2008 de veteriner sağlık meslek lisesine girişte,2013 de aşıya gelen yarı evcil bir çoban köpeğinin ısırığı sonucu, 2016da kaçak bir maymun tarafından ısırılış sebebiyle 15 doz kuduz aşısı olmuş biri olarak yabani etçillerle ve şüpheli olan hayvanlarla birebir salya-yara temasınız olmadan yaptırmayın derim :)
toxoplazma gondii etkenlerinin son konağı ve ara konağı kedilerdir evet fakat çiğ etten ve iyi yıkanmamış sebze meyveden bulaşma riski daha fazladır.toxoplazma etkenleri insan kas dokusunda yumurta halinde beklerler ,bağışıklık düştüğü zaman enfekte forma dönerler ve bir takım hastalıklara yol açarlar,özellikle gebelik döneminde dikkat edilmesi gerekir ,göz hastalıkları,düşük doğum vb gibi istenmeyen sorunlara yol açabilir,aslında her bayanın gebelikten önce toxoplazma titresine baktırması gerekir,tehlikeli bir parazittir ,dünyada en çok fransa’da toksoplazmozis vakasına rastlanmıştır bunun sebebi de fransız mutfağında çiğ et tüketiminin yaygın olmasıdır aynı zamanda aıds hastalığına yakalanan insanlardan ölenlerin %90 üzeri toksoplazma hastalığından dolayıdır ,kedi köpeklerinize en azından 3 ayda bir iç dış parazit uygulamasını aksatmazsanız,çiğ et tüketmezseniz,çiğ et ile temasınızı önlerseniz,özellikle de elinizde vs açık yaranız varsa çok dikkatli davranıp kontaminasyondan korursanız ,sebze ve meyveleri iyice yıkadıktan sonra sirkeli suda bekletip durulayıp tüketirseniz ve sokakta vs her sevdiğiniz hayvandan sonra elinizi güzelce yıkayıp o şekilde gıdaya dokunursanız toksoplazmadan korunmuş olursunuz,kabaca bu şekilde açıklanabilir,sadece kedi köpek besleyenler değil tüm insanlar özellikle de bayanlar büyük risk altındadır
toxoplazma gondii etkenlerinin son konağı ve ara konağı kedilerdir evet fakat çiğ etten ve iyi yıkanmamış sebze meyveden bulaşma riski daha fazladır.toxoplazma etkenleri insan kas dokusunda yumurta halinde beklerler ,bağışıklık düştüğü zaman enfekte forma dönerler ve bir takım hastalıklara yol açarlar,özellikle gebelik döneminde dikkat edilmesi gerekir ,göz hastalıkları,düşük doğum vb gibi istenmeyen sorunlara yol açabilir,aslında her bayanın gebelikten önce toxoplazma titresine baktırması gerekir,tehlikeli bir parazittir ,dünyada en çok fransa’da toksoplazmozis vakasına rastlanmıştır bunun sebebi de fransız mutfağında çiğ et tüketiminin yaygın olmasıdır aynı zamanda aıds hastalığına yakalanan insanlardan ölenlerin %90 üzeri toksoplazma hastalığından dolayıdır ,kedi köpeklerinize en azından 3 ayda bir iç dış parazit uygulamasını aksatmazsanız,çiğ et tüketmezseniz,sebze ve meyveleri iyice yıkadıktan sonra sirkeli suda bekletip durulayıp tüketirseniz ve sokakta vs her sevdiğiniz hayvandan sonra elinizi güzelce yıkayıp o şekilde gıdaya dokunursanız toksoplazmadan korunmuş olursunuz
beyaz - bembeyaz kedilerde özellikle ankara van ırklarımızda görülen kalıtsal bir anomalidir.beyaz renk kodu taşıyan w geninin baskın karaktere dönüşmesi sonucu şekillenir.genelde mavi-mavi,mavi-kehribar,yeşil,kahve vb göz rengi olan beyaz kedilerde mavi gözün olduğu kısımdaki kulağın sağır olması çok belirgindir. iki gözü mavi olan beyaz bir kedinin iki kulağının da sağır olması çok yüksek ihtimaldir..
göz yaşı boyama sendromu
genelde beyaz renkli ve açık renklerde özellikle persian ırklarında görülen göz altı lekeleridir
porfirin (demir, rbc parçalandığında açığa çıkar; safra ve bağırsak yoluyla, aynı zamanda göz yaşı, salya ve idrarla atılır.)
monascus purpureus (kırmızı maya etkeni)
1. adım: köpek veya kedinizin yüzünü günde 2 kez silin (çay demi damlatılıp kozmetik eye cleanerlar kullanılmasını tavsiye ederim )
2. adım: plastik yemek kapları yerine paslanmaz çelik, cam veya porselen
kullanın.
3. adım: borik asit ve c vitaminini pamuklu bir çubuk yardımıyla boyanan
tüye sürebilirsiniz. bu bölgedeki porfirinin okside olmasına ve dağılmasına
yardımcı olacaktır. unutmayın, güneş ışığı akıntıyı koyulaştırır.
