bahçeli evim olsaydı insanı

tam cümle şöyle; "bahçeli evim olsaydı aslında ben kedileri çok severim" veya "bahçeli evim olsaydı ben de kedi beslerdim"

samimi değilsiniz kuzum, kusura bakmayın. bir diğeri de şudur;

(bkz:kedileri çok seviyorum ama bahçeli ev lazım)
1 - bahçeli ev yok kedi yok, elde var sıfır

2 - bahçeli ev yok kedi var, elde var bir

3 - bahçeli ev var kedi de var, yeme de yanında yat
o insanların samimi hayvan sevgisine hiç inanmam .ama hem eve hem bahçeye girip cikabilen kedilerin daha mutlu olduklarını düşünüyorum bahçede bol bol egzersiz yapma şansları oluyor koşup oynayıp ağaca çıkıp bir iki böcek kovalayıp çimenlerde yuvarlanmalarina ne demeli kendi evimin bahçesi olsaydı da cikabilseydiler keşke tabii bahçe güvenlikli duvarlar la çevrili olmalı oradan dışarı cikmamali biliyoruz ki dışarıya çıkan korunmasız ortamlarda her kötü şey olabiliyor
önceden 4.katta otururdum. ılk ve 2.kedimle.
sonra su anki evimize tasindik.
bahceli , evde 4 kapida birkac kedimiz...
disarida olabilen hayvanin durumu baskadir. herkeste boyle sans yok biliyorum ya da belki secimler... sonucta daha uygun kiraya daha temiz ust katta oturabilirdim ama bilerek bahceli aradik.
cocuklar cikabilsin diye.
bahce guvenlikli ve guvenliksiz.
guvenliksiz olma sebebi bahce ile alakali degil kedilerle alakali.
kediler keşfetmeye bayilir.
önce bi her yere gittiler. bir gece site disinda caliliklarda bulduk bir oglumu. ölücem sandim.
ama yine de pisman degilim.
elimden geldigince onlari koruyorum gerisi tamamen hayata bagli.
acilarini elbet yasayacagim ki yasamaliyim önce onlar!
yoksa benden sonra kime emanet edebilirim.
en buyuk dert bu benim icin.
dilegim yasliliklarini gormek
umarim yasayabiliriz ama sunu soylemeliyim ki arkadaslar onlar özgur olsun. elinizden geldigince bunu saglamaya calisin. belki sonuclari kotu olabilir bir zaman.. ama soyle dusunuyorum elimden geleni yaparim sonrasi tanriya kalmis...
sevgiler
pati pati
''ayy kedileri ben de çok seviyorum bahçeli evim olsaydı bakardım ama evin içinde olmuyor işte'' cümlesini kuran insan tipi. ağzına tavayla vurulmayı hak eden cinsten. samimiyetsiz ve yalancı insan tipi. bihçili ivim ilsiydi diye konuşur ama arkanızı döner dönmez bunun evi pistir evde kedi mi olurmuş diye dedikodu yapar. bu insan tipini görür görmez çıkarın tırnakları ya da dönün arkanızı.
samimiyet yoksunu görünsek bile maalesef bu da benim görüşümdür. çünkü hayvanların kıl/tüyüne genel olarak alerjim var, tamamen sağlık durumumla alakalı. yoksa hayvanları genel olarak bizler de seviyoruz.
fazla beklenti içindedir.
evim bahceli disarida 8 evde 2 kedim var. daha once bahcesiz evimde 3 kedim vardi. bunun pek evle ilgisi yok beslemek isteyen her türlü besler
bahçeli apartmanımız vardı, betonlar içindeki sokakta hayvancıkların bir sığınak yeri oluyordu, biz de seve seve besliyorduk. koca apartmanda tek bir parazit insan mutluluğu bozdu. alabildiğimi kurtardım. tek bedduam şudur ki kediye taş atmaya teşvik ettiğiniz o torununuz ( hayır taş atmayalım ölürrr diye itiraz eden o çocuk) büyüyünce sıkı bir kedi dostu ve hayvansever olsun. evini kediyle (eşittir sevgiyle) doldursun. sen de huysuz aksi bi ihtiyar olduğunda şimdi hor gördüğün o kedileri mecburen sevmek zorunda kal, sonra da eskiden yaptığın ilkellikler için vicdan azabından kıvran.
bunu ben de söylerim.ama şu şekilde.bahçeli evim olsa,baahçesinde bir yok bir az olur iki köpek,birsürü tavuk olsa her sabah mis gibi organik yumurta yesem,sebze meyve yetiştirsem,salıncak olsa ağaca kurulanlardan ipli organik versiyon,sabah kahvesi akşam kahvesini kedoşum kucağımda,yanımda köpüşlerim,bahçemde çimlerin üzerinde içsem.mis gibi çimen kokusu,ağaç kokusu,toprak kokusu içinde,cırcır böceklerinin sesi kulağında gökyüzünü bol seyretmeli bir bahçe.offf canım çekti ya.
apartman dairesinde otururken kizimin evden cikmak istemesi ama asla imkan olmamasindan dolayi cok uzuluyordum, 2 sene sonra bahceli bir eve ciktik. simdi evde iki bahcede baktigim bir suru kedi var.. bence burada bahceden daha onemlisi arabalar.. adada araba olmamasi dolayisiyla rahatca bırakıyorum, yoksa bahceli olsa da istanbul trafiginin içinde bir yerde sanirim korkar ve cesaret edemezdim sokaga cikarmaya..
bahçeli bir ev de fena olmazdı hani :)
eskiden vardı. bir dönümlük bahçeli evlerin vardı. bir gün bir müteahit çıktı ve babanı kandırdı. bir dönüme 4 daire vereceğini söyleyip sana sorulmadan o bahçeli evi elinizden aldı. müteahit senin güzelim bahçeli evinin yerine apartman dikti.

yaşam alanın daraldı;
- eskiden bir dönüm bahçede hayvanlarla beraber yaşıyordun, şimdi her kata 4 aile sıkıştın kaldın.
-eskiden 250-300 metrekare gecekondusu vardı o bahçenin. şimdi150 metrekare daireli binaya lüks bina diyorsun.
- eskiden hepinizin bahçeli evi vardı ve komşuluk vardı. herhalde o algı trt1'in bizimkiler dizisi ile bozuldu. ondan sonra bir fulya başladı; apartman dairesi.