki bu, peki o zaman bütün kum kutuları seninse iki kardeşin hangimizin avucuna işesin soruyorum sana?

hem sokakta hem evde yaşayan kedi

birden fazla kediniz varsa ve aralarından sadece biri hem evde hem sokakta günlerini geçiriyorsa gerçekten çok ama çok zor bir durum. dakika başı araçların geçtiği bir sokağa kedinizi bırakmak zorunda kalmak onun sizi buna mecbur etmesi, eve dönüşünde diğer kedileriniz için risk oluşturacak enfeksiyon, parazit ile dönmesi sürekli bunu takip etmek kontrol altında tutmaya çalışmak, giderken dönüşünde size ne kadar çok iş çıkaracağını bilerek sinir olmak ama her canlı gibi bir kere geldiği şu dünyada onun özgür olma isteğine karşı durmanın zalimce olacağını bilip boyun eğmek. geciktiğinde endişelenmek, çok geciktiğinde çıkıp aramak. bulduğunuzda önce rahatlayıp sonra bir kaç gün içinde aynı çilenin tekrar başlayacağını bilerek onu bir kaşık suda boğmak istemeniz. işte hem evde hem sokakta yaşamak isteyen miloşumun bana çektirdikleri. ama bazen izliyorum ve görüyorum ki bana diğer iki kedim kadar sevgisini göstermese de milo'nun şu hayatta en derin bağ kurduğu canlı benim, çünkü onu tanıdığımı biliyor ve o da beni tanıyor hatta birbirimizin ciğeri biliyoruz artık. o bin tane kediyle arkadaşlık etse, ona uçsuz bucaksız bahçeler sunan insanlar olsa ve o kediler o insanlar bir de ben yan yana dursak milo enerjisini atmış geri dönüyor olsa, patilerini temizlemem, ilaç içirmem, veterinere götürmem ve bir daha ki çıkma isteğinde zorluklar çıkaracağımı bilmesine rağmen yine de beni seçer benim kucağıma gelirdi.

kışı güzel kılan detaylar

hava soğuk olunca milo dışarı çıkmak istemiyor peteğin üstünde camdan dışarıyı izliyor güzel güzel. ben de otomatikman daha az çişçibaşılık ediyorum.

dişi kedi mi erkek kedi mi

dişi kedi. iki oğlum bir kızım var ama erkek kedilerimle davranış bakımından kıyasladığımda kızımın patilerine kurban olurum. akıllı mı akıllı, tatlı mı tatlı, zeka küpü, problemsiz. anneye sarılışı, sevgisini göstermesi her hali bir başka.

kedicilerin asosyal olduğu gerçeği

köpek sahipleri her gün düzenli olarak dışarı çıkmak zorundadır yürüyüş için, hiç bir şeye vaktiniz olmasa bile bu yürüyüş sırasında sosyalleşirsiniz. birileri gelir köpeğinizi sevmek ister, hakkında sorular sorar vs. ama kediciyseniz iş çıkışı eve dönmek zorundasınızdır. duvarda lazer gezdirmek, yerde top yuvarlamak, havada kedi oltası sallamak ve o arada kedilerle konuşmak da bir nevi sosyalleşmedir kendimize haksızlık etmeyelim.

bir kediye bile bakmaktan aciz olmak

katılmadığım önerme. insan önce kendine bakacak, belirli bir düzeyde kendi refahını sağlayacak sonra bir canlının sorumluluğunu alacak. kendine bakamayan bir canlıya bakmasın olabilir ama bir canlının sorumluluğunu alamayan kendine bakmasın nedir. bir yurt odasında kalan ailesinin verdiği harçlıkla geçinen biri kedi mi baksın ? bakmasın, bir kaç metre kare bir yere bir canlıyı hapsetmek, bir sağlık sorunu yaşadığında onu tedaviye ettirecek imkanlara sahip olamamak kediye iyilik etmek değildir. kedi, köpek bunlar hiç büyümeyen çocuklardır, evin birer bireyidir. hayatları boyunca barınma, beslenme ve tedaviye ihtiyaç duyacaklar. hiç birini insanların desteği olmadan kendi başlarına sağlayamazlar. akvaryumdaki balığı düzenli vet. kontrollerine götürmek zorunda değilsiniz, onunla oynamak veya gezdirmek için zaman ayırmak zorunda değilsiniz. 50x100 cm den daha fazla alana ihtiyaç duyacaklar. bir iki gram yem ile besleyemezsiniz. v, vs. önce kendi yaşam şartlarınızı iyileşitirp sabitleyin sonra bir canlıyı hayatınıza alın.

veterinerlere güvenmek

genel olarak tüm kliniklerin ve veteriner hekimlerin artı, eksi tarafları var. ben sonunda farklı işlemler için üç klinikte karar kıldım. aşı, ilaç, muayene gibi işlemler için seçtiğim bir klinik ve hekim, bu klinik hem yakın hem de ücretleri daha makul. cerrahi müdahaleler için başka bir klinik ve hekimi, bu klinikte ameliyat gereçleri konusunda daha donanımlı ve hekimi bu konuda çok iyi. bir de serum takılıp yatış gereken durumlarda diğer bir klinik, bu da yatış bölümü daha konforlu ve hijyenik olduğu için.

keşke hepsini bir arada bulabileceğimiz bir yer olsaydı böylece takiplerini yapmak da daha kolay olurdu ama olsun hiç değilse büyük şehirde seçeneklerin mevcut olduğu bir yerdeyiz.

