baytar
o halde baytarın da vet.hekimin de iyisine can kurban. şüphesiz ki insan hekiminden daha meşakatlidir işleri. insan ağrısının tarifini iyi kötü yapabilir, şikayetini anlatabilir ama vet. hekim bunu kendi çözmek zorundadır. bir de uzmanlık alanlarına göre ayrılsalar ve eğitimlerini meslekleri boyunca sürdürseler ve de petshop ürünlerine ağırlık vermeseler kliniklerinde, yani ticaretle sağlığı ayırsalar çok daha iyi olacak.
kedi ve oyun
oyun, kedilerin vazgeçilmez aktiviteleri arasında ilk üçe girer. sanırım ilk ikisini uyku ve temizlenme olarak sayabiliriz. eğer kedinizin kendine güveni ile ilgili sorun yaşadığını düşünüyorsanız, herhangi bir sağlık sorunu yokken bile genel halini keyifsiz veya agresif olarak değerlendiriyorsanız ve buna çözüm arıyorsanız ilacı elinizin altında. yerde yuvarlayacak küçük bir topunuz yoksa buruşturup yuvarlayabileceğiniz bir sayfa a4 kağıdınız mutlaka vardır ve kedi için ikisi de aynı değerdedir. bir kedi oltanız yoksa kedi oltasına benzer bir şey yapabileceğiniz türlü materyaller her evde bulunur ve kediniz tasarladığınız oyuncağa garanti bayılacaktır. yeter ki onunla oyun oynayacak vakti yaratın, enerjisini atabileceği enerjiyi ayırın.
bir sürü oyuncak alıp kedinizin önüne koyup oynamasını beklerseniz oyuncakları keşfettikten bir süre sonra sıkılacaktır. yavru kediler oyuncaklara daha ilgilidir, kendi başına uzun süre oynayabilir ama yetişkin bir kedinin ihtiyacı olan şey aslında oyuncaklarla birlikte bir de oyun arkadaşıdır. bunu kedinizle paylaştığınızda size olan sevgisi, güveni artacak aranızda ki bağ daha da kuvvetlenecektir.
kedi ile oyunun mucizeleri hakkında kendimden bir örnek vereyim, kediciler kapılar konusunda çok dikkatlidir. içeri girip çıkarken kimin kapı arkasında dışarıya fıymak için nöbet tuttuğunu kimin aralık kalmış bir kapının cazibesine dayanamayacağını iyi bilir. ben de bu konuda doğal olarak dikkatliyim ama 2 yıl önce ben evde yokken misafirim kapıyı aralık unutmuş. eve geldiğimde kızım yoktu. sonunda kapının aralık kaldığını anladık. aradım taradım ama bulamadım. 3. katta oturuyorum. yaklaşık 3 saat sonra 1. katta oturan komşu kapıyı çalıp bahçede yaralı bir kedi olduğunu söyledi. koştum ve korktuğum gibi kızım yerde hareketsiz yatıyordu, ağzında kan vardı. sonradan incelediğimde çatıya çıktığını ve oradan düştüğünü fark ettim. çatıdan düşerken 3. kat balkon demirlerinde asılı saksıya çarpmış. bu onun düşme esnasında dengesini sağlayamamasına sebep olmuş tahminimce. ( düşme esnasında ille de denge sağlayıp estetik bir iniş yapacaklar diye bir kaide yok tabi, her düşüş kedi için tehlikelidir ) çok şükür ağız içinde basit bir yara dışında iç organlarında bir hasar veya iskelette bir kırılma yoktu ama travmaya bağlı olarak kasları işlevini kaybetmişti. yani felç olmuştu. sadece başını oynatabiliyordu. kaslarını güçlendirecek ilaç desteği dışında yapılacak bir şey de yoktu. iyileşmesi ne kadar sürecekti, iyileşecek miydi belli değildi. tabi ki ona özenle baktım ama bunun dışında onunla her gün oyun oynadım. patisini bile kıpırdatamayan bir kediyle nasıl oyun oynanır derseniz, başını ilgiyle oyuncağın gittiği yöne çevirmesi bile yeterliydi. gözleriyle oynuyordu. günler geçtikçe oyuncağa uzanabilmek için patisini oynatmaya başladı ve böyle böyle 2 ay içinde hızla iyileşti. sadece arka sağ bacağında yanlızca benim anlayabildiğim bir hasar kaldı. hasar dediğim de patisinin zeminde çıkardığı sesin farklılığından anladığım bir şey. yoksa yürüyüşünde bir aksama bile kalmadı şükür. kızım eninde sonunda iyileşecekti ama muhtemelen daha uzun sürecekti ve o uzun süre boyunca mutsuz olacaktı. bu deneyimimden yola çıkarak, hasta bir kedi ile ilgileniyorsam her zaman veteriner hekimin yazdığı ilaçlar arasına oyunu da mutlaka eklerim. hep de işe yaradığını gördüm.
