pisivardedilergeldik

Durum: 47 - 0 - 0 - 0 - 25.12.2018 20:39

Puan: 1263 - Çaylak Kedici

6 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazarkedi.

0
  • /
  • 3

kedi tribi

arkasını bize dönerek, oturduğu yerden yarım günden fazla süre kalkmadan bomboş duvara bakmak,
yakından tv izleyen insanlar gibi.

tatildeyken kedim evde mi kalsın otelde mi

beni tamamen arada bırakmış sorudur,
13 yıldır kedilerle birlikte yaşamama rağmen.

şöyle ki,

birinci durum, pansiyona bıraktığımız kedim geri dönüşümüzde (5 günlük tatil sonrası), evde tamamen travmatik tavırlarda, hasta numarası çekerek k.çını duvara dönerek saatlerce duvara bakmak suretiyle triplerde olurdu.
yaklaşık 3 gün ciddi ciddi sürünürdük neyi olduğunu çözebilmek için.
halsiz değil, fakat yemek yemiyor
hasta değil, fakat yerinden kalkmyor
göz/burun akıntısı yok, fakat sürekli yalanıyor
etc
tamamen depresyon belirtileri olurdu,
ki saf saf kedi psikoloğu bile araştırdığımız oldu, bulamamamıza rağmen canhıraş feryat internetin altını üstüne getirirdik hem de her defasında.

ikinci durum,
yine beş günlük tatil,
bu sefer evde koca leğenlerle su,
evin her yerine azlı çoklu mamalar saklama,
koca leğenlerle kumlar bırakmak,
gece lambasını açık bırakmak,
pilli radyolar her odada,
kırıp dökmesin diye tabak, çanak, kalem, küçük parçaları kaldırıp saklamak yöntemini denediğimiz zaman bu sefer de evde en akla hayale gelmeyecek öfke gösterilerinin yaşandığı sahnelerle karşılaştık,
tırmalanmış halılar,
ulaşılmaya çalışılan kablolar,
ve bizim aklımızın sürekli evde kalması.

arkadaşlarımız kontrole geldiğinde de, o korkak kedimizin perdeden aşağıya üstlerine ppiiuuuw şimdi sevdim sizi diye uçuşa geçmesi de cabası.

ciddi bir handikap aslında bu tatil vs kedi durumu.

en iyisi gitmemek galiba,
leğene su koyup hep beraber eğlenmek en temizi sanki.
bilemedim.

kedisine inşaattan kum almış efsane nesil

zamanında bulunduğumuz yerde inşaat bulamayışımız yüzünden, evdeki gazete kağıtlarını tek tek parçalamıştık.
toprak deneyelim demiştik, nedense toprağa da güvenemedik herhalde.
ilk kedimiz olduğu için komik zamanlar geçirmiştik, o zehirli gazete kağıtları bembeyaz kedimizi ve ellerimizi boyadığı için sabunlu sularla az yıkanmamıştık.
sonra da salmıştık durumu, evin içinde sala sala gezmişti kum alana kadar yavrucağım.

sokak kedilerini beslemek

oldukça bilinçli yapılması gerekendir.
özellikle tavuk içerikli mama koymamak gerekiyor.
bazı kedilerin tavuk alerjisi olabiliyor, yahut halihazırda zaten bir deri enfeksiyonu geçiren bir kedi olabiliyor.
hangi kedinin tavuğa karşı alerjen geliştirdiğini bilemeyeceğimiz için dikkatli olmakta fayda var.
tavuklu içerik, durumu daha da kötü yapabilir.

tecrübeli kedicilerden yeni kedicilere tavsiyeler

korkan bir kedi agresifleşmiş bir kedidir.
şayet kedinizi çok çok iyi tanımıyorsanız, ve aranızdaki güven bağı tam olarak oturmamışsa kesinlikle kucağınıza almaya, dokunmaya yeltenmeyin.
sakinleşmesine izin verin.
kedinizin korkusuna neden olan durumu / nesneyi / kişiyi / hayvanı / oyuncağı / gürültüyü ortamdan uzaklaştırın.
naçizane.

en az üç kedi

3+1 evde beş kedili bir yaşamı alnımın akıyla becerememiştim ben.
eziyet çekmeye başlamışlardı, çünkü bir türlü alan hiyerarşisi oturmamıştı bizde.
mutsuz oldukları çok belliydi maalesef, bizde.
ikiye düşmek mecburiyetinde kaldık.
sonrasında öğrendiğimize göre sahiplendirmek zorunda kaldıklarımız, gittikleri evde tek kedi oldukları için özgüven geliştirmeleri çok hızlı olmuş.

misafir sevmeyen kediler

bizim ufaklık kaçabildiği en uç noktaya kadar kaçıp, saklanmak suretiyle tepkisini koyuyor.
"gel oğlum, gel minnağım noldu sana" diye yanına gittiğimde kocaman gözlerle "gittiler mi? hadi gitmiş olsunlar nütfen" bakışı atıyor.
ısrar edip, kucakta indirme gafletinde bulunursam da el, yüz, kol demeden dalıyor.
  • /
  • 3

kediyi klozete alıştırmak

dışkılarındaki hastalık belirtilerinin gözden kaçmasına neden olacağı için son derece sakıncalı bulduğum eylem.

kedili eve yeni bir kedi dahil etmek

zor ama imkansız olmayan durum. benim tostoparlak 4 yaşındaki ev sahibi kedim ve 1 yaşında atom karınca misali dolaşan ufaklık(ki geldiğinde 3 aylıktı) anlaşmayı başardılar. birarada olduklarında birbirlerine ne kadar çok şey kattıklarını görüyorsunuz. büyük oğlan küçüğe temizlenmeyi sinek avlamayı öğretti
küçükse büyük oğlana oyuncaklarla nasıl oynanır oyuncak olmayan şeyler nasıl oyuncağa çevirilir gösterdi.eviniz 1 kediyle ne kadar mutluysa kedi sayısı arttıkça o mutlulukta artıyor.

çok uzak mesafede ağlayan kedi

ses kaynağı kestirilemeyen kedi bulunup ne durumda olduğu görülmeden diken üstünde durduran eylem.

hemen sesin geldiği yer tespit edilir kedi bulunur ve yapılması gereken yapılır ve ağlayan bir kedi daha sevinç gözyaşlarına dönüşüm yapar. miyoğk.

çok uzak mesafede ağlayan kedi

ne olur duymayayım, maddi olarak çok zorlanıyorum, başka komşulardan fayda yok, ne olur aman ne uzakta, ne yakında, ağlayan kedi filan olmasın :(

çok uzak mesafede ağlayan kedi

hep bana denk geliyormus gibi hissettigim durum asla bulama kadar uyumam cunku o ses hep geceleri kulagima gelir. gum doğsada hemem gitsem diye evin icinde kendimi yerim ertesi gun gidince de bukur eve getirir minnos minnis uyuturum

sokak hayvanlarını besleyenlere suçluymuş gibi davranılması

gecen gun marketten cikarken bi yasli teyze gordum.. elinde bi paket sarkuteri urunu, acmaya calisiyor.. rica etti kasap reyonunda actirir misiniz diye, gozunde bi damla yas etrafindaki kedicikleri besleme telasinda.. ıcim bi garip oldu, uzaklasirken etrafa baktim kimse orali degildi.. buna da sukur dedim kendi kendime, en azindan karismiyorlar.. kimse de karismasin! boyle guzel insanlar oldugu surece hala umut var bence..

kargaların kedilere koyduğum mamayı yemesi

bizim de kampüsteki kediler için bıraktığımız mamaları geceleri kampüse dadanan tilki yiyordu. bir süre sonra gizli saklı değil * alenen ortalıkta dolaşır, yiyecek ister oldu. artık güvenlikler besliyor tilkiyi. ona özel mama kabı falan koymuşlar. *

bütün scottish fold kediler acı çekiyor yalanı

aylar önce bir makale yazıldı ve sosyal medyada paylaşıldı. bu tür konularda sosyal medyanın etkileşimi gerçekten çok güçlü. kimse araştırmadan hemen haberin doğru olduğuna inandı ve fold kedisi olanları telaşa düşürdü. makale sonrası tv ekranlarında ırkın adını bile doğru söyleyemeyen bir veteriner çıktı ve evet doğrudur dedi.

bu haber sonrasında iki fold kızımı da alıp sabah soluğu veteriner kliniğinde aldım. kızlarımın röntgenleri çekildi. haberde olduğu gibi bir durumla karşılaşmadık. tüm eklemleri gayet sağlıklı ve olması gerektiği gibiydi. bunun üzerine bu haberi yapanlar nasıl da vicdansızlarmış dedim içimden. sonra araştırmaya devam ettim. dünya üzerinde onlarca kedi federasyonu olduğunu gördüm. dünya kedi federasyonları ise scottish fold'ları sağlıklı ırk olarak kabul etmiş ve dünyanın her yerinde yetiştirilmesine onay veriyor. hımmm....

