sokak kedilerini beslemek
sabır ve en önemlisi süreklilik isteyen bir eylemdir.
bir yere mama bırakmaya başladıktan sonra, bunu her gün yapmak önemli.
gittikçe sayıları azalabiliyor maalesef, yine de devam etmek gerekiyor.
bir sokak kedisinin, sayenizde tok yatacağını bilmek en güzel mutluluklardan birisidir. bu mutluluk insanda alışkanlık yapar ve yanınızda mama taşımaya başlarsınız.
güzeldir hatta bir süre sonra sizi görür görmez sagdan soldan kedi çıkmaya başlar ayaklarınızın arasında dolanır mırlarlar gözlerinde kocaman bir minnettarlık görürsünüz kısacası pek hoştur.
küçük dost paketleri çok da pahalı değil.. ekonomik limitler içerisinde kendiniz de mini paketleyip cep boy yapabilirsiniz.. çantada,arabada hatta cepte bulunması çok iyi bir hareket.. minik dostların nereden çıkacağı belli olmaz .iyi insanların var olduğunu her yerde hissetmeliler
sokak hayvanlarını beslemeye başladığınızda bir yanda da bir savaşa girmiş gibi olacaksınız. bundan nefret eden ve size bunu yansıtmaktan asla çekinmeyen insanlarla karşılaşacaksınız.
bildikleri tek cümle de "bunları buraya siz alıştırdınız".
kediler, köpekler güvenli olduklarını düşündükleri bir yer bulup orada yavrularını doğuruyorlar ve zamanla benimsiyorlar o bölgeyi.
apartmanın önünde boş arazi var, ben oraya taşındığımda orada köpekler vardı 5 tane.
ve beslemeye başladım.
o andan itibaren de apartmandakilerle düşman olduk.
öyle vicdansızlar ki koyduğum su kaplarını atıyorlar.
su kabının sana ne zararı olabilir?!
direğe bağlıyorum kesiyorlar.
en son çimento ile yaptım çanak gibi, tahliye deliği bile koydum.
adam balyozla kırmış.
adam yazdım ama insan bile değil böylesi.
şimdi de biraz ilerideki boş arazide 10 tane yavru kedi var.
onları besliyorum.
insanların yardım etmelerini falan geçtim artık, bari yapana engel olmayın.
yine su kapları toplanıyor, tekmeleniyor.
nasıl vicdan var bu insanlarda anlamak mümkün değil.
ayrıca belediyeler tarafından hayvanların toplanıp götürüldükleri yerleri, rica ediyorum ziyaret edin.
gidin bakın, kendi gözlerinizle görün.
hayvanların kemikleri sayılıyor.
manzara içler acısı.
o bölgelerde de imkanınız varsa besleme yapabilirsiniz.
her gün yolunuzun gözlenmesi, geç kaldığınızda bir ton söylenme mırıltısına maruz kalıp azar yiyeceğiniz, gece yastığa başı rahat koyduran güzel durum
5 yıl önce bir yaz akşamı iki yavru kedi gelmişti bahçeye. biri diğerinden azıcık hafif büyüktü. ip falan bulduk oynattık. aradan zaman geçti unuttum gitti. derken komşu kiracı büyük olanı beslemeye başlamış. küçük olan ortalarda hiç gözükmedi, muhtemelen ölmüştür. kedi hep bizim evin civarında geziyordu. gördükçe sevip okşuyordum. komşu taşınınca bizimkini götürmemişler. şimdi elden geldiği kadar besliyorum. yakınlardaysa seslenmeye gerek kalmıyor. dışarıya yemek koyarken çıkardığım sesleri duyunca koşa koşa geliyor. kabını temizlerken bazen içindekiler dökülsün diye yere vuruyorum. o sese alışmış duyunca geliyor fıstığım.
bir de sarı kedi var, mekanı yandaki evin duvarının üstüdür. akşamüstü olunca oraya konar. bizimkini çağırırken o da sesimi duyar gelir. kaba koyduğum yemek için kavga ederler. eğer parçalanabilen şeyler getiriyorsam bölerim ayrı ayrı veririm dövüşmesinler diye. bu kedi biraz daha yabani. kendini sevdirmiyor, korkarak yaklaşıyor. sevdirmese de tatlı miyavlaması yetiyor insanın içini eritmeye.
bizim işyerinin yan tarafında bir alan var. oradaki sokak kedileri sabahları toplanıp miyavlayarak mama isterler. biz de işyeri olarak onlara mama veririz. mama döktüğümüz yere kadar peşimizden koşarak gelirler. öyle güzel bir duygudur ki bu!
