sokaktaki kedileri seven kucağına alan insan

kucak her zaman olmaz ama selam vermeden geçmem.
hasta olanları _yani salyası akan, inleyen, mantarı olan, net halsiz olanları_ veterinere koşturup, hasta olmayanları da boyunlarından çenelerinden ve kafa üstlerinden öpmek suretiyle beni de yazın listeye.
sevilesi, güzel insandır.
eğer kaçmıyorsa hiç kaçırmam
hiç tereddütsüz kendini sevdiren/kaçmayan her kediyi gönül rahatlığıyla sevip kucağıma alabilen birisi olarak, bu eylemin en çok da sokak hayvanlarına yapılması gerektiğini savunanlardanım. evdeki pirüpak kedileri herkes sevebiliyor, mühim olan sokaktaki canlara sıcak bir dokunuşta bulunabilmek.
tanımadığımız herhangi bir insan ile iğrenmeden tokalaşabiliyor olup kedileri severken iğrenmek neden zaten?
hatta kucağıma alıp onlarla konuşuyorum çünkü kedileri manyaklarca sevmek.
bi de kafadan öperim.
neden igrenelim ki zaten hayvan sevmek sadece evde beslenilen hayvanlari sevmek degildir.
insanın insana dokunmasıyla akla gelen ilk şeyin artık sevgi olmamasıyla bir tereddüt yaşandığı için , sevgisini en saf haliyle dokunduğu hayvanlar aracılığıyla rahatça ve yanlış anlaşılmadan dışa vurabilen insandır.
benimdir. sever okşarım ama öpmem. sevmek demek, bilimum gözünle göremediğin bakteri ve virüsü yalayıp yutmak değildir.
(bkz:sokak kedisi severken karşılaşılan durumlar) dan bazılarını da yaşayabileceği için tedbirli olması gereken insandır.
hele kışın kedileri sevmeden geçilmez ki. sıcak karınlarını severken gurrrrr sesleri duydun mu değme keyfime
kedi dişiyse, "nabersin piremses" demek; kedi erkekse, "napıyon len aslan parçası" çekmek de sevmeye dahildir. paket olarak icra edilir zaten bu eylemler bütünü. biri yoksa ritüel eksik kalır zannımca.
maçka parkındaki çimlerde gördüyseniz ben:))