velhasıl mutlu sağlıklı bir kedi için oyun, kaliteli bir mama kadar mühim, pas geçmeyin.
van kedisi
mahallemizde bir tane sokak kedisi olarak mevcut. erkek. kasabın oralarda takılıyor. nasıl asil ve nezaketli bir görüntüsü var. yaz aylarında bahçemize ziyaretler yapıyor ama bizim cadılar tarafından bi güzel yolunup gönderiliyor. kızları karşıma alıp, bakın dedim. madem ille de bebek yapacaksınız ne diye bu yakışıklı bu kibar, asil delikanlıyı değerlendirmiyorsunuz? neden ille de haydut görünümlü koca kafalı yüzü gözü çizik içinde olan kedilerden yapıyorsunuz bu bebekleri ? pamuk pamuk bi gözü maviş bi gözü ela bebişleriniz olsa fena mı olur ? ama dinleyen kim.
yazarların klinik önerileri
bursa için
canvet veteriner kliniği, kestel ilçesinde : batı bölgesine kıyasla klinik ücretleri daha uygun, hekimi deneyimli
burvet veteriner kliniği, nilüfer ilçesinde : hasta yatış bölümleri steril, 24:00'a kadar açık.
armilla veteriner kliniği, osmangazi ilçesinde: donanmlı klinik, deneyimli hekim, güler yüzlü yardımcı personel
kediyi öpmek
şu acziyeti hayal edin
kucağımda yatıyor, pamuk tüylerini okşuyorum o da mırıl mırıl gevşemiş ve ben kendimi kaybedip öpüvermişim o anda patiyi yemiş ve o kucağımdan fırlayıp uzaklaşmışken arkasından şöyle yalvarıyorum " özür dilerim özür dilerim yemin ederim yanlışlıkla öptüm "
eve yeni kedi geldiğindeki kıskançlık sorunlarını aşma yöntemleri
kedilerin huyu suyu çok önemli ama daha önemlisi cinsiyetleri ve yaşları. 2. gelen kedi yavru ise endişelenecek hiç bir şey yok. ilk kedi onu tehdit olarak görmeyecek daha çok ona bir süre oyuncağı yada hizaya sokulması gereken küçük bir sorun olarak bakacak, öyle davranacaktır. yavruyu biraz itip kakar ama bir hafta içinde onu yalayıp temizlemeye başlar böylece aralarında bağ kurulur. fakat 2. kedi ilk kedi gibi yetişkinse bazı sorunlar olacaktır. ama zamanla aşacaklardır. en kötü senaryo bana göre şu ilk kedi yetişkin erkek ikinci gelen kedi de yetişkin erkekse işte belaya bulaştığınızın resmi.
şurada iki kedinin tanıştırtılması hakkında detaylı bir yazı var, okunması önerilir
https://kedilibirhayat.com/2017/05/20/2-...
kedi günlük
milocum sırayla her birini eşeleyip işedin ama 2. kum kutusunun sadece senin olmadığı gibi bu gün eklediğim 3. kum kutusu da sadece senin değildi, demek istediğin buysa, ki bu, peki o zaman bütün kum kutuları seninse iki kardeşin hangimizin avucuna işesin soruyorum sana?
hem sokakta hem evde yaşayan kedi
birden fazla kediniz varsa ve aralarından sadece biri hem evde hem sokakta günlerini geçiriyorsa gerçekten çok ama çok zor bir durum. dakika başı araçların geçtiği bir sokağa kedinizi bırakmak zorunda kalmak onun sizi buna mecbur etmesi, eve dönüşünde diğer kedileriniz için risk oluşturacak enfeksiyon, parazit ile dönmesi sürekli bunu takip etmek kontrol altında tutmaya çalışmak, giderken dönüşünde size ne kadar çok iş çıkaracağını bilerek sinir olmak ama her canlı gibi bir kere geldiği şu dünyada onun özgür olma isteğine karşı durmanın zalimce olacağını bilip boyun eğmek. geciktiğinde endişelenmek, çok geciktiğinde çıkıp aramak. bulduğunuzda önce rahatlayıp sonra bir kaç gün içinde aynı çilenin tekrar başlayacağını bilerek onu bir kaşık suda boğmak istemeniz. işte hem evde hem sokakta yaşamak isteyen miloşumun bana çektirdikleri. ama bazen izliyorum ve görüyorum ki bana diğer iki kedim kadar sevgisini göstermese de milo'nun şu hayatta en derin bağ kurduğu canlı benim, çünkü onu tanıdığımı biliyor ve o da beni tanıyor hatta birbirimizin ciğeri biliyoruz artık. o bin tane kediyle arkadaşlık etse, ona uçsuz bucaksız bahçeler sunan insanlar olsa ve o kediler o insanlar bir de ben yan yana dursak milo enerjisini atmış geri dönüyor olsa, patilerini temizlemem, ilaç içirmem, veterinere götürmem ve bir daha ki çıkma isteğinde zorluklar çıkaracağımı bilmesine rağmen yine de beni seçer benim kucağıma gelirdi.
