alışverişte güvenilir siteler
amazon ve hepsiburada, satıcı kendileri olduğunda alışveriş yapıyorum. hiçbir aksilik yaşamadım bugüne dek amazon’da. hepsiburada’da ise bir kere kumlar bambaşka bir ile yollanmıştı ama hemen yenisini bize yolladılar, bir kere de yaş mama bozuk paket gelmişti, çöpe attığımız için hediye çeki olarak karşılığını iade ettiler.
son güncelleme: hepsiburada’nın petshop bölümü o kadar sıkıntılı çalışmaya başladı ki (yanlış ve eksik gönderim, stokta görünen ürünün stokta olmayışı, iptaller) indirim vs umursamayıp alışveriş için alternatiflere bakacağız. amazon ise hâlâ çok kısıtlı seçenek. tüm dünyada olduğu gibi tam kapasite piyasaya girmediler, girmeyecekler de sanırım.
başka ülkelerde adım başı olan dükkanlar, gayet uygun fiyatlı ve zararsız içerikli mamalara falan bakıp internete mahkum olmamıza da yüksek fiyatlara da isyan ediyorum zaman zaman. o kadar önemsenmiyor ki o kadar olur.
kediye adı dışında seslenmek
totik, gül böreği, maymun bacaa, aksak bisküvi, kıjııım (derken gidip ısırayım sıpayı).
kedileri mutsuz eden şeyler
rüzgâr demiş miydik? deli gibi esiyorsa bir de.
bazı kedilerin mis gibi kokması
diş değiştirme süreci geride kalınca ağız kokusu da olmuyor sanırım sağlıklıysa ağız içi ve bünyesi. misler gibi de kokuyor bizimki artık. önceleri ağız kokusunun maşallahı vardı dişler yüzünden.
seçim öncesi tüm adayların hayvansever taklidi yapması
kucaklarında poz verseler yine neyse de photoshop’la kedi köpek montajlatan aday gördüm, pes dedim.
başlık kesinlikle çok isabetli yalnız. o kadar ki hali hazırda belediye başkanı olan x kişisi, yeni seçim vaatlerinde hayvanlarla ilgili şeyler sıralıyor, “e imkanlar elindeydi zaten neden yapmadın bugüne kadar taş kafalı” diyerek kendilerini izmir marşıyla uğurlamak görevimiz.
kedilerde banyo
zorunlu olmadıkça banyonun gerekli olmadığını düşünüyorum. hele de parfümlü şampuanlarla, kimyasallarla çocukların dengesini altüst etmenin mantığını asla anlayamıyorum.
ödül maması kullanma biçimleri
bu arada avrupa’da akraba, eş-dost vs varsa katkısız, sadece et ve sebzeden üretilmiş sağlıklı ödül çubukları ve hatta burada deli fiyatlara bulunan malt, vitamin ve atıştırmalık tüp formdaki macunlar çok çok uygun şekilde satılıyor, ısmarlayın pişman olmazsınız. biz epeydir bu yöntemle alıyoruz ihtiyaçlarımızı. shuri hanım günde bir kere (bazen daha ısrarcı ama) bunların bulunduğu dolaba miyavlayarak bizi götürüyor. yerken çıkardığı seslere bakacak olursanız içine atalarının vahşi ormanlarda dolaşıp avlanan ruhu kaçmış zannedersiniz.
sağlıklı atıştırmalık olduktan sonra sıkıntı olmuyor diyor veterinerler bu arada (şeker, renklendirici, gdo’lu katkı, koruyucu vs olmayanlar).
hayvan kelimesinden önce özür dileyen insan
“ismi lazım değil hayvan” diyen öğrencim vardı. domuz demek de günahmış güya. özür dileyerek x hayvanı anan kişilerde ortak özellik türcülük. hayvanları aşağılık ve pis görmek, kendi türünü en yüce kabul etmek gibi sebepler var altında.
kedime not
kızım tüm evi altüst ettik, gri topunu bulamadık. nereye sakladıysan çıkar da oynayalım birlikte.
kedi tıraşı
patilerin altındakileri alan epey insan var. temizlik açısından yapıldığını düşünüyorum. diğer türlü kedinin sağlığına bağlı sebeplerle olmadıkça gereksiz bir uygulama.
furminator
piyasada aynı adla çok fazla çakması bulunan ürün.
tımar
taratmıyor bizimki kesinlikle. atlıyor fırçaya, kemirmeye başlıyor derhal. yalnızca elimizle tarayabiliyoruz. neyse ki uzun değil tüyleri, kendi kendine dakikalarca bakım yapıyor manyak. biotin içeren ek besinler verdiğimizden sağlıklı, ipek gibi tüyleri var ama kısırlaştırdıktan sonra stresten tüy dökmeye başladı, bir şekilde taramaya vs alıştırmamız gerek sanırım.
proje haberi
çok pardon da ne oluyor? bir sürü başlık gördüm böyle “proje” vs.
tanım: hebele? wtf?
