dişi kedilerde göğüs şişmesi
benim hamile veya yeni doğum yapmış kedilerimde oluyor. o şişlik bir hafta içinde yavrular emdikçe yok oluyor. hamile veya doğum yapmamış bir kedide ilk defa duyuyorum. belki uzman bir yazar varsa aramızda cevap verebilir.
kedipet.com
petshopların internet sitesi. ilan fiyatlarına bakınca ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız. üye olurken 2 ilan hakkı veriyor ve sonrasında parayı bastır ilan ver diyor.
petcim.com
premium üyelerinin kedi ilanları günde defalarca yayınlayan, premium üyelik almayan kullanıcıların ilanları ise haftalarca yayına almayan site.
köpek gaz çıkarınca kedinin kusması
efsane enteresan bir video. oha falan oldum kesinlikle.
son dönemde haberlere yansıyan köpek saldırıları
eğri oturup doğru konuşmak gerek. daha geçen hafta komşumun oğlunu ısırdı bir tanesi. çocukluğumda da sınıf arkadaşımın yüzünü parçalamışlardı. bir çok ameliyat geçirmişti ama estetik yapılsa da bu saldırının izleri kalıcı olmuştu. bir kaç videoda var youtube üzerinde çocuk kadın fark etmeden saldırı anları kameralara yansımış. köpekler bazen sürü halinde de saldırılar düzenleyebiliyor. tabi nasıl bir önlem alınır, nasıl bir çözüm bulunur, bunun cevabı bende yok.
kedilerin sıvı olduğu gerçeği
gerçektir. küçücük bir kaba bile sığabilme yetenekleri var.
hayvanseverlerin sevilmeme sebebi
sokakları kirleten hayvanseverler buna sebep olabilir. mahallede köpeklere mama verenlerden bazıları ortalığı öyle kirletiyor ki, poşetle atıyorlar yemekleri yol üzerine, yol kenarları kemik dolu. köpekler de bunları yemiyor çoğu zaman. kokuyor, o poşetler rüzgarla her yere dağılıyor. biraz daha özenli olsak sokaktaki canları beslerken, besleme bittikten sonra da o bölgeyi temizlesek, daha iyi olmaz mı?
pet forum sitelerindeki ilginçlikler
"gri, kulakları aşağı doğru kıvrık, pofuduk tüyleri olan ücretsiz yavru kedi arıyorum, cins kedi olması önemli değil" şeklinde takılan bu kafaya bayılıyorum. scottish fold arıyorum dese linç yiyeceğini biliyor, böyle laf salatası yaparak konuyu dağıtıyor. 80 yıl arasan bedavaya bulamazsın bebeğim o kediyi. boşa arama.
sokak kedilerini beslerken çizik içinde kalmak
kedilerde sağırlık
beyaz renkteki kedilerde görülen rahatsızlık. sırf beyaz olsun diye bile bile sağır kediler birbirleriyle çiftleştirildiği sürece ülkemiz sağır kedi popülasyonunda dünya birinciliğini kimseye kaptırmayacaktır.
beyaz kedi
ülkemizde en çok talep gören kedi türü. tabi beyaz kedilerin çoğunda görülen sağırlık da ülkemizi en çok sağır kedi yaşayan ülke yapıyor. sanki beyaz olmazsa o kedi o ırktan değildir gibi bir algı var. örneğin ankara kedisi beyaz olmak zorunda değildir ama sadece beyaz olanlar ankara kedisidir şeklinde bir algı oluşmuş. bunu algıyı yıkmak boynumuzun borcu.
kedi aurası
kedilerin şifacı olması da buradan gelir. davranışları ve çevreye yaydıkları pozitif etki, negatif enerjiyi yok eder. kediler dünyaya armağan edilen en güzel şeylerden biridir. iyileştirme yeteneklerinin yanı sıra kediyi basitçe okşamak bile insana iyi gelir, kişinin zihinsel ve duygusal stresini alır. seviniz, beraber yaşayınız. birbirinize iyi geleceğiniz kesin.
kedi sevmek
yaşamın, insan hayatının en keyifli şeyi.
kedi sözlük yazar sayısının 800 olması
yazmadıkları sürece bir anlamı olmayan sayı. isterse 5000 olsun ne fark eder. az olsun, yazsın. en makbulü o.
kedi aknesi
terramycin iyi geliyor. oldukça azaldı, yenmek üzereyiz inşallah.
kedilerde kulak uyuzu
tam olarak tedavi olmazsa yakın zamanda tekrarlama olasılığı vardır.
farelerin paris'i istila etmesi
amerika'da sokaklar çok temiz çünkü hiç hayvan yok diyen insan türü
kedi gibi düşünmek ve davranmak
barınakların durumu nasıl düzelir
nasıl düzelir çok fikrim yok ama bir barınak görevlisinin uzunca yazdığı bir yazı mevcut. vakti olanların okumasını öneririm.
ben bir barınak yöneticisiyim. sizlere bir barınağın arka planında olan bitenleri anlatmak istiyorum. umarım bu sesi duyarsınız...