4. adım: tüm girişimlerinize rağmen başarılı olamadıysanız içerisinde
tylosin olmayan gıda takviyeleri kullanın, sindirim sistemine yararlı
olacaktır.( white cat/white dog tavsiye ederim )
5. adım: içme suyu olarak özellikle demir oranı fazla çeşme sularından uzak
durun. arıtılmış su kullanın.(ideal içme suyu için özel bir su pınarı çalışmamız var takip edebilirsiniz)
6. adım: antibiyotik kullanımında ısrarcı iseniz, veteriner hekim bilgisi ve
gözetiminde uygun etken maddeli antibiyotiklerin
başarı oranı daha yüksektir tercih edilebilir.(***veteriner hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalı )
7. adım: yüksek kaliteli diyet mamalar önerilmelidir.
göz yaşı boyama sendromu
genelde beyaz renkli ve açık renklerde özellikle persian ırklarında görülen göz altı lekeleridir
porfirin (demir, rbc parçalandığında açığa çıkar; safra ve bağırsak yoluyla, aynı zamanda göz yaşı, salya ve idrarla atılır.)
monascus purpureus (kırmızı maya etkeni)
1. adım: köpek veya kedinizin yüzünü günde 2 kez silin (çay demi damlatılıp kozmetik eye cleanerlar kullanılmasını tavsiye ederim )
2. adım: plastik yemek kapları yerine paslanmaz çelik, cam veya porselen
kullanın.
3. adım: borik asit ve c vitaminini pamuklu bir çubuk yardımıyla boyanan
tüye sürebilirsiniz. bu bölgedeki porfirinin okside olmasına ve dağılmasına
yardımcı olacaktır. unutmayın, güneş ışığı akıntıyı koyulaştırır.
4. adım: tüm girişimlerinize rağmen başarılı olamadıysanız içerisinde
tylosin olmayan gıda takviyeleri kullanın, sindirim sistemine yararlı
olacaktır.( white cat/white dog tavsiye ederim )
5. adım: içme suyu olarak özellikle demir oranı fazla çeşme sularından uzak
durun. arıtılmış su kullanın.(ideal içme suyu için özel bir su pınarı çalışmamız var takip edebilirsiniz)
6. adım: antibiyotik kullanımında ısrarcı iseniz, veteriner hekim bilgisi ve
gözetiminde uygun etken maddeli antibiyotiklerin
başarı oranı daha yüksektir tercih edilebilir.(***veteriner hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalı )
7. adım: yüksek kaliteli diyet mamalar önerilmelidir.
canlaramama.com sitesi üzerinden yaptığınız alışverişler ile dolaylı olarak sokaktaki dostlarımıza da yardımcı olmuş olursunuz şuan için orta segment buffy,mammamia mamaları mevcut profesyonel kategoride ise güncel olan natures prodection mevcut farklı çeşitler eklenmek üzere
bilinçli değil de ukala diye tabir etsek daha doğru olur . bilinçlilikle ukalalık arasındaki ince çizgiyi göremeyen sözde kediseverlerin kendince maruz kaldığı bir tahammül edememezlik desek daha doğru olur .. bilinçli hasta sahibine hiç bir hekim ters davranmaz aksine teşvik eder daha da yardımcı olur gerekirse yavrusu strese girmesin diye evine kadar gidip gerekli uygulamaları yapar ama ukalalığa iş gelirse hasta reddetme hakkına sahiptir ve hastayı reddedebilir ..
hekim seçmek kediseverlere kalmış fakat bu genelleme yanlıştır ... tahammül edemediklerimiz sayılı aşırıya kaçan kedi sahipleri var maalesef şahsen sebebini de söylemek isterim .. aldığımız eğitim çok da kolay bir eğitim değil kendini yetiştirmiş bir hekime bir kedisever gelip de kedimde şu hastalık var bana ilaç ver ya da ismini ver de eczaneden alıp kendim tedavi edeyim derse bu hem terbiyesizlik olur hem emeğe saygısızlık hem de bir nevi gereksiz artistlik olur ... hekim bilgisini satarak para kazanır .. bilgi paylaşmaktan hiçbir zaman çekinmez .. size desem ki şu hastalık semptomları olan bir hayvanda amoksisilin kg a 50mg dozda kullanılır .. hemen eczaneye gidip bu etkenli ilaç alıp kafanıza göre bilinçsiz uygulama yolundan kullanmayı mı seçersiniz yoksa hekime güvenip yavrunuzu ona mı emanet edersiniz .. kedimin başı ağrıyor deyip aspirin yutturan aptallar var maalesef .. aspirini(parasetamol) sindiren enzimler kedilerde yoktur kendi elinizle kedinizi zehirlersiniz mide kanamasından ölen bir kedi geldi elimizde oldu ve bu çok bilmiş sözde kedisever bir şahsiyet tarafından ... gözünde bir yangı var fakat yangının teşhisini hekim koymalı ve ona göre ilaç önermeli yök neymiş daha önce teremsin genta damla kullanmış geçmiş yine kullansa geçermiş .. bu zihniyete sahip bir hasta sahibi de kendi kedisinin kurtarılacak gözünü kendi eliyle kör etti ... kedi sahipleri bir adet hekim ile diyaloğa geçer hadi memnun kalmadı birden fazla hekimle muhabbet eder ama bir hekim bir günde onlarca yüzlerce farklı tipte sözde hayvansever ile muhabbet etmek zorunda kalır .. bunu unutmayın ve önyargınızı kırın karşılıklı empati yapın derim ...
selamectin etken maddeli bir mucizedir kendileri .. pirelerin larva formuna dahi etki ediyor uygulaması biraz pahalı fakat genelde pire enfestasyonu bulunan hayvanlarda tek başına kullanmak yeterli oluyor kulak uyuzu da dahil ..