çorlu'da bir kaç arkadaşı ziyarete gittim, 3 farklı site ve 3 sitede de çevrede birçok mama ve su kabı gördüm. insanların kedileri beslemesi dışında bir de buna çomak sokmayanların olduğu bölgelerde yaşamak güzel. evet koyulan su kabını mama kabını devirenleri gördükten sonra sanırım kediler de nerelerde yaşayacaklarını iyi analiz edip karar verebiliyorlar.
yeni bir semte taşınmadan önce sokaklardaki hayvanlara dikkat etmenizi tavsiye ederim. temiz ve dolu mama- su kapları, tontik köpekler ve semirmiş kediler varsa o semt iyidir, insanları iyidir, semt tamamdır.
küçük iyiliklerden doğan güzel bir enerjinin etrafa yayılması, katlanarak çoğalması ve dünyanın daha yaşanır bir yer olması demektir.
yıllardır yaptığım şey. su ve kuru mama mutlaka koyuyorum. apt. bahçesinde kendi bahçem değil o yüzden allah'tan sayıları az. iki anne kedi var. arada başka gelip geçici kediler oluyor onlar alışmıyorlar. o iki anne kedinin yavruları da maalesef ya köpekler, ya arabalar yüzünden yaşamıyor. bir tanesini yaşattık o abimin kedisi oldu şimdi adı tırmık, bir tanesini daha yaşattık, tedavi ettirdik ama kötü komşum yüzünden heba oldu. (lokum) kaç yıl oldu hiç affetmiyorum o komşumu o yüzden:( bir de çocuklar bahçeye minik bebek kedi koymuştu, biri şu anda harika yuvası var ismi leo koymuşlar çok mutlu oluyorum, ötekini de almışlar yuvalanmış. :) iki de bebek köpek yuvalandırdım:))
ilk başlarda durumu tam kavrayamamıştım.site bahçesindeki kedileri gördükçe beslemenin yeterli olduğunu zannediyordum.bir gün bir yazı okudum.sokak hayvanlarını düzenli besleyin .bu cümle ile yaşadığım yerdeki bütün hayvanları sabah ve akşam besliyorum .
işte bu çok büyük bir sorun:çandarli da yazlik bir sitede yaz kış yaşıyorum.az once dahil olmak üzere komşu tartışması yaşıyorum.kediler çokmuş ben beslemesem gelmezlermis.bahcelerine pisliyorlarmis, bir sürü daha birçok sey bahane.vicdansiz insanlarla uğraşmak sokak hayvanlarini beslemek vicdan işidir.en zor şeydir bence.soeun onları beslemek değil.jayvan sevmeyen yaratiklarla uğraşmaktır.
temizmama'nın 15 kiloluklarıyla besliyoruz. lakin kışları nüfus artıyor. ekmeği ıslatıp kuru mamayla çoğaltma konusunda bilgisi olan var mı? kendi tariflerinizi de yazın ne olur. bulyonlu ekmek yiyorlar mu mesela? kaç ekmeğe ne kadar mama?
gittiğim spor salonunun kuytuda kalan kapısında simsiyah bir fırlamayı besleyerek gerçekleşirdiğim eylem. izbandut gibi tipler de sevdiler çılgını. hatta salon sahibi feim abi sağ olsun benden daha çok benimsedi keratayı. adı da "maskot" bu arada; salonun logosu değiştirilecekse o logoda kesinlikle kaslı maslı bir kedi çizimi olacak, kesin.
gelelim maskot'a; aşırı insancıl, bol uykucu, göbek sevdirme manyağı, sıfır tırnak çıkartmalı (arada zevkten sivriliyor ama arada) dünyalar sevimlisi bir 8 aylık vanta black kedi. evi ve evinin içinde yumuşacık minderi falan da var.
hanımlar beyler, maskot emin ellerde.
çok çektirdiler bana da.
su kaplarını dökmek hep yaptıkları şey.
bir tanesi zabıta çağırırım su kabı görürsem diyecek kadar insanlıktan çıkmıştı.
diyeceksiniz ki, 30 - 100 kedi mi besliyordun?
apt. bahçesinde - sokakta değildi zaten- ve sayıları en en en fazla 7 olduğunu hatırlıyorum. o da hangi yıldı unuttum, genelde 3 - 4 en fazla 5 kedi olurlardı. son yıllarda hep 3 oldu sayı. anne, anneanne, yavrusu olarak adlandırırdık hatta.
arada gelip su içen, mama yiyen yabancı kediler asla alışmadılar, su içer, mama yer giderlerdi.
şu anda kala kala bir yavru kedi kaldı zaten. ona yuva bulmaya çok uğraştım ama kimse kedi istemiyor bu semt (keçiören aktepe) pislik bir semt. yarın, öbürgün bu yavru ya köpekler, ya arabalar yüzünden melek olur:( artık mama koymayacağım ben de....kararlıyım....tek başıma bunlarla mücadele etmek yıpratıyor yaşlı biriyim çok yıprandım yeter bu kötülerden huzur istiyorum artık. :(
allah bu kedi düşmanlarını bildiği gibi yapsın, sürüm sürüm sürünsünler....
insana kendini insan gibi hissettiren bir olay. sizi nerede görseler tanımaları da bir hoş oluyor. aksine yardım etmeyip bir de işimizi zorlaştıran insanlar olmasa daha güzel olacak.
beslemeyeni asıl gercekten anlamıyorum. beslememek için kör kalpsiz falan olmak gerekiyor. yanimda mama yoksa bile şu aç bitir salamlardan bir kactane alir veririm. hatta beni tanidiklarindan markete girmek isterler market görevlileri kovar bende onlarla kavga eder ortaligi birbirine katar salamimi alir çıkarım. bahcemde de cok var bakin bu kiz bize yemek veriyor diye yaymislar sanirim benim eve uğramadan gecmezler