kedi aknesi
terramycin iyi geliyor. oldukça azaldı, yenmek üzereyiz inşallah.
kedilerde kulak uyuzu
tam olarak tedavi olmazsa yakın zamanda tekrarlama olasılığı vardır.
farelerin paris'i istila etmesi
amerika'da sokaklar çok temiz çünkü hiç hayvan yok diyen insan türü
kedi gibi düşünmek ve davranmak
barınakların durumu nasıl düzelir
nasıl düzelir çok fikrim yok ama bir barınak görevlisinin uzunca yazdığı bir yazı mevcut. vakti olanların okumasını öneririm.
ben bir barınak yöneticisiyim. sizlere bir barınağın arka planında olan bitenleri anlatmak istiyorum. umarım bu sesi duyarsınız...
öncelikle, siz üreticiler ve satıcılar hepiniz bir tek gün olsun bir barınakta çalışmalısınız. belki o gözlerdeki kederli, acı dolu, hüzünlü ifadeyi görürseniz, tanımadığınız ve hiç tanımayacağınız insanlar için köpek üretmekten ve satmaktan vazgeçersiniz.
az önce sattığınız şu küçük şirin köpek yavrusu var ya büyüyüp de artık küçük şirin köpek yavrusu olmadığında büyük olasılıkla benim barınağıma düşecek yolu. peki, bir barınağa bırakılan bir köpeğin % 90 olasılıkla o barınaktan yürüyerek çıkmadığını biliyor musunuz? ister safkan olsun, ister olmasın ister sahibi tarafından terk edilmiş olsun, ister başıboş olsun.. barınağıma gelen köpeklerin en az yarısı safkan köpekler.
en çok duyduğum bahane "taşınıyoruz ve köpeğimizi (ya da kedimizi) yeni evimize götürmemiz mümkün değil." öyle mi gerçekten? ya da "büyüdüğünde bu kadar iri olacağını bilmiyorduk, kocaman oldu." bir alman çoban köpeğinin ne kadar olmasını bekliyordunuz ki? "ona fazla zaman ayıramıyoruz." öyle mi? "ben günde 10-12 saat çalışıyorum ve 6 köpeğime de zaman ayırabiliyorum." isteyince mümkün bu. "bahçeyi birbirine katıyor." onu evinize alıp ailenizin bir parçası yapmayı denediniz mi hiç?
köpeklerini bana bırakırken hep söyledikleri de "biz ona yeni bir yuva bulmakla uğraşamıyoruz, ama eminiz ki barınakta birileri onu sahiplenecektir, çünkü o çok iyi bir köpek." hayır. büyük olasılıkla köpeğiniz barınaktayken yeni bir yuva bulamayacak.
bir barınakta yaşamanın ne kadar zor ve gerilimli olduğunu bilir misiniz?
anlatayım size isterseniz...
siz köpeğinizi barınağa bıraktıktan sonra yuva bulmak için en fazla 72 saat zamanı vardır. eğer barınakta yeterince boş yer varsa ya da köpeğiniz sağlıklı kalmayı başarırsa bu süre belki birkaç gün daha uzayabilir. eğer üşütür ve nezle olursa oracıkta ölüverir.
köpeğiniz, havlayan ve ağlayan 25 diğer hayvanla birlikte daracık bir bölmeye tıkıştırılacaktır. son derece depresif olacak ve kendisini terkeden aileyi düşünerek durmadan ağlayacaktır.
eğer köpeğiniz şanslıysa, o gün barınağa köpekleri gezdirmek için yeteri kadar gönüllü insan gelir. eğer yeteri kadar gönüllü gelmezse, köpeğiniz hiç kimsenin ilgisini ve dikkatini çekecek şansı bulamaz, kimse onun için bir şey yapamaz. kapısının altından uzatılan bir kap yiyeceği ya da kocaman bir vakumlu hortumla atıklarının temizlenmesini saymazsak tabii
eğer köpeğiniz iri ve sert ırklardansa (pitbull, rottweiller, mastiff vb), neredeyse barınaktan içeri girdiği anda ölmüştür zaten bu cins köpekler asla yeni bir yuva bulamazlar.. ne kadar şirin, akıllı ya da iyi huylu olurlarsa olsunlar, farketmez.
eğer barınak doluysa ve köpeğiniz ilk 72 saatte yuvalandırılamadıysa, yeni geleceklere yer açmak için köpeğiniz imha edilir. eğer barınakta yeteri kadar boş yer varsa ve köpeğiniz talep gören ırklardan birindense, imha süresi birkaç gün daha ertelenir.
çoğu köpek birkaç gün içinde yaşadığı bölmeyi aşırı koruyucu tavır geliştirir ve takındığı saldırgan tutum nedeniyle imha edilir. en masum, uysal ve sakin köpekler bile bu tavrı geliştirirler.
köpeğinizin bu engelleri aştığını varsaysak bile, kulübesinden dışarı çıkmadığı için birkaç günde öksürmeye başlayacak ya da üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanacaktır. barınakların her köpek için tedavi sağlayacak bir bütçeleri yoktur, bu nedenle hastalanan köpeğinizin imha edilmesi kaçınılmazdır.
size köpeğinizin barınakta nasıl uyutulacağını da anlatmamı ister misiniz?
