rene

Durum: 135 - 0 - 0 - 0 - 07.11.2019 21:26

Puan: 2824 - Minnak Kedici

6 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazarkedi.

0
  • /
  • 7

tuxedo

smokinli kedilerin iyi bir zekaya sahip olduğu iddia edilir. aynı zamanda suyu sevdikleri, iyi yüzdükleri de söylenmekte. zekaları konusunu birebir yaşıyorum ve katılıyorum. aile üyelerine karşı korumacı oldukları da yine yazılan ve sahiplerinin iddia ettiği bir başka söylemdir. işin kısası tuxedonuz varsa hayat size güzel

sarman

sarman veya sarı tekir, sarının tonlarına sahip kedilere genel olarak verilen addır. aynı zamanda isim olarak da sık duyarsınız. sarmanlarla ilgili benim ve çevremdeki kediseverlerin gözlemlediği bir tespit var ki genelinin ilgiyi, sevilmeyi çok sevmesi cana yakın olmasıdır. tabi bu adı üstünde "genelleme". benimki çok deli öyle bir şey yok demeyin diye belirtmek istedim. genel olarak sıcak kanlı oldukları söylenen tekirin sarı tonlarında renklerine sahip kedilerimiz.

kedi nanesi

kedi nanesi ingilizce adıyla catnip, kedilerin büyük çoğunluğunun bayıldığı bir bitki türüdür. bu bitkinin aromasından catnip sprey yaparlar kedi divanı tırmalamasın diye tırmalama tahtasına sıkarsınız alışsın orayı tırmalasın diye, aldığınız oyuncak topla oynasın diye içine koyarlar veya üstüne sıkarsınız. saksıda yetiştirilebilen bir bitkiymiş ama tohumu nereden bulunur bilmiyorum, tohumu elinde olan varsa bir pm kadar uzağınızdayım

yılan seven insan

yılan bir çoğumuzu korkutsa da empati yaptığınızda bir kediden çok daha savunmasız olduğunu hemen fark edeceksiniz. ama işte o kımıl kımıl yapısı ve sessizliği yine de insanı ürkütüyor, alışılmayacak bir şey değil bence diyeyim apartman dairesinden yılanlara uzak bir yerden rahatlıkla atıp tutarak

barf

çiğ et diyeti, hayvanı sadece çiğ et veya sakatatla besleme veya %80 çiğ etle az biraz arada tahıl içerikliyle besleme diyebiliriz. kardeşimin eşi abd de yaşıyor, whatsapp dan görüşüyoruz bununla kaslı kaslı kedileri var evde 4-5 tane. dedim ne de olsa conilerin ülkesinde yaşıyor iyi mamayı bilir sorayım dedim. hangi mama ismini saysam bilmedi biliyor musunuz, öyle yerel markalardan bahsetmiyorum, royal canin, propaln, orijen acana falan diyorum tık yok, eline parlak kromaj renkli bir paket aldı dedi ben bununla besliyorum, cırt açtı üzerinden löp et döküldü tabağa hop diye. e dedim zararlı değilmi kurt olmuyor mu, yoo gayet sağlıklılar dedi.

sonra araştırdım biraz bu mevzuyu ve işin ucunun yurt dışında vet fakülteleriyle ortak çalışan mama markalarına kadar gittiğini yazıyor internette. yani barf destekçisi hayvan severlere göre hayvan doğal ortamında yaşayamıyor da olsa diyeti belli bunun diyorlar, çiğ yiyecek etobur bu diyorlar. barf diyetiyle hayvanın kurtlanması veya başka bakteriyel bir hastalığa yakalanması riski ticari mamalardan farklı değil diyorlar. çiğ etin zararlı olduğunu da yurt dışında enstitülerle ortak çalışan mama markalarının kar-zarar hesaplarıyla pompaladığını iddia ediyorlar. şaka maka iyi saklanmış çiğ et diyetine tabi tutulmuş kedilerle ilgili eli yüzü düzgün bir araştırma vb. bulamadım ben. tabi türkiye kedicileri için imkansıza yakın bu diyet. yeri geliyor kendisi yemeye ucuz et için et balık kurumunda bayram önü iki saat sıra bekliyor insanlar. ama böyle bir şey de var bilin diye notumu bırakıyorum.

kedim beni anlasa ona söyleyeceğim tek cümle

lütfen her şeyi yemeye çalışma, en kaliteli sıfır tahıllı mama alıyorum, imkanım olsa barf besleyeceğim, hindistan cevizine bile sulanıyorsun, bu davranışların dışarıdan nasıl görünüyor lütfen bir kendine aynadan bak

anne altından yavru

ben bu platformu instagram da tarkan bey i takip ederken tanımıştım ve kedici dergisinden sonra bir de böyle bir proje çok hoşuma gitmişti. çünkü kedicilerin kediseverlerin hayvanseverlerin bir arada kendi deneyimlerini paylaşarak yazacağı harika bir index olur diye düşünüyordum. böylece kediseverler hem bir çok konuda bilgi edinir hem de piyasada boş yere veya olması gerekenden pahalı, gerekli gereksiz mamasından, aksesuarına, para ödedikleri bir çok ürünle ilgili biriinci ağızdan deneyimlemiş kişilerden bilgi alabilirdi. buna ek olarak sahiplendirme ile ilgili de bir başlık oluşturulabilir tıpkı gönüllü veterinerler listesi gibi çok yönlü işlevsel bir platform olur diye düşünüyordum. ancak şu başlık ve okuduklarımdan sonra şaşkınlık ve şok içerisindeyim. eğer bu platformu kedileri parayla alıp satmak amacıyla bir paravan bir reklam aracı olarak kullanıyorsanız gerçekten büyük ayıp etmişsiniz. insanların tamamen karşılıksız sevgilerini verdikleri canlarla ilgili gencinden yaşlısına paylaşım yaptığı şu ortamda ücretli hayvan alım satımını normalize etmek, hayvan severlere yapabileceğiniz en büyük kötülük olur, üstelik üç beş kuruş para kazanmak için.