öncelikle, siz üreticiler ve satıcılar hepiniz bir tek gün olsun bir barınakta çalışmalısınız. belki o gözlerdeki kederli, acı dolu, hüzünlü ifadeyi görürseniz, tanımadığınız ve hiç tanımayacağınız insanlar için köpek üretmekten ve satmaktan vazgeçersiniz.
az önce sattığınız şu küçük şirin köpek yavrusu var ya büyüyüp de artık küçük şirin köpek yavrusu olmadığında büyük olasılıkla benim barınağıma düşecek yolu. peki, bir barınağa bırakılan bir köpeğin % 90 olasılıkla o barınaktan yürüyerek çıkmadığını biliyor musunuz? ister safkan olsun, ister olmasın ister sahibi tarafından terk edilmiş olsun, ister başıboş olsun.. barınağıma gelen köpeklerin en az yarısı safkan köpekler.
en çok duyduğum bahane "taşınıyoruz ve köpeğimizi (ya da kedimizi) yeni evimize götürmemiz mümkün değil." öyle mi gerçekten? ya da "büyüdüğünde bu kadar iri olacağını bilmiyorduk, kocaman oldu." bir alman çoban köpeğinin ne kadar olmasını bekliyordunuz ki? "ona fazla zaman ayıramıyoruz." öyle mi? "ben günde 10-12 saat çalışıyorum ve 6 köpeğime de zaman ayırabiliyorum." isteyince mümkün bu. "bahçeyi birbirine katıyor." onu evinize alıp ailenizin bir parçası yapmayı denediniz mi hiç?
köpeklerini bana bırakırken hep söyledikleri de "biz ona yeni bir yuva bulmakla uğraşamıyoruz, ama eminiz ki barınakta birileri onu sahiplenecektir, çünkü o çok iyi bir köpek." hayır. büyük olasılıkla köpeğiniz barınaktayken yeni bir yuva bulamayacak.
bir barınakta yaşamanın ne kadar zor ve gerilimli olduğunu bilir misiniz?
anlatayım size isterseniz...
siz köpeğinizi barınağa bıraktıktan sonra yuva bulmak için en fazla 72 saat zamanı vardır. eğer barınakta yeterince boş yer varsa ya da köpeğiniz sağlıklı kalmayı başarırsa bu süre belki birkaç gün daha uzayabilir. eğer üşütür ve nezle olursa oracıkta ölüverir.
köpeğiniz, havlayan ve ağlayan 25 diğer hayvanla birlikte daracık bir bölmeye tıkıştırılacaktır. son derece depresif olacak ve kendisini terkeden aileyi düşünerek durmadan ağlayacaktır.
eğer köpeğiniz şanslıysa, o gün barınağa köpekleri gezdirmek için yeteri kadar gönüllü insan gelir. eğer yeteri kadar gönüllü gelmezse, köpeğiniz hiç kimsenin ilgisini ve dikkatini çekecek şansı bulamaz, kimse onun için bir şey yapamaz. kapısının altından uzatılan bir kap yiyeceği ya da kocaman bir vakumlu hortumla atıklarının temizlenmesini saymazsak tabii
eğer köpeğiniz iri ve sert ırklardansa (pitbull, rottweiller, mastiff vb), neredeyse barınaktan içeri girdiği anda ölmüştür zaten bu cins köpekler asla yeni bir yuva bulamazlar.. ne kadar şirin, akıllı ya da iyi huylu olurlarsa olsunlar, farketmez.
eğer barınak doluysa ve köpeğiniz ilk 72 saatte yuvalandırılamadıysa, yeni geleceklere yer açmak için köpeğiniz imha edilir. eğer barınakta yeteri kadar boş yer varsa ve köpeğiniz talep gören ırklardan birindense, imha süresi birkaç gün daha ertelenir.
çoğu köpek birkaç gün içinde yaşadığı bölmeyi aşırı koruyucu tavır geliştirir ve takındığı saldırgan tutum nedeniyle imha edilir. en masum, uysal ve sakin köpekler bile bu tavrı geliştirirler.
köpeğinizin bu engelleri aştığını varsaysak bile, kulübesinden dışarı çıkmadığı için birkaç günde öksürmeye başlayacak ya da üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanacaktır. barınakların her köpek için tedavi sağlayacak bir bütçeleri yoktur, bu nedenle hastalanan köpeğinizin imha edilmesi kaçınılmazdır.
size köpeğinizin barınakta nasıl uyutulacağını da anlatmamı ister misiniz?