devamında bu makaleyi yazan kaynağa geri döndüm. baktım ki, british shorthair'ler için de, persian ve exotic kediler için de, munchkin'ler ve sphynx'ler için de benzer yazılar hazırlamışlar. sonra hızlarını alamayıp köpek ırklarına da benzer yazılar yazmışlar. fransız bulldog, english bulldog, pekingese, boxer, pug gibi köpek ırklarının da sağlıksız olduğunu iddia ettiler. sanırım bu arkadaş ankara ve van kedisi pazarlıyor ve işleri son dönemde iyi gitmiyor! çünkü yazılarının hiç birinde ankara ve van kedilerinin sağırlığından, görme yeteneklerinin iyi olmayışından ve farklı göz renklerinin aslında genetik bir bozukluktan kaynaklandığından hiç bahsetmemiş.

son olarak yıllardır mesleğine devam eden veteriner ablalarıma, abilerime de danıştım konuyu. her birinden de "eğer fold dik kulaklı bir diğer kediyle çiftleşiyorsa sorun olmayacağından" bahsettiler. sadece dikkat edilmesi gereken şey eş seçerken fold fold eşleşmesinin önüne geçmek. aramızda veteriner yazarlarımız varsa konuya buradan da açıklık getirmelerini diliyorum.

bütün scottish fold kediler acı çekiyor yalanı

scottish fold kedilerde maalesef ki ilerleyen dönemlerde ciddi sağlık sorunları yaşanabiliyor. cinsin düşük kulaklarına sahip olmasını sağlayan genin, vücudunun başka yerlerinde de kıkırdaklarda gelişim bozukluklarına neden olduğu ve birçok bireyde genç sayılabilecek yaşlarda eklemlerinde ciddi ağrılar çekmeye başlamakta olduğu ifade ediliyor.

kediyi evin içinde kaybetmek



ilk seferinde aklım çıkmıştı bulamadığımda. normal birinin aklına gelmez tabi kedinin klimanın üstünde uyuklayacağı.

bu da öyle bir anımız işte. çok daha absürt saklandığı yerleri gördükten sonra artık iyice rahat oldum. mia ortalıkta yoksa eğer ki ciyaklama da yoksa panik yapmıyorum. ben onu bulamasam da bir bordo bereli gibi o beni buluyor. *

Toplam entry sayısı: 47

tuvalet kabından dışarıya dağılan kum

kesin bir çaresi olmayandır, zannımca.
lakin, haddim olmayarak şunu belirtmek isterim naçizane;
basık burunlu kedi, tozutan kum ve kapalı kedi tuvaleti kullanan sahiplerimiz dikkat etmeliler,
zira zaten basık burunlu bebekler kolayca nefes alamadıkları için, kapalı tuvaletlerinde geçirdikleri kısacık anlarda diyafram ve nefes zorlukları yaşayabilirler.
anlatabildim mi emin olamadım ama, demem o ki basık burunlu bebeleri kapalı tuvaletlerin içindeki bentonit kumların tozları ekstra rahatsız edebilir.
dikkat derim, naçizane.
yaşadıklarımdan bildirdim,
tüyleri kadar sağlıkları olsun her hayvanatın.

kedilerde mantar

bugün yeniden fark ettim ki, gerçekten de bu mantar illetinin henüz başındayken elma sirkesi ve bir parça pamuk bir haftaya kalmadan sorunu kökünden çözüyor.
daha önce ketoral şampuan deneyimimiz olmadı, olmasın diye de çırpındık.
çünkü malumunuz bir kediyi yıkamak, hele ki şampuanla yıkayıp durulamak bilinen en etkili işkencelerden,
bu sebeple evdekilere "hayır durun önce elma sirkesi deniyoruz gençler" diye direktiflerimde ısrar ettim, iyi ki etmişim.
ilerlemeden yakaladık önünü, ardını bu bıyık diplerindeki mantar illetini.
yıllar yıllar önce de bir yavru kediyi bildiğimiz hacı şakir sabunla yıkayıp, durulayıp pakladıktan sonra pamuklara sarıp sıcacık kucakta uyutma deneyimim olmuştu lakin bu bahsettiğim yıllar öncesinin yavru kedisi ağır mantardan muzdaripti, ağlaya ağlaya kesin ölecek gözüyle bakıyordum,
neyse ki muhteşem halam "dur bir yahu pisi, ölmeez beni dinle hacı şakirle sımsıkı bir yıkayalım, güzelce kurutalım sabah ola hayrola" dedikten ve yıkadıktan sonra o kesin ölecek dediğim yavru ertesi günün öğleden sonrasına kadar uyuyup, iştahı açılınca hacı şakir adlı sabunumuza da güvenmeye başladım.
lakin yine de ilk göz ağrım elma sirkesidir, mantar hadisesi fark edilir edilmez.

belki işine yarayanlar olur diye yazmadan geçemedim.

kedi sevme sebepleri

köpeklere aşık olduğum zamanlar, bir bebek kediye biberonla süt içirmek zorunda kalmamla başladı aşkımız bu tiplerle,
o gündür bu gündür "yyea köpek kendini kurtarır ama kediler öylemi yeeaaa" argümanıyla yaşıyorum.
kedi aşktır.

yazarların klinik önerileri

ankara için,

14 tane klinik ve kliniktenbozma olduğunu sonradan anladığımız yer gezdikten sonra,

terapi veteriner kliniği, ıbrahim gülen hoca veya ömer beşaltı hoca.

gözüm kapalı kendimi bile emanet ederim,

kanlı ishal teşhisi koyulan, "yaşamaz aldığınız yere verin, yenisini versinler" gibi insanlık dışı cümlelerden sonra,
batıkentte bir sepet içinde ağlaya ağlaya, taksiye borçlanarak 3 aylık french bulldog cinsi kızımızı götürmüşlüğümüz vardır.

hala hatırladıkça içim titrer.
ağlamaktan konuşamaya konuşamaya ibrahim abimize elimizde sepetle telefon ettiğimde hemen getir demişti, sakince.
kızımı ona teslim edip, kendimiz iki ayrı koltuğa yığılvermiştik.
uzun uzun bana durumu anlatıp, "bak sakın korkma ama hazırlıklı ol iyi de olabilir, kötü de olabilir, canlı bu çocuklar, herşey olabilir, şimdi hiç bir şey düşünme, dışarı çık, bir kahve sigara iç, sakinleş kendine gel beni bi rahat bırak duruma bir bakayım" demişti.
hala hatırlamam, dışarı çıkıp çıkmadığımı, sadece çok titrediğimi iyi hatırlıyorum.

bir de ben biraz takıntılıyımdır, iyileştiği öğleden sonraya kadar (23 günde iyileşti çocuğumuz), 2 saatte bir kliniği aradım.
24 saat açık olmasına rağmen, analık işte güvenememiştim sabaha karşı 4'te aramışlığım vardır kliniği.
ve benim için en can alıcı nokta, yine analık içgüdüsüyle taksiye atlayıp gece 3'te kliniğe gitmiştim.
camdan gördüğüm manzara, benim kız nöbetçi hekimin kucağında fosur fısır uyuyor; garibim hekim elinde serum şişesini yukarda tutmaya çalışırken pc ekranına bakıyor.
meğer yattığı yerde çok ağlamış, nöbetçi hekim de kıyamamış, kucağında uyutmuş,
bir de bana normal normal anlattı, ne kadar güzel kalpli bir insan, hekim olduğunun farkında olmadan.
ahhahaha güldüm mü ağladım mı emin değilim hala.

kısaca yaşamaz dedikleri, zaman zaman ibrahim abimizin gözlerini de dolduran, klinikteki istisnasız bütün personelin benim yerlere yapışa yapışa ağlayan halime gözleri dolan, her fırsatta güler yüz gösteren bir yuva bizim için.

anlatmak istedim, reklam gibi olmasını istemem hatta olsun da zararı yok çünkü canlarımız emanet ediliyor hekimlere, kliniklere.
minnet borcumu buradan da duyurmak istedim.

edit: terapi klinik, mucize şekilde bir anda aklıma gelmişti, "euraka, amcamın köpeğinin veterineri var, ona soralım dediğimde, amcam tavsiye edip numarasını vermişti.
biraz da bu yüzdendir mucizesi, son anda aklıma geldiği için.

yazarlardan ev yapımı mama tarifleri

candır, sağlıklıdır, içine ne katıldığını asla tahmin bile edemeyeceğimiz kakaolu bisküvi kıvamında fabrikasyon mamalardan milyarlarca kat daha iyidir.
bir sonraki meşakkatli ve titizlik gerektiren aşaması barf sistemidir.

bu arada bir küçük arama yapmak isteyenler için google: iams cruelty.

kedilerde mantar

bugün yeniden fark ettim ki, gerçekten de bu mantar illetinin henüz başındayken elma sirkesi ve bir parça pamuk bir haftaya kalmadan sorunu kökünden çözüyor.
daha önce ketoral şampuan deneyimimiz olmadı, olmasın diye de çırpındık.
çünkü malumunuz bir kediyi yıkamak, hele ki şampuanla yıkayıp durulamak bilinen en etkili işkencelerden,
bu sebeple evdekilere "hayır durun önce elma sirkesi deniyoruz gençler" diye direktiflerimde ısrar ettim, iyi ki etmişim.
ilerlemeden yakaladık önünü, ardını bu bıyık diplerindeki mantar illetini.
yıllar yıllar önce de bir yavru kediyi bildiğimiz hacı şakir sabunla yıkayıp, durulayıp pakladıktan sonra pamuklara sarıp sıcacık kucakta uyutma deneyimim olmuştu lakin bu bahsettiğim yıllar öncesinin yavru kedisi ağır mantardan muzdaripti, ağlaya ağlaya kesin ölecek gözüyle bakıyordum,
neyse ki muhteşem halam "dur bir yahu pisi, ölmeez beni dinle hacı şakirle sımsıkı bir yıkayalım, güzelce kurutalım sabah ola hayrola" dedikten ve yıkadıktan sonra o kesin ölecek dediğim yavru ertesi günün öğleden sonrasına kadar uyuyup, iştahı açılınca hacı şakir adlı sabunumuza da güvenmeye başladım.
lakin yine de ilk göz ağrım elma sirkesidir, mantar hadisesi fark edilir edilmez.