ari kedi ırklarının korumasına her hayvansever gibi bende destek veriyorum. ancak bu durum farklı bir şey, parayla kedi satın almak farklı bir şey. bu durum sadece insanların bireysel özgürlüklerine ve tercihlerine indirgenemez çünkü kediler sokaklarda her gün ölüyorlar bir çoğu zor durumdalar. bir çok hayvan derneği köpek ağırlıklı çalışıyorlar, temel anlamda kediye yönelik faaliyet gösteren yerel ve küçük gruplar dışında hiç bir resmi dernek veya kurum yok. çünkü bu canlar göz önünde değiller, çöp kenarlarından, asfaltta ezilmiş ölülerinden başka daha yakından görme şansımız olmuyor. sadece annesinden olmuş muhtaç bir yavruyla karşılaştığımızda fark ediyoruz yaşadıkları zor hayatı. böylesine çok ve kontrolsüz ürerlerken ve böylesine yoğun bir şekilde insan eliyle her gün ölüyorlarken, vicdanlı hiç bir hayvan sever kedi satın almaz veya bunu normal görmez, göremez. kimse kimseye zorla bir şey yaptıramaz bireysel olarak kendine göre bir hayvanseverlik benimsemiştir parayla alır scottish ini bakar ancak bunu ticarethane mantığıyla yediden yetmişe tüm kediseverlerin buluştuğu platform adı altında normalleştirmeye çalışırsanız ben bunu kötü niyetli bulurum işin açığı budur. ticarethane mantığı ile kedi severlik uyumlu bir sonuç vermez, kedisever bunu giymez üstüne, köpek veya bir başka türden değil kedi gibi tamamen özgür ve bağımsız bir canlıdan bahsediyoruz. tüm söslyeceklerim bu kadar, teşekkür ediyorum.

kediler için su pınarı önerisi

ben driknwell den almıştım. 3-4 ay sonra kullanmayı bıraktılar. ben yinede ısrarla bir sene boyunca çalıştırdım. bir senenin sonunda çeşmenin motoru durdu. drinkwell i aradım, satarken görüştüğüm bey vardı ismini şu an hatırlamıyorum, motoru çalışmıyor dedim alalı bir sene olmadı daha bir kaç güne olacak dedim. motoruna garanti vermiyoruz onun dedi. yani iki sene garantili çeşme alırsanız bozulabilecek tek kısmı olan su altı motoru garanti kapsamında değilmiş. şaka gibi değil mi? neyse bir şekilde çözdük çalıştırdık ama içmeyi bıraktılar. çeşme krom olmadığı için plastik olduğu için kreç bağlıyor çaydanlığın içi gibi zamanla. sanırım o yüzden içmiyorlar.

kısacası alacak olursanız drinkwell markası dışında ve mutlaka krom veya çelik yani kireç tutmayan kolay temizlenebilen bir malzemeden alın. plastik çeşmelerin hem temizlenmesi büyük sıkıntı hem de ne kadar silerseniz silin zamanla kreç vs. süngerle bile çıkmayan bir tabaka birikiyor üzerinde.

tırmalayan ısıran kediyle baş etme yolları

kedinin ele ayağa saldırmamasını küçükten öğretmeniz gerekiyor, sonuçta onu oyun olarak yapıyor hayvan kendisini tanıyor bir anlamda küçükken. kediler kolay kolay bir şeyi öğrenmek istemezler ama küçükten itibaren ikazla ödül sistemiyle ele ayağa saldırma işini çözebilirsiniz ben öyle çözmüştüm. bizimkilere zorla elini uzatsan yine ısırmıyorlar sadece koklarlar.

kedi çimi

konforlu tüy atımı için macunlar çok pahalı, tek alternatifi de çimler. ben kendim hobi bahçeme ekiyorum ama kökünden koparıyor keratalar, e zaten büyümesi günler alıyor, bulursam çim adam alacağım en güzeli o, koparsa bile tohumu söküp gelemiyorlar ondan tekrar çıkıyor

yazarların kedi maması tercihleri

proplan kullandım uzun süre, bir ara nd aldım, royal canin aldım. kısırlaştırmadan önce yavrularken orijen kullanıyordum tahılsız. kısır kediler için tahılsız sterilised mama bulamıyordum piyasada. bir tane nd nin ürününü buldum o da tavukluydu ama tahılsız diye aldım şimdi onu kullanıyoruz. mama markaları kısır kediler için kırmızı etli sterilised mama üretmeli, kanatlı eti yiye yiye kanatları çıkacak çocukların

parayla kedi almak

arkadaşlar emin olun cins kedi alan ve satan bir yığın insan var. yani bir kişi dahi yaptığı bu yanlışı fark edip dönse hayvanlar için kar olur. sahiplendirme platformlarına sorun bir, sokakta cins kedi bulunduğunda ne kadar zamanda sahipleniliyor kaç kişi istiyor, normal kediler için ihtiyaç olduğunda kaç kişi başvuruyor. cins kediler bir gün bile durmuyorlarmış. e bu nasıl hayvan severlik, bu resmen ayıptır, kime neyin şeklini yapıyorsun ki sen? hangi kedisever gördün kedin cins diye sana imrenen? böyle bir şey varsa acıyorum onlara. ben şunu beslemek istiyorum diye bir şey mi var siz hayvanseverliği nasıl anlıyorsunuz, böyle bir şey değil başka bir canı sevmek. bunun adı gösteriştir, ama kediyle kime gösteriş yapılabilir onu düşünüyorum bulamıyorum. ben cins kedisi var diye hiç bir arkadaşıma imrenmedim, bende mi bir sıkıntı var onu da bilmiyorum.

hangi türe bakarsanız bakın, iyi bakıldıktan sonra o kadar güzeller ki, sevgiyle bakılan her canın tüylerine, gözlerine, enerjisine yansıyor bambaşka bir şey oluyor.

kısacası durum şu, bu platformu öğrenip gelmiş bir kediseverin kedisiyle ilgili daha sağlıklı daha doğru bilgi sahibi olması tüm kedilerin hayrına olur. ve buradaki bir çok kedisever size satın almayın sahiplenin diyor, gerçek sevgi budur diyor, kedilerin mal gibi alınıp satıldığı kafeslerde ömrünü tükettiği sektörlere destek olmayın diyor. bunu dikkate alırsanız bir hayvansever daha kazanmış olur kediler camiası, almazsanız kendi bileceğiniz iş, ama kendinize hayvan sever demeyin, sokaklarda ölen, sahiplendirilemediği için barınaklarda hastalık içinde ölen her canda sizin de bir vebaliniz var

yazarların kedi kumu tercihleri

piyasada çeşit çeşit kedi kumu satılıyor. ancak bunların bir kısmı hem kedinize hem doğaya uzun vadede zararlı, kanserojen özellikli. bir çoğunuz bu kumlardan alıyorsunuz çünkü kokmasın istiyorsunuz. silikaymış, parfümlüymüş, kristalizeymiş bir kere kedinize değer veriyorsanız bu kumları atın gitsin.