kedicilerin ortak özellikleri

birbirinin benzeri veya eşi bir sürü ev kıyafeti vardır. neden ? çünkü yeni alınmış olmasına rağmen üzerinde delikler vardır ve atmaya kıyılamaz evde giyilir .

vaşak

sadece geceleri avlandığı için hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın çok nadir görüntülenebilen bir türmüş. vahşi yaşamı görüntülemek isteyenlerin ömrü boyunca bir kez karşılaşabilirlerse kendilerini şanslı sayacakları bu güzel canlıyı suşehri muhtarı ikibinli yıllarda elleriyle boğarak öldürmüş. kendini koruduğunu söylemiş, ellerinle boğabilecek kadar zapt edebiliyorsan sadece etkisiz hale de getirebilirdi muhtemelen. hadi yapamadın mecbur kaldın insan biraz üzülür cesediyle aile boyu poz vermez hiç değilse. bir yerlerde izlemiştim, karadenizli bir amca dağda bir ayıyla karşılaşmasını, kavgasını verdiği yaşam mücadelesini ve onu öldürmek zorunda kalışını anlatıyor ve şöyle bitiriyordu " keşke yapmasaydım, birbirimizi bırakıp gitseydik hala evlat acısı gibi gelir o ayıyı öldürmüş olmam. hayattaki en büyük pişmanlığım, asla unutamam " yaşadığı toprağı sevmeli insan o toprakların karıncasına basmaktan imtina etmeli yerde biten otun bile kıymetini bilmeli ki bu kadar kolay kıymasın.

yumuşko

şöyle ponçik isimlerle gelmeyin kardeşim " yumuşko, pembegöbekliyavrukedi " olan kedişlere oluyor gidip onları öpe öpe bitiresi geliyor insanın.

şaka bir yana, hoşgelmiş.

erkek kedilerde idrar sorunu ve kristalleşme

eğer idrar kanalı tıkalı değilse yani kristalleşme çok ileri düzeyde değilse klinikte idrar alımını basit bir bası uygulama hareketiyle alıyor vet. hekimler. idrarı sonda takarak almak zorunda kalacak kadar ilerlemişse hastalık, zaten evde idrarını yaptırabilmek pek mümkün değildir.

kedi sözlükte eksi oy verilmemesi

kedi para ile alınıp satılabilir, cins kedi üretilmelidir içerikli entryleri okumaktan zevk almasam da tümünü büyük bir zevkle eksiliyorum.

pro plan

düşük tahıllı nd kullanımı sonrası oğlumun idrar kanalı tıkamıştı. hillsin tedavi mamalarını kullandıktan sonra veterinerimiz proplan önermişti. ben de içeriğini tam olarak bilmediğim için bir araştırayım deyince, vet. hekimimiz açık proplan satışımız var isterseniz az bir şey alıp deneyin araştırana kadar dedi. 1 kg almıştım, çok sevdiler ama mama taneleri içinde kıl, tüy benzeri şeyler gördüm ve bir daha alıp kullanmadım. sonrasında hep aynı mamayı yemesinler diye tekrar aldım bu kez kapalı paket, tanelerde herhangi bir gariplik görmeyice tadını da sevdiler epey dönüşümlü olarak kullandığım mamalardan biri oldu. önceki hafta 4 ekim münasebetiyle mamalar indirime girince bolca felix yaş mama aldım ve 10 gündür de her gün veriyordum 2 öğün, nede olsa onların haftası kutlasınlar diye düşündüm. 2 gün önceyse oğlumun yine idrar yolu sorunu yaşadığını fark ettim. muhtemelen fazla yaş mama yüzünden oldu. vet.e gittik ve tekrar tedavi mamasına başladık. bu kez pro plan veterinary diets'e başladık. bakalım tedavide ne kadar katkı sağladığını bitince not düşerim. kullanan var ise deneyimlerini aktarırsa memnun olurum ayrıca.

kedilerin sevdiği şarkılar

kent şarkıları : deniz anlatıyor mu beni sana . milo'şumun şarkısı bu, ama ben söylediğimde daha mutlu oluyor. gözlerini kırpıştırıyor, havayı yoğuruyor patileriyle


dumişim ( duman ) daha entelektüel mi ne, pavarotti seviyor. zaten kendisi de görünüm olarak pavarottiye benziyor , heybeti falan. farid farjad dinlemeyi de çok seviyor, en sevdiği golha.


prenses kızım diya ise, youtubeden catmusic kanalını dinlemeyi seviyor. bir de kuş, ördek sesi falan varsa o kulaklar birden dikleşip sağa sola dönmeye başlar. ben ona şarkı söylediğimdeyse ille o da eşlik edecek, sevgilim sen ve ben sevgideeen, mioww miiooww, çok ayrı şeyler anlıyoruuuzzz meeeooooww
  • /
  • 7

anne altından yavru

dünya üzerindeki her canlının yaşamaya hakkı var. nasıl doğmuş, ırkı ne, bilemem. ben temel hakları bilirim. kedi gelecekse bir eve nasıl geldiği değil, nasıl bakıldığı önemlidir demem de yanlış olur. çünkü ana rahmine düştüğü andan itibaren hakkı bakidir. kedi satın almaya karşıyım, satanlara da. sizin çocuğunuz satılsın istemezsiniz değil mi, biri gelse, ben sarışın, mavi gözlü bebeğine şu kadar veriyorum dese, verir misiniz? peki, öbür tarafta cins diye nitelendirilen kediler var. bu da bir lanet gibi sanki. cinsse parayla satılmalı... neden efendim, neden? bunu anlamıyorum, özür dilerim. eğer kedi sözlük formatına uymuyorsam, gidebilirim de. saygılarımla