belki işine yarayanlar olur diye yazmadan geçemedim.

bütün scottish fold kediler acı çekiyor yalanı

scottish falan bilemem, aklım ermez fakat şu inandığım bir gerçek,
ki ailemizde de olmasına rağmen, bütün cins kediler yani cins diye tabir ettiğimiz ırklar hep sorunlu oluyor,
yavrucakların hastalıklarını öngöremiyoruz, görebildiklerimize de fazlaca müdahale edemiyoruz.
başlıktan sapmış gibi olmazsam şayet, siyam ve iran kedileri en çok sorun yaşadığımız, böğüre böğüre çare aradığımız ırklar oldu şimdiye kadar.
maalesef ve maalesef.
aklım çıkıyor birşey çıkacak diye,
kimyager, kasap ve biyolog olma eşiğine geldik nerdeyse, özellikle beslenmeleri konusunda; yatkın oldukları hastalıkları araştıra araştıra önlem alabilmek adına,
özellikle barf belimizi büktü maddi ve zihinsel olarak.
özel ırkların yatkın olduğu böbrek sorunlarıyla karşılaşmamak adına, miligram, gram hesaplarıyla kemik, sakatat, löp et oranları; aminoasitler derken bazen "eeeaah yeter ama yahu at önüne balığı kemirsin sıpa" diye ağladığım zamanları biliyorum.

başlık sahibinden af dilerim, konudan saptığım için nasıl dolmuşsam kimbilir.

fip

şöyle bir bilgiye ulaştım,
https://www.facebook.com/notes/salih-sah...

kedilerin fıp hastalığı ile ilgili doğru bilgiler
salih sahir·1 mart 2017 çarşamba
herkese merhaba,
fıp konusunda çok fazla yanlış ve eksik bilgi olduğunu ve insanların hastalığı iyi anlayamadığını fark ettiğim için, fıp'le ilgili bu makaleyi yazmaya karar verdim.
buradaki bilgileri literatürdeki yayınlardan, bilimsel çalışmalardan ve avrupa ve amerika’da yayınlanan veteriner tıbbı kitaplarının ilgili bölümlerinden derledim.
bu makaleyi herkesin kolayca anlayabilmesi için soru cevap şeklinde hazırladım.
tıbbı terimlerden ve kafa karıştırabilecek detaylardan kaçınmaya çalıştım.
yazıdaki bilgilerin bilimsel temele dayalı ve güvenilir bilgiler olduğu varsayılabilir.
yararlandığım kaynakların güvenilirliğinden emin olmak için, bilgilerin doğruluğunu farklı kaynaklardan kontrol edip, karşılaştırma yaptım.
ayrıca çeşitli fıp gruplarından edindiğim bilgi ve tecrübelerimden de yararlandım.
makalenin birinci kısmı olan bu bölümde fıp’le ilgili temel bilgileri vermeye çalıştım.
ikinci bölümde fıp’in teşhisindeki yöntemlerle ile ilgili literatürdeki bilgileri paylaştım. üçüncü bölümde fıp’li kedilerin bakımıyla ilgili farklı kaynaklardaki önerilerden bahsettim.
merak ettiğiniz konuları ya da sormak istediğiniz soruları yorumlar kısmına yazabilirsiniz.
fıp nedir?
fıp (feline ınfectious peritonits) kedi corona virüsünün (fcov) oluşturduğu bir çeşit bağışıklık hastalığı denebilir. hastalığın nedeni ve oluşum mekanizması tam olarak anlaşılamamasına rağmen, corona virüsünün bazı mutasyonlarının kedilerde ölümcül bir bağışıklık yanıtı oluşturduğu bilinmektedir.
fıp’e ne neden olur?
fıp’in oluşmasına kedi corona virüsünün neden olduğu bazı mutasyonlar neden olur.
kedi corona virüsü nedir?
kedi corona virüsü, kediler arasında yaygın olarak bulunan ve genellikle kedilerde gastrointestinal sistemi ve ender olarak da üst solunum yollarını enfekte eden bir virüstür.
bazı kedilerde kısa süreli gastrointestinal enfeksiyonlara ve bir kaç gün süren kısa süreli ishale neden olur. kedilerin büyük çoğunluğundan herhangi bir hastalık belirtisi oluşturmaz.
corona virüsü kediler arasında nasıl bulaşır?
corona virüsü ile enfekte kedilerin bir kısmı dışkılarıyla virüsü yayarlar, salya ile yayılım ender olarak görülür. bulaşma genelde enfekte kedilerin dışkısına temasla olmaktadır.
örneğin, ortak kum kabı kullanan kediler birbirlerinin dışkısına temasıyla virüsü alırlar, kedilerin patilerine ve tüylerine yapışan virüs ağız yoluyla sindirim sistemine geçerek, kedinin bağırsaklarındaki epitel hücrelerde çoğalır.
corona virüsü kedilerde hangi sıklıkta bulunur?
kalabalık kedi topluluklarında %90’a varan oranda görülebilmektedir. bazı çalışmalarda ev kedilerinin %50’sinden fazlasında corona virüsü tespit edilmiştir. corona virüsü kediler arasında oldukça yaygın olarak bulunur ve kedilerin yaşadığı bölgeye göre değişmekle birlikte, her 10 kediden 5 ila 9’unun corona virüsü taşıyıcısı olduğu öngörülebilir.
corona virüsü zararlı mıdır?
corona virüsü kedilerin büyük çoğunluğu için zararsızdır. ilk bulaşma sonrası gerçekleşen enfeksiyonlar genellikle bağırsak ile sınırlıdır ve diğer bölgelerde (üst solunum yolu) çok sınırlı viral replikasyon vardır. virüs, bulaşma sonrası genellikle gastrointestinal sistemdeki, ender olarak da üst solunum yollarındaki epitel hücrelerde konakçı olarak bulunur.
corona virüsü fıp’e dönüşmeden de hastalık yapar mı?
corona virüsü fıp’e dönüşmediği müddetçe hastalık yapmaz. üst solunum yollarında çok ender olarak bulunur ve üst solunum yolu şikayetleri yapabildiği rapor edilmemiştir
(istatistiksel verilere göre, kedilerdeki viral üst solunum yolu enfeksiyonlarının %90’nına yakını herpes virüsü ve calicivirüs’ten kaynaklanmaktadır).
bağırsak epitel hücrelerinde bulunan corona virüs ilk bulaşma sonrası bir kaç gün süren geçici ishale neden olabilir ancak fıp’e dönüşmedikçe başka bir hastalığa neden olmaz.
kediler corona virüsünü temizleyebilirler mi?
kedilerin bağışıklık sistemi corona virüsü için uygun antikorları (virüsü etkisiz hale getirmek için oluşturdukları özel proteinleri) üreterek virüsü etkisiz hale getirip, tamamen temizleyebilirler.
tekrar bulaşma olmazsa, kedilerin çoğunluğu zamanla (4 ila 6 ay içinde) corona virüsünü temizleyebilirler. ancak kedilerin küçük bir kısmı virüsle kronik olarak enfekte olup, dışkılarıyla virüsü yaymaya devam edebilirler.
bazı kedilerde kronik yayılma 2 yıla kadar sürebileceği gibi, az sayıdaki kedi virüsü ömür boyu yaymaya devam edebilir.
corona virüsü tedavi gerektirir mi?
corona virüsü çoğunlukla tedavi gerektiren bir virüs değildir, bu nedenle corona virüsü taşıyan kediler için özel bir tedavi uygulamak çoğu zaman gerekli değildir. az kedili ortamda bulunup, iyi beslenen ve stresten uzak olan kedilerde herhangi bir tedavi önerilmez.
corona virüsü nasıl fıp’e dönüşür?
corona, genetik materyali (rna’sı) en büyük kedi virüsüdür ve yaklaşık 30 bin baz çiftinden (nükleotit) oluşmaktadır. rna’sının büyük olmasından dolayı, virüsün kendini kopyalarken rna’sında çok sayıda mutasyon (hatalı kopyalama) gerçekleşir.
rna’lı virüslerde, dna’lı virüsler gibi hata onarma sistemleri bulunmaz, bundan dolayı oluşan mutasyonlar (hatalı kopyalamalar) düzeltilmez. bu durum virüsün farklı genetik özellikleri olan kopyalarının oluşmasına yol açar.
mutasyonlar kedilerin çoğunda rutin olarak gerçekleşir (yapılan bir çalışmada kedilerin %20’sinden fazlasında gerçekleştiği tespit edilmiştir). çoğu kedinin bağışıklığı mutant formları da imha edebilir, ender olarak bazı mutasyonlar hastalık oluşumuna neden olur.
fıp’e neden olan mutasyonlar hangi sıklıkta gerçekleşir?
kedilerde corona virüsü mutasyonlarının yaygın olarak gerçekleştiği tahmin edilmesine rağmen, mutasyonların çok küçük bir yüzdesi fıp’e neden olur.
fıp kediler arasında hangi sıklıkta görülür?
amerika'da oluşturulan bir istatistikte, veteriner kliniklerine giden 300 kediden 1’ine fıp teşhisi koyulduğu rapor edilmiştir.
1 ya da 2 kedinin birlikte yaşadığı ev kedilerinde 200 kedide 1’inde görüldüğü tahmin edilmektedir. fıp kalabalık kedi toplulukları (barınaklar, pansiyonlar, çok kedili evler, kedilerin toplu yaşadığı parklar ve bölgelerde) daha sık görülmektedir. kalabalık kedi topluluklarında her 100 kediden 2 ila 10’unda görülebildiği tahmin edilmektedir.
fıp kediler arasında hangi yaşta daha sık görülür?
yapılan bazı çalışmalar fıp’li kedilerin %80’ninin 4 ila 18 ay arasındaki kediler (1.5 yaşın altında) olduğunu göstermiştir. vakaların %90’ınına yakını 3 yaşın altındadır. yetişkin kedilerde hastalığın görülme oranı oldukça düşüktür.
fıp hangi şartlarda daha sık görülür?
fıp vakalarının %70’ine yakını kalabalık kedi topluluklarında (barınaklar, toplu yaşama alanları, parklar, çok kedili evler .vs) görüldüğü rapor edilmiştir. kedi sayısının artması hastalık oluşumunu kolaylaştırmaktadır.
fıp’in oluşumuna neden olan etkenler nelerdir?
hastalığın nedeni kesin olarak bilinmemektedir ancak yapılan bilimsel çalışmalar, hastalık oluşumunu kolaylaştıran bazı etkenlerin olduğu göstermektedir. hastalığın oluşumunu kolaylaştıran ana etkenler 4 madde olarak sıralanabilir.