bahçeli eviniz varsa ve kedinizi düzenli aşılıyorsanız ve bahçeniz korunaklıysa kedi için en güzel hela bahçedir. yok efendim mikrop kapar, hasta olur vs vs. olur sonra iyileşir bir daha da olmaz en fazla bu olur. narin yapmayın kediye, kedi o, onun atası ormanlara hükmediyor afrika'da file söz geçiriyor.

bahçeli ev yoksa, apart, apartman dairesi ise iki seçenek var. bunlardan birisi bentonit dediğimiz doğal yapıdaki kumlar, bunların parfümsüzü tabiki. doğaya yine de zarar veriyor olsa da kediniz için ideal bir tuvalet kumudur.

bir diğeri pelet veya çam peleti dediğimiz kedi kumları. kedilerin bir kısmı bu kumlara rahatça alışırken bir kısmı alışamıyor örneğin bizimkiler alışamadı aylardır zorlasam da alışmadılar. bu kumlar minnak minnak uzun tanelerden oluşuyor ve suyu aldıkça şişip ince kum haline geliyorlar. ama kedi bu iri tanelerin üzerine çiş yapmaya başlangıçta alışamayabiliyor. bir deneyin en az 1-2 ay. baktınız alışamadı bentonit kumla karıştırarak kullanırsınız.

önerdiğim her iki çeşit kumu da piyasada silika, parfümlü vs diye satılan bir çok üründen daha uyguna bulabilirsiniz. hatta pelet kumlar suyu görünce dağıldığı için 20 kg luk bir çuval size aylarca yeter kedi sayısına göre.

gelelim koku olayına. düzenli temizleyince tuvalet koku yapmaz fazla. ama işiniz yoğun, zaman bulamıyorsunuz düzenli temizlenmiyor olabilir. bu durumda da kedi kumu kabını haftada, on günde bir tamamen boşaltıp temizlediğiniz genel temizlikten sonra, bir sıra inceden kumu gezdirip üzerine biraz toz karbonat dolaştırın, sonra kalan kumu üzerine atın. karbonat kokuyu bastırıyor baya etkili.

şimdiden kolay gelsin, hepinizi öpüyorum.

yazarların kedilerden sonra en çok sevdiği hayvan

kedilerden sonra diye ayıramıyorum malesef. kedileri çok seviyorum, çünkü doğayı kocaman kocaman binaların suni hayatların arasında tecrübe etme şansını yakalıyorum onlar sayesinde. her ne kadar yarı evcil bir tür de olsalar iç güdüsel olarak atalarının özelliklerinin çoğunu yaşatıyorlar. kedilerin yeri ayrı. kedilerden sonra tüm hayvanları seviyorum, onların yaşam alanlarına, haklarına saygılı olmayan insanoğlunun bunu öğrenene kadar çok şey kaybedeceğini düşünüyorum

kedinin bıyıklarını kesmek

dengeyi bıyıkla sağlıyor, hareketlerinde bıyıklarının payı büyük, böyle bir şey hayvana işkence etmek olur

kedilerin balkondan düşmesi sorunsalı

sosyal medya da en çok okuduğum acı haberlerden birisi bu kedilerin düşmesi. arkadaşlar kediler meraklıdırlar ve cama pencereye çıkarlar. atlamak için çıkmasalar dahi birlikte oyun oynarken veya koşarken açık balkona veya pencereye doğru atılıp aşağıya düşebilirler. kediyi sahipleniyorsanız bunun önlemini almanız gerekir, sineklik takabilirsiniz veya ekstra tozluk kapı yaptırabilirsiniz, böylece hem eviniz hava alır hem kedileriniz güvende olurlar. benim kedim atlamaz, düşmez diye düşünmeyin çünkü bu durumun garantisi yok, bu riski almaya değmez, bir tozluk yaptırırsın olur biter 100 lira için yoldaşının canını tehlikeye atma

ıslak burunlar

ıslak pembemsi burun sağlıklı kedinin habercisi, öpmesi de pek güzel olur

veterinerlerin bilinçli kediciye tahammül edememesi

bu durum veterinerin kedi müşterisi az ise yaşanıyor, takdir edersiniz ki tüm meslek erbapları aynı eğitimi alsa da bu iş pratikte bitiyor. kedilerle çok pratik yapmış bir veteriner ile sürekli büyükbaş hayvanlarla veya köpeklerle ilgilenmiş bir veterinerin kedilere yaklaşımı ve bilgisi aynı olmuyor. bilginin yanında veterinerlik empati isteyen bir iş tıpkı tıp gibi, nasıl doktorlardan yakınıyoruz aynı şey veterinerlerde de aynı, naif, empati yapabilen insanlar bu işleri kıvırıyorlar, haldır huldur tipler çok başarılı olamıyorlar. bu iş sizde bitiyor, siz takip edeceksiniz ne ypaıyor nasıl yapıyor.

bakın bir örnek vereyim, ben kedilerimi ilk sahiplendiğimden beri bir veterinere götürüyordum kendisi aynı zamanda arkadaşım. ne zaman götürsem kedilerim huzursuzlanıp sinirleniyordu ki normal karşılıyorum insanlarda bile hastane korkusu var, geçenlerde yine götürdüğümde önceden aramış olmama rağmen yerinde yoktu ve yeni mezun bir kıza kedileri emanet ettim, aşılarını bile vuramadılar. eldivenlerle kedileri tutmaya çalışırken kan ter içinde kaldılar ve kedileri strese soktular ikisi de psikopat oldu kedilerin muameleden. bende sinirlenip tekrar gelmemek üzere çıktım ve başka bir veterinere gittim. kadın gözümün önünde çalıştığı halde aşıyı ne zaman yaptığını anlamadım biliyormusunuz kedi tıslamadı bile eli o kadar hafifti ve hayvanın psikolojisini o kadar iyi çözmüş.

kedici mekanlar

izmir de insanların yürürüş yaptığı bir yer var fuar alanı içinde sanırım, adı gelmedi aklıma. koşu yolları falan var orman içerisinde. işte oraya gittim bir gün, bir mekan gördüm baktım çevrede kediler var oturdum bir şeyler yedim içtim. sonra çalışan adama dönüp ne kadar şanslısınız kedileriniz var bereket getiriyordur dedim. dönüp bana "ben onlardan nefret ediyorum" demişti hiç unutmam. nedenini sorduğumda 6-7 kişi geliyor çocuk kediden korktuğu için oturmuyor kalkıp gidiyorlar ben niye seveyim bunları dedi. ben de 6 kişi gider 10 kişi gelir böyle düşünme mesela ben kediler var diye gelip oturdum demiştim. yani mekanına göre değişse de kedilerden haz etmeyen ama müşteriler tepki gösterir diye fazla ses çıkaramayan bir çok mekan var. o yüzden gittiğiniz yerlerde kedilere kötü davranan işletmeleri uyarın ikaz edin

kedici kadın çekiciliği

  • /
  • 7

hatalı veterinerlerin kediniz fipten ölmüş bahanesi

yeni moda.