enjeksiyon tercih edilebilir fakat hitap ettiği parazit kesimi tablete oranla daha seyrek .. iç parazit ense damlaları mevcut fakat tablet içinde farklı 2 3 etken madde var bunun için tablet yutturma aparatları mevcut .. en inatçı kediye dahi tek harekette yutturuluyor tabi tercih ve beceri meselesi
anneden gelen antikor titresi belli bir seviyeye ulaşmış yavrunuzun bu titreyi güçlendirmek için rutinde önerilerin karma,kuduz,lösemi hatta şart değil fakat mantar aşısı dahil uygulatmanız yavrunuzun daha dirençli bir birey haline gelmesini destekler,sağlıklı bir yavrunun immün sistemi usulüne uygun ne kadar uyarılırsa o kadar olumlu yanıt alırsınız..mesela diyecekler ki ne gerek var benim kedim zaten evde başka kedilerle teması yok .. siz yarın bir gün parkta dolaşırken veya bir veteriner kliniğine uğradığınızda da çocuğunuza bir takım viral bakteriyel enfeksiyon bulaştırmama riskiniz kesinlikle yoktur..örneğin dip hastalığı hepimizin korkulu rüyasıdır uzun uzun anlatmayacağım kaynaklar mevcut fakat asıl sebebi immün sistem yetersizliğidir ve çoklu organ yetmezliği ile karakterizedir.bir zamanlar uygun görülmeyen lösemi aşısı olmayan kedilerin fip olma durumu bir tık daha fazladır ,lafın kısası immün sistem ne kadar antijenle karşılaşırsa vücut savunma sistemi o kadar iyi gelişir .şahsen uyguladığım ,bazı kaynaklardan esinlenip araştırdığım ve tavsiye ettiğim aşılama programını size kısaca açıklayayım ; rutin olarak genel muayenesi yapılmış sağlıklı bir yavru 45-53 günlük ken ilk doz iç dış parazit uygulaması yapılır,10-15gün sonra şüpheli olan parazitler döngüyü kırmak için tekrar yapılır(dış parazit 2.tekrarda pire şüphesi yok ise yapılmayabilir),sonrasında 1.karması yapılır aradan 15 gün geçer ve lösemi1 aşısı yapılır,bunun üzerinden 21 gün sonra karma 2 aşısı yapılır ve üzerinden 15gün sonra lösemi 2 aşısı yapılır,21 gün ara verdikten sonra kuduz aşısı uygundur ve sonraki 21 gün sonra şartlar uygun ise mantar aşısı öneririm sonraki süreçte ise iç dış paraziti rutinde 3 ayda bir,karma kuduz ve lösemiyi ise yılda 1 öneririm .ama bu süreçte de yabancı kaynaklardan temastan kaçınılmalıdır.şunu da ekleyelim biz uygun gördüğümüz 5 6yaş ve üzeri hastalarımıza rutin iç dış parazit uygulaması haricinde diğer aşıları belli bir antikor titre düzeyi oluştuğu için yapmıyoruz,bir süre sonra yabancı kaynaklarda da bilinir organ yetmezliklerine sebebiyet verebilir ve o yaştan sonra immün sistem dolaylı yoldan gelişmiş oluyor ..
erken teşhis her zaman hayat kurtarır..dostlarımızın metabolik yaşları insanlarla kıyaslandığında 1x8 9civarıdır.yani 5 yaşındaki bir kedi ortalama 40-45 yaş bir insan vücuduna benzetilebilir.dilleri var ama konuşamayan dostlarımızda bizim gözümüzden kaçabilecek bir takım rahatsızlıklar check-up ile önceden belirlenebilirse sağlıklı ömrü uzatılmış olur.örneğin siyam kedileri böbrek yetmezliğine yatkındır,yetişkin olduktan semptom gözlenmeksizin uygun olan check-up sistemi uygulandığında yani böbrek karaciğer enzim aktivitesi serum biyokimya testleriyle ölçüldüğünde fırtına öncesi sessizlik hakkında size detaylı bilgi verebilir,scottısh fold bir kedinin belli bir yaştan sonra kalça-eklem grafilerinin çekilmesi sizi ve çocuğunuzun daha erken operasyonsuz tedaviye başlanması olumlu yanıt oluşturabilir.her ay yaptırın diye önermem fakat ırk predisposizyon durumları olan çocukların en azından yetişkin forma ulaştıklarında rutin muayenelerinin yanında yılda bir de olsa detaylı olarak gerek görüldüğü işlemleri uygulatmanızda fayda var diye düşünüyorum
gereksiz kimyasal vermenin lüzumsuzluğu ile yakınan hasta sahiplerine ithafen ; rutinde 3 ayda bir uygulanması gereken iç dış parazit hem kedi için hem ailesi için aslında şarttır.çoğu sahiplendiğiniz kedinin anne baba akıbeti hakkında bilginiz olmayabilir.bünyesinde zoonoz (hayvandan insana geçen)olan parazit bulundurabilir.bu döngüyü kırmak için rutinde bu uygulamanın yapılmasını gerekli buluyoruz.benim kedim sokağa çıkmıyor diyen 14.katta oturan bir hasta sahibinin kedisinin pirelenmesi,çocuğunun asgarit dökmesi ... zararlı olan hiç bir uygulamayı bu işin okulunu okumuş bir hekim zaten tavsiye etmez.. merak etmeyin veterinerler iç dış paraziti para kazanmak amacıyla uygulamıyor,sizin vereceğiniz 50 60tl lik bir ücret kliniği çevirmeye yetmiyor.. lütfen biraz daha araştırmacı olalım yanlış olanı beraber bulalım saygılar..
sizden de şahsi yorumlarınızı nedenleriyle birlikte bekliyorum.
siyam. ve persian ırklarında daha çok görülür,serum biyokimya testleriyle böbrek ve karaciğer değerleri saptanabilir erken teşhis için check-up’u tavsiye ederim erken teşhis halinde uygun diyet mamalar ve bitkisel ilaçlar önerilir,bol su tüketmesi gerekir bunun için de hazır drinkweller ya da kendinizin yapabileceği su şelaleleri tavsiye ederim
naif,atletik,zarif ,estetik ve yüzücü bir milli servetimizdir.w geni taşıdıkları için kendi aralarında eşleşmelerde sağırlık ve odd eye dediğimiz farklı göz renklerine sahip bireyler meydana gelebilir.ipeksi beyaz kaşmirimsi kısa bir tüy yapısı vardır.genelde odd eye olur sahiplenme güdüsü yüksek bir ırktır.ayak parmak aralarında yüzebilmek için perdemsi yapılar gelişmiştir.van gölünde serbest sürü halde yaşayan ve gölde yüzen topluluklar görülmüştür.van yüzüncüyıl üniversitesi veteriner fakültesi bünyesinde ıslah ve tescil çalışmaları yapılmaktadır aynı zamanda bir bir kedi evi yapılmıştır uygun koşullar altında da sahiplendiyse yapılmaktadır
bir zamanlar anadolukedisi denen bir sayfanın kuyuya taş atmasıyla başladı herşey..