1) genetik yatkınlık:
2) kedi sayısı
3) beslenme
4) stres

bu maddeleri kısaca özetlersek,

1) genetik:
yaşam koşulları iyi olan kedilerde görülen fıp vakalarındaki en temel etkenlerden biri olduğu düşünülmektedir. yapılan çalışmalar, bazı kedilerin hastalığa daha yatkın olduğunu göstermektedir. belirli genlerin hastalığın oluşmasını kolaylaştırdığı varsayılırsa, hastalığa yatkın genetik özellikler taşıyan kedilerde fıp oluşma ihtimalinin diğerlerine göre daha yüksek olduğu tahmin edilebilir.
bazı bilimsel araştırmalar, yaşam koşulları iyi olan ev kedilerindeki fıp vakalarının %50 ila %70’nin genetik yatkınlıktan kaynaklanabileceğini göstermektedir.
2) kedi sayısı:
kalabalık kedi topluluklarında fıp ve diğer enfeksiyonlu hastalıkların (viral, bakteriyel .vs) görülme oranı oldukça yüksektir. bunda kedilerden birbirlerine bulaşan patojen (virüs, bakteri, parazit. vs) miktarı önemli bir etkendir.
örneğin, 15 kedili bir topluluktaki hastalık riski, 5 kedili bir topluluğa göre 10 katı kadar daha yüksektir (kedi sayısı n olarak alınırsa n2-n (n kare eksi n) formülüyle hesaplanabilir).
bu da 15 kedili bir topluluktaki viral ve enfeksiyonlu hastalıkların görülme ihtimalinin 5 kedili bir topluluğa göre çok daha fazla olması demektir.
kedi sayısı arttıkça kedilerin birbirlerine bulaştırdıkları virüs miktarı artacağından, mutasyonların oluşma ihtimali artmaktadır. ayrıca kedilerin bağışıklığında bozulmalar olması ve enfeksiyonlu hastalıklara karşı zayıf ve yetersiz kalma ihtimali de fazladır.
3) beslenme:
iyi beslenemeyen kedilerin gelişiminde problemler olması kaçınılmazdır.
ihtiyacı olan besinleri alamayan kedilerde, protein, vitamin, mineral eksikliklerinin görülmesi ve bunlara bağlı hastalıkların oluşma ihtimali fazladır. iyi beslenemeyen kedilerin metabolizmasının sağlıklı çalışması mümkün olmayacağı gibi, bağışıklığının zayıf ve yetersiz kalma ihtimali de yüksektir. zayıf bağışıklık sadece fıp değil, bir çok enfeksiyonlu hastalığın oluşumunu da kolaylaştırabilmektedir.
4) stres:
stres kedinin metabolik ve hormonal dengesini etkileyerek, bağışıklığının zayıflamasına neden olabilir. stres hormonu olarak bilenen kortizol’un, hücresel bağışıklıkta etkin olan lenfositlerin işlevlerinde azalmaya neden olduğu gösterilmiştir.
lenfositler; viral ve bakteriyel enfeksiyonlar, kanserler gibi hastalıkların mücadelesinde ve vücudun patojenlere karşı antikor üretiminde önemli görevleri olan savunma hücrelerdir.
kronik stres sonucu bağışıklığı zayıflamış bir kedide sadece fıp değil, başka hastalıkların oluşma ihtimali de fazladır (bakteriyel ve paraziter enfeksiyonlar, diğer viral enfeksiyonlar, kanserler, otoimmun hastalıklar .vs).
fıp’in belirtileri nelerdir?
fıp’in belirtileri spesifik değildir, yani bir çok hastalıkla aynı belirtileri verebilir. bundan dolayı semptomlara bakarak diğer hastalıklardan ayrılamaz.
enfeksiyonlu ya da başka viral hastalıklarla aynı belirtileri verebileceği gibi, semptomları enfeksiyonlu olmayan bir çok hastalıkla da benzer olabilir (kanserler, otoimmun hastalıklar, organ hastalıkları, kronik hastalıklar, metabolik hastalıklar, sindirim sistemi hastalıları .vs).
hastalık ıslak ve kuru form olmak üzere iki ayrılır. ıslak formda karın ya da akciğerlerde sıvı birikimi oluşur. kuru formda değişik organlarda bölgesel lezyonlar (hasarlar) vardır.
genel olarak fıp’te görülen semptomlar, kilo kaybı, iştahsızlık, kansızlık, düşmeyen ateş ve antibiyotik tedavisine rağmen geçmeyen enfeksiyon görüntüsü denebilir.
gözü etkileyen formda, üveit ve gözün kılcal damarlarında oluşan hasara bağlı kanlanma görülebilir, nörolojik formda nöbetler ve felç oluşabilir. hastalık kedilerde farklı doku ve organları etkilediğinden, belirtiler tutulum olan organa göre değişiklik gösterir.
fıp’te hastalık nasıl oluşur?
corona virüsünde gerçekleşen bazı mutasyonlar, virüsün bağışıklık sisteminin monosit hücreleri içerisinde kendini çoğaltabilen forma dönüşmesine neden olabilmektedir.
bu tür mutasyonlar çoğu kedide rutin olarak gerçekleşir, ancak kedilerin bağışıklık sistemi virüsle enfekte monosit hücrelerini imha ederek mutant formları da yok edebilir.
kedinin bağışıklığındaki anlık problemler, kedinin bağışıklık sisteminin çeşitli nedenlerden dolayı zayıflamış olması ya da kedinin bağışıklığında bozulmalara neden olan bireysel problemlerden dolayı, bazı kedilerde virüs bulunan hücreler tespit edilemeyebilir.
monositler dokulara ve organlara geçerek, bölgesel savunma hücreleri olan makrofajlara dönüşür. bu durum virüsün farklı doku ve organlara taşınabilmesine olanak sağlar.
sağlıklı kedilerin bağışıklık sistemi makrofaj hücrelerinde bulunan virüsü de ‘hücresel bağışıklık sistemi’ ile tespit ederek imha edebilir.
çeşitli nedenlerden dolayı bağışıklığı zayıflamış kedilerde, ya da bağışıklık sisteminde bozulmalar olan (genetik etkenler, kronik hastalıklar .vs) bazı kedilerde virüse karşı oluşan ‘hücresel bağışıklık’ yanıtı zayıf ya da yetersizdir. bundan dolayı virüs “hücresel bağışıklık sistemi” tarafından imha edilemez ve bulaşma olan dokular ya da organlarda yayılımı devam eder. hücresel bağışıklık sistemiyle imha edilemeyen virüs için inflamasyon (yangı) oluşur.
virüs bulunan dokulara lökositler (beyaz kan hücreleri) göç ederek hasar oluşturmaya başlar. bağışıklık sistemi virüs bulunan hücrelere hasar vererek, virüsün o bölge içinde sınırlı kalmasını ve yok edilmesini amaçlamaktadır ancak oluşan bu bağışıklık yanıtı (yangı) aynı zamanda doku ve organlar da hasar vererek fonksiyonunu bozar ve kedide hastalık belirtilerinin oluşumuna neden olur.
fıp kediye nasıl zarar verir?
hastalıkta kediye zarar veren çoğunlukla kedinin kendi bağışıklık sistemidir.
hasarlar bağışıklık sisteminin virüse karşı oluşturduğu yanıttan kaynaklanmaktadır. hastalıkta tip ııı ve tip ıv aşırı duyarlılık (hipersensitivite) reaksiyonu vardır.
ıslak formda, bağışıklık sisteminin yanıtı (yangı) kılcal damarlarda hasar oluşturur, bunun sonucunda kan serumu (kanın sıvı kısmı) sızarak, karın ya da akciğer boşluklarında birikir.
kuru formda, virüs bulunan doku ve organlarda bağışıklık sisteminin oluşturduğu lezyonlar (bölgesel hasarlar) vardır. tutulum olan organlarda oluşan hasar nedeniyle, organ fonksiyonları bozulup görevini yapamayacak duruma gelebilir.
karaciğer tutulumunda karaciğer hasarı; böbrek tutulumunda böbrek yetmezliği oluşabilir. nörolojik formda çoğunlukla meninkslerde (beyin zarı) hasar vardır ve bundan dolayı kedi yeme, içme ve hareket etme gibi hayati ihtiyaçlarını karşılayamaz.
hastalığın oluşturduğu hasarlar tutulum olan organ ya da dokulara göre farklılık gösterir.
fıp’te ölüme neden olan virüs müdür?
fıp’te ölüme neden olan çoğunlukla kedinin bağışıklık sisteminin dokular ve organlarda oluşturduğu hasar ve bu hasarlara bağlı olarak gelişen komplikasyonlardır.
oluşan kronik inflamasyon (yangı) sonucu kan yapım mekanizması bozulur ve demir ve vitamin takviyelerine rağmen düzelmeyen anemi (kronik hastalık anemisi) oluşur.
kronik ateşe bağlı olarak oluşan iştahsızlık ve halsizlik kilo kaybını artırır.
akciğer tutulumunda, bağışıklığın kılcal damarlarda oluşturduğu hasar nedeniyle, akciğer sıvıyla dolup kedinin nefes almasını güçleştirir. sıvı uzaklaştırılmadığında kedide solunum güçlüğüne bağlı ölüm gerçekleşebilir.
fıp’li kedilerde hastalığın oluşturduğu komplikasyonlar birden fazladır ve virüs yayılımı arttıkça, bağışıklık yanıtı ve buna bağlı zararlı etkileri de artar. ölüm genelde bir kaç etkenin birlikte olması sonucu ve çoğu zaman karmaşık bir hastalık tablosu nedeniyle olur.
fıp’i teşhis edilebilen herhangi bir test var mıdır?
fıp’i kesin olarak tespit edebilen bir testin üretilmesi teorik olarak mümkün değildir.
hastalık yapan mutant virüsün yalnızca doku ve organlarda bulunan makrofaj hücrelerinde bulunabildiğini ve bu hücrelerde kendini kopyalayıp, çoğaldığından bahsetmiştik. makrofajlar kanda bulunmazlar, bu nedenle hastalık yapan mutant virüsün kan yoluyla ya da herhangi bir kan testiyle kesin tespiti mümkün değildir.
fıp nasıl teşhis edilir?
ıslak formda karın ya da akciğerlerde biriken sıvının tespiti ve analiziyle hastalık teşhis edilebilir. sıvı genelde açıktan koyu sarıya doğru kayan renkte, akışkanlığı düşük ve protein içeriği zengindir. sıvı içerisinde fibrinler bulunabilir ve hücre sayısı düşüktür.
sıvının sitolojik incelemesi (mikroskop altında hücresel içeriğinin incelenmesi) ve biyokimyasal analiziyle teşhis doğrulanarak diğer hastalıklardan ayrılabilir.
kuru formun teşhisi oldukça zordur. hastalık değişik organlarda bölgesel lezyonlara neden olduğundan, biyopsi alınıp, patolojik inceleme yapılmadan kesin olarak teşhis edilemez.
fıp'in organlarda oluşturduğu lezyonları tespit etmek çoğunlukla zordur. fıp teşhisi konulan kediler genellikle anestezi alamayacak kadar hasta olduğundan, kedi canlıyken biyopsi alınması zordur, bu yüzden kuru formun kesin teşhisi genellikle otopsiyle konulabilmektedir.
fıp teşhisiyle ilgili daha detaylı bilgi için makalenin ikinci bölümü incelenebilir.
kuru fıp’in sadece otopsiyle teşhis edilebildiği doğru mudur?