öncelikle;

(bkz:veteriner hatası sebebiyle kedinizin ölmesi)

1 hafta içinde 3 ölüm haberi aldım çevremden. üçüne de kediniz fipten ölmüş denmiş. ve üç hikayede de adı geçen veterinerler farklı. biri kısırlaştırma ameliyatının hemen ertesi günü ölmüş. fip sebebiyle öldüğü söylenmiş.

diğer ikisinde ise hikaye çok benzer. aileler evlerine yavru kedi alıyorlar fakat eve sokmadan önce veterinere bir götürelim diyorlar. iki veteriner de hemen iç dış parazit uygulaması yapıyor ve karma aşısının ilk dozunu yapıp gönderiyor ve 1 hafta sonra gelin diyorlar. sık aşılama sonrası hayatını kaybeden yavrular için "kediniz fipten ölmüş" deniyor. ben kedilerimi ilk aldığımda veterinerim "annesinden kardeşlerinden yeni ayrıldı, önce size alışsın, yeni evine alışsın. 15 gün sonra parazit ve aşılarına başlarız" demişti. bu süre içinde vitamin ile destekleyerek bağışıklık sistemini de güçlendirebileceğimi söylemişti. polivit, supravit gibi vitaminlerden suyuna katarak uygulamıştım. aşıların arasında da 21 günlük periyodlar oluşturmuştu. bazı veterinerler bu kadar hassas yaklaşıyorken bir diğer tarafta ise acele şekilde davranıp ölümlere sebep olanlar da var. sonuç şu ki veterinerlerinizi seçerken dikkatli olmalısınız. bazıları hayvanları çok iyi tanıyor ve işlerini muazzam yapıyorken bazıları ise işin sadece ticaretine bakıyor ve hayvanları tanımıyorlar ve onların davranışlarını kesinlikle doğru analiz edemiyorlar.

stronghold

abdli zoetis'in ürettiği mucize ilaç. dış parazit damlası olarak kullanıyorum ve pirelerde en kesin çözüm. birçok dış parazit damlası pire sorununu çözemiyorken stronghold çözüyor. ayrıca kulak uyuzu için de mutlaka bu ilaç kullanılmalı.

etki ettiği parazitler;

pireler - yetişkin, yavru ve yumurta formları
kalp kurdu
bağırsak kurtları
kulak miteları
bitler

çocuk sahibi olmak

2'nci bir ev,
2'nci bir araba
bir de 30 yıl boyunca çocuğuna bakabilecek kadar kazançlı bir iş sahibi değilsen

------ asla yapma! ------

ama sen yap yinede, ne demek istediğimi 30 yıl sonra anlarsın. kedi sözlük yayından kalkmazsa gene konuşuruz.

kronik böbrek yetmezliği

kedilerde ölüm nedenlerinin başında gelir. çoğu veteriner pek bir ömür biçmez çünkü tani konduğunda genellikle 4.evre olmuştur. eğer kedinize düzenli kan tahlili yaptırmıyorsanız erken evrede tanı koyma şansınız yoktur. kilo kaybi,aşırı su icme,aşırı idrar,kusma,ağız kokusu başlıca belirtilerindendir.
ben de kedimi evre 4 te yakalayabildim,veteriner birkaç hafta ile birkaç ay arası ömür biçti. sonra felinecrf.org diye bir site buldum,turkçesini de hacettepeden bir hoca https://kedikbhblog.wordpress.com olarak çevirmiş saolsun. mutlaka okuyun. kedimle hastalıkta 1. yılımızi kutladık ağustosta. bilgilenmek,yol yordam isteyen lütfen çekinmeden mesaj atsın,bu zor yolculukta yardımcı olmaya hazırım

sokaktaki kediyi alıp eve kapatmak

dolu olduğum bir diğer konu. sokaktaki yaşam şartlarına uyum sağlamayı başarmış, sağlık problemi olmayan bir kediyi eve getirip kapatmayı çok saçma buluyorum. ya arkadaş yuva ihtiyacı olan, dışarda yaşayamacak ve hiç sokak görmemiş zaten bir sürü kedi varken sırf kendi zevkin için neden alışanı alırsın ki? çok minik olur, annesi olmaz, yaralı, bakımsız ve muhtaç olur amenna. ama aksi durumu çok mantıksız buluyorum. doğal düzene gereksiz müdahale olarak görüyorum.

sokak hayvanlarını besleyenlere suçluymuş gibi davranılması

ah ben neler çektim. yukarıda allah var, topu topu 2 - 3 kedi olurdu. hani gazetelerde okuyoruz öyle 20 - 30 mazallah 100 kedi filan değil, ben istemem zaten ne o öyle hepsine pislik içinde bakıyorlar güya bakıyorlar hepsi hasta!..

2 , 3 kediyi bile istemezlerdi, su kaplarını dökerlerdi, kaç kez gözümle gördüm, suç üstü yakaladım, zabıta getirmekle tehdit eden , allah'sız iftiracı, yalancı, hain aşağılık biri vardı hele...şükür taşındı, allah herkese layığını yaşatsın

