kucağa aldırmayan kedi
küçük canavarınız, sevmek, sevilmek, kucağınıza atlamak, göbeğini kaşıtmak gibi durumların yer ve zamanını kendisi tayin eder, bunu siz yapamazsınız, hatta birçoğu vıcık vıcık ilişki durumlarından nefret eder ve gereksiz samimiyete izin vermez.(istisnalar hariç)
iyisi mi yüzünüze, gözünüze okkalı bir tırmık yemek istemiyorsanız, o istemeden kucağınıza falan almaya çalışmayın, dikkat edin, o da sizi hiç kucağına almaya çalışmıyordur zaten.
yazarlardan ev yapımı mama tarifleri
ishal olan minnaklar için, tecrübeyle sabit ve etkili bir tarif vereyim:
bir miktar haşlanmış tavuk (ben but kısımlarını tercih ediyorum) , ufak 1 çay bardağına yakın haşlanmış pirinç ve büyüklüğüne göre 1-1,5 adet haşlanmış patates.
ayrı kaplarda haşladığımız bu üçlüyü, aynı kapta birleştiriyoruz ve üzerine 3-4 yemek kaşığı tavuk suyu ilave ederek blender yardımıyla püre haline getiriyoruz.
biraz damaklarına yapışsa da, afiyetle yiyorlar ve gerçekten işe yarıyor.
tabii bu arada klinik desteğini de ihmal etmemek gerekir ki, kliniğe aldırdığım her vaka için bile bu tarifi hazırlar ve götürüp yediririm. şifa olsun.
tanımadığınız birisinin kedici olduğunu anlama yolları
aşağıda yazılanlar, kedici kadınlar içindir:
1. çantada mama
2. tüy toplama rulosu yahut koli bandı
3. kıyafetlerde ne kadar temizlerse temizlesin, gözden kaçan birkaç kedi kılı
4. el, kol, bacak, boyun gibi vücudun bilimum yerlerinde dikkat çeken çizikler
5. genelde tırnaklar kısa ve ojesiz
6. nazik, naif, kırılgan
7. yüzüne baktığınızda, insanın içini ısıtan
8. güler yüzlü, samimi
9. konuşmaya başladığınızda, saatlerce susmadan kediler hakkında konuşabilen
10.ses tonu, tıpkı bir kediyle konuşurcasına sempatik
velhasıl güzel insanlardır onlar, üzmeyelim kedici kadınları...
kedili sözler
hayatta, bir kedi tarafından karşılanmaktan daha fazla, insanın içini ısıtan çok az şey vardır.
(tay hohoff)
kedi sözlük yazarlarının yaşadıkları şehirler
ankara'da, ankara'lı bir kedici kadın.
parayla kedi almak
almadı.
almıyordu.
almayacaktı.
çünkü; bir canlıya ırk,tür,cins ayrımcılığı yapmak ve para karşılığı alıp satmak, etik gelmiyordu.
ünlü kediler
kendileri ankara'mızın ünlüleridir:
meclis kulisi ve bahçesinde hayatını devam ettiren ve vekiller tarafından 'kulis' adı verilen kedicik.
bir psikopat tarafından işkenceye maruz kalan ve cat hospital'da yaşamını sürdüren güzeller güzeli 'umut' kedi.
en az üç kedi
buradan itiraf ediyorum, halim içler acısı. 4 kız , 2 oğlan anası olarak; mamasıydı, kumuydu, oyuncağı, aşısı, vitamini, ödülü, yatağı, tırmalama tahtası, kısırlaştırma operasyonları, bıdısı dıdısı şeklinde liste uzayıp giderken ve evde kullanılabilir durumda tek bir eşya bırakmamışlarken; ‘allah rızkını verir, her çocuk rızkıyla gelir’ diyerek, fakirliğime bakmadan bu kadar evlat edinip, sonrasında ‘bakacağın kadar çocuk yap’ argümanını düstur edinmiş bulunmaktayım.
yukarıdaki cümleleri kuran beyin’di, bunları duyan kalp dedi ki: dünya bir yana, mis kokulu tüy yumaklarım benim yanıma, hatta al eve bi tane minnak daha…
kedilerde tüy sorunsalı
kedilerinizi traş ettirmeyiniz, yıkamayınız. onun için yapabileceğiniz en iyi şey, kaliteli bir tarak alarak haftada iki, üç tüylerini taramak, hımmm bunu yapıyorsunuz ve tüyleri dökülmeye devam mı ediyor, edecek tabiki bizlerinde tüm vücut kılları dökülmeye devam ediyor, unutmayınız.