mutasyon sonucu oluşan virüsün doku ya da organlarda bulunan makrofaj hücrelerinde çoğaldığından ve bunun hastalık oluşumuna neden olduğundan bahsetmiştik.
hastalığın kesin teşhisi için virüsün makrofaj hücrelerinde çoğalıp çoğalmadığı tespit edilmelidir. virüsler çok küçük olduğu için ışık mikroskobunda doğrudan görülmezler.
virüslerde bulunan spesifik proteinler (antijenler) özel yöntemlerle boyanarak (immunohistokimyasal boyama), mikroskop altında görünür hale getirilip, tespitleri yapılabilir. makrofajlar sadece doku ve organlarda bulunduğundan, inceleme için doku örnekleri gerekir. kuru fıp kedilerde değişik organ ya da dokuları tutar ve bölgesel hasarlara neden olur. bundan dolayı tutulum olan organın ya da dokunun tespit edilip, uygun şekilde biyopsi alınması gerekir. kedi canlıyken virüsün bulaştığı dokuları tespit etmek zordur, çünkü virüsün neden olduğu lezyonlar röntgen ya da ultrason gibi yöntemlerle tespit edilemeyebilir. tespit edilse bile, kedi çok hastaysa anestezi alması ve biyopsi için gerekli operasyon riskli olabilir. kedi canlıyken uygun şekilde biyopsi alınabiliyorsa, otopsiye gerek kalmadan da kesin olarak teşhis edilebilir.
corona virüs testleri hastalığın teşhisinde güvenilir midir?
corona virüs testleri tek başına değerlendirildiğinde hastalığın teşhisinde güvenilir değildir.
bu testlerin corona virüsü bulunan her kedide pozitif sonuç vereceği göz önünde bulundurulursa, bu testle tüm kedilere fıp teşhisi koymak gibi ölümcül hatalara düşülebilir.
corona virüsünün bazı topluluklardaki kedilerin %90'ından fazlasında bulunabilmektedir, bu da testin her 10 kediden 9'inde pozitif olabilmesi demektir.
kedide hastalık semptomların olması testin sonucunun doğru olabileceği fikrini desteklemez, çünkü herhangi bir hastalığı olan bir kedi aynı zamanda corona virüsü taşıyıcı da olabilir.
örneğin, böbrek, karaciğer ya da kanser hastası kediler, aynı zamanda corona virüsü de taşıyabilir. bundan dolayı corona virüs testleri başka hastalıkları olan kedilerde de pozitif sonuç verecektir. ancak fıp dışındaki hastalıkların corona virüsüyle herhangi bir bağlantısı yoktur. ayrıca yapılan bir çok çalışma sağlıklı kedilerde de yaygın olarak corona virüsü bulunabildiği göstermektedir. bu yüzden, corona virüs testlerinin hiç bir hastalığı olmayan sağlıklı kedilerde de pozitif sonuç verebilmesi mümkündür.
testler (elisa, hızlı kit) corona virüsü taşıyan tüm kedilerde pozitif sonuç verebildiğinden, tek başına değerlendirildiğinde, bu testlerin fıp teşhisinde güvenilirliği ve değeri yoktur.
bazı testlerin corona virüs değil, fıp testi olduğu söylenmektedir?
dünya’da fıp için üretilmiş bir test yoktur, üretilebilmesi de teorik olarak mümkün değildir.
yukarıda açıkladığımız üzere mutant virüs yalnızca doku makrofajlarında bulunur ve çoğalır.
mutant virüs kanda bulunmadığından, her hangi bir kan testiyle tespit edilebilmesi mümkün değildir (kesin teşhis için virüs bulunan doku ya da organların tespit edilip, uygun şekilde biyopsi alınması ve patolojik inceleme yapılması gerekir).
piyasadaki tüm testler corona virüs antikor testleridir ve testin üzerinde fcov ab (feline coronavirus antibody) yazmaktadır (emin olmak için testi kontrol etmeyi isteyebilirsiniz).
bazı hekimler ve hasta sahipleri corona virüs testleri konusunda yeterince bilgi sahibi değildir ve corona virüs antikor testlerini fıp testi sanmaktadır. testin fıp’i teşhis ettiğini düşünüp, sonucu pozitif olan kedilere, başka hastalık araştırması yapılmadan fıp teşhisi konulabilmektedir.
semptomları fıp'e benzeyen başka hastalıklar var mıdır?
fıp enfeksiyonlu hastalıklara benzer semptomlar gösterebilir ve kan değerlerinde benzer değişikler olabilir. diğer viral hastalıklar, bakteriyel ve paraziter enfeksiyonlar, kanserler, otomimmun hastalıklar, kronik hastalıklar, metabolik ve endokrin hastalıklar, karaciğer ve bazı sindirim sistemi hastalıklarının semptomları fıp'e benzerdir ve benzer kan değerleri görülmesi mümkündür. semptomları fıp'e benzer 100-150 civarı farkı hastalık olduğu tahmin edilebilir. teşhis koyulmadan önce ayırıcı tanı yapılıp, diğer hastalıkların elenmeye çalışılması hatalı teşhis oranını düşürebilir.
kedilerde sıvı birikimine neden olan tek hastalık ıslak fıp midir?
kedilerde sıvı birikimine neden olabilen 50'ye yakın hastalık vardır. sıvının analizi ve sitolojik incelemesiyle diğer hastalıkların ayrılması ve teşhisin doğrulanması önerilir
hatalı fıp teşhisleri yaygın mıdır?
uzun yıllardır fıp konusunda araştırma yapan uzmanlardan biri olan dr. diana addie, dünya genelindeki fıp teşhislerinin %80'nin hatalı olduğunu belirtmektedir.
sadece ülkemizde değil, gelişmiş ülkelerde de fazlaca yanlış teşhis konulabilmektedir.
fıp denilen her 10 kediden 8'i fıp değil, yalnızca corona virüsü taşıyıcısıdır.
yanlış teşhislerinin fazla olmasının nedeni, fıp'i kesin olarak teşhis edebilen bir testin olmamasından kaynaklanmaktadır. teşhisler sadece corona virüs testinin sonucuna göre konulduğunda hata ihtimali artmaktadır, çünkü bazı bölgelerde kedilerinin %90'ına yakınında corona virüsü veya virüsün antikorları tespit edilebilmesi mümkündür.
corona virüs testlerinin sağlıklı kedilerde ve başka hastalığı olan kedilerde de çoğunlukla pozitif sonuç verdiğinden, hatalı teşhis oranını artırmaktadır.
fıp konusunda çalışan uzmanlardan dr. n. pedersen, corona virüs testleri yüzünden ölen kedi sayısının, gerçek fıp'ten ölenlerden çok daha fazla olduğunu söylemektedir.
corona virüs testinin fıp testi sanılıp, tedavi edilebilecek başka hastalığı olan kedilere, hatta hiç bir hastalığı olmayan sağlıklı kedilere bile ötenazi yapılabildiğinden bahsetmektedir.
hatalı fıp teşhislerinden nasıl kaçınılabilir?
veri olmadan (kan testleri, analizler ve diğer teşhis yöntemleri kullanılmadan) yalnızca semptoma göre koyulan teşhislerin güvenilirliğinin düşük olacağı varsayılabilir.
halsizlik, kilo kaybı ve yüksek ateş görülen her kediye fıp deme eğilimi oldukça yaygın olarak görülmektedir ancak bu belirtiler onlarca farklı hastalıkta da görülebildiğinden, bu yöntemle koyulan teşhislerin güvenilir olmayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
başka enfeksiyonlar (viral, bakteriyel paraziter, mantar enfeksiyonları), kronik hastalıklar, kanserler, otoimmun hastalıklar, kronik karaciğer ve böbrek hastalıkları, metabolik ve hormonal hastalıklar ve bazı sindirim sistemi hastalıkları da fıp'le benzer, hatta bazen fıp'le aynı klinik semptomları gösterebilmektedir. sadece semptoma bakıldığında, bir çok hastalığın fıp sanılabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
teşhislerin olabildiğince çok veriyle desteklenmesi ve bilimsel bulgulara dayanmayan kişisel yorumlardan uzak olması hatalı teşhis ihtimalini azaltabilir.
teşhisle ilgili daha detaylı bilgi nereden alabilirim?
fıp teşhisindeki yöntemlerle ile ilgili literatürdeki bilgileri makalenin ikinci bölümünde paylaştım. bu bölümde bilimsel teşhis metotlarıyla ilgili bilgilere ulaşılabilir.
fıp tedavi edilebilir mi?
piyasada hastalığı tedavi edebilen bir ilaç henüz bulunmamaktadır. bundan dolayı hastalığın şu an için kesin bir tedavisi yoktur. maalesef gerçek fıp vakaları büyük oranda ölümcüldür.
ancak teşhislerin çoğu hatalı olabildiğinden ve fıp teşhisi konulmasına neden olan şikayetler başka hastalıklardan kaynaklanmış olabildiğinden, fıp sanılan (hatalı teşhis edilen) kedilerin bazılarının iyileşmesi ve ömrünü sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmesi mümkündür.
fıp denen bir kedide tedavi denenmeli midir?
başka hastalıklara da fıp denilebildiğinden ve corona virüs testi pozitif olan kedilere de kolaylıkla fıp teşhisi konulabildiğinden teşhiste hata olma ihtimali düşünülmelidir.
bu nedenle, önce teşhisi netleştirmeye çalışmak ve başka bir hastalık olmadığından emin olmak izlenmesi gereken ilk yoldur.
fıp teşhislerinde yüksek oranda hata ihtimali olduğundan tedavi denenmesi tavsiye edilir.
bakteriyel enfeksiyonlar ve bağışıklığın zayıflaması sonucu oluşan diğer viral enfeksiyonlarda tedaviye yanıt alma şansı vardır. ancak fıp tedavisi her hastalıkta olumlu sonuç vermez (net olarak teşhis edilememiş hastalıklar, mantar ve parazit enfeksiyonları, kanserler, otoimmun hastalıklar, endokrin ve metabolik hastalıklar, gastrointestinal ve nörolojik hastalıklar .vs).
fıp’te tedavi nasıl yapılır?
net olarak teşhis edilmiş fıp vakalarında, kedinin genel durumunu iyileştirmek ve hastalık semptomlarını azaltmaya yönelik destek tedavileri uygulanmaktadır. literatürde bulunan destek tedavileriyle ilgili bilgileri makalenin üçüncü bölümüne ekledim.
kuru fıp’li kedilerin tamamen iyileşebildiği doğru mudur?
“kuru fıp’li kediler tamamen iyileşebiliyor” gibi iddiaları sıkça görmek mümkündür.
bazı fıp vakalarının kendi kendine iyileşmesi teorik olarak mümkündür ancak çok ender görülür ve çoğu zaman kedi sahibi bunun farkında olmaz.
uzun süre tedaviye yanıt vermeyen ve hastalık semptomları geçmeyen gerçek fıp vakalarının iyileşme ihtimalinin çok düşük olduğu söylenebilir.