scottish fold lar british shorthair kedilerinin osteocondro displazi yani kıkırdak bozukluğu genine sahip olan bir ırktır. wcf de ise ırk tanımına uyduğu için ayrı bir ırk olarak soru işaretleri dahilinde kabul edilmiştir. fakat british shorthair kedileriyle eşlendiğinde ortaya çıkan dik kulaklı kendine has özelliklere sahip kedileri de scottish straight olarak tanımlamışlardır.yani dik kulaklı olan her kedi british shorthair değildir. iki ırkın da ayırıcı tanıları vardır. aynı anomalili geni taşıyan iki eşey fold lar eşleştirildiği takdirde meydana gelen yavrular asıl anomali ye sahiptir ve çekinik genler baskın hale gelir o da kalça displazisi, eklem rahatsızlıkları, boru kuyruk olarak tabir edilen kuyruk omurlarının birbirine kaynaşma hali, ayak parmak anomalileri, cücelik, tabiri caiz ise acı çekme durumu görülebilir fakat doğru yetiştirilmiş bir scottish fold hiçbir şekilde acı çekmez doğru olan bir eşleştirme ise scottish fold kedilerinin scottish straight ile eşleştirilmesidir, yakın akraba olan iki straight ın eşleştirilmesi de anomalili yavrular oluşumuna sebep olabilir lafın kısası doğru ve uygun metotlarla dünyaya gelen hiçbir scottısh fold acı çekmez, yetiştirici ve üretici arkadaşlar bu konuda dikkatli olduğu takdirde bu tür propaganda ve medya cambazlıklarına sebep olunmaz... kliniğe gelen her scottish fold sahipleri bu konuda sorular soruyor ve anlatmaktan dilimizde tüy bitiyor ... ama türk insanının en büyük özelliklerinden biri ise delinin biri kuyuya taş atar bunlar da kuyuyu doldurmaya çalışır yermek için söylemedim ama çoğunluk bu şekilde maalesef.. bu konu uzman kişiler tarafından dinlenilmeli.. evet o haberde konuşmacı hekimler hatta akademik kadro mensubu hocalar da var fakat sorsanız wcf nedir ırk nedir doğru eşleştirme nedir diye apışıp kalacaklar .. kuyuyu doldurmadan önce uzman kişiler ile iletişime geçmenizi ve doğru kaynaklardan araştırmanızı tavsiye ederim ...
bilinçliden ziyade çok bilmiş insanlara tahammülleri yok bence haklı olarak. bir avukata hukuk öğretmeye çalışmakla bir veterinere işini öğretmeye çalışmak arasında bir fark görmüyorum. tıp bilimi bu kadar dallı budaklı ve yüzyıllardır biriken bir dağ iken, 5 yıl eğitimini aldıkları işle alakalı olarak ben bilinçli bir kedici olarak en fazla tahmin yürütebilir veya bilgilerimi paylaşıp doğruluğunu tartabilirim. zaten dediğim gibi bence bilinçli kediciye değil çok bilmişlere tahammülleri yok.
erzincanda yaşadığım için acil gelişen herhangi bir durumda alternatifim malesef olamıyor. corona taşıyıcısı kızıma yapılan biofel karma aşıdan sonra bu platformdaki gönüllü veteriner hekimlere ulaşıp gelişen etkileri anlattığımda bana olağanüstü yardımcı oldular açıklamalarıyla. corona taşıyıcısı bir kediye canlı aşı yapılmaması gerektiğini ve bunun coronanın fipe dönüşme ihtimalini artırdığını öğrendim. benim kızım durumundaki kedilere zylexis gibi bağışıklık destekleyici takviyeler vurulmalıymış. gittiğimiz veteriner bunu bilmeden, vurdu geçti biofeli. devam eden beş gün içinde her şey benim için fazla korkutucu idi. problemin ne olduğunu öğrenebilmem, bir parça rahatlamam ve nasıl bir yol izlemem gerektiğiyle ilgili beni çok bilgilendiren sevgili afra ekinci doğruer, ahmet akgül, hasan akın a çok teşekkür ederim. ayrıca canım kedi sözlük bu platformu oluşturduğun için sana da teşekkür ederim. bebeğim benim eheh
çiğdem şahin gönüllü veterinerimiz oldu. kendisi ankara üniversitesi veteriner fakültesi mezunu. ankara çankaya'daki sancak veteriner merkezi'nde veteriner hekim olarak çalışıyor. danışmak istediğiniz konular olursa 0530 069 5084 numaralı telefondan kendisine ulaşmanız mümkün.
sokaktaki patili canları yaşatma derneği’ni yakından takip edin derim. (ankara’da) instagram @sokaktakipatilicanlar ...şuana kadar gördüğüm , en güzel , en temiz ve en düzenli çalışan dernek. iyi günler.