anne altından yavru

ben bu platformu instagram da tarkan bey i takip ederken tanımıştım ve kedici dergisinden sonra bir de böyle bir proje çok hoşuma gitmişti. çünkü kedicilerin kediseverlerin hayvanseverlerin bir arada kendi deneyimlerini paylaşarak yazacağı harika bir index olur diye düşünüyordum. böylece kediseverler hem bir çok konuda bilgi edinir hem de piyasada boş yere veya olması gerekenden pahalı, gerekli gereksiz mamasından, aksesuarına, para ödedikleri bir çok ürünle ilgili biriinci ağızdan deneyimlemiş kişilerden bilgi alabilirdi. buna ek olarak sahiplendirme ile ilgili de bir başlık oluşturulabilir tıpkı gönüllü veterinerler listesi gibi çok yönlü işlevsel bir platform olur diye düşünüyordum. ancak şu başlık ve okuduklarımdan sonra şaşkınlık ve şok içerisindeyim. eğer bu platformu kedileri parayla alıp satmak amacıyla bir paravan bir reklam aracı olarak kullanıyorsanız gerçekten büyük ayıp etmişsiniz. insanların tamamen karşılıksız sevgilerini verdikleri canlarla ilgili gencinden yaşlısına paylaşım yaptığı şu ortamda ücretli hayvan alım satımını normalize etmek, hayvan severlere yapabileceğiniz en büyük kötülük olur, üstelik üç beş kuruş para kazanmak için.

ari kedi ırklarının korumasına her hayvansever gibi bende destek veriyorum. ancak bu durum farklı bir şey, parayla kedi satın almak farklı bir şey. bu durum sadece insanların bireysel özgürlüklerine ve tercihlerine indirgenemez çünkü kediler sokaklarda her gün ölüyorlar bir çoğu zor durumdalar. bir çok hayvan derneği köpek ağırlıklı çalışıyorlar, temel anlamda kediye yönelik faaliyet gösteren yerel ve küçük gruplar dışında hiç bir resmi dernek veya kurum yok. çünkü bu canlar göz önünde değiller, çöp kenarlarından, asfaltta ezilmiş ölülerinden başka daha yakından görme şansımız olmuyor. sadece annesinden olmuş muhtaç bir yavruyla karşılaştığımızda fark ediyoruz yaşadıkları zor hayatı. böylesine çok ve kontrolsüz ürerlerken ve böylesine yoğun bir şekilde insan eliyle her gün ölüyorlarken, vicdanlı hiç bir hayvan sever kedi satın almaz veya bunu normal görmez, göremez. kimse kimseye zorla bir şey yaptıramaz bireysel olarak kendine göre bir hayvanseverlik benimsemiştir parayla alır scottish ini bakar ancak bunu ticarethane mantığıyla yediden yetmişe tüm kediseverlerin buluştuğu platform adı altında normalleştirmeye çalışırsanız ben bunu kötü niyetli bulurum işin açığı budur. ticarethane mantığı ile kedi severlik uyumlu bir sonuç vermez, kedisever bunu giymez üstüne, köpek veya bir başka türden değil kedi gibi tamamen özgür ve bağımsız bir canlıdan bahsediyoruz. tüm söslyeceklerim bu kadar, teşekkür ediyorum.

kedi sözlük'teki cins kedi düşmanları

mesnetsiz iddiaları hiç üstüme alınamayacağım, dünya üstünde nefret edebileceğim hiçbir kedi yaratılmadı yaratılmayacaktır da keza. cins kedi nefretimi gösteren bir tane cümlemi bulursanız da lütfen gösterin. kediden niye nefret edeyim ki yahu, ruh hastası mıyım ben? ponçik ponçik sevilir kedi, nefret edilir mi hiç? kediyi parayla alıp satandan da nefret etmiyorum ama bu duruma karşıyım ve saygı duymuyorum. nefret kadar yıkıcı bir duyguya yer yok hayatımda.

kedili kitaplardan alıntılar

... kedi, kendi varoluşunun başlı başına bir mutluluk kaynağı olduğu inancındadır. ödün vermez. nankör sayılması bu yüzdendir sanırım. almaktan çok paylaşmayı sevenlerin hayvanıdır kedi. uyudu mu kinini de unutur.
tomris uyar / gündökümü

kedinizin hayatını kaybetmesi

kedimin bir gün ölecek olması ne zaman aklıma gelse, bekir coşkun'un, okurunun da cümleleri ile birlikte yazdığı şu yazı aklıma gelir;

herkesin veda ettiği şey ayrıdır, ama bütün vedalar aynıdır. ne kadar uzaktan geldi bilmiyorum, bilgisayarımın ekranındaki erol onur'un ‘veda’sını açıp açıp okuyorum.

bir kedi mi, bir köpek mi, ne fark eder?

veda edilmişse sızı değişmez.

ben o vedaları bilirim.

bizler küçük dostlarımızdan ayrıldığımızda, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, kapıların arkasında, koltukların üstünde, evin köşelerinde bizi her an vedalar bekler.

her şey zordur artık.

satırlara dökülmüş bir başka ‘veda’ gördüğünüzde, iyice anlarsınız ki bütün vedalar aynı.

durmadan açıyorum bilgisayarımı.


‘veda’yı tekrar tekrar okuyorum.