hastalık hücresel bağışıklıktaki yetersizlik ve bozulmalardan kaynaklanmaktadır ve genelde bu durumun geri dönüşü zordur. virüs yayılımı arttıkça, hastalığın neden olduğu komplikasyonlar artmaktadır ve kedinin genel durumunun zamanla daha da kötüye gitmesi yaygındır. gerçek fıp’te artan virüs miktarına bağlı sürekli kötüye giden bir tablo görülür.
kuru fıp’le kediler daha uzun yaşayabilir ancak bu süre genellikle 6 aydan fazla değildir.
6 aydan daha uzun, hatta bir kaç yıla kadar yaşayan fıp’li kediler vardır ancak oransal ve sayısal olarak fazla değildir.
fıp denen her kedinin fıp olmadığını ve sadece corona virüsü taşıyıcı olduğunu göz önünde bulundurmak, kedinin tamamen iyileşip, sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesini açıklayabilir.
yukarıda belirttiğimiz üzere, her 10 kuru fıp teşhisinin 8’i hatalı olabildiğinden, iyileştiği söylenen kedilerin ya başka hastalıkları vardır ya da sadece corona virüsü taşıyıcısıdır.
corona virüs testlerinin kalabalık topluluklarda yaşayan kedilerin %90’ınından fazlasında pozitif sonuç verebilmektedir. bu testlere göre fıp teşhisi konulduğunda 10 kediden 9’una fıp denebilir. istatistiksel verilere göre, bu kedilerin en fazla 1 tanesinin gerçek fıp olabileceği göz önünde bulundurulursa, diğer kedilerin fıp olmadığı ve sadece corona virüsü taşıyıcısı olduğu, dolayısıyla fıp sanılan (hatalı teşhis edilen) bazı kedilerin tamamen iyileşmesinin mümkün olabileceği varsayılabilir.
fıp denilen kedinin fıp olmama ihtimali var mıdır?
ıslak fıp formunda sıvı birikimi olması; sıvının görünümünün ve fiziksel özelliklerinin spesifik olması, sıvının analizinin yapılabilmesinden dolayı hatalı teşhis oranı düşüktür
(ıslak fıp’te sıvı birikimi röntgen ya da ultrasonla doğrulantıktan sonra, sıvıdan bir miktar çekilerek analizinin yapılması önerilir. sıvının analizleri yapılmadığında, ıslak formda da teşhis hataları olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır).
ancak kuru fıp’lerde hastalığın teşhisinin zor olması ve corona virüs testlerinin hastalık hakkında herhangi bir fikir vermemesi nedeniyle hatalı teşhis oranı yüksektir.
kuru fıp’in semptomları bir çok hastalıkla benzer olduğu için, diğer hastalıklarından ayrılabilmesi çoğu zaman zordur ve genellikle patoloji yapılmadan teşhis netleştirilemez.
bazen herhangi bir hastalığı olmayan sağlıklı kedilere de fıp teşhisi konulabilmektedir.
bazı hekimlerin ve kedi sahiplerinin corona virüs testleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması ve test sonucu pozitif olan tüm kedileri fıp sanması nedeniyle, bir çok kedi sahibi yalnızca corona virüsü taşıyıcısı olan kedilerini fıp sanıp, kedilerine ihtiyacı olmayan ilaçları verip, gereksiz tedaviler uygulayabilmektir.
fıp kediler arasında bulaşır mı?
corona virüsü bulaşıcıdır ancak hastalığa neden olan fıp virüsünün (mutasyon sonucu oluşan virüsün) bulaşıcı olduğunu destekleyen fazla bulgu yoktur.
hastalığa neden olan mutasyonlar virüsün yalnızca bağışıklık sisteminin monosit ve makrofaj hücrelerinde çoğalmasına imkan vermektedir. virüs mutasyona uğradıktan sonra bağırsak ve üst solunum yollarındaki epitel hücrelerde kopyalanma ve çoğalma özelliğini kaybetmektedir. mutasyonlar virüsün bağırsak hücrelerde kendini kopyalaması için gerekli olan 3c proteini sentezleyen genine (3c geni) hasar verip bu genin silinmesine neden olur.
hastalık yapan mutant virüs 3c proteinini üretemediğinden, bağırsak hücrelerinde çoğalma özelliğini kaybeder. virüs bağırsak ve üst solunum yolunda bulunmadığından, dışkı ve salyaya geçemez ve buna bağlı olarak da virüsün dışkı ve salya yoluyla yayılımı olmaz.
bağırsak yüzeyini tutan formlarda dışkı yayılımı olabilir. böbreği tutan formda enderde olsa idrarla yayılım olabilir.
dışkıya geçebilen bulaşıcı formların çok ender olarak oluştuğu tahmin edilmektedir ancak bulaşıcı form oluşsa bile, başka kedilerde hastalığa neden olup olmayacağı belirsizdir.
fıp’li bir kedi diğerlerinden ayrılmalı mıdır?
uzun süredir birlikte yaşayan kedilerinden birinde fıp görüldüğünde (örneğin aynı evde yaşayan), kedinin diğerlerinden ayrılmasına gerek olmadığı söylenmektedir.
hastalık yapan mutasyonlar (fıp virüsü) çoğunlukla haftalar, hatta aylar önceden oluşmaya başlamıştır. çok ender görülmesine rağmen, eğer oluşan virüs bulaşıcı formdaysa, kedinin sahibi hastalığı fark etmeden çok önce diğer kedilere geçmiş olması gerekir ve teşhisten sonra ayrılması fazla bir anlam ifade etmeyebilir.
fıp’li bir kedideki virüsün bulaşıcı olup olmadığı anlaşılabilir mi?
ıslak formda hastalık oluşumu, hastalığın belirtiler görülmeden 2 ila 4 hafta önce;
kuru formda, 2 hafta ila 2 ay önceden başladığı varsayılmaktadır.
kediler genellikle hastalığın son aşamasına kadar belirti vermezler, bundan dolayı kedi sahipleri çoğunlukla hastalığı son safhasında farkederler.
kuru fıp’li bir kedide, hastalık yapan mutasyon genellikle hastalık teşhis edilmeden 1 ila 2 ay (bazen bir kaç ay) önceden oluşmuştur. eğer mutasyon sonucu oluşan virüs (fıpv) bulaşıcı ve hastalık yapıcı formdaysa, kedinin uzun süredir virüsü yayıyor olması gerekir.
teorik olarak bu formdaki bir virüsün diğerlerine çok daha önceden (haftalar, bazen aylar öncesinden) geçmiş olması gerekir ancak bulaşıcı formların oluşma ihtimali çok düşük olduğu için, fıp’li kedilerin diğerleri için çoğu zaman risk oluşturmayacağı söylenir.
dr. n. pedersen, bulaşıcı formdaki mutasyonların oluşma ihtimalinin çok düşük olduğunu, bundan dolayı kedi sahiplerinin bu tür formlara kolayca rastlamayacağını söylemektedir.
hastalık tek bir kedide görülmüşse, bulaşıcı olmadığı varsayılabilir. ancak diğer kedilerde hastalık belirtilerinin daha geç görülme ihtimali olduğundan, kedileri bir kaç hafta takip etmeden kesin emin olmak zordur. genel olarak, bir kaç hafta geçtikten sonra diğer kedilerde hastalık belirtileri görülmüyorsa, bulaşıcı ve hastalık yapıcı form olmadığı varsayılabilir.
fıp’in bulaşıcı formları ne sıklıkta görülür?
bununla ilgili herhangi bir istatistik bulunmamaktadır. ancak bulaşıp başka kedilerde hastalık yapabilecek formların çok ender görüldüğü tahmin edilmektedir.
bin vakada birinden (1000’de 1’den) daha azının bulaşıp, hastalık yapabileceği varsayılabilir.
fıp’li bir kediyi diğer kedilerin arasına koymak riskli midir?
topluluğa sonradan gelen (örneğin dışardan alınan) bir kedideki virüsün çok düşükte olsa bazı kedilerde hastalık yapma ihtimali teorik olarak vardır. bu yüzden önlem olarak hastalıklı kedileri, sağlıklı kedilerden ayrı tutmak yararlıdır. kedinin hikayesi bilinmiyorsa ve konulan teşhis net değilse, bulaşıcı başka hastalık olabileceği ihtimalide düşünülmelidir.
kediler arasında bulaşabilen farklı virüsler, parazitler ve bakteriler de vardır.
takibi yapılmamış kedileri, sağlık kontrollerini yaptırmadan ve bulaşıcı bir hastalık taşımadığından emin olmadan, sağlıklı kedilerin arasına koymak çoğunlukla risklidir.
fıp’in çok bulaşıcı olduğu, elbiseyle bile geçtiği doğru mudur?
fıp’in çok bulaşıcı olduğunu gösteren fazla bir bulgu yoktur. genel olarak, bulaşma vakalarının çok nadir olarak görülebileceği ve o bölgedeki kedilerle sınırlı kalacağı söylenmektedir. dr. n. pedersen’in açıklamalarında, “bulaşan formların oluşabileceği ancak bunun çok ender görüleceğini ve kedi sahiplerinin bu tür formlara kolayca rastlamayacağını” söylediğinden bahsetmiştik. literatürde, fıp’in bulaşıcı olduğunu destekleyen rapor edilmiş bulaşma vakası yoktur.
aşağıdaki sorular mutant virüsün neden çok bulaşıcı olmadığını açıklar niteliktedir.
1) parklar, çok kedili evler ve belli bölgelerde toplu yaşayan kediler arasında fıp vakaları sıkça görülebiliyor. bu tür yerlerde yaşayan fıp’li kediler, diğerleriyle aynı su ve yemek kaplarını kullanıyor, virüsün o parktaki, evdeki ya da bölgedeki diğer tüm kedilerin ölümüne neden olması gerekmiyor mu?
3) kinikler yoğun olarak fıp'li kedilerle muhatap oluyorlar ve istemeseler de, bu kediler hekimlerin ve teknisyenlerin önlüklerine temas ediyor ve aynı elbiseler sağlıklı kedilere de dokunuyor, öyleyse kliniklere giden tüm kedilere virüs geçmesi gerekmiyor mu?
3) corona virüsü her 10 kediden 9’unda bulunabiliyorsa, corona virüsüyle %99 oranında genetik benzerliği olan fıp virüsünün de her 10 kediden 9’una geçip, bir kaç yıl içinde kedi soyunu tehdit eder hale gelmesi gerekmiyor mu?
fıp neden çok bulaşıcı değildir?
fıp konusunda çalışan araştırmacılar fıp'in çok bulaşıcı olmamasının sebebini hastalığa neden olan mutant virüsün dışkı ya da salya ile yayılımının olmaması olarak açıklamaktadır.
corona virüsündeki mutasyonların büyük çoğunluğu virüsün 3c proteinini sentezleyen geninde gerçekleşir (mutasyonlar bu genin silinmesine neden olur).
virüs bağırsak hücrelerinde kendini kopyalayabilmek için 3c proteinine ihtiyaç duyar ancak bu proteinini sentezleyen gen mutasyonlardan dolayı silindiğinden, mutant virüs bu proteini üretemez ve buna bağlı olarak bağırsak ve üst solunum yolundaki (epitel) hücrelerde çoğalamaz. mutant virüs çoğunlukla bağırsak ve üst solunum yolunda bulunmadığından, dışkı ve salyaya geçemez, dolayısıyla diğer kedilere bulaşma ihtimali çok düşüktür.