tahammül edememesi değil de bazı hayvanseverlerin, kendisini bu işe adamış hekimlere saygısızlık yapması , ukalalık yapması, sınırlarını aşması diyebiliriz. 3 çocuğu olan bir insanda çocuk bakma hususunda bilinçlidir ama asla bir insan doktorunun karşısına geçince bilgiçlik taslamaz ve onu aşağılamaya çalışmaz ben sizden daya iyi biliyorum demez, diyemez. bu saygısızlıktır. bunun okulunu okuyan insandan daha iyi bilemezsiniz. bilinçli olabilirsiniz, ama daha iyi bilemezsiniz. aradaki ince çizgi çok önemli. bizlerinde arasında branşlaşma var, gidip büyükbaş hekimine de köpek götürmezsiniz. göz rahatsızlığınız olduğunda beyin cerrahına gitmiyorsunuz. biz de her şeyi her hayvanı bileceğiz diye bir şey yok. hepsinin eğitimini alıyoruz ancak ilgi alanımıza göre kendimizi şekillendiriyoruz. bu her şeyi biliyorum zihniyetindeki hasta sahiplerini reddediyorum, daha iyi biliyorsanız veteriner hekime danışmayacaksınız o zaman.
kedi sözlük açıldı ve tüm kediseverleri bir araya getirmeyi hedefledi, kedilerle ilgili birçok konuda bilgi, birikim, tecrübelerin aktarıldığı bir platform olma yolunda güzel ilerliyor. kedi sözlük gönüllü veteriner veritabanı da çok güzel düşünülmüş. veterinere ulaşamayanlar için kafalarına takılanları sormak için uzman kişilere ulaşmak bir telefon kadar yakın. daha bir sürü değerli paylaşım görüyorum site üzerinde. emek verenlerin, düşünenlerin, yapanların edenlerin ellerine sağlık.
şimdi interaktif sözlüklerin ömürleriyle ilgili konuya geleyim. interaktif sözlükler yazarlarının aktif olmasıyla, entryler girmesiyle, yeni başlıklar açmasıyla, yazarların yeni yazarları sözlüğe katmasıyla ayakta kalabilen sitelerdir. sosyal medyada daha birçok kişiye ulaşmak için yazarların da paylaşımlar yapması gerekir. açıkçası sözlüğe sahip çıkmak gerekir. birçok sözlük açılır, bir süre sonra entry girilmediği için yok olup gider.
dün açılan bir başlık var, yazarların kedi resimleri kedi sözlük sosyal medya hesaplarından paylaşılıyor. harika kedicikler var, hepsine bayıldım. katılım da harika gerçekten. peki biz kedilerimizi paylaşmak için verdiğimiz emek kadar sözlükte entry girmeye, başlık açmaya, dolayısıyla sözlüğün ömrünü uzun yıllara yayacak neler yapıyoruz? ilk kez kediseverler için açılan bir platformu ayakta tutacak neler yapıyoruz? sitede yazar sayısı çok fazla fakat yeni entryler girilmiyor, yeni başlıklar açılmıyor. açıkçası ben bu sözlüğün diğer sözlükler gibi yok olup gitmesini istemiyorum. bu başlığı da bu yüzden açmış bulunuyorum. herkesten de destek bekliyorum, kedi sözlük yoluna yükselerek devam etsin istiyorum. hadi bakalım pamuk eller klavyelere. hergün bir süre ayırıp sözlüğün daha iyi yerlere gelmesini hep birlikte sağlayalım.
birçok klinikte ve kaynakta 2 ayda bir uygulanmalı deniyor fakat ben 3 ay aralıklarla mutlaka aksatmadan uyguluyorum. iç dış parazit tedavisi yabancı kaynaklarda da rutin olarak takip edilmesi gereken en önemli noktalardan biri olarak belirtiliyor. hem evcil dostunuz hem de sizler için.
ahmet akgül ilk gönüllümüz oldu. ankara çankaya'daki sancak veteriner merkezi'nde çalışan ahmet beye 0546 223 2113 numaralı telefondan geceleri arayabilir, gün içinde 7/24 whatsapptan mesaj ile ulaşım sağlayabilirsiniz. desteği için kendisine teşekkür ederiz.
bir zamanlar anadolukedisi denen bir sayfanın kuyuya taş atmasıyla başladı herşey..
scottish fold lar british shorthair kedilerinin osteocondro displazi yani kıkırdak bozukluğu genine sahip olan bir ırktır. wcf de ise ırk tanımına uyduğu için ayrı bir ırk olarak soru işaretleri dahilinde kabul edilmiştir. fakat british shorthair kedileriyle eşlendiğinde ortaya çıkan dik kulaklı kendine has özelliklere sahip kedileri de scottish straight olarak tanımlamışlardır.yani dik kulaklı olan her kedi british shorthair değildir. iki ırkın da ayırıcı tanıları vardır. aynı anomalili geni taşıyan iki eşey fold lar eşleştirildiği takdirde meydana gelen yavrular asıl anomali ye sahiptir ve çekinik genler baskın hale gelir o da kalça displazisi, eklem rahatsızlıkları, boru kuyruk olarak tabir edilen kuyruk omurlarının birbirine kaynaşma hali, ayak parmak anomalileri, cücelik, tabiri caiz ise acı çekme durumu görülebilir fakat doğru yetiştirilmiş bir scottish fold hiçbir şekilde acı çekmez doğru olan bir eşleştirme ise scottish fold kedilerinin scottish straight ile eşleştirilmesidir, yakın akraba olan iki straight ın eşleştirilmesi de anomalili yavrular oluşumuna sebep olabilir lafın kısası doğru ve uygun metotlarla dünyaya gelen hiçbir scottısh fold acı çekmez, yetiştirici ve üretici arkadaşlar bu konuda dikkatli olduğu takdirde bu tür propaganda ve medya cambazlıklarına sebep olunmaz... kliniğe gelen her scottish fold sahipleri bu konuda sorular soruyor ve anlatmaktan dilimizde tüy bitiyor ... ama türk insanının en büyük özelliklerinden biri ise delinin biri kuyuya taş atar bunlar da kuyuyu doldurmaya çalışır yermek için söylemedim ama çoğunluk bu şekilde maalesef.. bu konu uzman kişiler tarafından dinlenilmeli.. evet o haberde konuşmacı hekimler hatta akademik kadro mensubu hocalar da var fakat sorsanız wcf nedir ırk nedir doğru eşleştirme nedir diye apışıp kalacaklar .. kuyuyu doldurmadan önce uzman kişiler ile iletişime geçmenizi ve doğru kaynaklardan araştırmanızı tavsiye ederim ...