anadolujet kedi taşıma prosedürü

aynı kafeste birbiriyle anlaşabilen ve kafesle beraber ağırlığı 8 kiloyu geçmeyen iki kediyi kabin içinde taşımak mümkün. kedimizin biletini alabilmek için, aşılarının tam olduğunu veteriner hekim imza ve kaşesiyle gösteren bir aşı karnesi ve yine veteriner hekim tarafından verilen, kedinin x tarihinde yolculuk yapmasında sağlıkla ilgili bir problem olmadığını belirten onayı istiyorlar. 8 kiloyu kutuyla beraber geçmeyen bir kedi için bilet fiyatı 70 türk lirası. 8 haftadan küçük veya anne sütünden kesilmemiş yavru kedi/köpek ve emziren anneler ile 8 haftadan büyük, 12 haftadan küçük kediler veteriner onayı olmadan taşınamıyor. kargo kompartımanında aynı kafes içinde bir anneden doğmuş, 8-24 haftalık, en fazla üç hayvan taşınabilmekte. hamile kedi taşımak zaten doğal olarak yasak. uçuştan en geç 6 saat önceye kadar rezervasyon yapmak gerekiyor. daha sonra kabul edilmiyor. zaten en mantıklısı bileti alır almaz rezervasyonu yaptırmak çünkü her uçuş için belli bir evcil hayvan kotası var. genelde dolmuyor ama işi garantiye almak gerek. kedimizin veye kedilerimizin check in ve kilo ölçü ile bilet işlemleri check in kontuarlarında yolcu ile birlikte yapılıyor. sadece ücretin ödendiği yer havalimanı içinde farklı. eğer evcil hayvanla seyahat ediyorsanız, 1 saat önce alana gidiyorsanız 2 saat önce gitmeniz en mantıklısı. işlemler her zaman tıkır tıkır yürümüyor. ayrıca x ray cihazından kedinizi çıkarıp kutuyu bir kere boş olarak geçirmeniz isteniyor güvenlik açısından. bu yüzden eğer takabiliyorsanız en mantıklısı bir vücut tasması takmak suretiyle yola çıkıp kendimizi garantiye almak. çünkü gürültü, kokular, insanlar kedimizi strese sokabiliyor. taşıma kafesi konusuna gelecek olursak, pet shoplarda 30-40 liraya satılan bildiğimiz plastik taşıma kutularının ölçüleri uçak yolculuğu için uygun. ama bir büyük boyunu, farklı modelin bir tık büyüğünü almak gibi bir hata sakın yapmayın. çünkü koltuk arasına asla sığmıyor. o yüzden ben kedili uçak yolculuklarımda kutuyu koltuk arasında tam sıfır sığdırıp ayaklarımı da kutunun üzerine koyuyorum. o ölçüler ve bahsettiğim kutular sıfıra sıfır düşünülerek yapılmış bence, dışına çıkmayın. yolculuktan en azından 1 saat önce mamayı suyu kaldırın önünden ki yolculuk esnasında strese girip kusma ihtimali olmasın. bunun dışında da önemli bir husus yok zaten, rahat rahat gidiliyor.

kedili eve yeni bir kedi dahil etmek

yeni kedi diğer kedilerin olduğu eve kesinlikle direkt bırakılmamalı. öncelikle ayrı bir odaya alınıp yeni kedinin kokusunun diğer kediler tarafından algılanmasını sağlamak gerekiyor. yeni kedi minimum 1 hafta kadar ayrı odada kalmalı. sık sık odasını ziyaret ederek onu sevmeli, ilgilenmelisiniz. aynı kıyafetlerle ve ellerinizi yıkamadan diğer kedilerinizi de sevin. bu onların arasındaki koku bağını sizin üzerinizden alarak olumlayacaklardır.

1 hafta süreçten sonra tüm kedilerin birbirlerini uzaktan da olsa göreceği şekilde en sevdikleri mamaları verin. yemek yerken bir yandan da birbirlerini görecekler . tüm kedilerin biraz aç olmaları daha çok işimize yarar. lezzetli bir yiyeceği yerken birbirlerini görmeleri yine bu tanışmayı olumlayacaktır.

kediler için yaşam alanları çok mühimdir. hakim oldukları alanlara başka kedilerin gelişi onların hiç hoşuna gitmez. bu sebeple tüm bunları yapsanız bile aralarında mutlaka bir hakimiyet savaşı yaşanacak ve dominant olan aralarındaki tartışmalar sonrasında belirlenecektir. bu yaptıklarınız sadece bir nebze de olsa aralarında tartışmanın şiddetini azaltacaktır. tabi tamamen hiç sorun olmadan birbirlerine alışırlarsa ne mutlu ama genellikle sıkıntılar çıkıyor.

şöyle de iki kaynak sunayım;

https://www.hillspet.com.tr/cat-care/rou...
https://kedilibirhayat.com/2017/05/20/2-...

kedinizin hayatını kaybetmesi

ilk kedimi kısırlaştırma operasyonunda fazla narkozdan kaybedince geçirdiğim büyük travma sonrasında 15 senedir hayvan hakkı savunuculuğu yapıyorum. buna sokak hayvanlarının beslenmesi, tedavisi, kısırlaştırılması, barınak gönüllüğü, her türlü eyleme katılma dahildir. korkunç bir acıydı. sonrasında tabi ki çok kayıplarım oldu ama yüzlerce canda bugün çok sağlıklı ve mutlu yaşıyorlar.

sokak hayvanları

istediğimiz kadar candır, ciğerdir, neşedir, sevinçtir diyelim hemen hepsi vicdan sahipleri için kanayan yaradır. bin hanelik bir sokakta üç bilemedin beş kişi çıkar ( bazen 1 kişi bile çıkmaz ) aç kalmasınlar, üşümesinler diye ilgilenen, toplanırlar onların etrafına ve bu toplanma bir süre sonra toplatılmaya sebep olur. şansları varsa toplatıldıkları barınaktan kulağında bir küpe ile çıkarılıp çöplüklere yada vahşi hayvanlarmışçasına ormanlık alanlara bırakılırlar. sokağında kalmayı başaranlar gizli saklı korku içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışır ta ki bir araç çarpıncaya bir canavarla karşılaşıncaya kadar. bir sokağın simgesi, bireyi haline gelmeyi başarmış bir kaçı da ana haber bültenlerinde konu olacak kadar ilginç bulunurlar. üretip satanlara, alıp yavrulatanlara akıl fikir, insaf, eylemlerinin sonucunu fark etme ve eylemlerini terk etme iradesi temenni ediyorum.