mutasyonlar virüsün yalnızca monosit ve makrofaj gibi bağışıklık hücreleri içinde bulunmasına ve kendini kopyalamasına imkan verir. fıp virüsü belli organ ve dokularda bölgesel olarak bulunur ve çoğunlukla kanda da bulunmaz.
bağırsak yüzeyini tutan formda virüsün dışkıya geçmesi mümkündür. ancak diğer kedilerde hastalık yapıp yapmayacağı belirsizdir.
kedilerde fıp oluşma ihtimali azaltılabilir mi?
fıp oluşma riskini artıran etkenlerden kaçınılarak, hastalık ihtimali düşürülebilir.
daha önce fıp'e neden olan etmenleri bir kaç madde halinde sıralamıştık. burada alınabilecek önlemler yönünden tekrar incelersek.
genetik:
hastalığa genetik olarak yatkın kedilerde yapılabilecek fazla bir şey yoktur. fıp görülen bir kedinin yakın akrabalarının mümkün olduğunda kısırlaştırılması hastalığa yatkın genlerin elenmesine katkı sağlayabilir.
kedi sayısı:
özellikle aynı kum ve su kabı kullanmak zorunda kalınan evlerde kedi sayısının az olması önerilmektedir. sadece fıp değil, başka sağlık problemleriyle de sıkça karşılaşmamak için, ortak kum ve su kabı kullanan kedilerin sayısının 5 ve altında olması idealdir.
mecbur kalınmadıkça, aynı ortamda yaşayan kedilerin sayısının 10’u geçmemesi önerilir.
10 kediden daha az sayıdaki topluluklarda virüs bulaşma döngüsü kırılabilir. tekrar bulaşma olmazsa ve kediler arasında virüsle kronik olarak enfekte olan bir kedi yoksa, 10 ve daha az kedili bir ortamda kedilerin bağışıklığı zamanla corona virüsünü tamamen temizleyebilir.
kedi sayısı düşürülemiyorsa, alternatif olarak kediler gruplara bölünebilir. (örneğin 15 kedili bir topluluğun, 5 kedili guruplar halinde ayrılması fıp, diğer viral hastalıklar ve enfeksiyonlu hastalıkların riskini %90'a varan oranda azaltabilir).
yapılan bilimsel çalışmalar yaşam alanı ortak olan 10 kedi ve üzerindeki topluluklarda virüs bulaşma döngüsünün kırılmasının mümkün olmadığını ortaya koymaktadır. bu topluluklardaki kedilerin bağışıklık sisteminin zayıf kalma ihtimali de epeyce yüksektir.
bu durum fıp, diğer enfeksiyonlu hastalıklar (diğer viral hastalıklar, bakteriyel ve paraziter enfeksiyonlar .vs), kanserler, otoimmun hastalıklar ve diğer kronik hastalıkların oluşma ihtimalini artıracaktır. çok kedili topluluklarda herhangi bir hastalığın oluşma ihtimalinin, az kedili topluluklara göre daha yüksek olduğu varsayılabilir.
kedilerin yaşı:
yavru kedilerde bağışıklık sisteminin gelişiminin tamamlanması genellikle 6 ila 16 haftalar arasında olmaktadır. bu yüzden yavru kediler 16 haftalık (4 aylık) oluncaya kadar, viral ve enfeksiyonlu hastalıklara karşı risk altındadır. yavru kedilerin 4 aylık oluncaya kadar yetişkin kedilerden ayrılması ve 2 aylık olduğunda ilk aşılarının yaptırılması, viral hastalıklardan korunmasına yardımcı olabilir.
beslenme:
iyi ve kaliteli mamalar ve gıdalarla beslenme sadece fıp değil, bir çok hastalığın oluşma riskini düşürecektir.
stres:
kedide stres oluşturabilecek etkenlerin azaltılması, kedinin bağışıklığında olabilecek bozulmaların önüne geçerek, hastalık oluşma ihtimalini düşürecektir.
kedide stres oluşturabilecek etkenler; kedinin yaşam alanına sonradan gelen kedi(ler)le anlaşamaması, taşınma, pansiyonda kalma, sahiplendirilen ortama uyum sağlayamama, ameliyatlar, kronik hastalıklar, kötü yaşam koşulları .vs şeklinde sıralanabilir.
fıp'in aşısı var mıdır?
pfizer firmasının geliştirdiği bir aşı vardır ancak etkinliği tartışmalıdır. aşının koruyuculuk oranı düşüktür ve corona virüsü bulaşmamış kedilerde uygulanması önerilir.
kedilerin çoğu hali hazırda corona virüsüyle enfekte olduğu için, uygulamada yararı yok denecek kadar azdır. aşının kendisinin de bazı kedilerde fıp'e neden olabileceği yönünde iddialar vardır, o yüzden güvenilirliği tartışmalıdır.
aşı amerika ve bazı avrupa ülkelerinde bulunmaktadır. türkiye'de satışı ve uygulaması şu an için yoktur.
fıp'in tedavisiyle ilgili umut verici gelişmeler var mıdır?
yakın zaman önce dr. n. pedersen ve ekibi, kansas üniversitesiyle fıp'i tedavi eden bir molekül geliştirmiştir ve ilk yapılan denemelerde çok başarılı sonuçlar almışlardır.
proteaz inhibitörü sınıfına giren molekül, virüsün kendini kopyalamasını engellemektedir. hastalık konusunda geliştirilmiş ve hedefe yönelik tek antiviral ilaç olduğu söylenebilir.
fıp'li kedilerde virüs replikasyonunu (çoğalmasını) durdurmuştur ve ilacın uygulandığı ıslak fıp’li kedilerde sıvı birikimi tamamen kaybolmuştur. tedavi olan kedilerde hastalık belirtileri tekrar oluşmamıştır. bu da ilacın hastalıkta işe yaradığını göstermektedir.
ilaç şu an deneme aşamasında olduğundan, ticari olarak piyasa sürülmemiştir.
ilacın onay alıp, piyasaya sürülmesinin 2-3 seneyi bulabileceği söylenmektedir.
hastalıkla ilgili detaylı bilgiyi nereden bulabilirim?
dr addie’nin ve dr. pedersen'un sitesinde hastalıkla ilgili detaylı bilgilere ulaşılabilir.
http://www.catvirus.com http://www.sockfip.org .."