önce, köpeğiniz kafesinden tasmayla alınacak. sevinerek kuyruğunu sallamaya başlayacak, çünkü gezmeye götürüldüğünü sanacak. o odanın kapısına geldiğinde içeri girmek istemeyecek ve deliye dönecek.
ölümün kokusu mu var, bilmiyorum. orada yitip giden ruhları mı hissediyorlar, bilmiyorum. ama orada benim anlayamadığım bir şey var, ve istisnasız her köpek o kapıdan içeri girmemek için inanılmaz bir direnç gösterir.
köpeğiniz önce bağlanacak. ne kadar güçlü olduğuna bağlı olarak, 1 ya da 2 veteriner teknisyeni tarafından sıkıca tutulacak. sonra ötenazi teknisyeni ya da veteriner işleme başlayacak. ön ayakta bir toplardamar bulacak ve öldürücü dozda bir pembe sıvıyı damara enjekte edecek.
umarım köpeğiniz bağlı olduğu için panikleyip aniden bacağını çekmez. ani hareketlerde bacağı delip geçen iğneler gördüm ben fışkıran kandan kıpkırmızıya boyanan duvarlar gördüm. kulakları sağır edecek çaresiz çığlıklar duydum. hepsi hemen oracıkta tatlı bir uykuya dalmaz, bazen bir süre kasılırlar ve solukları kesilir, nefes almaya çalışırlar ve kendi üzerlerine dışkılarlar.
herşey sona erdiğinde, köpeğinizin cesedi, barınağın arkasında çöp gibi toplanmayı bekleyen diğer köpeklerin cesetleri üzerine istiflenir, tıpkı yakacak odunlar gibi.
sonra ne olur dersiniz? yakılır mı? çöpe mi atılır? başka evcil hayvanlar için mamaya mi dönüştürülür?
bilemezsiniz, hatta hayal bile edemezsiniz. zaten bilmek de istemezsiniz.
nasılsa o sadece bir hayvandı. hem istediğiniz zaman yenisini alabilirsiniz, öyle değil mi?
umarım bunları okurken gözleriniz yuvalarından fırlıyordur ve umarım benim her gün tanık olduklarımı gözünüzde canlandırıyorsunuzdur.
işimden nefret ediyorum. işimin ve barınakların hala var olmak zorunda oluşundan nefret ediyorum. sizler değişmedikçe barınakların var olmaya devam edecekleri gerçeğinden nefret ediyorum. etkilediğiniz hayatların, sadece barınağa atıp gittiğiniz zavallı bir köpeğin hayatından ibaret olmadığını bilmiyor oluşunuzdan nefret ediyorum.
her yıl sadece amerika birleşik devletlerinde barınaklarda 11 milyon h
ayvan ölüyor ve bunu sadece siz durdurabilirsiniz. her bir canı kurtarabilmek için elimden gelenin fazlasını yapıyorum, ancak barınaklar tıka basa dolu, ve her gün yeni hayvanlar gelmeye devam ediyor.
söyleyeceğim şeye lütfen kulak verin:
barınaklardaki köpekler ölüyorken köpek satın almayın.
köpeğinize eş aramayın, köpeğinizi çiftleştirmeyin.
bir kez olsun anneliği / babalığı yaşasın demeyin. köpeklerde annelik / babalık duygusu insanlardaki gibi değildir, aile kavramı yoktur. dişi köpekler, büyüdüğü zaman yavrularını tanımazlar bile erkekler ise hiç bir zaman yavrusunu bilmez.
kısırlaştırılmamış her bir köpek, 6 yılda 67.000 köpeğin doğumuna neden olur, bunu unutmayın.
kaçınılmaz sonları barınaklarda ölmek olan yavruların doğmalarına izin vermeyin.
doğacak yavruların hepsini de sahiplenecek güvenilir insanlar buldum diyorsanız tekrar düşünün. 6 ay sonra gidip baktığınızda artık o güvenilir kişilerde olmadıklarını göreceksiniz, bundan emin olun
isterseniz benden nefret edin. ama gerçeği değiştiremezsiniz ve gerçek her zaman acıdır.
belki bunu okuyanlar içinde köpeğini çiftleştirmek isteyen, köpeğini barınağa vermeyi düşünen, ya da köpek satın almaya niyetli bir tek kişinin olsun fikrini değiştirebilirim.
belki bunu okuyan bir kişi bir barınağa gider, bir yazı okudum ve bir köpeği kurtarmaya geldim der.