alınan kediler scottish fold gibi genetiği ile oynanmış, sırf süs olsun diye üretilmiş ve bu yüzde. eklemlerinde hastalık olan kediler olduğu için tepki de büyük oluyor satın almaya karşı. ben de karşıyım ama ben sahiplenmeye de karşıyım. o hashtagler “satın alma sahiplenme, evlat edin!” olarak değişse iyi olacak. çünkü mal satın alınır, mal sahiplenilir. ve hayvanlar mal değildir!!!
bende hep cins kedim olsun istedim ama kapımın önüne gelen minnak tekiri sahiplenmek daha güzel oldu ve çok yakışıklı bir tekirim var ha satın almak da bi seçenek ama dışarıda bir sürü yardım bekleyen can olduğu sürece çok da satın alınması taraftarı değilim
bence tamamen şahsi bir tercih ve tartışmaya kapalı bir konu. sıfenks kedisi isteyen biri tabiiki satin alacak ancak tekir veya sarman isteyen parklardan bahcelerden alabilir
hiçbir zaman anlayamayacağım eylemdir. cümlelerimi sıraya nasıl koyabilirim onu da bilmiyorum. cins kedi sahiplerine elbette denk geldim hep içlerindeki o tanımlayamadığım eksikliğe sahipler hayvan sevgisi adına. sizi bilmiyorum ama benim gözümde tüm kediler hatta köpekler tüm canlılar birdir. işkence çeken herhangi bir hayvan videosu mesela denk gelmiş olsam kazara günlerce uyku uyuyamam. cins kedi yetiştiricisi deniyor satmak kelimesinin çirkinliğini bastırmak adına. bir arkadaşım var sürekli cins kedi alım satım bir şeyler yapıyor çok muhabbetine girmiyorum fakat ben ne zaman kedilerimden bahsetsem yeni sezon görsellerini koyuyor hemen gözümün önüne minik minik cins yavrular nasıl para alıyorsun bunun karşılığında diyorum onun maması ne kadar biliyor musun diyor yani ben bu düşünceyi anlayamıyorum gerçekten. peki diyorum spermin kalitesiyle oynayalım en mükemmel spermi seçelim senden dna’ya bir iki rötuş eşine enjekte edelim ve bunlar ikiz olsun öyle ayarlayalım sonra o mükemmel çocukları satalım ne dersin ?? ya da şöyle düşünmeni istiyorum yaşadığın şu dünyada cebindeki parayla neler alıyorsun ? kadına adama ya da bir anneye para verip duygusal ihtiyacını karşılıyor musun? ki eğer duygusal açıdan bir can istiyorsan yanına pekala bunu bir canı iyileştirip onu evlat edinerek de yapabilirsin. zira kaşı gözü düzgün diye bir kadın ya da bir erkekle evlenmekten farkı yok. demek istediğim şu ki cins kedi sevgisi yüzeyseldir arkadaşım, sen bir hayat kurtarmıyorsun sen kendi egonu tatmin ediyorsun. her kedi mükemmeldir her biri farklı karaktere sahiptir. satın alma sahiplen!
kedilerden çok korkan biri olarak bundan üç yıl önce tv'de umut'u gördüm. böyle bir canı doya doya nasıl sevemedigimi,neden korktuğumu sorguladım. kafaya koymuştum, kedi sahibi olacaktım. zor oldu ama kesin kararımı verdim. ömürlük bir yuva olmak istedim. korkumu yenebilmek adına, genel kanı olarak sakin bilinen bir tür tercih ettim. karşıma scottishfold cıktı her araştırmamda. gittim ve aldım. ıkıncı kedimi ise sokağa atılmak üzereyken sahiplendim. şimdiki duygularım ve kedi sevgim o zaman olsaydi, zamanında elbette ben de para vermek istemezdim. ama geriye dönüp bakınca da, iyiki kızım fondü var diyorum. o olmasa dünyam çok farklı ve eksik kalacaktı.. benim için korkularımı yenmenin ve dünyanın en güzel duygusunu tatmanın bedeli oldu zamanında verdiğim para. şimdi karşıma çıkan tüm kedilere bir şekilde vefa borcumu ödemeye calisiyorum.
*insanların birbirini kedilerinin cins olup olmaması, sahiplenmiş yada satın almış olması ile yaftalamaya çalışması bana saçma geliyor. herşeyin başı 'sevgi'. her canlı sevilmeyi hak ediyor.
her kedi bence cok özeldir ve paha bicilemez.onlarin da kişilikleri var.karakterleri var.para verip alanlara cok kızıyorum.o kadar cok sahiplenilecek klas kediler var sokaklarda.insan can dostunu parayla alir mi yaaaa??
-parayla bebek bezi almaya karşıyım. çünkü ben bir bebek bezi severim.
