yatağı komple kaplarlar sen de bir köşesinde uyumana izin verdikleri için minnettarlık duyarsın. bir de onların uyandığı saatte uyanmak zorundasın sabah 5 te yani.
insanın gözünün içine bakıp bir de o bacaklarına sürünmeleleri yok mu ? her şey mamayı alana kadar sonra seni tanımaz tavırları kulakları arkada senden kaçışları sonra birden gır gır gır yapa yapa yanına gelip sevdirmeleri.uyurken seyretmek ise tam bir huzur kaynağı.bir kedi ile başlıyor herşey sonra bir bakmışsın bütün kediler benim olsun muuuu modundasın. o ara çok hızlı hiç anlamıyorsun.
peşine düşmüyoruz çünkü elimizden birsey gelmez diyip hemen pes ediyoruz bence. cunku cok azız. etrafimiz aman sonucta kedi bu yahu ne agladin bu kadar diyen beyunsiz insanlarla dolu. ama bu laflara gelmemeliyiz. ya da bir gece bir kopegin çığlığını duydugumuzda sadece kavga zannedip uyumamalıyız mesela uyanik olmalıyız
boş insan türüdür. amerika'da işerin nasıl yürüdüğünü de bilmez.
en basit anlatımla, şöyle izah edelim. amerikada hiyerarşi şöyledir.
çocuklar>kadınlar>hayvanlar>erkekler.
yani erkekler, (zarar verme potansiyeli en fazla görülen canlı) yargı karşısında besin zincirinin son halkasıdır.
bizde ise durum, şöyle;
dayısı olanlar>zenginler>erkekler>erkekler>erkekler>kadınlar>çocuklar>hayvanlar.
ayda iki kere amerikaya gidip geldiği için her sokağını karış karış gezme fırsatı bulmuş, bir ülkeyle ilgili bu kadar kesin tespitler yapabilecek kadar o ülkeye hakim ve ayrıca bu da yetmezmiş gibi sokakta sigara izmaritlerinin, ambalaj kağıtlarının, çöplerin, pisliklerin insanlar değil hayvanlar tarafından atıldığını düşünen insan türü. böyle salak gibi böyle cahil gibi bir şey! ya allah aşkına kedilerin temizliği, tuvaletini gömmesi zaten malum. ben bugüne kadar gelip de asfaltın, kaldırımın ortasına yapan köpek de görmedim. ağaç, tabela gibi şeylerin kenarına çiş yapıp, çim yerlere de kaka yapıyorlar genelde. ne kaldı? kuşlar. onları da alıp kafese tıkacak halimiz olmadığını ve zaten bunu düşünmenin bile ne kadar manyakça olduğu gayet açık. eee ne oldu sonuç olarak? senin yere attığın sigarayı, çöpü, ambalajı kedi köpek atmadı. sen attın. çöp poşetlerini konteynerlerin kapağına değince elim pislenmesin diye düşünüp kedi köpek kuş kenara bırakmadı. sen bıraktın. dünyayı sen kirletiyorsun, doğaya çok fazla şey yaparak sen zarar veriyorsun, bir de yetmezmiş gibi senden kim bilir kaç yüzyıl önceden beri orda yaşayan ve dünyanın bence asıl sahibi olan hayvanlara pis muamelesi yapıp ''amariga daha temiz orda hayvan yok'' diye cahil cahil konuşabiliyorsun. hay sizin amariganıza valla. yıldırdı bu insanlar beni yıldırdı.
en büyük yanlış bence, barınakların insanların sokaklarında istemedikleri, şikayet ettikleri çocukların toplandığı, esaret altında tutulduğu bir yer olması. olması gereken ise sokaktaki canlarımızın hastalık, kısırlaştırma, vb gibi durumlarda rehabilite edildiği yerler olmalıdır. maalesef ki tahammülsüz, sokağındaki hayvana bakmaktan aciz, paylaşmayı bilmeyen insanlar yüzünden barınaklar bu çocuklarla dolu. sokak hayvanları sokaklarda mahalleli tarafından sahip çıkılarak bakılmadığı sürece barınak sorununu çözmek ne yazık ki çok güç. ayrıca barınak çalışanları özenle seçilmeli, gerçekten vicdanlı, hayvan sever insanlar görevlendirilmediği sürece kötü muameleye engel olmak da mümkün değil. sayılı birkaç barınak dışında ne yazık ki durum utanç verici. birçok barınağa gönüllü bile olmanıza izin verilmiyor.
sokaktaki patili canları yaşatma derneği’ni yakından takip edin derim. (ankara’da) instagram @sokaktakipatilicanlar ...şuana kadar gördüğüm , en güzel , en temiz ve en düzenli çalışan dernek. iyi günler.
bunun kesin sonuç verecek tek çözümü var, tedavileri bittikten sonra elinize popüler bir ırk fotoğrafı alıp estetik kliniğine gitmek ve kedileri bir dizi estetik operasyondan geçirip sonra sahiplendirme ilanı açmak. evet bu kesin sonuç verirdi ama gerçekleştirmesi imkansız bir öneri.