‘halıdaki tüylerim,

koltuklardaki pati izlerim,

yatağındaki mırıltılarım kaldı geriye...

yaşanmışlık şey dediğin nedir ki?..

ben biraz erken davrandım sadece...

artık mutfakta ayağına sürtünen arkadaşın yok.

oyuncaklarım bırakıldıkları yerde kalacaklar bir süre.

mama kabımı seni sevenler kaldıracaklar.

görmeyesin diye.

arkadaşlıklar sonsuza dek sürmez ki.

ben biraz erken davrandım sadece...

eve geldiğinde beni arayacaksın bir süre.

dostların çağırdığında beni düşüneceksin önce.

sonra aklına geleceğim;

ve eve erken gitmene gerek olmayacak artık.

birliktelik dediğin nedir ki?

ben biraz erken gittim sadece...

eve geldiğinde patilerime basmamak için

durup ışığı aramayacaksın.

salona girdiğinde pencerenin önündeki minderde de olmayacağım.

yatarken ninniler söylemeyeceğim sana.

yaşam dediğin nedir ki?

ben biraz erken gittim sadece...’

kedili karikatürler

sözlük yazarlarının kedilerini paylaşıyoruz kampanyası

sözlük yazarlarının kedili anıları

ben, rahmetli anne ve babamın ta 1952 yılından kedileri inci ile ilgili acı (çünkü o yıllarda şimdiki gibi vet. tıbbi hizmetleri, vet klinik filan hak getire) anılarını anlatmak istedim. çünkü tüm ailemizi çok etkilemiştir.

rahmetli babamın diyarbakır'a tayini çıkıyor. orası da van'a yakın ya, bahçeli küçük bir lojmanda oturuyorlar. annem bir gözü sarı, bir gözü mavi bembeyaz bir kedi görüyor. sanırım van kedisi. hemen alışmıyor anneme ama annem pes etmiyor, zamanla annem işte tavuk, et filan vere vere onu alıştırıyor kendine ve ismini inci koyuyor. çok uslu, çok yumuşak huylu bir kediymiş. dişiymiş ama hiç doğum yapmamış. (benim prenses de öyleydi oluyor yani)

derken bu sefer babam kore'ye gidecek, annem de loğusa, istanbul'a anneannem, dedemlerin yanına. inci'yi bırakmaya gönülleri hiç razı değil ancak arabaları yok. trenle o zaman 1 ya da 2 gün belki 3 gün yolculuk olacak. ancak asıl çok acı bir olay yüzünden inci'yi götürmek istememişler o da ayrı bir hikaye:

daha önce beyaz yavru bir kedileri varmış, yine tayinleri çıkınca, yavruyu da trenle götürelim demişler, istasyonda "kediye kuduz aşısı yapmanız gerekir" deyince o zamanlar artık şimdiki gibi vet. klinik filan ne gezer artık kime yönlendirdilerse, yavru kediye aşı yapmışlar ama daha trene binmeden kedicik sizlere ömür!!!! çok ağlamışlar bin pişman olmuşlar. artık aşı bayat mıydı, doz mu çok geldi bilemiyorlar. 1950 yılın....nerede şimdiki gibi kedi üzerine uzman vet. hekimler, klinikler, kilosuna göre aşılar...hiçbiri yok:( bizler şimdi çok şanslıyız...

işte o acı anı yüzünden, aynı şey çok sevdikleri inci'nin de başına gelir, o da ölür diye mecburen diyarbakır'da bırakmışlar. ev taşınırken inci anlamış gideceklerini, eşyalar yüklenmiş, (çok şeyleri yok, ne buzdolabı, ne fırın, ne de öyle oturma grupları, üçbeş açılır kapanır sandalye, masa, yatak, yorgan vs.) fayton gelmiş, annemler binmişler, inci faytonun yanına kadar gelmiş, "beni de götürün, bırakmayın" diyordu sanki diye annem çok üzülürdü anlatırken. bunu ömür boyu anlattı annem. ben de hep üzülerek dinledim. keşke aşı filan yaptırmadan gizlice bir kutuya koyup götürseydiniz derdim hatta...:(

diyarbakır'daki komşularına yazıp, para göndermişler ama cevap alamamışlar. gitmeden komşulara ne olur su, yiyecek verin aç kalmasın demişler ama ne oldu bilmediklerinden inci yüreklerinde bir yaraydı..... :(

60 yıl sonra abim, ilk kedisine rahmetli anne, babama ithafen inci ismini koydu, şimdi 7 yaşında. :)

inci çoktan melek olmuştur, annem, babamla yıllar sonra da olsa kavuştular..:( ben de ölünce annem, babam ve ilk kedim prenses kadar, hikayesini çok dinlediğim inci'yi görmeyi çok istiyorum. umarım sıkılmadan okumuşsunuzdur:)

kedilerimize yetememe duygusu

ılk cocuk ilkgozagrisi... ustune olmaz dedim.
2. geldi...
3.gelldi...
veee 4.geldi...
kapida 2 tane derken...
yetememek!
yahu sırf mama ile su ile olmuyor neylersin...
her biri ayri cocuk.
birini sev öteki bakar ötekini sev digeri aglar...
ımdattttt...
dediginiz oluyor mu? ozellikle coklu kedili evlerde yalniz olanlar ...
hele de birbiri ile anlasamayanlar varsa toplu sevgi terapisi de zor..len wc bu temizleyeyim mama mi vereyim saglik mi takip edeyim kafa mi oksayayim?
.....
bu hisse kapilan hic olmuyor mu?
ve iyi ki varlar...

defilede podyuma çıkan kedi

istanbul'daki bir defilede podyuma çıkıp boy gösteren kedi. catwalk nedir, nasıl yapılır? mankenlere göstermiştir.