-parayla oyuncak almaya karşıyım. çünkü ben bir oyuncak severim.
-parayla süt almaya, ekmek almaya karşıyım. çünkü ben bir baba severim.
-parayla reyonlarda kırmızı et satılmasına karşıyım. çünkü ben hayvan severim...
hayvan severim mi? nasıl ya... ters giden bir şey var... yanlış bir şey mi yazdım... dur bakayım...
merhum barış manço'nun bir parçası aklıma geldi. lahburger. sanki böyle bir kaos var hayatta. ama o kaos ne olursa olsun, sonunda hep bir lahburger bebek doğuyor.
bildiğim bir şey var. bir gün hayvan severler parayla kedi satılmasını yasalaştıracaklar. buraya yazıyorum. o zamana kadar iyi seyirler.
kuş bakacaksanız sokaktan serçe, karga, kırlangıç falan yakalayın. akvaryumda balık bakacaksanız dere ve göllerden sazan, kızılkanat falan yakalayın. fare için de küçük tarla fareleri var büyüklerine göre daha iyidirler. guinea pig tutkunuysanız da para vermeyip yaban domuzu alabilirsiniz.
#satinalmaevlatedin hastagiyle sesimi duyurmaya çalıştığım ve çok karşı olduğum eylemdir. hayvanlar bir eşya ya da mal değildir. bu ticareti yapan da alan da suçludur.
para ile yavrusunu satan biri dedi ki, " insanlar bedel ödemezse önemsemiyor. onun için para ile satıyorum " gerçekten sevmeyenler için geçerli sanki, ama benim için değil. hafif bir iç bulantısı ile ufaktan uzaklaştım kedi satıcısından.
kedi satın alanlar ile kedilere işkence edenlerin, tecavüz edenlerin bir tutulması gerçekten korkunç bir düşünce. bu düşünce tarzı ne yazık ki bazı hayvan severlerin maruz kaldığı bir deformasyon. hayvanları sevip, aralarından bazıları hayvanlara zarar veriyor diye tüm insanlardan ve çocuklardan nefret eden bir kişilik yapısına bürünüyorlar zamanla. bu ne kadar sağlıksız bir psikoloji ise, " kedileri köpekleri seviyorum, mutlu sağlıklı yaşasınlar istiyorum. ama alınıp satılmaları, o canlıyı sevmenin ön koşulunu tüy yapısı, göz rengi, kulak kuyruk şeklinin belirlemesi bence tamamen normaldir " demek de o kadar riyakar bir kişiliktir.
olumsuz sonuçları kabak gibi ortadayken bir yanlışlığı körü körüne savunup durmak yerine bırakın insanlar doğru önceliklerle sevmeyi öğrensin.
petshoplarda satilan hayvanlarin gozlerine bakin.
sadece mutsuzluk görürsünüz.
türkiyenin ciddi sorunlarindan biri de sokak hayvanlari.
hiç düşündünüz mü bu sorun nasil basladi ve nasil bu hale geldi.
yaşı 50 nin üzerinde olanlar bilirler, bizim cocuklugumuzda sokakta tek tük kedi kopek görürdünüz.
önce petshoplar açıldı ve sonra da şımarık cocuklara, şımarık sevgililere bir canlinin sorumlulugunu tasiyip tasiyamayacagina bakilmaksizin bir eşya gibi kediler , kopekler ve satilabilecek tüm hayvanlar hediye edildi.
sevgilisinden ayrilan atti sokaga hediyesini, şımarık cocuk ta bikinca atti sokaga.
sonrasini zaten tahmin edebilirsiniz.
petshoplar kesinlikle kapatilmalidir.
ve bir canli eşya gibi alinip satilmamalidir
candır,
her türlüsü candır.
gönül ister ki, sokaklardaki bebeklerden/canlardan sahiplenilsin alınsın,
fakaat,
"way efendim sen nasıl parayla hayvan alırsın" işine girersek çıkamayız.
birimiz der ki, "e petshop hayvanı da zor durumda",
ötekimiz der ki, "e sen satın almazsan satılmaz",
berikimiz der ki," hadi ben almayayım, oradaki canlar ne olacak?",
bu konu her yönden handikap maalesef.
ha şu olur, çıkar aramızdan bir babayiğit, girer meclise, konuşturur siyasi nüfuzunu ve çıkartır yasayı bir gecede;
"yarın sabah itibari ile ülke sınırları içindeki bütün petshoplar hayvan satışını durduracak ve ellerindeki bütün hayvanlar isteyenlere sahiplendirilecek ve bundan sonra hiç bir şekilde hayvan satışı yapılmayacak",
işte o zaman can baş üzerine.
yani kısaca ve naçizane demem o ki,
hükümete başvurunuz efendiler, çözüm aha tam orada.