felçli engelli kediler
kedilerin her koşulda yaşama tutunma azimleri muhteşem. insan hayranlıkla izliyor onları. ayrıca cavidan'ın fotoğrafını gördük şekli şemali güzeller güzeli. kardeşleri ona gösterilen ilgi yüzünden kendisini kabul etmiyor olabilirler.
defilede podyuma çıkan kedi
süper model diye buna derim
yazarların sevdiği diziler
ufak tefek cinayetler 1. sezon desperate housewives tadında güzeldi ama 2. sezonda izlemekten vazgeçtim, vasattı 2. sezon ilk bölümleri.
ara sıra anneme uğradığımda - alt katta olduğundan mütevellit günde 5 kez falan oluyor bu ara sıra - yine bir dizi başında buluyorum. ben de biraz takılıyorum yanında tv izlemeye ve soruyorum " o kim? bu neden böyle yapıyor? bu kız bu adamın neyi oluyor ? " annem de bi güzel anlatmaya başlıyor ama anlayabilene aşk olsun, bilmiyorum hakikaten dizilerin kurgusu mu o kadar komplike yoksa anneciğim bir diziden diğerine geçerken karakterleri de mi transfer ediyor kafasında bilemedim.
kedilerin gariplikleri
her odada su kapları mevcut ve doluyken, ille de yarısı boş su bardağına patisini batırıp yalamak suretiyle su içmek.
nal kadar dikeni olan kaktüsü kemirmek.
halı altına ufak tefek şeyler saklamak.
mamayı yiyip ayrılırken tabakta kalan mamaların üstüne patileriyle toprak atma hareketi yapmak. - gömüp saklıyor güya -
yüksek bir yere çıktığında aşağıda kalan insanına " ah canım aşağıda havalar nasıl " bakışı atmak.
kolunuzu kapıp fıtıfıtıladıktan sonra tek gözünü kırpıştırıp jet hızıyla kaçıp uzaklaşmak.
çiğ beslenme
parazit korkusu yüzünden hiç bu şekilde beslemedim kedilerimi. ama düzenli parazit aşılaması yapılıyorsa yine de bir sorun yaratır mı çiğ besleme ? ben de merak ediyorum.
kediye sarılıp ağlamak
kediler enerji canlılarıdır. siz sinirliyseniz örneğin bunu hemen hisseder ve o da agresifleşebilir veya tedirgin olur. mutsuzsanız yine aynı şekilde tedirgin olur, üzülür. bir kaç kiloluk minik bir canlının üstüne bu negatif duyguları boca etmeye hiç gerek yok bence. çocuklarmış gibi düşünün onları, nasıl ki bir çocuğun yanında mutsuzluğunuzu ve öfkenizi belli etmemeye çabalarsınız, ki bilirsiniz ki çocuk fikri ve duygusu olayı sizin yaşadığınızdan çok daha ciddiymiş gibi algılar ve travma yaşar, korkar, üzülür, aynı şekilde kedinizi için de bu durum endişe verici olabilir. insanlık hali elbette üzülüp mutsuz olduğumuz, öfkeli olduğumuz zamanlar olacak ama böyle anlarda gidip " ay minnoşum gel beni teselli et " gibi bir davranış doğru değildir bana göre. böyle zamanlarda o zaten sizin ne hissettiğinizi biliyordur ve tedirgin bir şekilde etrafınızda dolaşır, bu olduğunda kalkıp ona biraz yaş mama veya bir küçük ödül verin ve şöyle diyin " bari birimiz mutlu olalım "
kedicileri köpekseverlerden ayıran en temel özellik
sanırım köpek insanı sahip olma duygusunu - güçlü, güzel bir yaratığa ve onun her koşulda sunduğu sınırsız sevgiye, sadakate- derinden yaşıyordur. kedi insanı ise huzurlu bir teslimiyeti yaşar ve iki tarafında birbirine tanıdığı kendi olma, yalnız kalabilme alanının varlığından faydalanır.
sokak kedilerini beslemek
küçük iyiliklerden doğan güzel bir enerjinin etrafa yayılması, katlanarak çoğalması ve dünyanın daha yaşanır bir yer olması demektir.