Toplam entry sayısı: 130

bir kediciye verilebilecek en güzel hediye

otomatik kedi tuvaleti. üç kedinin kum kutusunu temizlemek kolay değil. bir de gururlu bakışlarla başımda bekliyorlar temizlerken. sanki " vay be yine kaptın kakaları hadi iyisin " der gibiler. gelip gidip topladığım için çok değerli bir şey olduğunu sanıyorlar herhalde.

kedin için kendin yap

bu videoda kış aylarında kedinizin severek kullanacağı bir radyatör yatağı tasarımı var.

bahçeli evim olsaydı insanı

1 - bahçeli ev yok kedi yok, elde var sıfır

2 - bahçeli ev yok kedi var, elde var bir

3 - bahçeli ev var kedi de var, yeme de yanında yat

kedi sözlük'teki cins kedi düşmanları

aslında her şey net.

hangi cins olursa olsun kedi denen güzel yaratık ile ilgili sözlükte hiç bir yazar tek kötü kelime etmemişken, böyle bir ihtimal dahi yokken böyle bir başlık açmak başlı başına hastalıklı bir ruh halinin ilanı.

kedilerin üretilip satışa sunulduğu bir dünya site var internette, kimse o sitelere girip de niye satıyorsunuz kardeşim diye tartışmaya girmiyor. bu platform da en başından kedi üretici ve satıcılarının ortak buluşma noktası diye ilan edilseydi, bu işin meraklıları da bu konuda hassasiyet gösteren insanların itirazlarını okumazdı. o kadar görmek istemiyorsanız hayvan severleri, gerçek kedicileri , tamamen kendinize uygun, tamamen sizler gibi düşünen kişileri çağıran bir ortam olduğunu belirtseydiniz.

kediler aile kurmak, torun torba sahibi olmak, hazzını yaşamak için çiftleşip yavrulamıyor. bu onlar için iç güdü, sizde de kedilerin ille üremesine dair bir iç güdü mü mevcut ? doğurduğu yavrusunu 5 ay sonra tanımayan onu hayata hazırlayıp kendinden uzaklaştıran kedinin sen elli göbek seceresini bilmek istiyorsun, bunda kediye yarar sağlayacak ne var ?

bir çocuk da belki hayvan sevgisini cins bir evcil hayvanla başlayacak diyorsunuz, ben hiç " aa ne tatlı cinsi ne bunun " diye kedi seven çocuk görmedim. ama gördüğü her kedi köpeğe rengine, tüy yapısına vb. belirgin özelliklerine aldırmaksızın, fark etmeksizin koşar bütün çocuklar. çocukların hayvan sevgisini büyüklerin belirlediği biçimde öğrenmeye ihtiyacı yoktur. onlar zaten doğuştan bu sevgiye sahipler, büyükler çoğunlukla bunu yok ediyor maalesef.

siz de o kadar iyi biliyorsunuz ki evcil hayvan üretiminin hem üretilen hem de sokaklarda üreyen hayvanlar için çok acı sonuçlar getirdiğini, bu yüzden mazeretleriniz bu kadar temelsiz.


hiç bir evcil kedinin soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya değil, bir bırakın ya, izin verin de barınaklarda sokaklarda ölümle burun buruna yaşamaktan, hastalıktan açlıktan gördükleri eziyetten kurtulsun bu hayvanlar. üretme, satma ne olacak yani? senin bencilliğine hizmetten başka hiç bir kediye de faydası yok bunun. 70 cm bir kafeste kendi gibi 2 düzine yavruyla birlikte minicik pençeleriyle kafesin tellerine tutunup " burdan çıkmak istiyorum " diye feryad eden o yavrunun bir yuvası olsun, kısırlaştırdıktan sonra doğum yapıp yapmamayı umursamayacak olan bir kediyi yavrulatmak yerine.

ya hepsi aynı, yok koltuk tırmalamaz biri yok diğeri işaretleme yapmaz bunlar gerçekten saçma. sanki biri eline süpürge alıp evi temizliyor da diğeri de evin içine ediyor gibi tarif ediyorsunuz.

biz sadece cins kediler doğurmasın demiyoruz, kedileri cins yada değil diye görmüyoruz bile zaten. sokaklarda perişan ve sahipsiz hayvanlar olmasın istiyoruz ama belediyeler toplayıp toplayıp akıbeti belirsiz bir şekilde yok etmesin, barınaklar da görevlerini yapsın sokak hayvanları da kısırlaştırılsın istiyoruz.


gerçekten bu kadar mı zor anlamak ?

kedi belgeselleri

anne karnında kediler


kedi sözlük'teki cins kedi düşmanları

aslında her şey net.

hangi cins olursa olsun kedi denen güzel yaratık ile ilgili sözlükte hiç bir yazar tek kötü kelime etmemişken, böyle bir ihtimal dahi yokken böyle bir başlık açmak başlı başına hastalıklı bir ruh halinin ilanı.

kedilerin üretilip satışa sunulduğu bir dünya site var internette, kimse o sitelere girip de niye satıyorsunuz kardeşim diye tartışmaya girmiyor. bu platform da en başından kedi üretici ve satıcılarının ortak buluşma noktası diye ilan edilseydi, bu işin meraklıları da bu konuda hassasiyet gösteren insanların itirazlarını okumazdı. o kadar görmek istemiyorsanız hayvan severleri, gerçek kedicileri , tamamen kendinize uygun, tamamen sizler gibi düşünen kişileri çağıran bir ortam olduğunu belirtseydiniz.

