yazarların kedileri
2016'nın baharında (günü hatırllamıyorum) kedi sahiplendirmek istediğimi söylediğim bir arkadaşım bizim evin orda 2 tane var demesiyle birkaç gün sonra biri sarı beyaz diğeri siyah beyaz olan kardeş 2 kediden aldığım sarı beyaz kedim pışo.
bu ikisi bir evin önünde yatıp kalkıyor sürekli.anneleri ya köpekler tarafından ısırılmış ya da yılan tarafından.başlarda bunlara yiyecek vermişler sonra pişman oluyorlar.bana 2. kediyi dayatıyotlar fakat maddi imkanlar gereği mümkün olmadığı için almıyorum.
bunu ve kardeşini alıp evden getirdiğim mpor bir pazar poşetine koyuyoyoruö birkaç metre sonra siyah beyaz kardeşi yere bırakıp duygusuzca diğrrini rve götürüyorum.evden bir el havlusu ve kepeğe karşı hacı şakir şampuanı alıp damdaki hortumla bunu ılık suda yıkıyorum.sonra kuruluyorum ve çapraz yaptığım bacaklarımın arasına giriyor.o gün ve devam eden birkaç gün boyunca o şampuanın iğrenç kokusunu alıyorum.
yıkamakla iş bitmiyor.kedimizi alıyoruö pire var mı diye.abov 5 saat boyumca uğraşıp 20'den fazla pireyi 2 parmağımın tırnak yüzeyine bastırıp bunları öldürüyorum.
kedi ne yer ne içerki ?
ekmeği küp küp doğrayıp yoğurtla karıştırarak veriyorum yanında da su.
evde et mi var doyana kadar etle besler.genelde fazla pişirildiği için yaklaşık 1 tabak eti hergün biraz biraz veririm.
1 hafta boyunca yemekte et olmadığı vakit kıymetlimiz fare avlar ve yer.bunlar hep yavru olur hiç yetişkin yakaladığına şahit olmadım.
neyse çok yazdım sonra ekleme yaparım.
luna, siyam, 4.5 aylık kızım. bir tanıdığımızın kedişi hamileydi, 2.5 aylıkken antalya'lardan sahiplenip istanbul'a getirdim. yolda asla huzursuzluk çıkartmaması şaşırtmıştı çünkü insanlar yolculuğun kedi ile zor olduğunu söylemişti. yolda yemek için durduğumuzda yeni kedi sahiplenmiş biri ile tanıştık, kedisi yeri göğü inletiyordu resmen. o an luna'nın adaptasyon'u harika olan bir kedi olduğunu fark ettim. her şeye kolaylıkla uyum sağlar, hiçbir mama'ya burun kıvırmaz asla beni zorlamaz, herhangi bir değişikliğe hemen alışır, aşı yaptırmaya taşıma çantasıyla götürdüğüm halde kolaylıkla tekrar o taşıma çantasına korkusuzca girer, "gel"derim gelir, "mama" derim koşar, "hayır!" derim yapmaz (tabi ben yokken yaramazlık devam), gelir kucağıma oturur uyur, misafir çocuklara tıslar, o kadar farklı sesler çıkartır ki asla susmaz çook gevezedir, nazlı'dır, dünya'nın en meraklı kedisi ödülü benim kıza verilmelidir çünkü burnunu her şeye sokar, evde peşimde dolaşır tüm gün (benim de bir kuyruğum var, yok diyenlere ispatım büyük), asla tırnak çıkartıp zarar vermez hatta yanaklarımı falan tutar o minnak patileriyle, elimi bazen ısırır gibi yapar ben daha bir şey söylemeden kendisi hatasını anlayıp hemen bırakır (hatta elimi ısırmamak için kendisini sıktığına, elimi ısırdığı için kendisine kızıp miyavladığına şahidim), oyuncağı kaybolsa güzelce anlatır tam kaybolduğu yere gider patisiyle gösterir. uzun lafın kısası kedi değil insan besliyorum. bazen gerçekten içinde bir insan ruhu var diye düşünmüyor değilim.
bella'm 3 aylık. kendisinin en belirgin özellikleri gri, şeker gibi ve çok yaramaz olması, yalnızlıktan nefret etmesi.
kavin ilk goz agrim, ilk onunla tanıştım, bir hafta sonra pofuduk geldi, ilk görüşte ask oldu ikisi arasinda, bu yaz sonu 4 yasina girecekler. gecen yil nadinin gelmesiyle kavin çok sinir oldu, hala sinirli ama ne yapalim, nadini almamazlik edemezdim degil mi? nadin de bu yaz 2 yasinda olacak. hepsi de disi. 3 guzel kizim benim. maddi olarak yetsem 4 e de cikarim ama kavin zaten bu fikre pek sicak bakmazdi.
ucu de sokaktan, kavin i o minicik haliyle yagmur altinda, arabalarin geçtiği yerden almasalardi su an bilemiyorum... pofuduk da sokagin ortasında karsisina cikmis bir arkadasimin minikken, nadin ise babamlarin bahcede yanindaki delikanli arkadasiyla takilan naif, yemegini kaptiran masmavi gozlu bir kedicikti. tatilde tanistigimiz için annesiyle ucak yolculugu yapan, aktarma ucagi oldugu icin esenbogada 5 saat beklerken citi cikmayan bir dunya guzeli...
tigra 3 yaşında maine coon,yaşadığım şehirde bir hanım ablamızın vermesi gerekiyormuş bende o sıralar kedi sahiplenmeyi düşünüyordum,sonra bu hanım ablamız arkadaşlar yolu ile bana ulaşıp bizi kavuşturdu. :)
iki evladım var canımdan çok sevdiğim iki kardeş anneleri bir apartmanda doğuruyor apartmanın hayvansever teyzesi ona ve yavrulara bakıyor ama komşular istemiyor bina kapısını açık bırakıyorlar ki köpek gelsin öldürsün nitekim amaçlarına ulaşıyorlar anne ve diğer kardeşler parçalanıyor harry canım tekir oğlum kendi canını zor kurtarıyor sarman oğlum ron olayı görmüyor.
harry çok ürkek insan sevmez asla dokundurtmaz kucağa alınmaktan nefret eder canı isterse kendini de kırk yılda bir sevdirir
ron tam bir kucak aşığı gelir sarılır bütün gece yastığa kafayı koyar mırlayarak sarılıp uyur oyun oynayam her yere girem herkesi koklayam derdinde
bebekliklerinden beri birbirlerine sarılıp uyuyorlar gündüzleri
eve yeni bir şey alındığında önce ron gider koklar harry geride kalır sonra ron harry e seslenir harry öyle de gider yeni şeyin yanına
bugüne kadar bir kere çizmediler ısırmadılar öyle de sakinler
anası ölsün yollarına kurban olduklarım