turunc

Durum: 8 - 0 - 0 - 0 - 11.12.2018 14:14

Puan: 104 - Çaylak Kedici

6 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazarkedi.

0

kediyi özlemek

son iki aydır iliklerime kadar hissettiğim derin özlem. oğlum turunç 17 ekim akşamı camdan düştüğünden beri klinikte tedavi görüyor,iş çıkışı görmeye gidiyorum. klinik kapanıncaya kadar seviyorum ama onu evime götüremiyor olmak her gün daha çok ağlatıyor.tedavisi ve sağlığı için orada olması tek tesellim .

veteriner fobisi

veterinerimiz evimize geldiğinde depreşen fobi, benim yanında olmamdan mıdır,evinde olmanın öz güveninden midir veteriner merhaba diyemeden turunç kabarıp tıslıyor. biz kliniğe gittiğimizde ise bildiğin kuzu oluyor.

yavru kedi göbüşü öpmek

bu başlığı okurken bile insanın içine sevgi dolduran muazzam duygu. yavruyken bol bol öpmek lazım zira büyüyünce asla izin vermiyorlar.

yazarların kedilerden sonra en çok sevdiği hayvan

kesinlikle atlar, derin bakışlar, hisli tavırlar,hem alçak gönüllü hem gururlu duruşları beni benden alıyor imkanlar izin verse kesinlikle at sahibi olmak isterim.

kedilerin sabaha karşı gelen sev beni krizleri

genellikle sabah 5 de olan durum, önce sevimli uyandırma tavırları sergilemek ile başlar, siz uyku sersemi iki kaşır geri uykuya dalarsınız. kedi delisi bununla yetinir mi? asla. ayaklara doğru gidilir ve ilk denk gelen parmak hunharca ısırılır. o his ile zaten açılan uykunuz ile kedinizi öyle bir seversiniz ki pişman olur çocuk

yazarların kedilerinin isimleri

benim oğlumun adı bir sarman yakışıklısı olarak turunç.

kedilerin en sevdiği oyuncaklar

sigara paketleri, sehpanın üzerinde duran paketler sabahları kayboluyor. bulduğumuz yer ise koltukların altı, sağlıklı yaşam mücadelesi veren bir kedimiz var

kedi insanı

kendisinin kakasından , mamasına aşkla bahseden, kedi çocuğu hakkında konuşurken ağzı istemdışı ayrılan kişidir. kedi insanı çalışıyor ise akşam eve gitsem de çocuğumun göbeğini öpsem düşüncesi hep aklımdadır. birde telefonun heryeri kedi çocun resimleri ile doludur.
Henüz hiç başlık açmamış.

üzüm ve diğer şeyler

yaşar murat taşkalenin önce sosyal medya sayfası olarak açtığı daha sonra kitap haline getirdiği diyaloglar. artık eskisi gibi paylaşım yapmadığı için kızları özlüyor olsak da eski gönderilere bakıp hasret gideriyoruz. kitaptan rastgele bir sayfa açmak bile can sıkıntısına bire bir.
bonus:

sözlük yazarlarının kedili anıları

geçen yıldı sanırım, ( önceki yılda olabilir emin olmak için önce fotoğraflara baksam iyi olurdu ama üşendim ) sonbahar sonları. sokak kedilerimizden biri mevsim olarak kötü bir zamanda yavrulamıştı, havalar soğuyordu, bebeklerini taşıyıp bize getirdiğinde kaçınılmaz olarak perişan haldeydiler. getirdiği anı da hatırlıyorum, sanki, bunlarla ne yapacağımı bilmiyorum der gibi teker teker getirip ayaklarımın dibine bırakmıştı anne kedi. onlara yer ayarladım, önce bahçede. fakat bahçede yaşayan kedilerle temas etmesinler diye sonrasında çatıda güvenli bir alana yerleştirdim. tedavilerine başladım. bir akşam küçük çaplı bir fırtına patlak verdi, hızlı bir yağmur başladı önce. bebekleri ve anneyi kısa süre önce kontrol ettiğim ve yuvalarını yağmur rüzgar almayacak şekilde konumlandırdığım için rahattım. koltukta uzanmış tv izliyorum. ama hava gittikçe kötüleşti, şimşekler çakıyor yağmurun sesi ürkütücü oluyor giderek. camdan hızlıca bir sokağa baktım ki aman allahım resmen sel akıyor. hemen bir el feneri alıp çatıya gitmek için koşarcasına evden çıktım. tam çatı kapısına açılan merdivenleri yarılamıştım ki bir patlama sesi geldi ve elektirik gitti. çatı kapısını açmamla anne kedinin içeriye doğru atılması bir oldu. bebeklerden ikisi yuvadaydı onları kapıp koynuma yerleştirdim diğer ikisini aramaya başladım. çatıyı çevreleyen 1 metre kadar duvarlar var, o duvarın bir köşesine yaslanmış boş saksılar bahçe aletleri vesairenin olduğu yerde buldum yavruları ama ben tutmaya çalıştıkça onlar derine doğru çekiliyor. tuttuğum iki bebekte korkuyla tırmalayıp duruyor, sırılsıklam olmuşum, şimşek çakıyor falan. onları bırakıp iki bebeği dairenin giriş kapısına bıraktım ve dönüp öyle böyle sırılsıklam olmuş iki yavruyu da çıkarıp hepsini bir araya topladım. içeri girip havlu yatak vs alıp kapımın önüne kurutup yerleştirdim hepsini. mama ve sularını da koyup içeri girip üstümü değiştim. bu arada benimkiler de korkudan yatağın altına girmişler. onları sakinleştirmek için konuştum biraz, mumları yaktım, hava biraz sakinleşti, zaten elektirik de olmayınca erken yatıp uyudum. sabah kalkıp oturma odasına girdiğimde gördüm ki kediler belki de hayatımı kurtarmıştı. yada ciddi bir yaralanmanın eşiğinden dönmüştüm. o gecenin ertesinde neredeyse herkesin bazı elektronik eşyaları bozulmuştu. benim modemim ve tv cihazım mefta olmuştu misal. neyse, fotoğraf aynen şu. uzanıp tv izlediğim koltuğun tam da arkasındaki duvara televizyonun olduğu yerden yani tam karşıdan patlayan bir piriz çarpmıştı. duvarda sadece prizin kenarları kalmıştı, içindeki yuva patlayarak fırlamıştı. açıya baktığımda tam da başıma veya yüzüme isabet edecekmiş eğer orada oturmaya devam ediyor olsaydım. eğer korkup o havada çatıya çıkmayı göze almasaydım kediler ıslanacak ve biraz daha hasta olacaklardı ama beni daha kötü bir akıbet bekleyecekti. sonrasında bebekler iyileşti, yuvalandı anne kısırlaştırıldı ben de sağlıklıyı ve hayattayım, muhtemelen sayelerinde.

