kedilerin gariplikleri

büyük tuvaletini yapmadan önce son hız evi baştan sona bir kaç kez depar atarak turlayıp bütün yollukları kaydırdıktan sonra nefes nefese kumuna gidip işini görmesi
çöp kamyonu geçerken mirket gibi iki ayağı üzerine dikilmesi.
siyah lastik tokaya karşı alerjisi var oğlumun en sevdiği oyuncağı getir dersin avucunun içine bırakıverir sen atarsın o yine getirir bir de su kabının içine atar ama suya sabuna dokunmaz patisi gelir ısırır sende gider alırsın suyun içinden ☺️
içme suyunu koyduğum tüm kaplarla bir alıp veremediği var ama henüz çözemedim. sürekli bir devireyim, bir pati atayım, ıslatayım parkelerin üstüne pati izimi bırakayım serzenişi mevcut.
yakaladığı kelebek/sineklerin bi kısmını yedikten sonra kalanını halının altına saklaması. sonrasında gidip yemesi..
bir de araklama huyu.... kalem, toka, çakmak, kemik (tavuk kemiğiyle oynamayı seviyordu bir dönem). evde kendisine gizli bi yer bulup saklama huyu vardı. kemik sevgisi yüzünden eve yatıya gelen misafirlerin yastığının altına bırakırdı bide.. canım oğluşum her gün bambaşka bi kedi olabiliyor
hapşırdığımda annesine küfretmişim gibi delirip bana saldırması. öyle böyle değil..
kediler garip değil insanlar garip...
boş bir odada sanki görünmeyen biri varmış gibi bakması ve beni korkutması.
gece üç dört fark etmez benim uykumun en tatlı anı olsun yeter yavaşça vücuduma tırmanıp kafasını çenemin altına yerleştirmek suretiyle boynumu emerek uyur ıslak bununu yediğim tek sorun kendisi on kilo olduğu için göğüsüme dayadığı vücuduyla nefes almamı imkansız kılıyor ne yazık ki.
oynadığı nesneleri su kabına atıp içinden patisiyle almaya çalışmak gibi bir huyu var benim küçüğün. oynadığı şey ne olursa olsun biz bakmıyorken gidiyor suyun içine cup diye atıveriyor, sonra da patileriyle geri alıp oynamasına devam ediyor. biz üstüne su atsak kızar ama patilerini kendisi ıslatınca sorun yok.
uyurken kalkıp birden aklına gelmiş gibi tüylerini yalamaya başlıyorlar ya, çok garip doğrusu.
top ve oynayabilsin diye top haline getirdiğim çorapları su kabına atıp ıslatması. çıkarıyor, yuvarlıyor ıslaklığı belli seviyede tutması gerekiyor. seviye azalmaya başladığında tekrar baştan alıyoruz. gece gündüz farketmez en sevdiğimiz şeylerden biri
elektrik süpürgesine tıslayıp saldırması. süpürürken pusuya yatıp saldırıyor sürekli.
sokaktaki delirmiş erkek kediler yüzünden senelerdir baktıgım güzel kızım 1 aydır kayıp. kaç kere kovalarlarken yakaladım. beni görmeyince çok korkmuş belki de açlıktan ölmüştür. bütün sokak kedileri kısırlaştırılıyor, neden sadece dişiler? erkek sokak kedileri de ksıırlaştırlmalı!!!
heveslenip pofuduk yataklar alırsın; o yatakta asla yatmaz. yatağın geldiği koliden kaldıramazsın parçalanana kadar.
mamasını önce su kabına götürüp (patisinin içiyle tek tek götürüyor) ıslattıktan sonra yemesi halen tuhafıma gidiyor
o jilet gibi tırnaklara rağmen her şeyden korkması.
(bkz: avcılık simülasyonu)

en yakın akrabaları savanalarda, cangıllarda oradan oraya atlayıp avlanırken bizim gariban felis catuslar malum 4 duvara hapsolduklarından kendi kendilerine avcılık hareketleri yaratıyorlar, yaratmak zorunda kalıyorlar.

hepimizin malumu, evin içinde bu garibanlar en fazla sinek, hamamböceği, hadi bahçeli evse kuş vb. avlayabiliyorlar. bizimki de * geçenlerde eve dadanan at sineğini avlayıp yedikten sonra * avlanma konusunda kendisine yeni bir yol geliştirdi: mama avı.

evet, kuru mamasını kabından atıyor, yerde bir iki tekmeliyor oynuyor, sonra ağzına alıyor, ağzından tekrar atıyor, yine oynuyor, yine ağzına alıyor, yine atıyor, yine oynuyor, nihayetinde de yiyor.

anladığım kadarıyla, sinek avlayıp yediğinde aldığı hazzı tekrar arıyor şu anda, onu da ancak mamasını avlayarak yakalayabiliyor. * *
önce "gel gel, seviym öpiym bi seni" bakışlarıyla suratlarını yaklaştırıp, tam öpecekken insanın burnunu ısırmaları.
anlamıyorum ki ne bu p.ştluk afedersiniz.
ahahaha
kendi isteyince geliyor ama diyelimki veterinere gideceğiz ya da yemek vereceğim ya da sevmek istiyorum ben gel diyorum gelmiyor...
  • /
  • 2