kediler aile kurmak, torun torba sahibi olmak, hazzını yaşamak için çiftleşip yavrulamıyor. bu onlar için iç güdü, sizde de kedilerin ille üremesine dair bir iç güdü mü mevcut ? doğurduğu yavrusunu 5 ay sonra tanımayan onu hayata hazırlayıp kendinden uzaklaştıran kedinin sen elli göbek seceresini bilmek istiyorsun, bunda kediye yarar sağlayacak ne var ?

bir çocuk da belki hayvan sevgisini cins bir evcil hayvanla başlayacak diyorsunuz, ben hiç " aa ne tatlı cinsi ne bunun " diye kedi seven çocuk görmedim. ama gördüğü her kedi köpeğe rengine, tüy yapısına vb. belirgin özelliklerine aldırmaksızın, fark etmeksizin koşar bütün çocuklar. çocukların hayvan sevgisini büyüklerin belirlediği biçimde öğrenmeye ihtiyacı yoktur. onlar zaten doğuştan bu sevgiye sahipler, büyükler çoğunlukla bunu yok ediyor maalesef.

siz de o kadar iyi biliyorsunuz ki evcil hayvan üretiminin hem üretilen hem de sokaklarda üreyen hayvanlar için çok acı sonuçlar getirdiğini, bu yüzden mazeretleriniz bu kadar temelsiz.


hiç bir evcil kedinin soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya değil, bir bırakın ya, izin verin de barınaklarda sokaklarda ölümle burun buruna yaşamaktan, hastalıktan açlıktan gördükleri eziyetten kurtulsun bu hayvanlar. üretme, satma ne olacak yani? senin bencilliğine hizmetten başka hiç bir kediye de faydası yok bunun. 70 cm bir kafeste kendi gibi 2 düzine yavruyla birlikte minicik pençeleriyle kafesin tellerine tutunup " burdan çıkmak istiyorum " diye feryad eden o yavrunun bir yuvası olsun, kısırlaştırdıktan sonra doğum yapıp yapmamayı umursamayacak olan bir kediyi yavrulatmak yerine.

ya hepsi aynı, yok koltuk tırmalamaz biri yok diğeri işaretleme yapmaz bunlar gerçekten saçma. sanki biri eline süpürge alıp evi temizliyor da diğeri de evin içine ediyor gibi tarif ediyorsunuz.

biz sadece cins kediler doğurmasın demiyoruz, kedileri cins yada değil diye görmüyoruz bile zaten. sokaklarda perişan ve sahipsiz hayvanlar olmasın istiyoruz ama belediyeler toplayıp toplayıp akıbeti belirsiz bir şekilde yok etmesin, barınaklar da görevlerini yapsın sokak hayvanları da kısırlaştırılsın istiyoruz.


gerçekten bu kadar mı zor anlamak ?

adore kedi evi

https://www.adoremobilya.com/kedi-evi

adore mobilyanın her kış sosyal sorumluluk projesi kapsamında sokak kedileri için hazırladığı yuvadır.

kedi evleri kış ayları için üretilmekte, sürekli satışta bulunan bir ürün değil.

markanın proje ile ilgili sitesinde ki açıklama şu şekilde

"
kedi evleri sosyal sorumluluk projesine neden ve nasıl karar verildi?
merhaba değerli hayvansever,

biz her zaman “ daima en kalitelisi, en hesaplısı” felsefi ile ürünlerimizi tasarlıyor ve üretiyoruz.

“en kaliteli” olmak için yonga levhadan, bağlantı parçalarımıza kadar bütün malzemelerimizi en ince ayrıntısına kadar özenle seçiyor, son teknoloji sistemler kullanıyoruz.

“en hesaplı” olmak için de ergonomiden ve şıklıktan ödün vermeyecek şekilde, olması gerekenden fazla malzeme ve iş gücü kullanmamaya dikkat ediyoruz.

bütün bunları gerçekleştirirken en çok dikkat ettiğimiz konu ise çevre dostu olup doğaya zarar vermemek. bu nedenle ürünlerimizde sadece endüstriyel amaçlı yetiştirilen ağaçlardan üretilen yonga levhalar ve üretim süreçleri denetlenen, doğaya zarar vermeyen bağlantı parçaları kullanıyoruz.

ileri teknoloji ile ulaştığımız üretim kabiliyetimiz ve hesaplanarak yapılan tasarımlarımız sayesinde neredeyse hiçbir malzememizi israf etmiyoruz. fakat hammaddelerimiz yani yonga levhalarımız taşınırken en alt ve üste konan ham yonga levhalar hasar görmekte ve ürünlerimizde kesinlikle kullanılmamaktadır. normalde hasar gören bu malzemeler hurdaya çıkarılıp satılmaktadır. malzemeleri satmadan nasıl değerlendirebiliriz diye düşündük ve sokaktaki kedi dostlarımız için ev yapmanın güzel bir fikir olduğuna karar verdik. böylelikle hem yine malzememiz israf edilmeyecek hem de kedi dostlarımız soğuk kış günlerinde ısınabilecekleri ve korunabilecekleri ev sahibi olabilecekler.