önce, köpeğiniz kafesinden tasmayla alınacak. sevinerek kuyruğunu sallamaya başlayacak, çünkü gezmeye götürüldüğünü sanacak. o odanın kapısına geldiğinde içeri girmek istemeyecek ve deliye dönecek.
ölümün kokusu mu var, bilmiyorum. orada yitip giden ruhları mı hissediyorlar, bilmiyorum. ama orada benim anlayamadığım bir şey var, ve istisnasız her köpek o kapıdan içeri girmemek için inanılmaz bir direnç gösterir.
köpeğiniz önce bağlanacak. ne kadar güçlü olduğuna bağlı olarak, 1 ya da 2 veteriner teknisyeni tarafından sıkıca tutulacak. sonra ötenazi teknisyeni ya da veteriner işleme başlayacak. ön ayakta bir toplardamar bulacak ve öldürücü dozda bir pembe sıvıyı damara enjekte edecek.
umarım köpeğiniz bağlı olduğu için panikleyip aniden bacağını çekmez. ani hareketlerde bacağı delip geçen iğneler gördüm ben fışkıran kandan kıpkırmızıya boyanan duvarlar gördüm. kulakları sağır edecek çaresiz çığlıklar duydum. hepsi hemen oracıkta tatlı bir uykuya dalmaz, bazen bir süre kasılırlar ve solukları kesilir, nefes almaya çalışırlar ve kendi üzerlerine dışkılarlar.
herşey sona erdiğinde, köpeğinizin cesedi, barınağın arkasında çöp gibi toplanmayı bekleyen diğer köpeklerin cesetleri üzerine istiflenir, tıpkı yakacak odunlar gibi.
sonra ne olur dersiniz? yakılır mı? çöpe mi atılır? başka evcil hayvanlar için mamaya mi dönüştürülür?
bilemezsiniz, hatta hayal bile edemezsiniz. zaten bilmek de istemezsiniz.
nasılsa o sadece bir hayvandı. hem istediğiniz zaman yenisini alabilirsiniz, öyle değil mi?
umarım bunları okurken gözleriniz yuvalarından fırlıyordur ve umarım benim her gün tanık olduklarımı gözünüzde canlandırıyorsunuzdur.
işimden nefret ediyorum. işimin ve barınakların hala var olmak zorunda oluşundan nefret ediyorum. sizler değişmedikçe barınakların var olmaya devam edecekleri gerçeğinden nefret ediyorum. etkilediğiniz hayatların, sadece barınağa atıp gittiğiniz zavallı bir köpeğin hayatından ibaret olmadığını bilmiyor oluşunuzdan nefret ediyorum.
her yıl sadece amerika birleşik devletlerinde barınaklarda 11 milyon h
ayvan ölüyor ve bunu sadece siz durdurabilirsiniz. her bir canı kurtarabilmek için elimden gelenin fazlasını yapıyorum, ancak barınaklar tıka basa dolu, ve her gün yeni hayvanlar gelmeye devam ediyor.
söyleyeceğim şeye lütfen kulak verin:
barınaklardaki köpekler ölüyorken köpek satın almayın.
köpeğinize eş aramayın, köpeğinizi çiftleştirmeyin.
bir kez olsun anneliği / babalığı yaşasın demeyin. köpeklerde annelik / babalık duygusu insanlardaki gibi değildir, aile kavramı yoktur. dişi köpekler, büyüdüğü zaman yavrularını tanımazlar bile erkekler ise hiç bir zaman yavrusunu bilmez.
kısırlaştırılmamış her bir köpek, 6 yılda 67.000 köpeğin doğumuna neden olur, bunu unutmayın.
kaçınılmaz sonları barınaklarda ölmek olan yavruların doğmalarına izin vermeyin.
doğacak yavruların hepsini de sahiplenecek güvenilir insanlar buldum diyorsanız tekrar düşünün. 6 ay sonra gidip baktığınızda artık o güvenilir kişilerde olmadıklarını göreceksiniz, bundan emin olun
isterseniz benden nefret edin. ama gerçeği değiştiremezsiniz ve gerçek her zaman acıdır.
belki bunu okuyanlar içinde köpeğini çiftleştirmek isteyen, köpeğini barınağa vermeyi düşünen, ya da köpek satın almaya niyetli bir tek kişinin olsun fikrini değiştirebilirim.
belki bunu okuyan bir kişi bir barınağa gider, bir yazı okudum ve bir köpeği kurtarmaya geldim der.
