kedi dişiyse, "nabersin piremses" demek; kedi erkekse, "napıyon len aslan parçası" çekmek de sevmeye dahildir. paket olarak icra edilir zaten bu eylemler bütünü. biri yoksa ritüel eksik kalır zannımca.
zaman zaman kedi gibi yaşamanın gerekliliği; fazla düşünmeden sadece ye - eğlen - uyu triosunu uygulamanın bünyeyi fabrika ayarlarına döndürdüğü gerçeği. her zaman ol(a)masa da arada yapmak şart.
gittiğim spor salonunun kuytuda kalan kapısında simsiyah bir fırlamayı besleyerek gerçekleşirdiğim eylem. izbandut gibi tipler de sevdiler çılgını. hatta salon sahibi feim abi sağ olsun benden daha çok benimsedi keratayı. adı da "maskot" bu arada; salonun logosu değiştirilecekse o logoda kesinlikle kaslı maslı bir kedi çizimi olacak, kesin.
gelelim maskot'a; aşırı insancıl, bol uykucu, göbek sevdirme manyağı, sıfır tırnak çıkartmalı (arada zevkten sivriliyor ama arada) dünyalar sevimlisi bir 8 aylık vanta black kedi. evi ve evinin içinde yumuşacık minderi falan da var.
o da bir şey mi? gözleri daha açılmamış bilmem kaç saatlik fırlamaya "thor" diyen var. kedilerin zamanında mısır'da tapılası canlı statüsünde olduğunu düşünürsek, iskandinav mitolojisini bir kediye yanlamak çok da yanlış bir iş olmasa gerek.
ayrıca aslandır tabii, sahibi olduğu (kedinin sahip olduğu, yanlış olmasın) insan galatasaraylı bir neferse niye olmasın. ^^
o da bir şey mi? gözleri daha açılmamış bilmem kaç saatlik fırlamaya "thor" diyen var. kedilerin zamanında mısır'da tapılası canlı statüsünde olduğunu düşünürsek, iskandinav mitolojisini bir kediye yanlamak çok da yanlış bir iş olmasa gerek.
ayrıca aslandır tabii, sahibi olduğu (kedinin sahip olduğu, yanlış olmasın) insan galatasaraylı bir neferse niye olmasın. ^^
gittiğim spor salonunun kuytuda kalan kapısında simsiyah bir fırlamayı besleyerek gerçekleşirdiğim eylem. izbandut gibi tipler de sevdiler çılgını. hatta salon sahibi feim abi sağ olsun benden daha çok benimsedi keratayı. adı da "maskot" bu arada; salonun logosu değiştirilecekse o logoda kesinlikle kaslı maslı bir kedi çizimi olacak, kesin.
gelelim maskot'a; aşırı insancıl, bol uykucu, göbek sevdirme manyağı, sıfır tırnak çıkartmalı (arada zevkten sivriliyor ama arada) dünyalar sevimlisi bir 8 aylık vanta black kedi. evi ve evinin içinde yumuşacık minderi falan da var.
zaman zaman kedi gibi yaşamanın gerekliliği; fazla düşünmeden sadece ye - eğlen - uyu triosunu uygulamanın bünyeyi fabrika ayarlarına döndürdüğü gerçeği. her zaman ol(a)masa da arada yapmak şart.
o da bir şey mi? gözleri daha açılmamış bilmem kaç saatlik fırlamaya "thor" diyen var. kedilerin zamanında mısır'da tapılası canlı statüsünde olduğunu düşünürsek, iskandinav mitolojisini bir kediye yanlamak çok da yanlış bir iş olmasa gerek.
ayrıca aslandır tabii, sahibi olduğu (kedinin sahip olduğu, yanlış olmasın) insan galatasaraylı bir neferse niye olmasın. ^^
gittiğim spor salonunun kuytuda kalan kapısında simsiyah bir fırlamayı besleyerek gerçekleşirdiğim eylem. izbandut gibi tipler de sevdiler çılgını. hatta salon sahibi feim abi sağ olsun benden daha çok benimsedi keratayı. adı da "maskot" bu arada; salonun logosu değiştirilecekse o logoda kesinlikle kaslı maslı bir kedi çizimi olacak, kesin.
gelelim maskot'a; aşırı insancıl, bol uykucu, göbek sevdirme manyağı, sıfır tırnak çıkartmalı (arada zevkten sivriliyor ama arada) dünyalar sevimlisi bir 8 aylık vanta black kedi. evi ve evinin içinde yumuşacık minderi falan da var.
kedi dişiyse, "nabersin piremses" demek; kedi erkekse, "napıyon len aslan parçası" çekmek de sevmeye dahildir. paket olarak icra edilir zaten bu eylemler bütünü. biri yoksa ritüel eksik kalır zannımca.