kedi evlerini tasarlarken elimizdeki malzemeyi en verimli şekilde kullanarak çok sayıda ev ürettik. kedi evlerini ek bir malzemeye gerek olmadan, sadece tornavida yardımıyla kurabileceksiniz çünkü vidalar paketlerin içinde. fakat biz, kedi evini naylon veya benzeri su geçirmez bir malzeme ile kaplamanızı öneririz ki kış şartlarına daha uzun dayanabilsin. dilerseniz kedi evlerini boyayabilirsiniz ama kedilerin boya kokusundan hoşlanmadığını da hatırlatmak isteriz eğer boyarsanız iyice havalandırdıktan sonra kedi dostlarımızın hizmetine sunabilirsiniz.

adore mobilya ailesi olarak ürünlerimizi evlerinizde ve ofislerinizde görmekten mutluluk duyuyoruz ve her zaman diyoruz ki; etrafınıza dikkatli bakın mutlaka en az bir komşunuzun, akrabanızın evinde ya da ofisinde bize rastlayacaksınız. şimdi de adore kedi evlerini her sokakta görmek istiyoruz.

kedi evleri için biz hiçbir ücret talep etmiyoruz. fakat bu durumla ilgili suistimal olmasın, isteyen her hayvan sever alabilsin ve evlerimiz daha çok kediye hizmet edebilsin diye sadece 10 tl kargo ücreti ödemeniz gerekiyor.

kurduğunuz kedi evlerinin fotoğraflarını bizimle paylaşırsanız çok mutlu oluruz.

#kedievimadoreden "

parayla kedi almak

3 tane kedim var, ikisini sokaktan birini de sahiplendirme sayfasından evlat edindim. sokaktan sahiplendiğim iki kedi de uzun tüylü, hele bir tanesine cinsi ne diye sormayan çıkmadı. muhtemelen kırmalar ve ikisi de hastalıktan perişan halde geldi bana. sahipsiz sokak hayvanları sorununa o yavruların perişanlığına katkısı falan yok kedi yetiştirip satmanın diyen olursa diye başta belirtmek istedim bunu da.
ihtiyaca, mizaca göre kedi yetiştirmek gerekliliği diye bir şey olamaz. köpek olsa tamam, koruma köpeği, engelliler için yardımcı köpek, polis köpeği vs çok anlaşılabilir o zaman deriz bu cins köpek şu alanda çok verimli , bu cins çok iyi koku alır şurada görev yapar falan ama kedi yani, fare avcılığı yapacak desen hepsinde bulunur o maharet. her ne ise herkes biliyor zaten, insanlar istediği kadar ben satmıyorum masrafımı alıyorum dese de karşılığında para alıyorsun ticaret bu üç tane satmışsın 100 tane satmışsın, o 1000 liraya satmış sen 100 liraya satsan bile hiç bir farkı yok. herhalde kedici olmak ile hem kedici hem hayvansever olmak arasında fark var. bu yüzde bir kedici nasıl kedilerin üretilip satılmasını mantıklı bulur diye şaşırmamak lazım galiba.

ayrıca, onun da o kafesten kurtarılmaya ihtiyacı vardı gibi yanlış bir düşünce ile petshoptan evcil hayvan alanlar bilmeli ki o kafese yeni bir tutsak konulmasına, bir bebeğin annesinden erkenden ayırılmasına, bir annenin yeni bir doğuma zorlanmasına destek oldunuz sadece.

eş aranıyor ilanları

bu platform insanların kediler hakkında bilgi ve deneyimlerini paylaştığı, bunlardan yararlandığı bir sözlük mü kedi üretim çiftliği mi? kedi satış sitesi mi? yazarların kedi sevgisini kullanarak sözlüğe çekip kendine pazar yaratmaya çalışanlar, rahat bırakın şu güzelim canlıları size para yumurtlamak zorunda değiller.

kedin için kendin yap

bu videoda kış aylarında kedinizin severek kullanacağı bir radyatör yatağı tasarımı var.

kedi sözlük'teki cins kedi düşmanları

aslında her şey net.

hangi cins olursa olsun kedi denen güzel yaratık ile ilgili sözlükte hiç bir yazar tek kötü kelime etmemişken, böyle bir ihtimal dahi yokken böyle bir başlık açmak başlı başına hastalıklı bir ruh halinin ilanı.

kedilerin üretilip satışa sunulduğu bir dünya site var internette, kimse o sitelere girip de niye satıyorsunuz kardeşim diye tartışmaya girmiyor. bu platform da en başından kedi üretici ve satıcılarının ortak buluşma noktası diye ilan edilseydi, bu işin meraklıları da bu konuda hassasiyet gösteren insanların itirazlarını okumazdı. o kadar görmek istemiyorsanız hayvan severleri, gerçek kedicileri , tamamen kendinize uygun, tamamen sizler gibi düşünen kişileri çağıran bir ortam olduğunu belirtseydiniz.

kediler aile kurmak, torun torba sahibi olmak, hazzını yaşamak için çiftleşip yavrulamıyor. bu onlar için iç güdü, sizde de kedilerin ille üremesine dair bir iç güdü mü mevcut ? doğurduğu yavrusunu 5 ay sonra tanımayan onu hayata hazırlayıp kendinden uzaklaştıran kedinin sen elli göbek seceresini bilmek istiyorsun, bunda kediye yarar sağlayacak ne var ?

