geçen gün okuduğum bir makalede kedilerin neden bu sesi çıkardığının henüz bilimsel olarak çözülemediği yazıyordu, yani kedi şu yüzden bu sesi çıkarıyor diyemiyoruz şu ana kadar ki araştırmalarda. çok şaşırtıcı değil mi
kimisi kızgınlığa hiç girmeden yaptırmayı öneriyor ancak veterinerimiz organ gelişimi için daha faydalı olur dediği için dişi kedimizi 11 aylıkken kısırlaştırdık. ilk gün onun için zorlu bizim için üzücü geçti ancak 3. günden sonra iyice toparladı.
kediye bakabiliyorum. ama kendime bakamıyorum.
bana bakabilecek taliplerime sesleniyorum.
mümkünse mavi kedici olsun.
buradan esra erol'a sesleniyorum.
son birkaç senesini sayısız kediyle içli dışlı geçirmiş biri olarak, doğruluğuna kesinlikle katıldığım durum. bir kere "kedi" deyip genellemek zaten imkansız. zeka farkı olmasa dahi hepsinin kendine has bir karakteri var. çocuklarımdan biri (ankara kedisi - sarman melezi bir beyefendi olur kendileri) çoğu zaman öyle hareketler sergiliyor ki, küçük bedeninin içinde bilge bir insan sıkışıp kalmış gibi hissediyorum. ve onunla biraz vakit geçiren kedi seven/sevmeyen herkesin ortak paydada buluştuğu bir cümle var: "bu kedi sizin aranızda insanlaşmış." halbuki bir de sarman kızım var ama onda o derece zekaya dair hiçbir emare yok (kurnaz ve bir parça da fesat olmasını zekâdan ayrı tutuyorum)
oğlumun anlatmak isteyip de anlatamadığı hiçbir şey olmadı bugüne dek. bazen farklı çeşit miyav sesiyle, bazen bakışlarıyla ifade eder her şeyi. saklambaç oynuyoruz, saklanmayı ve sobelemeyi biliyor. kelimeleri çok ciddi bir yetenekle aklında tutup ne anlama geldiğini ezberliyor. kumunu değiştirmeyi unutuyorum, gelip bunu hatırlatıyor. ve belki inanması çok güç ama, beni ve kendisini bir ekip olarak görüp, evde geri kalan herkesi bana ispiyonluyor. birisi izinsiz bir eşyamı ellerse, normalde hiç yapmadığı şekilde bir ses çıkarıp beni o eşyanın yanına götürerek burnuyla dokunarak işaret ediyor. sonra da elleyen kişiyi işaret ediyor başı ve gözleriyle. o kişi o an orda değilse, onun yanına götürüyor beni. bunu defalarca yaptı. ve her seferinde de anlatmak istediği konuda haklı çıktı. bunun gibi daha bir çok şey.. belki de bunlar çok önemli şeyler değildir, kimbilir.. ama insan bir kere kedi aşkına yakalanmaya görsün işte...
zaman yaratıp birlikte oyunlar oynamak şart, çünkü oyun kedilere ilaç gibi gelir. ben kedilerimle en fazla topla oynama, olta ile kedi tutma ve yorgan/battaniye/çarşaf altında el yakalamaca oynuyorum.
ıki dilegim vardi o ruyayi gorene kadar biri işimle ilgili biride sevdigim adamla ilgili ama tabi adamın benden haberi yok.. tam bir platonigim 2 yıldır bende twitterda ekli ama diger yerlerde eklemeye bile cesaret edemiyorum hic komusmamisiz. ayni zamanda işimin olmasi icin cok ugrasiyorum ama onumde cok fazla engel var..
ruyamda bir yerdeyim sahil kenari heryerde palmiyeler var atindan bir kumsal altin taneleri var heryerde tek basimayim ada gibi, yurumeye basladim eski bir ev buldum baya yıkık dökük iceri girdim icerisi altin.. esya yok sadece yerde altin bir sandik var sandiga gittim actim icinden bir zarf cikti. zarfta benim adim vardi birde dua, yazanda suydu; "en cok istediğin seyi dile ve bu duayi oku" bi an durdum iki dileğim var ama tek bir sey dilemeni istiyor salak gibi gittim askimi sectim.. duayi okudum ve uyandim ogun sevdigim adamla karsilastik konustuk ama ben sok oldum tabi benimle kendisi konusmak istedi heryerden ekledi ve ogun sabaha kadar mesajlastik sonrada 4 yil suren bir iliskimiz oldu ama sonunda bitti tabi.. bitmeden once ruyamda, odamda iki koyunu kesilmis vaziyette gordum ogun anladim aslinda bozuldugunu herseyin bayada kotu bitti zaten.
özel izinle türkiye'ye 15 ocak 2017'de getirilen ve yarışmaya katılan serval türü kedi *.
servalleri cins kedi olarak tanımlamak doğru sayılmaz. servaller ev kedilerinden ırk düzeyinde değil, tür düzeyinde farklıdır. serval başlığına bakabilirsiniz.