saklambaç
sürekli oynadığımız oyun. tül perde arkasında görünmediğini zannediyor ya gülmekten ölüyoruz.
kısırlaştırma
operasyon sonrası en az bir hafta başında nöbetleşe sabahlanması gerek, hem kendi kendine yetemediği yerlerde yardımcı olmak hem de ardıl etkileri zamanında gözlemleyebilmek için. tecrübeyle sabittir. işin psikolojisine hiç girmiyorum, çıkılır bir hâl değil çünkü.
bir cümlelik kedi hikayeleri
“aa, bu kulaklığın kablosu neden kopmuş” ardından pıtı pıtı pıtı, yüzüne bile bakmadan odadan kaçan kediyi görürsün. tüm hikayeyi saklar o kaçış.
kapalı kedi tuvaleti
o kalkan tozu yutmasını, gözlerinin rahatsızlanmasını göze alamadık. kapalı almıştık tuvaleti ama üst kısmını ayrı bir şekilde oyun alanında kullanıyoruz. zaten bizim kedimiz tuvaletin kenarlarına ön patilerini koyarak ayakta yapıyor kakasını. kapatmanın zorluk çıkarmaktan başka anlamı olmazdı bizim için.
kedi sahiplenmenin maliyeti
mama kapları, tuvaleti, kumu, taşıma çantası, kuru ve yaş maması, ilk aylarındaysa düzenli veteriner ziyaretleri ve aşıları, tırmalama tahtası, vitamini, ödül mamaları, birkaç oyuncak gibi bir listeyle başlayabilirsiniz.
internette çeşitli fiyatlara bunlara ulaşabileceğiniz gibi, sözlükteki önerileri de okuyarak (kum, mama vs konularında) karar verip kendi bütçenizi oluşturabilirsiniz.
aşılar ve muayenelerle ilgili ücretleri bakanlık yayınlıyor her sene. küçük bir örnek: dozu 75 liradan, yeni zamlarla 95’e çıkmış olan iki doz lösemi aşısı olacak ilk senesinde mesela. bunları bir veterinere de sorabilirsiniz (genel muayene vs) internette de güncel fiyatları bulabilirsiniz.
konforlu bir yatak için para harcamanıza gerek yok, çok kolay yöntemlerle sevebileceği ve rahat edebileceği bir yatak yapabilirsiniz.
sonrasında kısırlaştırmayla ilgili alacağınız karar olumluysa operasyon için 500-700 arası bir bütçe ayırmalısınız.
önce liste. bunların büyük kısmı ilk etapta elinizden çıkacak olanlar. aylık düzenli olarak sonrasında maması ve kumu, bir de sağlık ve bakım giderleri olacak rutin. aklıma gelenler bunlar şimdilik.
kısırlaştırma
her veterinerin görüşü neden farklı ben de onu merak ediyorum. kimi 4-5 aydan itibaren kısırlaştırılabilir derken kimi de 1 yaş üzerinde operasyon yapılır diyor. yabancı kaynaklarda 4-5 ay sonrası için uygun olduğu dışında aksi bir şey okumadım.
başka bir tür üzerinde tahakküm mü yoksa zaten yaşam alanlarını daralttığımız/zorlaştırdığımız bir türün plansız çoğalmasıyla ilgili gerekli bir adım mı ben de kişisel olarak ikilemde kalıyorum. kısırlaştırmamanın dişi kedilerde rahim kanserine ya da çeşitli tümörlere neden olacağına dair çok fazla yazı var bir de.
sanırım buradaki çizgi “çoğalmasına izin verilen kedilerde kaç nesil kısırlaştırmadan bakabilirim ya da kaç kediye kadar aynı fikirde kalırım” gibi soruların cevabını bulunca çiziliyor. ya da eve, yanımıza almamalı da dışarıda insan müdahalesi olmadan dilediklerince çoğalmalılar mı?
benim merak ettiğim aslında şu, yalnızca üreme maksadıyla kızgınlığa girdiği söylenen kedilerin hakkı/doğası/deneyimi konusunda hak sahibi miyiz, değil miyiz? yiyeceği mamaya kadar biz seçerken (ki beslenme de hak) bu konuda karar vermekte neden zorlanıyoruz?
kafalar karışık, bizim de şu an önümüzdeki en temel mesele bu. çıkardığı sesler vs hiç önemli değil ama girdiği stresi bitkisel yollarla engellemeye çalıştık ilk seferinde, kısa sürdü ama nasıl etkilendi, bir sonrakinde nasıl olacak gibi sorular var kafamızda.
tüm aşıları tamamlandıktan sonra operasyon önerdi veterinerimiz. bakalım işin içinden çıkabilirsek bir yol çizeceğiz mecburen.
pet forum sitelerindeki ilginçlikler
kötü içerikli mama olduğu yüz metre öteden anlaşılan hatta bilinen mamaların, öneri isteyen sorular altında beş-altı yorumda bir, deli gibi övülmesi. cehalet sebebiyle olanların dışındakiler bu tip mamalara yatırım yapıp stoklamış satışçıların işi muhtemelen.