Toplam entry sayısı: 135

anne altından yavru

ben bu platformu instagram da tarkan bey i takip ederken tanımıştım ve kedici dergisinden sonra bir de böyle bir proje çok hoşuma gitmişti. çünkü kedicilerin kediseverlerin hayvanseverlerin bir arada kendi deneyimlerini paylaşarak yazacağı harika bir index olur diye düşünüyordum. böylece kediseverler hem bir çok konuda bilgi edinir hem de piyasada boş yere veya olması gerekenden pahalı, gerekli gereksiz mamasından, aksesuarına, para ödedikleri bir çok ürünle ilgili biriinci ağızdan deneyimlemiş kişilerden bilgi alabilirdi. buna ek olarak sahiplendirme ile ilgili de bir başlık oluşturulabilir tıpkı gönüllü veterinerler listesi gibi çok yönlü işlevsel bir platform olur diye düşünüyordum. ancak şu başlık ve okuduklarımdan sonra şaşkınlık ve şok içerisindeyim. eğer bu platformu kedileri parayla alıp satmak amacıyla bir paravan bir reklam aracı olarak kullanıyorsanız gerçekten büyük ayıp etmişsiniz. insanların tamamen karşılıksız sevgilerini verdikleri canlarla ilgili gencinden yaşlısına paylaşım yaptığı şu ortamda ücretli hayvan alım satımını normalize etmek, hayvan severlere yapabileceğiniz en büyük kötülük olur, üstelik üç beş kuruş para kazanmak için.

ari kedi ırklarının korumasına her hayvansever gibi bende destek veriyorum. ancak bu durum farklı bir şey, parayla kedi satın almak farklı bir şey. bu durum sadece insanların bireysel özgürlüklerine ve tercihlerine indirgenemez çünkü kediler sokaklarda her gün ölüyorlar bir çoğu zor durumdalar. bir çok hayvan derneği köpek ağırlıklı çalışıyorlar, temel anlamda kediye yönelik faaliyet gösteren yerel ve küçük gruplar dışında hiç bir resmi dernek veya kurum yok. çünkü bu canlar göz önünde değiller, çöp kenarlarından, asfaltta ezilmiş ölülerinden başka daha yakından görme şansımız olmuyor. sadece annesinden olmuş muhtaç bir yavruyla karşılaştığımızda fark ediyoruz yaşadıkları zor hayatı. böylesine çok ve kontrolsüz ürerlerken ve böylesine yoğun bir şekilde insan eliyle her gün ölüyorlarken, vicdanlı hiç bir hayvan sever kedi satın almaz veya bunu normal görmez, göremez. kimse kimseye zorla bir şey yaptıramaz bireysel olarak kendine göre bir hayvanseverlik benimsemiştir parayla alır scottish ini bakar ancak bunu ticarethane mantığıyla yediden yetmişe tüm kediseverlerin buluştuğu platform adı altında normalleştirmeye çalışırsanız ben bunu kötü niyetli bulurum işin açığı budur. ticarethane mantığı ile kedi severlik uyumlu bir sonuç vermez, kedisever bunu giymez üstüne, köpek veya bir başka türden değil kedi gibi tamamen özgür ve bağımsız bir canlıdan bahsediyoruz. tüm söslyeceklerim bu kadar, teşekkür ediyorum.

parayla kedi almak

kedi sever satın almaz sahiplenir, bir canı parayla satın alarak kedilerin parayla alınıp satılmasına da katkı vermiş oluyorsunuz, bu kabul edilemez bir şey. sokaklar ve barınaklar sahipsiz ve muhtaç kedilerle dolup taşıyor. her gün açılan sahiplendirme ilanlarının çoğu cevapsız kalıyor. böyle bir durumda para ile gidip kedi satın almanın mantıklı bir açıklamasını ben bulamıyorum. hayvanseverim diyen bir insanın yoldaşını cinsine göre seçip para sayması da trajıkomik bir hareket

kedi fügü

18’inci yüzyılda ünlü olan italyan besteci domenico scarlatti, kedisi pulcinella sayesinde en ünlü parçalarından birini besteledi. resmi adı “kk. 30, fa minör füg” olan bu tek bölümlü klavsen sonatı, gayri resmi olarak “kedi fügü” olarak biliniyor. kedinin, klavyenin üzerinde gezinmesiyle ortaya çıkan hoş notaları bir kenara not eden sanatçı, bunun üzerine koca bir füg bestelemiş. eser bugüne kadar pek çok resitalde yer aldı.

hayvan istifçiliği

burada okudum hayvan seviyorum canım onlar diyeni de yazarken gördüm. şimdi arkadaşlar, kimi kadın/adam insandan vazgeçiyor ve evini hayvanlara açıyor. bu psikolojik bir şey, evini açtıktan sonra da mamayı gören duyan geliyor, artık onun kontrolünden çıkıyor bir süre sonra evdeki hayvan sayısı. aç olan, üşüyen kim varsa doluşuyor onun o ütopik ve küçük evine. sonra bu insanları eleştiriyorsunuz, kokuyor, pis oluyor diyorsunuz. bu insan hayvanlara adamış artık kendisini onunla aynı algıda ve çizgide değil siniz, onunla tartışıyorsunuz, ona "sözde" iyi niyetli telkinlerde bulunuyorsunuz ama ne o sizi ne de siz onu anlayamazsınız. çünkü o artık başka bir boyutta, serden geçmiş kalan ömrünü kediye adamış köpeğe adamış. ya saygı duyacaksınız bu duruşuna ya da engel olup arıza çıkarmayacaksınız. bu insanların öz bakımını ihmal etmesi, evinin pis olması hep sizin için bahane. ne kadar pis olursa olsun sokaktaki kedi için o bölge o ev bin kat güvenli ve huzurludur, hijyeniktir bunun farkına varın. sonra gelip burada ama çok koku yapıyor, hayvanlara yazık numaraları yapıp kadını apartmandan attırmayın hem hayvansever ayağına takıl hem buna kendisini adamış insanlara sözde hayvanlar için kötü ayağına ızdırap ol. hadi oradan be, kendini böyle mi iyi hissediyorsun yaptıkların için? böyle mi tatmin ediyorsun evde benimde kedim var derken?

suçlu kediler

suçluysa anlarım kızarım onlarda anlar, tuxedo çok uyanık olduğu için suçu sarmanın üstüne atacak şekilde kurguluyor olayları ama benden kaçmıyor.

parayla kedi almak

kedi sever satın almaz sahiplenir, bir canı parayla satın alarak kedilerin parayla alınıp satılmasına da katkı vermiş oluyorsunuz, bu kabul edilemez bir şey. sokaklar ve barınaklar sahipsiz ve muhtaç kedilerle dolup taşıyor. her gün açılan sahiplendirme ilanlarının çoğu cevapsız kalıyor. böyle bir durumda para ile gidip kedi satın almanın mantıklı bir açıklamasını ben bulamıyorum. hayvanseverim diyen bir insanın yoldaşını cinsine göre seçip para sayması da trajıkomik bir hareket

kedi fügü

18’inci yüzyılda ünlü olan italyan besteci domenico scarlatti, kedisi pulcinella sayesinde en ünlü parçalarından birini besteledi. resmi adı “kk. 30, fa minör füg” olan bu tek bölümlü klavsen sonatı, gayri resmi olarak “kedi fügü” olarak biliniyor. kedinin, klavyenin üzerinde gezinmesiyle ortaya çıkan hoş notaları bir kenara not eden sanatçı, bunun üzerine koca bir füg bestelemiş. eser bugüne kadar pek çok resitalde yer aldı.