hekim seçmek kediseverlere kalmış fakat bu genelleme yanlıştır ... tahammül edemediklerimiz sayılı aşırıya kaçan kedi sahipleri var maalesef şahsen sebebini de söylemek isterim .. aldığımız eğitim çok da kolay bir eğitim değil kendini yetiştirmiş bir hekime bir kedisever gelip de kedimde şu hastalık var bana ilaç ver ya da ismini ver de eczaneden alıp kendim tedavi edeyim derse bu hem terbiyesizlik olur hem emeğe saygısızlık hem de bir nevi gereksiz artistlik olur ... hekim bilgisini satarak para kazanır .. bilgi paylaşmaktan hiçbir zaman çekinmez .. size desem ki şu hastalık semptomları olan bir hayvanda amoksisilin kg a 50mg dozda kullanılır .. hemen eczaneye gidip bu etkenli ilaç alıp kafanıza göre bilinçsiz uygulama yolundan kullanmayı mı seçersiniz yoksa hekime güvenip yavrunuzu ona mı emanet edersiniz .. kedimin başı ağrıyor deyip aspirin yutturan aptallar var maalesef .. aspirini(parasetamol) sindiren enzimler kedilerde yoktur kendi elinizle kedinizi zehirlersiniz mide kanamasından ölen bir kedi geldi elimizde oldu ve bu çok bilmiş sözde kedisever bir şahsiyet tarafından ... gözünde bir yangı var fakat yangının teşhisini hekim koymalı ve ona göre ilaç önermeli yök neymiş daha önce teremsin genta damla kullanmış geçmiş yine kullansa geçermiş .. bu zihniyete sahip bir hasta sahibi de kendi kedisinin kurtarılacak gözünü kendi eliyle kör etti ... kedi sahipleri bir adet hekim ile diyaloğa geçer hadi memnun kalmadı birden fazla hekimle muhabbet eder ama bir hekim bir günde onlarca yüzlerce farklı tipte sözde hayvansever ile muhabbet etmek zorunda kalır .. bunu unutmayın ve önyargınızı kırın karşılıklı empati yapın derim ...
anneden gelen antikor titresi belli bir seviyeye ulaşmış yavrunuzun bu titreyi güçlendirmek için rutinde önerilerin karma,kuduz,lösemi hatta şart değil fakat mantar aşısı dahil uygulatmanız yavrunuzun daha dirençli bir birey haline gelmesini destekler,sağlıklı bir yavrunun immün sistemi usulüne uygun ne kadar uyarılırsa o kadar olumlu yanıt alırsınız..mesela diyecekler ki ne gerek var benim kedim zaten evde başka kedilerle teması yok .. siz yarın bir gün parkta dolaşırken veya bir veteriner kliniğine uğradığınızda da çocuğunuza bir takım viral bakteriyel enfeksiyon bulaştırmama riskiniz kesinlikle yoktur..örneğin dip hastalığı hepimizin korkulu rüyasıdır uzun uzun anlatmayacağım kaynaklar mevcut fakat asıl sebebi immün sistem yetersizliğidir ve çoklu organ yetmezliği ile karakterizedir.bir zamanlar uygun görülmeyen lösemi aşısı olmayan kedilerin fip olma durumu bir tık daha fazladır ,lafın kısası immün sistem ne kadar antijenle karşılaşırsa vücut savunma sistemi o kadar iyi gelişir .şahsen uyguladığım ,bazı kaynaklardan esinlenip araştırdığım ve tavsiye ettiğim aşılama programını size kısaca açıklayayım ; rutin olarak genel muayenesi yapılmış sağlıklı bir yavru 45-53 günlük ken ilk doz iç dış parazit uygulaması yapılır,10-15gün sonra şüpheli olan parazitler döngüyü kırmak için tekrar yapılır(dış parazit 2.tekrarda pire şüphesi yok ise yapılmayabilir),sonrasında 1.karması yapılır aradan 15 gün geçer ve lösemi1 aşısı yapılır,bunun üzerinden 21 gün sonra karma 2 aşısı yapılır ve üzerinden 15gün sonra lösemi 2 aşısı yapılır,21 gün ara verdikten sonra kuduz aşısı uygundur ve sonraki 21 gün sonra şartlar uygun ise mantar aşısı öneririm sonraki süreçte ise iç dış paraziti rutinde 3 ayda bir,karma kuduz ve lösemiyi ise yılda 1 öneririm .ama bu süreçte de yabancı kaynaklardan temastan kaçınılmalıdır.şunu da ekleyelim biz uygun gördüğümüz 5 6yaş ve üzeri hastalarımıza rutin iç dış parazit uygulaması haricinde diğer aşıları belli bir antikor titre düzeyi oluştuğu için yapmıyoruz,bir süre sonra yabancı kaynaklarda da bilinir organ yetmezliklerine sebebiyet verebilir ve o yaştan sonra immün sistem dolaylı yoldan gelişmiş oluyor ..