dünyayı kediler yönetse
şarkı sözlerini miyavla değiştirmek
bu kez pek bir afili yalnızlık
aldatan bir kadın kadar miyav
ağzı bozuk üstelik bırakmıyor acıtmadan
bu kez pek bir afili yalnızlık
ağlayan bir kadın kadar miyav
tuzaklar kurmuş üstelik
bırakmıyor acıtmadan
bitiyorum her nefeste
ne halim varsa miyav
çok koştum, çok yoruldum
ve şimdi ben de miyav
şarkı sözlerini miyavla değiştirmek
miyav miyav daha öncekiler gibi
bu da miyav neler neler miyav ki
yine düşer deli divane gönlüm aşka
aşka vurgunum ben...
hep aynı heyecan aynı çocuksu hayal
ben böyle biraz deli sende biran öyle kal
nasıl olsa miyav...
kedilerin birçok insandan daha temiz olması
temizlik konusunda insanların kedilerden öğrenecekleri çok şey var gerçekten.
instagramda sürekli kedi paylaşan insan
takipçilerinizden bazıları sırf bu sebeple takibi bırakabilirler. zaten bıraksınlardır. kedi sevmeyen insan bi zahmet beni takip etmesiz zatendir. alternatif olarak kedisi için instagram hesabı açanların sayısı da bi hayli fazla. aslında iyi fikir, neden olmasındır.
kedi götünü görmüş yaram var demiş
deyimler sözlüğüne giren deyimlerimizden. hasta olduğunu söyleyenlere "turp gibisin, hiçbir şeyin yok" anlamında kullanılan sevmediğim deyim.
kedili video klipler
kedilerde empati
hasta olanlara yaklaşımları konusunda bir kaç şey duymuştum. ağlayan ve üzgün olan insanları da anlayabiliyorlar sanırım. bir de çocuklara olan töleransları, sanırları da empati kurabildiklerini gösteriyor bence.
parayla kedi almak
kuş bakacaksanız sokaktan serçe, karga, kırlangıç falan yakalayın. akvaryumda balık bakacaksanız dere ve göllerden sazan, kızılkanat falan yakalayın. fare için de küçük tarla fareleri var büyüklerine göre daha iyidirler. guinea pig tutkunuysanız da para vermeyip yaban domuzu alabilirsiniz.
bir kediyi eve alma kararının verildiği an
yen evladınızla beraber hayata devam etmek demektir. hastalıkta sağlıkta, bir ömür boyu. hele o evi ilk keşfettikleri an.
bir kedinin yuva bulmasına vesile olmak
büyük mutluluk fakat insanlar güvenilir değil. alıyor deniyor bakıyor zor, masraflı, kılı, aşısı vs tekrar salıveriyor sokağa. evlat edinmeyi bilmiyor beceremiyorlar.
kediyi sokağa atmak
sorumsuz insanların yaptığı. sokakta yavru bir kedi görüyorlar. eve alıyorlar. kedi büyüyüp kızgınlık seslenişleri, koku ve işaret bırakma faaliyetleri başlayınca kısırlaştırmak yerine sokağa geri bırakıyorlar. eve almanız ömürlük olmayacaksa hiç almayın. siz bıraktığınızda avlanmayı ve sokaktaki mücadeleyi unuttukları için daha fazla zorluk çekiyorlar.
kedi yetiştiricileri veritabanı
şecere belgesi olmayan kediye şecere belgesi almak için öncelikle kedi ırklarının korunması üzerine çalışmalar yapan bir derneğe üye oluyorsunuz. her dernek farkı federasyonlarla çalışıyor. hangi federasyon ile yolunuza devam etmek istiyorsanız buna göre dernek seçimi yapmalısınız. örneğin felinoloji derneği tica ile çalışıyor, safkan kedi ırkları derneği wacc ile çalışıyor. diğer dernekler wcf ile çalışıyor. sonrasında ilgili federasyondan dernek vasıtasıyla cattery belgesi alıyorsunuz. sonrasında bir kedi güzellik yarışmasına katılım için müracaat ediyorsunuz. yarışmaya juri olarak katılan kedi hakemlerinin en az 3 tanesi allbreed hakem olması gerekiyor. çünkü 3 allbreed hakemi onayı sonrası ırk tescilleniyor ve şecere veriliyor. yarışmada 3 hakem tarafından da ırk doğrulanırsa şecere belgesi federasyondan derneğinize geliyor, dernek sizin adınıza kedinizi şecere belgesini çıkarıp adresinize gönderiyor.
(bkz:
#5062)
kedi sözlük'teki cins kedi düşmanları
"biz ticaretine karşıyız" deseler de her cümlelerinde cins kedilere olan nefretlerini dile getiriyorlar. fakat ben bu kafadaki yazarların sayılarının fazla olduklarını düşünmüyorum, gözüme çarpan 4-5 yazar var sadece. onlar da kendilerini iyi ifade edemiyorlar, cümlelerinin hepsi tekdüze ve hep aynı kelimelerden oluşuyor. çok dikkate almamakta fayda var. görmezden gelerek üstesinden gelinebilir. cins olsun olmasın, insanlar kedileri ile beraber yaşamaktan mutlularsa, kimsenin diğer insanların kedilerini bu denli eleştirmeye ve kötülemeye hakkı olduğu düşünmüyorum.