aniden bir yere kitlenen kedi
yazarların kedilerden sonra en çok sevdiği hayvan
bence tüm hayvanlar muhteşem yaratıklar ama en çok hayranlık duyduğum hayvanlar sırasıyla köpekler, atlar, kurtlar, ayılar, tilkiler, maymunlar ve filler
sadece yavru kedi seven insan
beni öfke ile suskunluk arasında çok da fayda sağlamayan bir tonda yakınmaya hapseden insan tipi.
her canlının yavrusu güzeldir evet, hayranlık uyandırıcıdır ama sadece yavru olduğu için sevmek gerçekten sevmek değil bencilliktir. kendi eksik sevme duygusunu tatmindir. özellikle yavru kedi sahiplendirme ilanlarında karşılaşırız sıkça bu tip insanlara.
dün verdiğim ilana dönen şöyle bir tanesiyle konuştum örneğin.
- daha önce kedi baktınız mı?
- evet çok baktım
- kaç tane
- en az dört beş tane
- ne oldu onlara
- büyüdüler evden kaçtılar
- anladım olur öyle şeyler, yanlız bu sorduğunuz yavru sahiplenildi fakat bir kedimiz daha var 3 yaşında çok sevecen çok uysal tam ev kedisi asla kaçmaz evden, kapıyı açık bıraksanız bile çıkıp gitmez, onu sahiplenmek ister misiniz ?
- ya yok ya biz yavru istiyoruz bizimle büyüsün istiyoruz
buna benzer bir kaç görüşme daha yapınca ilanlara dönenlerle, açtığım ilanı pasif hale getirdim ve yavrumuzu bahçeye annesinin yanına geri bıraktım. uzun, güvenli, sağlıklı bir yaşam sürme şansı böylece üçte iki oranında düştü. ertesi gün bahçeye indiğimde yavruyu göremedim, sonra bir miyavlama sesi geldi karşı komşunun evinden. seslenip sordum,
- beyaz yavruyu gördünüz mü?
- evet, bizim evde
- öyle mi, siz mi sahipleneceksiniz
- çocuklar çok istedi sevmek için aldık
- güzel, siz de kalacak o zaman değil mi?
- yok, kızım da gelsin biraz sevsin sonra geri bırakacağız
- anladım, şu sarı kedimizi tanıyorsunuz değil mi? yan komşu bebekken onu evine alır, sever, oynardı ve biraz büyüyünce kovalamaya başladılar içeri girmesin diye. 3 yıl oldu hala açık kapılardan gizlice içeri girip bi köşede saklanıp uyumaya çalışıyor. hepiniz şikayetçisiniz bu durumdan. bu kediler hastalanıyor ben bakıyorum, mamasını suyunu barınağını ben yapıyorum ama buna rağmen sadece sahiplenilme şansları varsa veya hastaylarsa alıp dokunuyorum o arada seviyorum, benim de içim gidiyor yavrulara ama onların güvenliği için elzem değilse dokunmuyorum. onlar çocuk oyuncağı değil, anlayabiliyor musunuz ne demek istediğimi ?
- evet, haklısınız, doğru söylüyorsunuz
ve bu konuşmanın üzerinden saatler geçiyor yavru hala bahçede yok, içimden herhalde anladı hak verdi dile getirdiği gibi ve onu sahiplendiler diye düşündüm. aradan bir kaç saat daha geçti baktım yavru bahçeye bırakılmış tekrar. kendime dedim ki ne enayisin ya, o kadar çene çalacağına hemen geri isteseydin yavruyu. çünkü ben olsam evet haklısınız dediğim noktada ya yavruyu hemen geri bırakırım ya da bırakmıyorsam o anda onu evlat edinmişim demektir.
bunlar sadece bir iki örnek. zarar vermediklerine en azından yavruları olsun sevdiklerine şükür mü etmeli isyan mı etmeli artık karar veremiyorum. karar veremiyorum çünkü böyle kedi sevmek böyle hayvan sevmek olmaz deyip kapıları kapatmak yarar sağlamaz, anlamalarını istiyorum ama genele bakınca anlamaları o kadar uzun sürecek gibi görünüyor ki o zamanı hesap ederken yoruluyor insan.