kedi nanesi

kedi nanesi ingilizce adıyla catnip, kedilerin büyük çoğunluğunun bayıldığı bir bitki türüdür. bu bitkinin aromasından catnip sprey yaparlar kedi divanı tırmalamasın diye tırmalama tahtasına sıkarsınız alışsın orayı tırmalasın diye, aldığınız oyuncak topla oynasın diye içine koyarlar veya üstüne sıkarsınız. saksıda yetiştirilebilen bir bitkiymiş ama tohumu nereden bulunur bilmiyorum, tohumu elinde olan varsa bir pm kadar uzağınızdayım

parayla kedi almak

arkadaşlar emin olun cins kedi alan ve satan bir yığın insan var. yani bir kişi dahi yaptığı bu yanlışı fark edip dönse hayvanlar için kar olur. sahiplendirme platformlarına sorun bir, sokakta cins kedi bulunduğunda ne kadar zamanda sahipleniliyor kaç kişi istiyor, normal kediler için ihtiyaç olduğunda kaç kişi başvuruyor. cins kediler bir gün bile durmuyorlarmış. e bu nasıl hayvan severlik, bu resmen ayıptır, kime neyin şeklini yapıyorsun ki sen? hangi kedisever gördün kedin cins diye sana imrenen? böyle bir şey varsa acıyorum onlara. ben şunu beslemek istiyorum diye bir şey mi var siz hayvanseverliği nasıl anlıyorsunuz, böyle bir şey değil başka bir canı sevmek. bunun adı gösteriştir, ama kediyle kime gösteriş yapılabilir onu düşünüyorum bulamıyorum. ben cins kedisi var diye hiç bir arkadaşıma imrenmedim, bende mi bir sıkıntı var onu da bilmiyorum.

hangi türe bakarsanız bakın, iyi bakıldıktan sonra o kadar güzeller ki, sevgiyle bakılan her canın tüylerine, gözlerine, enerjisine yansıyor bambaşka bir şey oluyor.

kısacası durum şu, bu platformu öğrenip gelmiş bir kediseverin kedisiyle ilgili daha sağlıklı daha doğru bilgi sahibi olması tüm kedilerin hayrına olur. ve buradaki bir çok kedisever size satın almayın sahiplenin diyor, gerçek sevgi budur diyor, kedilerin mal gibi alınıp satıldığı kafeslerde ömrünü tükettiği sektörlere destek olmayın diyor. bunu dikkate alırsanız bir hayvansever daha kazanmış olur kediler camiası, almazsanız kendi bileceğiniz iş, ama kendinize hayvan sever demeyin, sokaklarda ölen, sahiplendirilemediği için barınaklarda hastalık içinde ölen her canda sizin de bir vebaliniz var

kedi günlük

sevgili günlük birkaç gündür ev monotonlaştı, bize bol bol mama veren kadın ortalarda yok, küçüklüğümüzden beri gördüğümüz bu adama kaldık. aç acına gezdiriyor bizi evin içinde, gidip yatağının başında saatlerce uzanıp beklemek zorunda kalıyoruz, dört dönüyoruz sağında solunda iki gıdım mama koyacak diye. osman bağırıyor buna niye mamayı az veriyorsun diye, tabi ben gazlıyorum osmanı bunun üstüne haberi yok, neymiş efendim sağlıklı kedi olmamız için gramajla düzenli yememiz lazımmış, saçma saçma şeyler. hayır bana çok dokunmuyor çünkü osmanın mamayı de ben yiyorum zaten, sonra yiyecekmiş gibi yapıp burun kıvırıp gidiyorum bu safım da arkamdan geliyor. iki dakika sonra dönüp hepsini yiyorum. kolay mı bu koca gövdeyi doyurmak. dün rüzgardan tuvaletin kapısı kapandı, adam da uyuyordu, sabaha kadar zor tuttuk. osman bi ara salona yapmaya yeltendi ama izin vermedim. adam kapıyı açar açmaz ben tuvalete koştum, baktım osman saksıya işiyor, hiç adamın yanında yapmazdı bunu kızıyor diye. ama o kadar sıkışmış ki onu bile düşünememiş. elli kere anlattım bu yeni kumu ama anlamıyor, sevmiyorum ben adam gibi kum koysunlar deyip geçiyor. öldürecek bu osmanın hoyratlığı beni. onun yüzünden bende laf yiyorum her seferinde. iyice ayar etmeye başladı bu adam bizi. bol mama veren kadın bir an önce gelse iyi olacak. yoksa tırnaklarımı yeni divanda bileyeceğim.

osman'da iki yüzlümüdür nedir, o kadar laf söylüyor adama, akşama kadar kucağından inmiyor. birde utanıp bana bakıyor idare et içgdüsel bir şey dayanamıyorum mırlamam lazım diye açıklama yapıyor. biz nasıl dayanıyoruz ? sadece acıkınca çıkıyorum kucağına tırnakları hafiften geçirip dürtüyorum hemen anlıyor köftehor maması gelmiş bunun diye. biraz dik dur osman diyorum hiç umurunda değil, adamla konuşsa, sevdirse kendini akşama kadar. yılışık. geçen gün tuvalet kapısı kapandığında oradan oraya koşturuyoruz osmanla. buna tuvalet kapalı yapmaya çalşıyorum götürüyorum o tarafa, bu akıl fakiri adam oyun oynuyoruz sanıyor koşturuyor bizimle. koca adamsın iki dakika ağır ol ya. biz orada bok derdindeyiz sen koridorda koşturuyorsun bizimle oyun oynamak için. garip bir adam bu. neyse ya, ne adamlar var yine bu iyi, en azından gözlüyor seviyor karışmıyor işimize gücümüze. balkondan alt kattaki kedinin kadınını duyduktan sonra dedim bizim adam yine iyiymiş. kadın sürekli yıkamaktan hasta etmiş kediyi, yalanmayı unuttum abi yardım edin diyor balkon demirinden. nereye yardım edeyim aramızda kaç kat var kuş muyum ben.

leyla17

bir kaç yazısına denk gelmiştim gayet yerinde tespitleri olan bir yazar, insanları hedef gösterip platformdan ihraç edilmesini nick altı ile istemek kadar alçalmamıştır en azından diye düşünüyorum.

