edebiyat ve kedi
kedi denen canlı her yazara lazımdır. varsın kitap okurken kuyruğunu yazarın ağzına soksun, yazarken kağıtları yolsun, klavyeyi totosuyla kaplasın, mühim değil. ilgi alıp, ilham verendir. çoğu esere de direkt girip oturmuştur. alice’e gökyüzünden gövdesi olmadan gülümser, usta ile margarita’da şeytanın avukatlığını yapar..vs, vs.
kara kedi
her yerde karşıma çıkandır. evdeki kızımın, mahallede beslediğim toraman’ın rengidir. kim neye inanmak isterse inansın ama benim için şansın dibidir.
yazarların kedileri
iki nar tanesi nur tanesi de bende. bir siyah, bir sarman. kızımız hamile kalıp banyoda doğurunca eve kapaklandı, oğlumuzu 4 haftalıkken bahçede bulduk. amaçsız gezdiğini sanıyorduk ama kısa sürede onun da amacı belli oldu! isimleri sırnaş hanım ve spike.
sokak hayvanları
mahallenin tuzu, biberi, kekiği, defnesidir. her biri ayrı karakterdir. onlar olmadan daha duyarsız, daha renksiz, daha da betona gömülüyüz işte.
evcil hayvanların çocuk gelişimine katkısı
hayvan sahibi olmak çocuğa evrenin merkezi olmadığını, diğer canlılara, gezegene saygı duyması gerektiğini pedagoglara bayılan paralara göre daha ekonomik ve daha eğlenceli anlatma yoludur.
kedi sözlük
şapşahane fikirdir. kadı kızını beğenmeyenlerle dolu benzerlerinin aksine, kediyle ilgili her şeyi beğenenlerin toplanma mekanı olacaktır.