cinsiyetçilik çok da uygun bir tabir değil açıkçası fakat size avantaj ve dezavantajlarından koşa bir şekilde bahsedebilirim.. bu dediklerim de her kedi için aynı olmayabilir fakat genelleme olarak tecrübelere dayanarak kabaca yazacağım ayrıntı isterseniz yine yardımcı olurum ;
erkek kedi karakter olarak daha olgundur,bölge sahiplenmesi yüksektir,takıntılı olabilir,dişiye nazaran daha güçlü ve iri bir yapısı olur,kafa kısmı daha geniş ve boyun bölgesi dişiye göre daha kalındır,6 8aylık yaşlarda testisleri olgunlaşır ve bu hormonal dürtülerle her kedi aynı olmasa da bölge işaretlemesi gibi istenmeyen yollara başvurabilir bu tamamen içgüdüseldir fakat yanlış bilinir kısırlaştırma kesin çözüm değildir karşılıklı sevgi ve saygıyla dürtülerini ortaya çıkarmamak şartıyla bu durum engellenebilir evimde 5 yaşında bir erkeğim var ve hiç koku bırakmadı fakat idrarları hormon etkisiyle biraz ekşimsi ve ağır kokabilir günlük temizleme ile koku ortadan kaldırılabilir
dişi kediler ise daha zarif,naiftir.ortalama 4 12 ay arası ergenliğe ulaşır ve kızgınlık belirtileri gösterebilir.ense surat orantısı erkeğe göre daha zariftir bölge sahiplenmeden ziyade sahibini sahiplenmesi daha yüksek ihtimaldir.kızgınlık sorunu olabilir her kedi aynı değil fakat genelde popo yukarıda kuyruk yanda garip bir pozisyonda yüksek sesli bağırtılarla çiftleşme isteğini içgüdüsel ve hormonal olarak duyurmak ister bu dürtüyü yok edemezsiniz fakat bir takım işlemlerle kızgınlığa erken son verebilirsiniz
bu arada erkek dişi ayrımından ziyade yavru sahiplenecekseniz her zaman yanılmayız yavru sahibini seçer enerji uyumu hangisine yatkınsa onu sahiplenebilirsiniz sizin yöneliminiz ileride onun yönelimlerini de etkileyecektir şekilci olmayalım enerji uyumuna bakalım
göz yaşı boyama sendromu
genelde beyaz renkli ve açık renklerde özellikle persian ırklarında görülen göz altı lekeleridir
porfirin (demir, rbc parçalandığında açığa çıkar; safra ve bağırsak yoluyla, aynı zamanda göz yaşı, salya ve idrarla atılır.)
monascus purpureus (kırmızı maya etkeni)
1. adım: köpek veya kedinizin yüzünü günde 2 kez silin (çay demi damlatılıp kozmetik eye cleanerlar kullanılmasını tavsiye ederim )
2. adım: plastik yemek kapları yerine paslanmaz çelik, cam veya porselen
kullanın.
3. adım: borik asit ve c vitaminini pamuklu bir çubuk yardımıyla boyanan
tüye sürebilirsiniz. bu bölgedeki porfirinin okside olmasına ve dağılmasına
yardımcı olacaktır. unutmayın, güneş ışığı akıntıyı koyulaştırır.
4. adım: tüm girişimlerinize rağmen başarılı olamadıysanız içerisinde
tylosin olmayan gıda takviyeleri kullanın, sindirim sistemine yararlı
olacaktır.( white cat/white dog tavsiye ederim )
5. adım: içme suyu olarak özellikle demir oranı fazla çeşme sularından uzak
durun. arıtılmış su kullanın.(ideal içme suyu için özel bir su pınarı çalışmamız var takip edebilirsiniz)
6. adım: antibiyotik kullanımında ısrarcı iseniz, veteriner hekim bilgisi ve
gözetiminde uygun etken maddeli antibiyotiklerin
başarı oranı daha yüksektir tercih edilebilir.(***veteriner hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalı )
7. adım: yüksek kaliteli diyet mamalar önerilmelidir.
bir zamanlar anadolukedisi denen bir sayfanın kuyuya taş atmasıyla başladı herşey..
scottish fold lar british shorthair kedilerinin osteocondro displazi yani kıkırdak bozukluğu genine sahip olan bir ırktır. wcf de ise ırk tanımına uyduğu için ayrı bir ırk olarak soru işaretleri dahilinde kabul edilmiştir. fakat british shorthair kedileriyle eşlendiğinde ortaya çıkan dik kulaklı kendine has özelliklere sahip kedileri de scottish straight olarak tanımlamışlardır.yani dik kulaklı olan her kedi british shorthair değildir. iki ırkın da ayırıcı tanıları vardır. aynı anomalili geni taşıyan iki eşey fold lar eşleştirildiği takdirde meydana gelen yavrular asıl anomali ye sahiptir ve çekinik genler baskın hale gelir o da kalça displazisi, eklem rahatsızlıkları, boru kuyruk olarak tabir edilen kuyruk omurlarının birbirine kaynaşma hali, ayak parmak anomalileri, cücelik, tabiri caiz ise acı çekme durumu görülebilir fakat doğru yetiştirilmiş bir scottish fold hiçbir şekilde acı çekmez doğru olan bir eşleştirme ise scottish fold kedilerinin scottish straight ile eşleştirilmesidir, yakın akraba olan iki straight ın eşleştirilmesi de anomalili yavrular oluşumuna sebep olabilir lafın kısası doğru ve uygun metotlarla dünyaya gelen hiçbir scottısh fold acı çekmez, yetiştirici ve üretici arkadaşlar bu konuda dikkatli olduğu takdirde bu tür propaganda ve medya cambazlıklarına sebep olunmaz... kliniğe gelen her scottish fold sahipleri bu konuda sorular soruyor ve anlatmaktan dilimizde tüy bitiyor ... ama türk insanının en büyük özelliklerinden biri ise delinin biri kuyuya taş atar bunlar da kuyuyu doldurmaya çalışır yermek için söylemedim ama çoğunluk bu şekilde maalesef.. bu konu uzman kişiler tarafından dinlenilmeli.. evet o haberde konuşmacı hekimler hatta akademik kadro mensubu hocalar da var fakat sorsanız wcf nedir ırk nedir doğru eşleştirme nedir diye apışıp kalacaklar .. kuyuyu doldurmadan önce uzman kişiler ile iletişime geçmenizi ve doğru kaynaklardan araştırmanızı tavsiye ederim ...
