hepimizin bildiği gibi kedilerin ve köpeklerin tatlı yemesi pnlar için oldukça zararlı ve görme yetisinin azalmasına neden olabilmektedir. bu bilgiyi gayet iyi bilen ben hiç yapmamam gereken bir şey yapmışım farkında olmadan. sabah kalkıp mutfağa geldiğimde önceki akşam yapılmış ve maalesef tezgahta unutulmuş olan şekerparenin şerbetini bir güzel içtiğini tezgah üzerine sıçrayan şerbet kalıntılarından anlamış bulunmaktayım. ne kadar içti hiçbir fikrim yok. dilerim bir şey olmaz yavruma. bir faydası olur mu bilmiyorum ama bolca yoğurt ve vitaminlerinden verdim çokça da su içmesini sağladım. başka neler yapılabilir, sağlığının zarar görmemesi için?
bu sadece kedileri sevdirmek, kedi sahibi olmaya teşvik etmek ve yeni kedi sahibi olmak isteyenleri cesaretlendirmek amacıyla tasarladığım oyun. bu oyun sayesinde yeni üyeleri nitelikli hale getiriyorsunuz. deneysel bir şey. oyunu geliştirdikçe olumlu sonuçların sınırlarını hayal bile edemezsiniz.
(bkz:mavi kedi oyunu)
bahane olmayabilecek serzeniş.
herkes alerjisine rağmen kedi beslemek ya da bulduğu her kediyi mıncıklamak zorunda da değil. alerjisi olabilir ve alerjinin getirdiği sıkıntılara katlanmayı göze alacak kadar kedi delisi de olmayabilir insanlar, çok da laf etmemek lazım.
(hariçten gazel okumuyorum. şu anda evde 1 anne 4 yavru kediyle yaşıyoruz ve kızımda kedi alerjisi çıktı, yavruları sahiplendirdikten sonra asıl kedimizi de zaten kendisinin ikinci evi olan annemlere teslim etmeye karar verdik.)
kimyon ilk kedimdi ,ismail ben ona smile diyorum ismail ismini annem koydu.tanıdığı iri yarı bedenine rağmen korkağın teki bir komşuları varmis.bizim kedide öyle kocaman ama sinekten bile korkar garibim.boncuk boncuk gözlü bildiğiniz.dombili çok yemek düşkünü,koca kafa harbiden kocaman kafalı ,mincir sonra çirkin var komşuların çocukları koydu adini .
bazı oyuncaklara konan, kuru bitki sandığım şey. çıngıraklı topların içinde de olduğunu sanıyorum. kedilerin ilgisini çeken bir esans olduğu söylenir. çimen gibi biten, çiçekleri olabilen bir bitkidir. kedi nanesi de denir. (bkz:kedi nanesi)
bir ara niyetlendiğim fakat büyük kedimin "ben bunu ölürüm de yemem, topçuk ver bana" tavrıyla sokak kedilerine ziyafet çekmek zorunda kalmamla sonuçlanan girişimim.
ama ben baya bir ön çalışma yapmıştım. yabancı sitelerde çok güzel tarifler var. sadece 2 sebze, 1 tavuk göğsü koyup haşlamak değil olay. mesela bütün tariflerde taurin ilavesi var. ev kedileri için d vitamini ve omega-3 ve omega-6 da bir mamada bulunması gereken önemli şeylerden. onları da ekliyorlar belli ölçülerle.
ben ilk başta yiyeceğine emin olmadığımdan bu takviyelerin hepsini almadım. iyi ki de öyle yapmışım. çünkü yemedi. elimdeki balık yağını mamaya eklemiştim sadece.
sonradan gelen kedim çok obur. çok sık ishal olduğundan tavuk haşlıyorum arada ona. bazen pirinçli bazen yoğurda tiftip veriyorum. severek yiyor. onun üzerinden ev yapımı mama denemelerime geri dönmeyi düşünüyorum.
yeni tarifler denedikçe bu entry kendini sürekli yenileyecektir.
calymath's cattery olarak kedileri sahiplendirirken pre-kediciler karnede, 'sahip ismi' kısmında 'bu kedi koruma altındadır' ifadeli bir not görecekler.
yani bu metodla sahiplenme kavramının yerine koruma kavramını getiren yeni yaklaşım deneyimliyoruz.
kedi sahiplenenler kediyi aldıktan sonra iletişimi kesmeyi yeğliyorlardı. sonra evden göndermeleri gerekince muhtemelen vicdan azabı çekiyorlar, bir daha da hiç bir canlıya evlerini açmıyorlardı.
ancak insanları aile olmaya teşfik edip, onlara koruma ödevi verince iletişimi kesmek yerine sorumlulukları paylaşmaya başladılar. evden göndermek yerine emanet edinip, emanet ediyorlar.
her yerine bakarim, ayiramam.. ama popislerine bakmak beni cok gulduruyor, yururlerken arkadan asiri tatli gorunmuyorlar mi sizce de.. hele bi de azicik tombis bir kedi ise..
oğlumun kuyruğundaki 'yağlı kuyruk sendromu' rahatsızlığından hala kurtulamadık malesef. azalıyor ama bitmiyor.
siz de uzun ve sık tüylü bir kedi sahibiyseniz sık sık taramaya ve kuyruk üstünü temiz tutmaya özen gösterin. bizim problem ilk kızgınlığa girdiği zamanlarda başladı.