saldırgan ev kedisi
bir belalı çocuğum var öyle, bulunduğu odaya girerken bile besmele çekiyoruz...ne diğer kardeşlerini ne de bizi istemiyor evde, bu gidişle evi onun üzerine yapıp biz taşınacağız başka bir yere. (şaka tabiki, ölürüm de vazgeçmem, hem ne demişler her eve bir hunili lazım)
erken kızgınlığa giren kedi
küçük hanım, bu kudurukluğuyla literatüre geçti, veterinerimiz şok, ben şok. gerekli tahlil ve tetkikler yapıldı tekrar herşey normal fakat bu duruma babamın yorumu aynen şu oldu:
tabi sen bu kadar vitaminiydi, kaliteli mamasıydı besle dur, sonra bu duruma şaşır, çocuğum o mamalar yapay hep ondan böyle oluyor bu çocuklar. eskiden mamamı vardı, hepsi de çok sağlıklıydı maşallah, genetikleri bozuldu bu çocukların...
neticede şuan ikinci kızgınlığımızı da yaşıyoruz, evdeki abla ve abilerinin peşinde tüm gün mıyık mıyık tabi onların hepsi kısır ve bu minnakdan çok büyükler, kendisini gördükleri anda uzaylı görmüş gibi kaçacak yer arıyorlar...
kabullendim ben de artık bu durumu, küçük yer elmam, yeter ki sağlıklı olsun da gerisi önemli değil...
leptailurus serval
ankara nata vega alışveriş merkezinde, cam bir fanus ve yapay ışıklar altında, yirmibeş lira karşılığı acımasızca sergilenmeye devam eden ve tüm dernek, ya da federasyonların kurtarma çabalarının sonuçsuz kaldığı iki kedi...
yuva aranıyor duyuruları
biri erkek, diğeri dişi bu iki bal kardeşe ankara içi yuva aranıyor.henüz dört aylıklar.
gözlerini kaybetmekten son anda kurtuldular. ikisinin de birer gözünde görme kaybı var. ikisi aynı yuvaya ya da, tek tek size gelsinler mi...
kedilerden daha önemli şeyler
kedilerden daha önemli şey ne olabilir, bu soruyu epey düşündüm ve karar verdim tabiki yine bir kedi, hatta iki kedi, üç, dört, beş... kedi, kedi, kedi, kedidir o kedi.
kedi sözlük öneri panosu
taslak olarak kaydet bölümünde tekrar düzenleme yapamıyorum, işlem dakikalarca sürüyor fakat sonrasında yine, yeni taslak olarak kaydetle çözüm buluyorum.
sözlükte kedi resmi paylaşmak
mavi
erken kızgınlığa giren kedi
dişi ve henüz üç aylık olan bir yavrumuz var, bulunduğunda ishalden ölmek üzereydi ve antibiyotik, vitamin iğnesi ve bağışıklık güçlendiricilerle tedavi edildi. kaliteli mamalarla besleniyor, sağlığı şuan gayet iyi fakat bu kadar küçükken kızgınlığa girmesi beni çok şaşırttı, dört buçuk aylıkken girenleri duydum, gördüm ama kendisi el kadar kadar bebekken bunu yaşıyor olması normal mi, başına böyle bir durum gelen var mı sevgili kediciler.
ekşi sözlük'ün kedi sözlük'ten korkması
eyyyy ekşi sözlük, sen buradaki, yüreği canlı sevgisi dolu insanlardan korkma, asıl kendi yazarların arasında, bir hayvana nasıl eziyet edileceğini anlatan, ruh hastası, sapık yazarlarını uçur.
bazı kedilerin çok zeki olması
gri tekir, hani şu uskumru desenli ve renkli olan. hiç birinin zekasını küçümseyemem tabii ama onların zekasına hayranım gerçekten.
kedimiz ile yapmak isteyip de hiç yapamadığımız şey
konuşuyoruz, gıybet yapıyoruz, yemek yiyoruz, oyunlar oynuyoruz, beraber uyuyoruz fakat, yapabilenlere imrendiğim durum şudur ki; asla güzel bir fotoğraf ya da video çekemiyoruz, ölecem kahrımdan.
hayvanseverlerin ego tatmini
ülkenin dört bir yanında onlara yapılan zulüm ve işkenceler yüreğimizi dağlarken, aynı amaç için, bir canlının yaşam hakkı mücadelesi için bile yan yana gelemeyen ve birlik olamayanlara ne acı, vahhh halimize.
kısırlaştırma
kediniz ilk kızgınlık dönemini geçirdikten sonra kısa aralıklarla bu süreç devam edecektir ve o halleri de pek sevimlidir. eğer evde çiftleşebileceği bir erkek kedi yoksa yedi sekiz ayını doldurana kadar beklemenizi öneririm (erkek kedilerde ise bir yaşını doldurması öneriliyor) ses yahut çıkardığı gürültü yasal anlamda bir sorun teşkil edemez, içiniz rahat olsun ve eğer sağlığında yahut gelişiminde bir problem yoksa yedi sekiz ayını doldurunca kısırlaştırma operasyonunu yaptırabilirsiniz gönül rahatlığıyla.
ayrıca özel kliniklerin tamamı ön karın bölgesinden yapıyorlar ameliyatı. yandan açılarak yapılan yöntem sadece belediyelerde sokak canlarını kısırlaştırmada uygulanıyor olsa da halen, ön karın bölgesi ameliyatı daha sağlıklı bir yöntem olarak görülüyor.
yazarların en sevdiği kedi türleri
her türü, cinsi, rengi, huyu, görüntüsü farketmeden kıymetlimissss
her yere yanında kedi maması ile giden insan
ben.