şunlar yapılabilir, kediye bir kaç numara öğretmek işe yarayabilir. pati verme, öpücük verme ve en yüksek seviyede zıplayarak oyuncağı yakalama vb.
sayısız yerde ilan açmak ve sabırlı bir şekilde beklemek.
kedi için trajik bir hikaye yazmak - gerçi genelde öyle bir hikayeleri zaten mevcut -
kedinin en güzel göründüğü hallerinde fotoğraflarını çekip paylaşmak.
ama ne olursa olsun , ne kadar sokakta yaşayamayacak gibi görünürse görünsün sırf sahiplenilmiş olsun diye onu bir süre sonra terk edecek, gerektiği şekilde özenle bakamayacak, çocuklarına oyuncak olarak seçecek hevesleri geçince de kapı dışarı edecek birilerine asla ama asla sahiplendirmeyin.
önerilerime şöyle bir göz atınca dedim ki " ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil " çekiliyorum.
oturduğum apt. da vardı bir tane. bir gün pencereden bakarken suç üstü - tam kedilerin su kabını dökerken yakaladım. "çok ayıp koskocaman insansınız su kabı be, yazık, günah" filan dedim.
sonra ne oldu bilin.
adam aşırı dinciydi, biri 13, diğeri 2 yaşında iki kızı vardı, o 2 yaşındaki kızının kafası bağlıydı, bir duyduk ki, 13 yaşında olan kızı, sabah kuran kursu diye, yanına nüfus cüzdanını alıp evli barklı adama kaçmış. konya'da yakalanmışlar. tüm mahalleye rezil rüsva olduklarından bir yıla kalmadan taşındılar. e, kedilerin suyunu döker misin? işte böyle olursun......(kızcağıza çok acıdım o ayrı, daha 13 yaşında kimbilir nasıl kandırdılar zavallıyı)
böyle tipler var.mesela şirket bahçesinde veya sitede ,sokakta aç susuz kedi köpekleri görmezden gelemeyip yaşamaları için yemek verirsin sürekli tehditlere uğrarsın ,suçlanırsın uzaylıymışsın gibi bakılır.sanki onlardan para istiyormuşsun gibi bir sinir falan.devlet desen umrunda değil.biz hayvanseverler ve hayvanların bu dünyada çok mücadele vermesi gerekiyor.psikolojik olarak çok yoruluyor insan.insanlara sorsan allah din lafını ağızlarından düşürmezler bir cana su yemek vermenin nasıl sevap olduğundan habersiz yaşarlar bencilce
yatağı komple kaplarlar sen de bir köşesinde uyumana izin verdikleri için minnettarlık duyarsın. bir de onların uyandığı saatte uyanmak zorundasın sabah 5 te yani.
sokakların temiz olmasını hayvanların olmamasına bağlayıp bir de çok iyi birşeymiş gibi anlatan insanlar var bu hayatta.bu dünyayı en çok kirletenin insan olduğunu anlayamaz anlatmak istersin anlayamaz.ilginç bir türdür
sokakların temiz olmasını hayvanların olmamasına bağlayıp bir de çok iyi birşeymiş gibi anlatan insanlar var bu hayatta.bu dünyayı en çok kirletenin insan olduğunu anlayamaz anlatmak istersin anlayamaz.ilginç bir türdür
ben hangi derneğe üye olmalıyım ki sokak hayvanlarına faydam olsun.bu zamana kadar hayvanların sağlık beslenme korunma gibi ihtiyaçlarına birebir destek olabilen bir dernek görmedim duymadım var mı öyle bir dernek merak ediyorum.
genelde mutsuz ve sevgisiz insanlardır.yüzlerinden belli oluyor mutsuzlukları halbu ki bir tanesine mama verse tüm mutsuzluğu gidecek kalbi sevgi ile dolacak yüzüne renk gelecek haberi yok
ben çakılımı öpmekten büyük keyif alıyorum ama aynı şeyi onun için söyleyemeyeceğim. paç paç öptükten sonra suratına bakınca nemrut bakışları herşeyi anlatıyor ama ben yinde de öpüyorum her zaman öpeceğim :)