geçen yıldı sanırım, ( önceki yılda olabilir emin olmak için önce fotoğraflara baksam iyi olurdu ama üşendim ) sonbahar sonları. sokak kedilerimizden biri mevsim olarak kötü bir zamanda yavrulamıştı, havalar soğuyordu, bebeklerini taşıyıp bize getirdiğinde kaçınılmaz olarak perişan haldeydiler. getirdiği anı da hatırlıyorum, sanki, bunlarla ne yapacağımı bilmiyorum der gibi teker teker getirip ayaklarımın dibine bırakmıştı anne kedi. onlara yer ayarladım, önce bahçede. fakat bahçede yaşayan kedilerle temas etmesinler diye sonrasında çatıda güvenli bir alana yerleştirdim. tedavilerine başladım. bir akşam küçük çaplı bir fırtına patlak verdi, hızlı bir yağmur başladı önce. bebekleri ve anneyi kısa süre önce kontrol ettiğim ve yuvalarını yağmur rüzgar almayacak şekilde konumlandırdığım için rahattım. koltukta uzanmış tv izliyorum. ama hava gittikçe kötüleşti, şimşekler çakıyor yağmurun sesi ürkütücü oluyor giderek. camdan hızlıca bir sokağa baktım ki aman allahım resmen sel akıyor. hemen bir el feneri alıp çatıya gitmek için koşarcasına evden çıktım. tam çatı kapısına açılan merdivenleri yarılamıştım ki bir patlama sesi geldi ve elektirik gitti. çatı kapısını açmamla anne kedinin içeriye doğru atılması bir oldu. bebeklerden ikisi yuvadaydı onları kapıp koynuma yerleştirdim diğer ikisini aramaya başladım. çatıyı çevreleyen 1 metre kadar duvarlar var, o duvarın bir köşesine yaslanmış boş saksılar bahçe aletleri vesairenin olduğu yerde buldum yavruları ama ben tutmaya çalıştıkça onlar derine doğru çekiliyor. tuttuğum iki bebekte korkuyla tırmalayıp duruyor, sırılsıklam olmuşum, şimşek çakıyor falan. onları bırakıp iki bebeği dairenin giriş kapısına bıraktım ve dönüp öyle böyle sırılsıklam olmuş iki yavruyu da çıkarıp hepsini bir araya topladım. içeri girip havlu yatak vs alıp kapımın önüne kurutup yerleştirdim hepsini. mama ve sularını da koyup içeri girip üstümü değiştim. bu arada benimkiler de korkudan yatağın altına girmişler. onları sakinleştirmek için konuştum biraz, mumları yaktım, hava biraz sakinleşti, zaten elektirik de olmayınca erken yatıp uyudum. sabah kalkıp oturma odasına girdiğimde gördüm ki kediler belki de hayatımı kurtarmıştı. yada ciddi bir yaralanmanın eşiğinden dönmüştüm. o gecenin ertesinde neredeyse herkesin bazı elektronik eşyaları bozulmuştu. benim modemim ve tv cihazım mefta olmuştu misal. neyse, fotoğraf aynen şu. uzanıp tv izlediğim koltuğun tam da arkasındaki duvara televizyonun olduğu yerden yani tam karşıdan patlayan bir piriz çarpmıştı. duvarda sadece prizin kenarları kalmıştı, içindeki yuva patlayarak fırlamıştı. açıya baktığımda tam da başıma veya yüzüme isabet edecekmiş eğer orada oturmaya devam ediyor olsaydım. eğer korkup o havada çatıya çıkmayı göze almasaydım kediler ıslanacak ve biraz daha hasta olacaklardı ama beni daha kötü bir akıbet bekleyecekti. sonrasında bebekler iyileşti, yuvalandı anne kısırlaştırıldı ben de sağlıklıyı ve hayattayım, muhtemelen sayelerinde.