parayla kedi almak
kedilerden çok korkan biri olarak bundan üç yıl önce tv'de umut'u gördüm. böyle bir canı doya doya nasıl sevemedigimi,neden korktuğumu sorguladım. kafaya koymuştum, kedi sahibi olacaktım. zor oldu ama kesin kararımı verdim. ömürlük bir yuva olmak istedim. korkumu yenebilmek adına, genel kanı olarak sakin bilinen bir tür tercih ettim. karşıma scottishfold cıktı her araştırmamda. gittim ve aldım. ıkıncı kedimi ise sokağa atılmak üzereyken sahiplendim. şimdiki duygularım ve kedi sevgim o zaman olsaydi, zamanında elbette ben de para vermek istemezdim. ama geriye dönüp bakınca da, iyiki kızım fondü var diyorum. o olmasa dünyam çok farklı ve eksik kalacaktı.. benim için korkularımı yenmenin ve dünyanın en güzel duygusunu tatmanın bedeli oldu zamanında verdiğim para. şimdi karşıma çıkan tüm kedilere bir şekilde vefa borcumu ödemeye calisiyorum.
*insanların birbirini kedilerinin cins olup olmaması, sahiplenmiş yada satın almış olması ile yaftalamaya çalışması bana saçma geliyor. herşeyin başı 'sevgi'. her canlı sevilmeyi hak ediyor.
kedi köpek besleyen insanların evleri pistir algısı
bu algiya sahip insanlara 'sensin pis' diyesim geliyor. kedi kadar temiz bir canlı var mı dünyada? ayrıca bizler de yediğiniz içeriğimize kedi kumu, tüyü vs koymuyoruz yani.. nasıl bu kafa bu..
kucağa aldırmayan kedi
kızım fondue tam da böyle bir kedidir. gözleri ile anlaşır, sevgi saçar. yatağa gelir, saçınızı ve yüzünüzü yalar. yattığı yerde gıdısını sevdirir ama asla kucağa gelmez ve kucağa aldırmaz kendisini.
kediyi özlemek
patilerinin kokusu burnunda tüter insanın.. hele bir de tatile gideceğini anlayıp, mahsun mahsun bakarsa..
kedilerin uyurken horlaması
hala beni güldüren durumdur. gece sese uyanıp, oglum/kızım diye usulca dürttüğüm doğrudur.
yazarların kedisi çeşme suyu mu damacana suyu mu içiyor
ankara'nin suyuna ben guvenemiyorum ki çocuklarıma vereyim. tabiki damacana.
kedi sözlük yazarlarının yaşadığı semtler
sokak kedilerini beslemek
evde yemek artsın diye beklemek, arabada mama ile gezmek, plastik kaplari atmayıp 'mama koyarım' diye saklamak, boş su kabı görünce hemen doldurmak..arada bir eldiven giyip, besleme mekanını temizlemek..
dünyaya kedi olarak gelinse yapılacak ilk şey
önce bi güzel yalanır, tüylerimi parlatırdım şekerim. sonra da güzel mama bulabileceğim, sıcak bir yer arardım.
jackson galaxy'nin aslında kedi düşmanı olması
şahsen hiç de öyle oldugunu düşünmüyorum. en 'canavar' kedilerin bile evdeki kurallara uyabileceğini gösteren, kedilerin yanlış hareketlerinin çoğunlukla sahiplerinin hatalarından kaynaklandığını anlamamı sağlayan adam.
kedilerde tüy sorunsalı
güzelce tarıyorum, vitaminler veriyorum ama yine de dökülmesini azaltamıyorum. evde öyle tüy yunanları oluşmuyor ama üstümüze yapışıyorsorun mu? pek de değil, yapışkan rulolarla üstünü temizleyip çıkıyorum evden..
yazarlardan kedilerin sıkılmasını önleyecek tavsiyeler
ortaya bir pipet atın, gerisi kendiliğinden gelir.
kedilerin aslında demek istedikleri
-kuru mamayi sen ye, bana yaş mama getir.
-kumumu temizle, sen pis tuvalete giriyor musun?
-canım şu gıdımı kaşır mısın? tamam yeterli.
bi dünya sevgi
keşke biraz daha uzun olsa..tadı damağımızda kalıyor.
kedilerin kendilerini yalaması
arada insanini da yalar, "gel buraya pis insan seni de temizleyeyim" dercesine..
en kedici şehirler
kedili atasözü ve deyimler
kedi gibi kıvrılmak / uyumak.
kedilerle sohbet etmek
o kadar çok sohbet ediyoruz ki, birgün karşılıklı kuru mama tıngırdatcaz diye endişe duyuyorum. şaka bir yana, erkek kedimin çenesi çok düşük. ne anlatsam, ne söylesem cevap veriyor. anladığı spesifik kelimeler de var (işine gelince); mama, su, oyun, gel, ovlan vb.
kedi ile çalışmak
çalışmanın yalan olduğu çalışma türü.
kedili kitaplar
kedi mektupları / oya baydar