korkunç bir kabustur. kayıp yakınlarını anlama sebebidir. mutsuz uyur, mutsuz uyanırsınız. dışarı çıkıp dolaşan kediniz biraz geç kalsa balkonlarda dolanan anneler gibi beklemeye başlarsınız. kalabalık ve trafikli bir semtte her gün gezip gelen kedimiz bir gün gelmedi. çok güzel bir hatundur, sokaktan gelme norveç orman kedisi. ilanlar, sokak sokak aramalarımız sonuçsuz kaldı. 1 ay sonra geri geldi. bir deri bir kemik, yorgunluktan bitmiş halde 3 gün uyudu. kediniz kaybolduysa umudunuzu kaybetmeyin.
2 gündür yok ben kafayı yiyecegim 2 gündür de ac susuz bebegim cunku bir prenses gibi büyüdüğü icin tuvaletini bile yapmamistir kuzucugum disarilarda cokta üşür kansız gunlerdir ariyorum basina birsey gelmeden dönse keşke
kızım daha 1.5 aylıkken annesinin sahipleri ile bizim eve gelmişti. o zaman 3 kardeşten hangisini sahiplensem diye düşünüyordum, gece oldu misafirler gidecek, üç yavrunun tamamı kayboldu ortalıktan. ara allah ara yok. en son ciddi ciddi kaçtılar diye düşündük. tüm umutlar tükenme seviyesine geldi. sabah uyandım bir miyuv muyuv iyuv sesi geliyor ama sesin kaynağını bulamıyoruz bu sefer de. neyse sherlock holmes misali izlerin ve seslerin peşine bir ajan gibi düştüm. meğer bizim 3 at hırsızı salon koltuğunun arkasında koltuğun içine doğru giden üstü kumaşla kapalı bir aralık bulmuşlar ve geceyi orda geçirip pazar günü öğlen 12ye kadar uyumuşlar. hepsini çıkardım tek tek koltuktan, gayet cool bi şekilde gerindiler. biraz seviştik falan. yani özetle eğer bir kedi bulunmamak isterse bulamazsın. seninle muhatap değilim insancık dediği anda kendi dünyasına çekilir.