hekim seçmek kediseverlere kalmış fakat bu genelleme yanlıştır ... tahammül edemediklerimiz sayılı aşırıya kaçan kedi sahipleri var maalesef şahsen sebebini de söylemek isterim .. aldığımız eğitim çok da kolay bir eğitim değil kendini yetiştirmiş bir hekime bir kedisever gelip de kedimde şu hastalık var bana ilaç ver ya da ismini ver de eczaneden alıp kendim tedavi edeyim derse bu hem terbiyesizlik olur hem emeğe saygısızlık hem de bir nevi gereksiz artistlik olur ... hekim bilgisini satarak para kazanır .. bilgi paylaşmaktan hiçbir zaman çekinmez .. size desem ki şu hastalık semptomları olan bir hayvanda amoksisilin kg a 50mg dozda kullanılır .. hemen eczaneye gidip bu etkenli ilaç alıp kafanıza göre bilinçsiz uygulama yolundan kullanmayı mı seçersiniz yoksa hekime güvenip yavrunuzu ona mı emanet edersiniz .. kedimin başı ağrıyor deyip aspirin yutturan aptallar var maalesef .. aspirini(parasetamol) sindiren enzimler kedilerde yoktur kendi elinizle kedinizi zehirlersiniz mide kanamasından ölen bir kedi geldi elimizde oldu ve bu çok bilmiş sözde kedisever bir şahsiyet tarafından ... gözünde bir yangı var fakat yangının teşhisini hekim koymalı ve ona göre ilaç önermeli yök neymiş daha önce teremsin genta damla kullanmış geçmiş yine kullansa geçermiş .. bu zihniyete sahip bir hasta sahibi de kendi kedisinin kurtarılacak gözünü kendi eliyle kör etti ... kedi sahipleri bir adet hekim ile diyaloğa geçer hadi memnun kalmadı birden fazla hekimle muhabbet eder ama bir hekim bir günde onlarca yüzlerce farklı tipte sözde hayvansever ile muhabbet etmek zorunda kalır .. bunu unutmayın ve önyargınızı kırın karşılıklı empati yapın derim ...
bilinçli değil de ukala diye tabir etsek daha doğru olur . bilinçlilikle ukalalık arasındaki ince çizgiyi göremeyen sözde kediseverlerin kendince maruz kaldığı bir tahammül edememezlik desek daha doğru olur .. bilinçli hasta sahibine hiç bir hekim ters davranmaz aksine teşvik eder daha da yardımcı olur gerekirse yavrusu strese girmesin diye evine kadar gidip gerekli uygulamaları yapar ama ukalalığa iş gelirse hasta reddetme hakkına sahiptir ve hastayı reddedebilir ..
göz yaşı boyama sendromu
genelde beyaz renkli ve açık renklerde özellikle persian ırklarında görülen göz altı lekeleridir
porfirin (demir, rbc parçalandığında açığa çıkar; safra ve bağırsak yoluyla, aynı zamanda göz yaşı, salya ve idrarla atılır.)
monascus purpureus (kırmızı maya etkeni)
1. adım: köpek veya kedinizin yüzünü günde 2 kez silin (çay demi damlatılıp kozmetik eye cleanerlar kullanılmasını tavsiye ederim )
2. adım: plastik yemek kapları yerine paslanmaz çelik, cam veya porselen
kullanın.
3. adım: borik asit ve c vitaminini pamuklu bir çubuk yardımıyla boyanan
tüye sürebilirsiniz. bu bölgedeki porfirinin okside olmasına ve dağılmasına
yardımcı olacaktır. unutmayın, güneş ışığı akıntıyı koyulaştırır.
4. adım: tüm girişimlerinize rağmen başarılı olamadıysanız içerisinde
tylosin olmayan gıda takviyeleri kullanın, sindirim sistemine yararlı
olacaktır.( white cat/white dog tavsiye ederim )
5. adım: içme suyu olarak özellikle demir oranı fazla çeşme sularından uzak
durun. arıtılmış su kullanın.(ideal içme suyu için özel bir su pınarı çalışmamız var takip edebilirsiniz)
6. adım: antibiyotik kullanımında ısrarcı iseniz, veteriner hekim bilgisi ve
gözetiminde uygun etken maddeli antibiyotiklerin
başarı oranı daha yüksektir tercih edilebilir.(***veteriner hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalı )
7. adım: yüksek kaliteli diyet mamalar önerilmelidir.
sabahın ilk ışıklarında bir bordo bereli gibi sessizce salon kapısını açıp wc kapısına zıplayıp kapıyı açıp musluktan su içip ıslak patileriyle odaya dalıp yüzümüze sıçraması...
natures prodiction white cat beyaz renk kedilerim için,(göz akıntısı kaynaklı leke oluşumunu önleyen bir formül içeriyor faydasını gördüm tavsiye ederim)
natures prodiction natured kısır kedilerim için
proplan junıor yavrularım için
proplan delicate diğer çocuklarım için
prochce kitten+reflex plus somonlu karışımını da mahalledeki ve yol üzerinde gördüğüm diğer çocuklar için kullanıyorum
kedivet
kediliçe
kedi sözlük
wichienmaat
cat wins
pars
müdür bu buna konuş
eshquia
nil