kışı güzel kılan detaylar
hava soğuk olunca milo dışarı çıkmak istemiyor peteğin üstünde camdan dışarıyı izliyor güzel güzel. ben de otomatikman daha az çişçibaşılık ediyorum.
dişi kedi mi erkek kedi mi
dişi kedi. iki oğlum bir kızım var ama erkek kedilerimle davranış bakımından kıyasladığımda kızımın patilerine kurban olurum. akıllı mı akıllı, tatlı mı tatlı, zeka küpü, problemsiz. anneye sarılışı, sevgisini göstermesi her hali bir başka.
kedicilerin asosyal olduğu gerçeği
köpek sahipleri her gün düzenli olarak dışarı çıkmak zorundadır yürüyüş için, hiç bir şeye vaktiniz olmasa bile bu yürüyüş sırasında sosyalleşirsiniz. birileri gelir köpeğinizi sevmek ister, hakkında sorular sorar vs. ama kediciyseniz iş çıkışı eve dönmek zorundasınızdır. duvarda lazer gezdirmek, yerde top yuvarlamak, havada kedi oltası sallamak ve o arada kedilerle konuşmak da bir nevi sosyalleşmedir kendimize haksızlık etmeyelim.
bir kediye bile bakmaktan aciz olmak
katılmadığım önerme. insan önce kendine bakacak, belirli bir düzeyde kendi refahını sağlayacak sonra bir canlının sorumluluğunu alacak. kendine bakamayan bir canlıya bakmasın olabilir ama bir canlının sorumluluğunu alamayan kendine bakmasın nedir. bir yurt odasında kalan ailesinin verdiği harçlıkla geçinen biri kedi mi baksın ? bakmasın, bir kaç metre kare bir yere bir canlıyı hapsetmek, bir sağlık sorunu yaşadığında onu tedaviye ettirecek imkanlara sahip olamamak kediye iyilik etmek değildir. kedi, köpek bunlar hiç büyümeyen çocuklardır, evin birer bireyidir. hayatları boyunca barınma, beslenme ve tedaviye ihtiyaç duyacaklar. hiç birini insanların desteği olmadan kendi başlarına sağlayamazlar. akvaryumdaki balığı düzenli vet. kontrollerine götürmek zorunda değilsiniz, onunla oynamak veya gezdirmek için zaman ayırmak zorunda değilsiniz. 50x100 cm den daha fazla alana ihtiyaç duyacaklar. bir iki gram yem ile besleyemezsiniz. v, vs. önce kendi yaşam şartlarınızı iyileşitirp sabitleyin sonra bir canlıyı hayatınıza alın.
veterinerlere güvenmek
genel olarak tüm kliniklerin ve veteriner hekimlerin artı, eksi tarafları var. ben sonunda farklı işlemler için üç klinikte karar kıldım. aşı, ilaç, muayene gibi işlemler için seçtiğim bir klinik ve hekim, bu klinik hem yakın hem de ücretleri daha makul. cerrahi müdahaleler için başka bir klinik ve hekimi, bu klinikte ameliyat gereçleri konusunda daha donanımlı ve hekimi bu konuda çok iyi. bir de serum takılıp yatış gereken durumlarda diğer bir klinik, bu da yatış bölümü daha konforlu ve hijyenik olduğu için.
keşke hepsini bir arada bulabileceğimiz bir yer olsaydı böylece takiplerini yapmak da daha kolay olurdu ama olsun hiç değilse büyük şehirde seçeneklerin mevcut olduğu bir yerdeyiz.
kedicilerin ortak özellikleri
birbirinin benzeri veya eşi bir sürü ev kıyafeti vardır. neden ? çünkü yeni alınmış olmasına rağmen üzerinde delikler vardır ve atmaya kıyılamaz evde giyilir .