bahçeli evim olsaydı insanı
1 - bahçeli ev yok kedi yok, elde var sıfır
2 - bahçeli ev yok kedi var, elde var bir
3 - bahçeli ev var kedi de var, yeme de yanında yat
kedi tıraşı
sadece bir kez kedimi anestezi altında traş ettirdim yıllar önce.ve o biraz geç uyandı bu korku da bana yetti. bir traş için değer miydi risk almaya nasıl böyle bir aptallık yaptım diye kendi kendimi yedim. sonrasında traş makinesi satın alıp kendim yaptım bu işlemi. bir kediyi traş etmek 2,3 gün sürüyordu bu halde, ama olsun zamanla hem kedilerim alıştı, daha çabuk bitirmeye başladık. hem de ben ustalaştım gayet güzel görünüyordu traşları . ama bu yıl kedilerin tüylerini kışın soğuktan yazın sıcaktan korunmak için kullandıklarını traş edilmenin onlara yarar değil zarar verdiğine dair şeyler okudum, diğer yandan bunun aksini söyleyen yazılar da okudum ve çok ikilemde kaldım. bu yüzden sadece çok fazla tüy topağı kusan kedimi traş ettim. ki o da eve son gelen 3. kedimdi, ilk traşıydı ve işlemden sonra çok mutsuz olduğunu fark ettim böylece bir daha kedilerimin tüylerini kesmeme kararı aldım. bunun yerine düzenli taramaya karar verip, tüy dökümünü minimuma indirecek formüller aramaya koyuldum.
gökçer korkmaz
" instagram hesabına göz attım şimdi, çok tatlı bir adammış. patifood hesabı varmış bir paylaşımında gördüm. ben gönderecek miyim? hayır, çünkü; kendi sokağımda ki minnoşlarımdan sorumluyum ve zamanımı, enerjimi, bütçemi hem sokağımdaki kedilere hem de kendime adil bir şekilde bölüyorum. ama zamanı olmadığı için sokak hayvanları ile ilgilenemeyenler gökçer bey gibi kendini sokak hayvanlarına adamış kimselere destek olmak isteyebilir diye instagram paylaşımını buraya kopyalayalım.
gokcerkorkmaz: aklìnìza, gönlünüze, yüreginize geldiğimizde ; herhangi bir gün de olsa, bize mama yollayabilirsiniz kolayca.. bir yerde herhangi bir günde bir fincan kahve içtiğiniz kadar mütevazi bir şey gibi düzenli olarak profilimdeki linkten aklıniza geldikçe kolayca mama yollayabilmeniz mümkün. bir küçük poşet bile olsa. mama kumbarası ile bunca kişi bir küçük poşet bile yollasa, birikip, bunca insan el ele en azından mama bitiyor stresi olmaz. olabildiğince kalbinizi uzatmanızı ümit ediyorum. profil fotoğrafının hemen altında onlara kolayca mama temin edip ulaştırabileceğiniz resmi patifood.com linki var. az çok demeden kolayca gönderebileceginiz mamalar bana kolayca ulaşacak bu zamana kadar olduğu gibi.
https://www.patifood.com/gokcer-korkmaz "
gereksiz gördüğünüz bir aşı uygulaması var mı
dışarı çıkmayan, aşısız hayvanlarla temas etmeyen, seyahat etmesi gerekmeyen kediler için kuduz aşısını gereksiz demeyelim de çok gerekli görmüyorum. bu konuda vet. hekimler de farklı görüş bildirdiklerinden belki böyle arada kaldım.
2. olarak 3 yaştan sonra karma aşıların her yıl yapılmaması gerektiğini düşünüyorum artık. 4. yaş aşılamalarından sonra 2 kedim de günlerce hastalandı. internette karma aşı periyodları ile ilgili araştırma yaptım o zaman ve 3 yaş sonrasında bu aşıların bazı yan etkileri olduğunu okudum. ve artık karma aşılar yerine yıllık check up yaptırmaya karar verdim, öyle çok teferruatlı değil ama bir kaç tahlil şeklinde check uplar.
yazarların kedilerine hitap ederken kullandığı kelimeler
anne kuzusu, minik balım, prenses kızım, güzel oğlum, yavru kuşum, bal peteğim, minnoşum, tontişim, tavşanım, pamuğum, zümrüt gözlüm, pamuk tüylüm, tatlı patilim, kadife kulaklım vb.