sokak kedilerini beslemek

oldukça bilinçli yapılması gerekendir.
özellikle tavuk içerikli mama koymamak gerekiyor.
bazı kedilerin tavuk alerjisi olabiliyor, yahut halihazırda zaten bir deri enfeksiyonu geçiren bir kedi olabiliyor.
hangi kedinin tavuğa karşı alerjen geliştirdiğini bilemeyeceğimiz için dikkatli olmakta fayda var.
tavuklu içerik, durumu daha da kötü yapabilir.

fip

merhaba,

başlık açmayı beceremesem de, kedilerde fip hakkında biraz bilgiye ihtiyacım var.
çok fazla kaynak okumama rağmen, yine de hali hazırda somut deneyimlere ihtiyacım var, şuanda.
sanırım çaresizliğime destek arıyorum, bilemedim.

bugün sokakta iki haftadır gördüğüm bir kedi çocuğunu veterinerimize götürdüm.
fip olabilir, tahlil sonucunu bekleyelim 1 hafta kadar denildi.
_ki hekimimize kendimden daha çok güvenirim_
ilk hızlıca yapılan kan testinde enfeksiyon değerleri oldukça yüksek çıktı.

ben çocuğu bulmadan önce, daha önce bulunduğumuz semtte veterinere götüren bir hanıma ulaşabildim,
1 yıl süredir bu çocuk bu haldeymiş,
yapılan tedaviler;
- 1 haftalık antibiyotik (getir-götür- yeniden sokak)
- 10 günlük antibiyotik (getir-götür- yeniden sokak)
- 15 günlük depo antibiyotik (getir-götür- yeniden sokak)
- 1 kez kortizon iğnesi (yeniden sokak)
- 3 günlük antibiyotik ( 3 gün klinikte yatış, yeniden sokak)
tedavi hikayesi buymuş,
bütün bu antibiyotik tedavisi ise diş eti ve ağız enfeksiyonu için uygulanmış
fip yahut başka hastalığa dair br tanı belirtilmemiş.

bugüne kadar geçen süre ise yaklaşık 6 ay imiş.
yani en son 6 ay önce, 3 günlük bir tedavi söz konusu imiş.

şimdi esas ihtiyacım olan şey, fip hakkında deneyim sahibi olanlarımız varsa onlardan duymak.

kedinin genel durumu şöyle,

ağızdan akan salya,
ki bu salya kıvamlı, iltihaplı gibi sarıya yakın renkte,
inleyerek de olsa yemek yeme çabası var,
yürümesinde bir tuhaflık yok,
ağzı yara olduğu için kuru mama yerine, yaş mamaya koşar adım geliyor,
karnı şiş değil,
kuyruk incelmiş, sokaklarda kaldığı için bakımsız,
dil ucunda bariz kırmızılık var,
gözler canlı, rengini kaybetmemiş

fip teşhisi, yaşayan kedide imkansız,
testlerde de,ancak otopsi sonucunda ortaya çıkarmış,
kuru ve ıslak formu varmış,
kuru formlu fip, kediyi yıllarca süründürerek yaşatırmış.

elimdeki doneler de böyle.

sanırım kendime dayanak arıyorum şuanda,
belki fip deneyimi olan dostlar vardır aramızda,
o yüzden bir de sizlere danışmak istedim.

durum budur.

sevgiler.

kedi sözlük'teki cins kedi düşmanları

ısrarla her yerde söylediğim birşey var,
cins kediler / köpekler ve dolayısıyla petshop algısından yola çıkarak;

türkiye'de meclisten "tamam arkadaşım, bu dakikadan itibaren hiç bir petshopta canlı satışı yapılmayacak, hali hazırda şuan petshop camekanlarında bulunan canlılar da sıralı sistemle sahiplendirilecek" gibi bir yasa çıkmadığı ve buna riayet edilmediği sürece hiç bir insan evladı bir başkasına kızamaz, eleştiremez.
eleştirecek olanlar buyursunlar meclise, yahut güçlü tanıdıkları (recep tayyip erdoğan) aracılığıyla çıkarsınlar yasayı.

bunun başka çözümü yok.
petshoptan hayvan satın alan, aldığı hayvanı kesip yemiyor yahut asfalta bağlamıyor, yahut bacaklarını kafasını kesmiyor, işkence etmiyor.
yapmayın allahaşkına, bazılarımız sanki "hııı sen nasıl petshoptan hayvan alırsın seni cani pislik kahrolasıca" der gibi davranıyor.
yapmayın yahu, kul hakkına girmeyin.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.