cat people - kedi kız. ilki 1942 yılında çekilmiş, daha sonra 1982 yılında yeniden çekilen bir fantastik korku filmidir. 1982 yılında çekilen versiyonunda başrollerinde nastassja kinski oynamıştır. filmde bahsi geçen kediler bildiğimiz kedilerden ziyade kedigillerden leopara dönüşen insanların hikayesini anlatmaktadır. 1982 yılındaki filmin aynı isimdeki tema müziğini de david bowie seslendirmiştir. (bkz:kedili şarkılar) bu filmi küçük yaşlarda iken izlemiştim ve bazı ürkütücü sahneleri nedeniyle aylarca etkisi altından çıkamamıştım.

fragman

yeni sözlük yazarımız. aramıza hoş geldiniz.

eski zamanlarda, köylerde özellikle kedisi olmayan ev yokmuş. ne aşı ne veteriner kontrolünün olmadığı o zamanlarda hiç değilse bu insanların üçte birinde sistematik olarak bu kistin olması gerekirdi. mesela ben 4 yaşıma kadar köyde yaşadım ve evin kedisini de yavrularını da bir yemediğim kalırdı, onlarla uyur onlarla uyanırdım. konuşmaya başladığımda en çok kurduğum cümle " yavrularım gelin" miş. bu yaşıma kadar da kolay tedavi edilebilir bir mantar enfeksiyonu dışında kedilerden herhangi bir hastalık kapmadım. ama belki kırk defa çevremde ki insanlardan şu cümleleri duydum " doktor kedi, köpekten mikrop kapmışsın " dedi, " doktor rahat nefes almak istiyorsan kedilerden uzak dur" dedi vb. acaba kaç tane veteriner hekim veya hayvanlarla ilgili sektörlerde çalışan insanlara denk gelmiş bu doktorlar merak ediyorum. nedense hep hayvanlardan uzak yaşayan insanlara koyuyor bu teşhisleri doktorlar.

sahiplenmek istediğiniz kedinin muhakkak özelliklerine bakın. buradan istediğiniz kedilerin hem özelliklerine bakıp hem de ücretsiz şekilde sahiplenebilirsiniz https://sahipleniyorum.com/4/kedi

ah ah ne güzeldi o zamanlar. sağlığa zararlı kumlar çıkmamış henüz. yoksa silikaymış, parfümlüymüş hem doğaya hem kediye zararlı tiksinç kumlar yok. kedi eve hapis değil, geziyor dışarıda geliyor eve tekrar. veterinerler daha uygun fiyatlı. yok kedi kuaförüymüs kedi oteliymiş falan gibi kapitalizmin ele geçirdiği bir hayvanseverlik sektörü oluşmamış. herkes sokağında kedilere bakıyor, kedileri kovalayan teyzeler bile naif sen düşün artık, oynama şu kediyle diyor torununa ama o yokken mama veriyor. hey gidi hey hey hey. 90 larda da şimdide değişmeyen gördüğüm ilk şey kediyi hırpalayan, taş atan, zarar veren çocuklar. bu çocukları kim üretiyorsa o fabrika kapanmalı. 20 seneden fazla oldu hala aynı çocuklar ortalıkda. bu çocukların azotunu, oksijenini tam koyun böyle olmasınlar. sonra denk gelince tokatlıyorum ailesiyle problem yaşıyorum, ailecek gelip beni hırpalıyorlar.

en güzeli hayvansever güvendiğiniz bir arkadaşınız veya dostunuzdur. böylelikle gözünüz arkada kalmaz. bir de evinize yakın yaşıyorsa verin yedek anahtarınızı, kedinizin (kedilerinizin) düzeni bozulmasın.

en iyi halle berry tarafından canlandırılmış karakterdir.lenny kravitz'in kızıda fena altından kalkmamıştır rolün .

nora canım benim ya, nasıl da genellemeler yapmışsın, ne kadar düşünceli bir hayvanseversin sen. tüm hayvanseverler aynı şeyleri düşünüp hemfikirler sanıyorsun. o gün geldiğinde kadıköy protestosunda bizzat tanışalım isterim. böyle entrylerle olmaz bu işler. seninle hayvanseverliğimi yarıştıracak değilim.

tamamına katılmasam da yasayla ilgili değişmesini ve ilave edilmesini istediğim maddeler var. o yüzden orada olmaya çalışacağım.

istanbul

kedicilere, kediseverlere, kedi camiasına, hayvanseverlere hayırlı olsun. tanıdıklarımızı sözlüğe davet ederek kayıt olmalarını sağlayarak, siteyi etkin bir hale getirmek oldukça önemli. yeni bir platform olduğu için desteklemek şart.

çabasız güzellik ve zarafet.

lifalif'e tapınıyor bizimki. rahat rahat diyet de yaptırmıyor, çocuktan kaçıra kaçıra yiyorum. onun haricinde yoğurt ve kefir.

gümüş ve egede iki gündür bitip tükenmek bilmeyen bir gaz var. yetmezmiş gibi bende de aynı gaz söz konusu. hep beraber soğuk aldık sanırım evde. dün gece yatmadan elektrikli battaniyemi takıp yatağımı iyice ısıttım, sonra kapatıp içine girdim. ege sağ kolumun gümüş sol kolumun altına geldi yorganın içine. yatağa girdikten on dakika sonra benden gurk gurk kedilerden fırk fırk sesler gelmeye başladı dedim noluyoruz. meğer üçümüzün de karnı ısınınca bağırsaklar harekete geçmeye başlamış. allahım üçümüz de bir osuruyoruz bir osuruyoruz ama tam absürt komedi. sırayla ege ben gümüş ege ben gümüş. bi süre osurduktan sonra hepimiz hidayete erdik ve gurlaya gurlaya uyuduk. bu da böyle bir anımdır.

türkiye'ye endemik, dünya'nın başka yerinde bulunmayan biyotik cevherlerimiz.

vio bey ilk kedim olduğu için sözlük yazarlarından tavsiye beklediğim durumdur. var mı ya bi taktiği?

içine sığıp sığamayacağına aldırış etmeden sadece kafasını sokmak suretiyle bile olsa o kutulara girmek şart. tek bir patisi girse de olur. benimki bir zaman sonra sıkılıp kenarlarını kemirmeye, kutuyu parçalamaya başlıyor.