parayla kedi almak

arkadaşlar emin olun cins kedi alan ve satan bir yığın insan var. yani bir kişi dahi yaptığı bu yanlışı fark edip dönse hayvanlar için kar olur. sahiplendirme platformlarına sorun bir, sokakta cins kedi bulunduğunda ne kadar zamanda sahipleniliyor kaç kişi istiyor, normal kediler için ihtiyaç olduğunda kaç kişi başvuruyor. cins kediler bir gün bile durmuyorlarmış. e bu nasıl hayvan severlik, bu resmen ayıptır, kime neyin şeklini yapıyorsun ki sen? hangi kedisever gördün kedin cins diye sana imrenen? böyle bir şey varsa acıyorum onlara. ben şunu beslemek istiyorum diye bir şey mi var siz hayvanseverliği nasıl anlıyorsunuz, böyle bir şey değil başka bir canı sevmek. bunun adı gösteriştir, ama kediyle kime gösteriş yapılabilir onu düşünüyorum bulamıyorum. ben cins kedisi var diye hiç bir arkadaşıma imrenmedim, bende mi bir sıkıntı var onu da bilmiyorum.

hangi türe bakarsanız bakın, iyi bakıldıktan sonra o kadar güzeller ki, sevgiyle bakılan her canın tüylerine, gözlerine, enerjisine yansıyor bambaşka bir şey oluyor.

kısacası durum şu, bu platformu öğrenip gelmiş bir kediseverin kedisiyle ilgili daha sağlıklı daha doğru bilgi sahibi olması tüm kedilerin hayrına olur. ve buradaki bir çok kedisever size satın almayın sahiplenin diyor, gerçek sevgi budur diyor, kedilerin mal gibi alınıp satıldığı kafeslerde ömrünü tükettiği sektörlere destek olmayın diyor. bunu dikkate alırsanız bir hayvansever daha kazanmış olur kediler camiası, almazsanız kendi bileceğiniz iş, ama kendinize hayvan sever demeyin, sokaklarda ölen, sahiplendirilemediği için barınaklarda hastalık içinde ölen her canda sizin de bir vebaliniz var

parayla kedi almak

kedi sever satın almaz sahiplenir, bir canı parayla satın alarak kedilerin parayla alınıp satılmasına da katkı vermiş oluyorsunuz, bu kabul edilemez bir şey. sokaklar ve barınaklar sahipsiz ve muhtaç kedilerle dolup taşıyor. her gün açılan sahiplendirme ilanlarının çoğu cevapsız kalıyor. böyle bir durumda para ile gidip kedi satın almanın mantıklı bir açıklamasını ben bulamıyorum. hayvanseverim diyen bir insanın yoldaşını cinsine göre seçip para sayması da trajıkomik bir hareket

anne altından yavru

ben bu platformu instagram da tarkan bey i takip ederken tanımıştım ve kedici dergisinden sonra bir de böyle bir proje çok hoşuma gitmişti. çünkü kedicilerin kediseverlerin hayvanseverlerin bir arada kendi deneyimlerini paylaşarak yazacağı harika bir index olur diye düşünüyordum. böylece kediseverler hem bir çok konuda bilgi edinir hem de piyasada boş yere veya olması gerekenden pahalı, gerekli gereksiz mamasından, aksesuarına, para ödedikleri bir çok ürünle ilgili biriinci ağızdan deneyimlemiş kişilerden bilgi alabilirdi. buna ek olarak sahiplendirme ile ilgili de bir başlık oluşturulabilir tıpkı gönüllü veterinerler listesi gibi çok yönlü işlevsel bir platform olur diye düşünüyordum. ancak şu başlık ve okuduklarımdan sonra şaşkınlık ve şok içerisindeyim. eğer bu platformu kedileri parayla alıp satmak amacıyla bir paravan bir reklam aracı olarak kullanıyorsanız gerçekten büyük ayıp etmişsiniz. insanların tamamen karşılıksız sevgilerini verdikleri canlarla ilgili gencinden yaşlısına paylaşım yaptığı şu ortamda ücretli hayvan alım satımını normalize etmek, hayvan severlere yapabileceğiniz en büyük kötülük olur, üstelik üç beş kuruş para kazanmak için.

ari kedi ırklarının korumasına her hayvansever gibi bende destek veriyorum. ancak bu durum farklı bir şey, parayla kedi satın almak farklı bir şey. bu durum sadece insanların bireysel özgürlüklerine ve tercihlerine indirgenemez çünkü kediler sokaklarda her gün ölüyorlar bir çoğu zor durumdalar. bir çok hayvan derneği köpek ağırlıklı çalışıyorlar, temel anlamda kediye yönelik faaliyet gösteren yerel ve küçük gruplar dışında hiç bir resmi dernek veya kurum yok. çünkü bu canlar göz önünde değiller, çöp kenarlarından, asfaltta ezilmiş ölülerinden başka daha yakından görme şansımız olmuyor. sadece annesinden olmuş muhtaç bir yavruyla karşılaştığımızda fark ediyoruz yaşadıkları zor hayatı. böylesine çok ve kontrolsüz ürerlerken ve böylesine yoğun bir şekilde insan eliyle her gün ölüyorlarken, vicdanlı hiç bir hayvan sever kedi satın almaz veya bunu normal görmez, göremez. kimse kimseye zorla bir şey yaptıramaz bireysel olarak kendine göre bir hayvanseverlik benimsemiştir parayla alır scottish ini bakar ancak bunu ticarethane mantığıyla yediden yetmişe tüm kediseverlerin buluştuğu platform adı altında normalleştirmeye çalışırsanız ben bunu kötü niyetli bulurum işin açığı budur. ticarethane mantığı ile kedi severlik uyumlu bir sonuç vermez, kedisever bunu giymez üstüne, köpek veya bir başka türden değil kedi gibi tamamen özgür ve bağımsız bir canlıdan bahsediyoruz. tüm söslyeceklerim bu kadar, teşekkür ediyorum.

alttaki yazara soracaklarım var

levent kırca'lardan metin akpınar'lara kadar geçmişte güldürü ve mizahın mutlaka muhalif ve politik olduğu dönemlerden cem yılmaz tarzı güldürüye geçiş dönemi arasında kalsaydınız cem yılmaz'ın komik olması ve güldürmesi bir yana apolitik ve eleştirmeyen anlık güldürü mizahını yinede desteklermiydiniz. eğer desteklerim diyorsanız mizahın gücünü hafife aldığınızı göstermez mi bu, mizahın ulaşılamayacana ulaşan, dokunulmayana dokunan ve eleştiren o müthiş karışımını terk etmek sizi neden memnun ediyor. teşekkürler