çantamda kedi maması elimde bir poşet köpek maması tabi bu durum özellikle besleme yapmaya çıkamadığım günlerde, aç kalmış bir ponçik ansızın karşıma çıkabilir düşüncesiyle yapmakta olduğum eylem.
kedileri sevmeyen veteriner
bir kedinin tırnağını kesmeye korkanı mı dersiniz, gözünü para bürüyeni mi ve hatta zerre kadar hayvan sevgisi taşımadan bu hizmeti vermeye çalışanı mı... her türlüsü mevcut maalesef sektörde. işte bu yüzden bizler, evlatlarımızı emanet edeceğimiz hekim ve kliniklere çok dikkat etmeliyiz.
murat özdemir
öncelikle tüm hayvanlardan, insanlık adına özür dileyerek başlamak istiyorum sözlerime,
ülkemiz sınırları içinde hayvanlara yaşatılan vahşet haberleri insanım diyen hiçbir varlığın dayanamayacağı boyutlara ulaştı artık.
birkaç örneğe değinecek olursak,
10 haziran konya/ereğli de 4 aylık yavru bir köpeğin tecavüz sonucu iç organlarının parçalanarak ölmesi
14 haziran sakarya'nın sapanca ilçesinde dört ayağı kesilerek katledilen ve vicdanlarımızı dağlayan yavru köpek
26 ağustos ankara çiğdem mahallesinde sinsice zehirlenerek öldürülen onca köpeğimiz
7 eylül ankara altındağ'da dört ayağı vahşice kesilerek öldürülen kedimiz
13 eylül yine ankara gaziosmanpaşa'da zehirlenerek katledilen köpekler,kedi,kuşlar ve kirpiler…
daha birkaç gün önce kırklareli’nde dokuz yavrulu bir anne olan olan garip isimli köpeğin okla vurularak öldürülmesi
ekranlarda izlediğimiz zavallı bir tavuğa yapılan dayak işkencesi
yine ankara esertepe'de hamile bir köpeğin başından vurularak, karnındaki yavrularla öldürülmesi
ankara pursaklar'da onlarca köpeğin zehirlenerek öldürülmesi
istanbul'da kendini hayvan sever olarak tanıtan ve pansiyon hizmeti veren bir caninin yavru köpeğe acmasızca dayak atması
zavallı papağan bahtiyar'a yapılan akıl almaz işkence
ve bunun gibi seslerini dahi duyamadığımız, dört bir yandan binlercesi!!!
tecavüze uğrayanlar, işkencelerle öldürülenler, silahlarla ve hatta oklarla vurulanlar, kaynar sularla haşlananlar, araç arkalarında sürüklenenler….uygulanan bireysel vahşetlerin yanı sıra bitmek tükenmek bilmeyen belediye zulümleri…açlığa, ölüme, diri diri gömülmeye mahkum edilenler… sirkler, pet shoplar, merdiven altı üretimler, deneylerde acımasızca kullanılanlar, avlananlar, para karşılığı dövüştürenler, hayvanat bahçeleri, yunus parkları, faytonlar, çiflik hayvanlarının korkunç şartları, hayvan severlere, gönüllü insanlara yapılan eziyetler…neresinden tutsak elimizde kalıyor bu masum canlıların yaşam hakkı…ve ben, insan olduğum için gerçekten utanıyorum.
hacıbektaş’ta sokakta yaşayan canlar için yardımlaşma grubu kurulması
bu sene ekim ayında nevşehir ve çevre ilçelerinde verdiğimiz bilgilendirme seminerlerinde içimizi en çok yaralayan ilçe hacıbektaş olmuştu. zavallı köpekler bir dilim ekmeğe bile gerçekten hasret ve hepsi uyuzlu, mantarlı perişan halde idi ayrıca hem yöre halkı hem de turistler tarafından istenmemeleri de cabası...
çok sevindim bu habere, genç kardeşlerimizin yolu açık olsun ve allah sayılarını artırsın.
11-25 kasım 2018 hayvan hakları yasa tasarısı protestoları
toplama kılıfı içindeki, katliam oyununu bozmak için, 9 aralık pazar günü saat ikide ankara ulus heykel önünde, büyük anadolu buluşması için sokaktayız. can veririz ama can dostlarımızı vermeyiz. ses ver ankara...
hayvan istifçiliği
hayvanlarımızı, onları sevmeyenlerden mi, yoksa seviyorum diye evine tıkış tepiş dolduran, onların sırtından para kazanan, dilendiren ve hatta işkence eden rantçılardan mı koruyacağımızı şaşırmış olduğum durum...
bugün yine bir şehrimizde sözde hayvan sever istifçi ve işkenceci birinin elindeki masumlara el konuldu... bunlardaki mantık hep aynı önce doldurur sonra dilendirir, olmadı mı ölen ölür, kalan sağlar benimdir der ve o garibanları bin bir çeşit hastalığa, dayağa, sefalete, çoklu yaşamın getirdiği bir çok sıkıntılı duruma sürükler....
bakamayacağını almayacaksın kardeşim, dernek misin, hayır kurumu mu? haa gerçekten onları canından çok seviyorsun (ki dikkat edin bu tipler sadece kendini seven, burunlarından kıl aldırmayan, ciddi sorunlu tiplerdir) o zaman hakkını vereceksin, dişini tırnağına takıp onlar için çalışacak ve el bebek gül bebek bakacaksın o canlara...
hep diyorum ve diyeceğim allah hayvanlarımızı, sözde hayvan severlerden korusun, çok aminnn.