4 ekim hayvanları koruma günü
ülkemizde bunca vahşet yaşanırken, bu günün bir anlam ve önemi var mı gerçekten. (kesilen kediler, zehirlenen köpekler vs.)
bizler istesek de istemesek de, türlerin yaşam hakkına saygı duymayı ve doğal yaşam alanı bırakmadığımız gibi, hiçbir yere sığdıramadığımız bu canlılarla beraber, insanca yaşamayı öğrenmek durumundayız.
buradan ve sesimin duyulduğu her yerden ifade etmek isterim ki, tüm yerel yönetimler, etkili ve yetkili tüm kurum ve kuruluşlar...
mevcut yasada gerekli düzenlemeler acilen yapılmalı, hayvanlar mal değil can olarak görülmeli ve tck kapsamına alınarak alt sınırı üç yıldan başlayan hapis cezası verilmeli, ayrıca belediyelerin de ceza kapsamına alınarak orman su müdürlüklerinin belediyeler üzerinde yaptırımı olmalıdır.
unutmayalım ki hayvanla başlayan bu eziyetler ve sapık zihniyetlerin zulümleri, sonrasında çocuk ve kadına uzanmaktalar ve talep ettiğimiz bu yaptırımlarla da aslında yine hayvanların haşam haklarına saygı duyanlar olarak, insan hayatının korunmasını talep ediyoruz.
kötülüğü, zulmü yapanın, yanına kar kaldı devrini kapatalım artık.
kutlu olsun 4 ekim.
kedi tribi
şiddetlidir, pistir ama bütün bu huysuzluğu, uyuyup uyanana kadardır. sonrasında o melek, sen mutluluktan kelebek...
eğitimli kediler
kedileri bizler eğitemeyiz sevgili dostlar, tam tersi kediler biz insanoğlunu eğitir, en tatlı uykunda, kalk bana yatak odasının kapısını aç der (gecenin üçü) açarsın, bu su pis, içmem der değiştirirsin, mamasını beğenmez (ben şimdi bunu mu yiyeceğim diye, başlar mama kabını örtmeye) tazelersin, uykunun en tatlı anında, onun avlanma vakti gelir, sağ kalabilmek için yorganın en içine gizlenirsin, kumunda ufacık bir pislik varsa, seni yatağının üzerine işemekle tehdit eder, temizlersin...
en önemlisi ise o sana yaklaşıp kendini sevdirmek istemiyorsa kii, sıkıysa sev bakalım (herbiyerin tırmık, çizik) sevemezsin, çünkü sorar ertesi gün tüm eş dost arkadaşların,neden böyle elin kolun, yoksa sen mazoşist falan mısın diye.
kısacası ben onların eğitilemeyeceğini ve bizlerin o dehşetengiz minnakların kölesi olduğumuzu yıllarrr, yıllar öncesinden öğrenmiş bulunmaktayım.
yazarların kedi kumu tercihleri
bentonit ince taneli tercih ediyorum. ever clean oldukça başarılı fakat, fiyatlarına bakılacak olursa, evinde birden fazla paticanla yaşayanlar için fazla pahalı.
vancat ve sanicat kullanıyorum ve fiyat performans olarak değerlendirirsek, çocuklar mutlu, cüzdanım mutlu.
kimleri kedici yaptınız
övünmek gibi olmasın, ma aile doğuştan kediciyiz. eee hal böyle olunca sülalenin yarıdan çoğu, arkadaşlar, mahallemizin bir kısmı ister istemez kedici olmak durumunda kaldılar. kedici olma konusunda direnç gösterenleri ise, birtakım baskı, şiddet ve zulüm yöntemleriyle dize getirip kedici yaptığımız doğrudur.
kedilerin küçük şifacılar olması
uzun zamandır merak ettiğim konulardan biri, kediler hayatlarımıza giren birer küçük şifacı mıdır gerçekten.
kedili şiirler
tablo
kedi kadının yanındaydı,
kadın gecenin yanındaydı.
kedi gitti geceye değdi,
karardı,
döndü kadına değdi.
bir kadın portresi belirdi;
elinde siyah bir gül vardı,
kucağında kırmızı bir kedi.
özdemir asaf
yazarların kedi maması tercihleri
çocuklarımın hepsi, hayatımıza ciddi sağlık problemleriyle girdikleri için bu konuyu elimden geldiğince araştırdım ve kuru mama olarak ilk bebeklik dönemlerinde (bkz:
royal canin baby cat) ile besledim, ergenlik dönemine geçişte (bkz:
acana) ile devam ettim ve kısırlaştırma operasyonları gerçekleştikten sonra (bkz:
royal canin fit32) kullanmaya başladık.
tabi bu arada haftada bir haşlanmış yumurta, haşlanmış ciğer, kemiksiz tavuk, yoğurt ve kefir, ton balığı ve yaş mama olarak da yine royal canin ve gourmet çeşitlerini tercih ediyorum ve yine yaş mamalarının içine haftada bir bıldırcın yumurtası ekliyorum bayılıyor, minik seri katillerim.
yani kısaca özetleyecek olursak, ana yüreği işte, yemedim yedirdim, giymedim giydirdim.
missgaia
çaylağım,eziğim, çölde küçücük bir kum tanesiyim ben, derken bir baktım ki yazar oluşum. bir gün, tüm gezegenin kedici olması temennisiyle, hoş buldum efendim, çok hoş buldum.
sokak kedilerini beslemek
çantanda her daim onlar için mama bulundurmak demek, fakat ne yalan söyleyeyim arada ığöğğğhg mama vermeyin şunlara diyen çatlak sesler çıkınca, ağzına kürekle vurası geliyor insanın.
yazarların kedilerden sonra en çok sevdiği hayvan
kedi, köpek, kuş,fil, keçi, inek, maymun, eşek, fare, at...bitmez bu liste, kısaca eklem bacaklılar hariç (burada yazar, tür ayrımcılığından linç edilme olasılığını unutmuştu) hepsi candır, iyi ki vardır.