vaşak
sadece geceleri avlandığı için hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın çok nadir görüntülenebilen bir türmüş. vahşi yaşamı görüntülemek isteyenlerin ömrü boyunca bir kez karşılaşabilirlerse kendilerini şanslı sayacakları bu güzel canlıyı suşehri muhtarı ikibinli yıllarda elleriyle boğarak öldürmüş. kendini koruduğunu söylemiş, ellerinle boğabilecek kadar zapt edebiliyorsan sadece etkisiz hale de getirebilirdi muhtemelen. hadi yapamadın mecbur kaldın insan biraz üzülür cesediyle aile boyu poz vermez hiç değilse. bir yerlerde izlemiştim, karadenizli bir amca dağda bir ayıyla karşılaşmasını, kavgasını verdiği yaşam mücadelesini ve onu öldürmek zorunda kalışını anlatıyor ve şöyle bitiriyordu " keşke yapmasaydım, birbirimizi bırakıp gitseydik hala evlat acısı gibi gelir o ayıyı öldürmüş olmam. hayattaki en büyük pişmanlığım, asla unutamam " yaşadığı toprağı sevmeli insan o toprakların karıncasına basmaktan imtina etmeli yerde biten otun bile kıymetini bilmeli ki bu kadar kolay kıymasın.
yumuşko
şöyle ponçik isimlerle gelmeyin kardeşim " yumuşko, pembegöbekliyavrukedi " olan kedişlere oluyor gidip onları öpe öpe bitiresi geliyor insanın.
şaka bir yana, hoşgelmiş.
erkek kedilerde idrar sorunu ve kristalleşme
eğer idrar kanalı tıkalı değilse yani kristalleşme çok ileri düzeyde değilse klinikte idrar alımını basit bir bası uygulama hareketiyle alıyor vet. hekimler. idrarı sonda takarak almak zorunda kalacak kadar ilerlemişse hastalık, zaten evde idrarını yaptırabilmek pek mümkün değildir.
kedi sözlükte eksi oy verilmemesi
kedi para ile alınıp satılabilir, cins kedi üretilmelidir içerikli entryleri okumaktan zevk almasam da tümünü büyük bir zevkle eksiliyorum.
pro plan
düşük tahıllı nd kullanımı sonrası oğlumun idrar kanalı tıkamıştı. hillsin tedavi mamalarını kullandıktan sonra veterinerimiz proplan önermişti. ben de içeriğini tam olarak bilmediğim için bir araştırayım deyince, vet. hekimimiz açık proplan satışımız var isterseniz az bir şey alıp deneyin araştırana kadar dedi. 1 kg almıştım, çok sevdiler ama mama taneleri içinde kıl, tüy benzeri şeyler gördüm ve bir daha alıp kullanmadım. sonrasında hep aynı mamayı yemesinler diye tekrar aldım bu kez kapalı paket, tanelerde herhangi bir gariplik görmeyice tadını da sevdiler epey dönüşümlü olarak kullandığım mamalardan biri oldu. önceki hafta 4 ekim münasebetiyle mamalar indirime girince bolca felix yaş mama aldım ve 10 gündür de her gün veriyordum 2 öğün, nede olsa onların haftası kutlasınlar diye düşündüm. 2 gün önceyse oğlumun yine idrar yolu sorunu yaşadığını fark ettim. muhtemelen fazla yaş mama yüzünden oldu. vet.e gittik ve tekrar tedavi mamasına başladık. bu kez pro plan veterinary diets'e başladık. bakalım tedavide ne kadar katkı sağladığını bitince not düşerim. kullanan var ise deneyimlerini aktarırsa memnun olurum ayrıca.
kedilerin sevdiği şarkılar
kent şarkıları : deniz anlatıyor mu beni sana . milo'şumun şarkısı bu, ama ben söylediğimde daha mutlu oluyor. gözlerini kırpıştırıyor, havayı yoğuruyor patileriyle
dumişim ( duman ) daha entelektüel mi ne, pavarotti seviyor. zaten kendisi de görünüm olarak pavarottiye benziyor , heybeti falan. farid farjad dinlemeyi de çok seviyor, en sevdiği golha.
prenses kızım diya ise, youtubeden catmusic kanalını dinlemeyi seviyor. bir de kuş, ördek sesi falan varsa o kulaklar birden dikleşip sağa sola dönmeye başlar. ben ona şarkı söylediğimdeyse ille o da eşlik edecek, sevgilim sen ve ben sevgideeen, mioww miiooww, çok ayrı şeyler anlıyoruuuzzz meeeooooww