rutin olarak iç dış parazit uygulamanın gerekliliği
ilk kedimi sahiplendiğimin hemen ertesi günü vet. kontrolüne götürdüm ve hekimin önerdiği tüm aşıları sıralı olarak yaptırdım. sonrasında düzenli olarak 3 ayda bir iç ve dış parazit uygulamasını yaptırmaya devam ettik. 7-8 ay kadar sonra kızımı sahiplendim facebook ilanlarından. kızım 3 aylık kadardı. onu da aldığım gibi hemen vet. kontrolüne götürdüm ilk kedimde olduğu gibi tüm aşıları yapıldı. kızım zayıf olmasına rağmen karnı çok şişti. aşırı iştahlı olmasına bağladım ama sonra yürürken dengesinde bir tuhaflık olduğunu fark ettim, resmen sola çekiyordu. karnın sol tarafı daha şişti. tekrar kliniğe gittik ve bazı testler yapıldı. fip, toksoplazma, kan testleri. bir sorun gözlemlenmedi. 2. doz aşıları yapıldı. 7 aylık olana kadar düzenli iç dış parazitleri tekrarlandı. bu arada aşırı ama aşırı iştahı devam ediyordu. öyle ki bir kedinin en yemeyeceği şeyleri bile yiyordu. sebze gibi mesela. yeter ki yiyecek bir şey olsun. 7,5 aylık olduğunda kısırlaştırma ameliyatı oldu. uyandığında klinikten çıkıp eve geldik. o gün 3 defa ağız dolusu kancalı kurt kustu. ilerleyen günlerde kendini toparladığında daha normalleşti iştahı. onca parazit uygulaması neden işe yaramamıştı o zamana kadar. sonrasında internette araştırmalar yapıp bir çok parazit türüne etki eden profenderi kullanmaya karar verdim. ve parazit aşısından daha etkili olduğunu gözlemledim. aşağı yukarı 4 yıldır 3 ayda bir iç parazit uygulamasını yaptırıyoruz. bir kez arada bir dışarı çıkan kedim hariç diğer ikisininin parazit uygulamasını yaptırmadım bilerek ve sonuçları çok olumsuz oldu. bir gün bir bakıyorsunuz yer gök minik pirinç tanelerine benzeyen dökülmüş parazitlerle dolu. benim önerim, " çiğ besleme yapmıyorum, yıllardır düzenli aşılattım zaten bir şey kalmamıştır, dışarı çıkmıyorlar, temizliğe çok özen gösteriyorum " gibi düşüncelerle hareket edilmemesi. ben bu sebeplerle bir kez geciktirdim ve sonrasında iki doz halinde uygulama yapmam gerekti. hiç dışarı çıkmasa bile, siz hiç başka bir kediyle temasta bulunmasanız bile havada yakalayıp mideye indirdiği sinekten bile parazit geçebilir kedinize.
ısıran kedi
kavga sırasında tüy dökülmesi genellikle pençe darbeleriyle olur. ısırma sadece diş izi yarası bırakır ki o da bir toplu iğne başı kadar olur ancak. diş darbelerinin aynı bölgeye sıklıkla isabet etmesi kabuklanan yaralarla birlikte tüylerin dökülmesine neden olur ancak, diye düşünüyorum. hiç kabuklanmış yara izi yoksa tüylerin dökülmesine bir enfeksiyon neden olabilir. aralarında ki geçimsizlik birinin saldırısı diğerinin savunması olabilir. yani saldırgan olan hangisi onu tespit edip neden agresif davranmaya başladığını bulmanız gerekir sorunu çözmek için.
kediyle uyumak
kediyle uyumanın her şeyi harika, iyi güzel ve muhteşem lakin, bir şikayetim var. tam tatlı tatlı uykuya geçiyorum " çıp çıp çıp çıp " bir kere de temizlenmeden yatın gitsin, sanki küf tutacaklar !
birden fazla kediyle yaşayan kediciler
bahçede yıllardır sabit 6 kedi ama onların yavruları geleni gideni sayıları kışın 10 yazın 15 tanenin altına düşmüyor. sokak kapısında yıllardır sabit 7, aynı şekilde onlarında yavruları arada uğrayıp görülmez olanları ile 10 -15 tane. her zaman su ve sabah akşam mama gerektiğinde vet. hizmeti. evde de 3 tontiş. bir de geceleri artan yemekler ve su için gelen 3 köpek. vay be neredeyse barınak vasfı kazanacağım.