sözlük yazarlarının kedili anıları

bu gün elimde dosyalar ofisin kapısını zar zor açtığımda, kehribar gözlü - simsiyah muhtemel 8-9 aylık bir sıpa ‘eeee müdür naber ya? görüşemiyoruz bayadır! he bi zahmet olmasın da sana, sen bir yaş mama koyuver yine de’ rahatlığıyla içeriye girdi ve ayçöreği stayla(!) olarak koltuğa yapıştı. git diyemedim ve ‘ömö börösö öfös ködö sövmök zöröndö döğölöz!’ ergenleri ile uğraşmamak ve paşamı rahat ettirmek için, ‘oy çok işim var, yetişmiyor, ay-oy-vah-tüh (!)’ ünlemleri ile ofisimden uzak tuttum herkesleri. hatta parmak ucumda yürüyüp ses çıkarmama, klavyeye ses çıkarmaması için ricacı olma vs. eylemlerinde bulundum. çörek bey uyudu uyudu uyudu, uyanıp yemek yedi sonra yeniden uyudu, uyudu, uyudu ve keyfi gelince uyandı, biraz seveyim seni talebime ‘ne münasebet? altı üstü ofisinde 1 gün uyudum diye beni sevebileceğini nasıl düşünürsün? al sana tırmık hain insan ’ dedi ve bende anısını bırakarak beni terketti! kendimi çok kullanılmış hissediyorum sözlük! ama yarın yine gelir mi diye düşünüp heyecanlanmadan duramıyorum. çok çaresizim!

sözlük yazarlarının kedili anıları

biz daha neler olduğunu anlayamadan, mahalledeki tüm erkekleri evin içine doldurmuş gebe kalmış lokum kızım. doğumdan bir gün önce kucağıma yatıp saatlerce karnını okşatmıştı bana ( lokuma 2 dakikadan fazla dokunmak yürek gerektiren bir şeydir) ertesi gün eve gittiğimde, girişteki dolabın çekmecesini çekip arkasına doğum yapmış. ayak altı olduğu için tedirgin olup yatak odasına yer hazırlamıştım. önce yavrunun birini odaya taşıdı tam da ortalık yere, sonra bana gelip deli gibi miyavlamaya başladı. tabii yeni doğum yaklaşmamaya çalışıyorum bende. en sonunda beni odaya çağırdığını anladım. taşıdığı yavrunun başına beni dikip diğerlerini de taşıdı. çok duygusallanmıştım o an. evet anladım ki beni seviyordu lokum.

veteriner fobisi

2 aylikken veterinerden sahiplendigimizde herşey normaldi.. belli araliklarla goturup asilarini yaptiriyorduk, tirnaklarini bile kestiriyorduk.. 5 aylikken parazit damlasi icin goturdugumuz farklı bir veterinerde 'vakti gelmis kuduz asisini da yapalim' diyen stajyere guvenmeyecektik.. hayvani uzun sure o ortamda tuttu sonra da yapamayacagini anlayinca 5 kisi uzerine cullandilar, havada ucusan tuyler, bas bas bagiran bir kedi, veee gelsin travma.. kizimi asla veterinere goturemiyoruz.. baska hayvanlarin kokularindan midir yoksa o gun orada ona yasatilanlardan midir bilinmez ama iceri girdiginde taninmayacak hale geliyor.. 1,5 yasinda kisirlastirdiktan sonra almaya gittigimizde, boyle kedi gormedik nasil bir hayvan bu diye dert yandilar.. 4 yasina gelmek uzere ve parazit damlalarini evde sadece ben yapabiliyorum.. var mi bir caresi acaba?

kedinizin uyumayı sevdiği yerler

evdekilerin yoğun kullandığı neresi varsa orası, bilgisayar koltuğum, salondaki sallanan koltuk. bu koltuklar en spesifik yerlerde ve en konforlu yerler evdeki. illa gidip oralarda uyuyacaklar. kaldırması bir yığın dert oluyor, kalk diyorum kalkmıyor, en sonunda sandalye getirip koltuğu hafif çekip öyle oturuyorum bilgisayara. keyfi gelip kalkarsa geri alıyorum sandalyemi

Toplam entry sayısı: 8

yavru kedi göbüşü öpmek

bu başlığı okurken bile insanın içine sevgi dolduran muazzam duygu. yavruyken bol bol öpmek lazım zira büyüyünce asla izin vermiyorlar.