bir çocuk da belki hayvan sevgisini cins bir evcil hayvanla başlayacak diyorsunuz, ben hiç " aa ne tatlı cinsi ne bunun " diye kedi seven çocuk görmedim. ama gördüğü her kedi köpeğe rengine, tüy yapısına vb. belirgin özelliklerine aldırmaksızın, fark etmeksizin koşar bütün çocuklar. çocukların hayvan sevgisini büyüklerin belirlediği biçimde öğrenmeye ihtiyacı yoktur. onlar zaten doğuştan bu sevgiye sahipler, büyükler çoğunlukla bunu yok ediyor maalesef.

siz de o kadar iyi biliyorsunuz ki evcil hayvan üretiminin hem üretilen hem de sokaklarda üreyen hayvanlar için çok acı sonuçlar getirdiğini, bu yüzden mazeretleriniz bu kadar temelsiz.


hiç bir evcil kedinin soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya değil, bir bırakın ya, izin verin de barınaklarda sokaklarda ölümle burun buruna yaşamaktan, hastalıktan açlıktan gördükleri eziyetten kurtulsun bu hayvanlar. üretme, satma ne olacak yani? senin bencilliğine hizmetten başka hiç bir kediye de faydası yok bunun. 70 cm bir kafeste kendi gibi 2 düzine yavruyla birlikte minicik pençeleriyle kafesin tellerine tutunup " burdan çıkmak istiyorum " diye feryad eden o yavrunun bir yuvası olsun, kısırlaştırdıktan sonra doğum yapıp yapmamayı umursamayacak olan bir kediyi yavrulatmak yerine.

ya hepsi aynı, yok koltuk tırmalamaz biri yok diğeri işaretleme yapmaz bunlar gerçekten saçma. sanki biri eline süpürge alıp evi temizliyor da diğeri de evin içine ediyor gibi tarif ediyorsunuz.

biz sadece cins kediler doğurmasın demiyoruz, kedileri cins yada değil diye görmüyoruz bile zaten. sokaklarda perişan ve sahipsiz hayvanlar olmasın istiyoruz ama belediyeler toplayıp toplayıp akıbeti belirsiz bir şekilde yok etmesin, barınaklar da görevlerini yapsın sokak hayvanları da kısırlaştırılsın istiyoruz.


gerçekten bu kadar mı zor anlamak ?

eş aranıyor ilanları

bu platform insanların kediler hakkında bilgi ve deneyimlerini paylaştığı, bunlardan yararlandığı bir sözlük mü kedi üretim çiftliği mi? kedi satış sitesi mi? yazarların kedi sevgisini kullanarak sözlüğe çekip kendine pazar yaratmaya çalışanlar, rahat bırakın şu güzelim canlıları size para yumurtlamak zorunda değiller.

anne altından yavru

benim dediğim doğrudur minvalinde söz söyledikten sonra ardından uzatmaya gerek yok denilmez, o bir ara bulma cümlesidir " kapa çeneni " tarzında kullanmayınız. bu konuda tartışmak anlamsız geliyorsa zaten kişi nettir ve tartışmaya katılmaz, ne de olsa sözlük ortamında bu kendi inisiyatifindedir.

sokak kedisi sokakta yaşamak zorunda kaldığı için sokak kedisidir. her kedi bir insanın ilgisine, bakımına, korumasına muhtaçtır - hele ki günümüzde - ve bir çatı altında barınmaya ihtiyaç duyar. dışarıya çıkmak isteyebilir ama günün sonunda yuvası bildiği yere - şayet iyi insanlar mevcutsa - geri dönecektir. aynı şey ırk kedilerde de yaşanabilir, bir şekilde ev dışına bir kaç kez ziyarette bulunan bir ırk kedi de dışarı çıkmak ister o zamandan sonra. nihayetinde o da kedi, ırk veya tekir ne kadar farklı karakterler sergileyebilirler ki genel olarak.

sokak kedileri sokaklarda ne kadar özgürler ? yemek bulma özgürlüğüne sahipler mi? barınak bulabilme ? su içme özgürlüğüne sahipler mi? köşe bucak saklanmadan, korkmadan bir kaç metre yürüme özgürlüğüne sahipler mi çoğunlukla ? bırakalım sokaklarda özgürce tekmelensinler ve özgürce hastalanıp yaralansınlar ve özgürce aç susuz, soğukta kalsınlar. bundan önce bu tavsiyede bulunanlar sağduyularını özgür bıraksınlar lütfen.

anne altından yavru

petshop'cı genel mantığı şu şekildedir " para verip aldıkları için daha iyi bakıyorlar, sokağa atmıyorlar " evde yetiştirip satanlarda kendilerine göre bir mantığa oturttuğu açıklamaları sunuyor elbette. mesela iskoç ırkı bir kediyi ankara kedisi ırkını korur gibi koruduğunu söyleyebilir çok gerekli olduğu için.

ayrıca kedilerin üretilip satılmasına karşı çıkanlar zaten ırk kedi arayıp almak hevesi içine girmezler ve kedilerin üretilip satılmasına da saygı duymazlar ama saygı çerçevesinde sitem ve eleştirilerini sunabilirler.

anne altından yavru

kedi sözlük'ün reklamını yaptığı evcilkedim.com adlı sitenin "bilinçli evcil kedi sahiplendirme" sloganıyla kedi satışı ilanlarında satıcıların kullandığı cümle. hadi işi biraz daha abartıp direk anne karnından yeni çıktı sloganını kullanın. bebeği alana hediye olarak 1 paket kedi sütü ve biberon verin böylece belki kendileri doğurduklarını sanıp daha iyi bakarlar. - nede olsa para verince daha iyi bakıyorlar ya mantığınıza göre -
Henüz takip ettiği biri yok.