kedim için yaptığım çılgınlıklar

hani zaman zaman basında görürüz: mirasını kedisine bıraktı, egzantrik zengin kadın her hafta kedisiyle michelin yıldızlı restoranda başbaşa yemek yiyor..vs. siz minnağınız için bugüne kadar en çılgın ne yaptınız?
kedilerim yatağımın her yerini kapladığından ve saat çok ilerlediğinden onları uyandırmak istemeyip koltukta yattım...onları çok özleyeceğim ve banaaşırı bağımlı olduklarından çok zrluk çekecekleri için senelerdir tatile çıkmadım..sanırım asla çıkmayacağım..
kedim için yaptığım en büyük çılgınlık kedileri sevmeyi öğrenmemek. nasıl yani demeyin..ben ilk kedimle tanışana kadar kediden çok korkardım. o kadar ki, sokağını değiştirip yolumu uzatırdım. bir kedi ile yakın temasim olunca,dünyalarına girince asıl korkulacak olanın insan olduğunu anladım.
kedimden pek hoşlaşmadığı için teyzemi eve almıyorum, kedime instagram hesabı açtım, ayrıca yatakta onu rahatsız etmemek için neresi boş kalırsa oraya kıvrılıyorum.
annem sofraya 9 tabak koyuyor anne 3 kişiyiz ama dediğimde e bebeklerde var diyor onlara da yaş mama koyuyor ayrıca bende yaş mamalarını kaşıkla yedirip sularını elimle içiriyorum nerede yanlış yapıyoruz ki?
kedim hoşlanmadı diye sevgilimi terk ettim .
koltukların altından silgi toplamak.
kendileri k9 köpeği gibi yeri tespit ediyor ben de koltuğu çekip altından çıkarıyorum.
olan hep sevgililere oluyor sanırım. kedi sevmeyen sevgiliye hayır.
2 kurus maasim ile bana göre kat kat zengin anne-babami birakarak kedilerimle ve ciktim ve bildigin fakirim daha ne olsun.
kedilerimi vermis olsam (!) -bu ne demekse- su an muhtemelen arabamda vardi her turlu tatile de gidebiliyordum. oooohhhh sabahlar olmasin ;)
cok umrumda! onlarsiz hayat zulum!
ıyi ki varlar.
ogullarimi ve kizimi cok seviyorum.
kedimi alıp ayrı eve çıkmak
canim kedicigim yavruyken bir agacin tepesinde mahsur kaldığı icin mecbur agaca ciktim sonra ne mi oldu kediyi tasiyan dal elbette beni tasimadi.. bileğim alçıda kaldı bir süre ama onu indirdim sonuçta. ha birde bir keresinde saat sabahin 5inde arabanin kediye carptigini duydum kedinin bagirisini ve pencereden baktigimda kafasini kaldirmisti ama hareket edemiyordu. nasil asagiya indim o yolun ortasina nasil atladim gercekten hatirlamiyorum cok ani oldu hersey ama onu alıp kaldirimda otururken iyi ki sesini duydum dedim cok işlek bir cadde çünkü. sonra veterinerin açılmasını bekledik ve kuyruktan olduk maalesef onun disinda iyidi
otobanın ortasına atlayıp kediyi yoldan almak. kara minik bişeydi poşet mi fare mi derken .. ama otobüsü süren abi bu konulara hassas olmasa farkedemezdik o durmasa ben de koşup alamazdım zaten. anladıgım kadarıyla kaputa girmiş yolda da tutunamayıp düşmüş asfalta patileriyle tutunuyordu bi araba geçti, araba ezmemişti ikinci araba uzaktaydı mesafeye baktım ve koşarak aldım asfalttan. kara üzüm habbemizdi artık o bizim
çalıştığım işyeri bölgesine belediyeye stand kurdurdum. müsait bir yer var az araba geçen ve bahçe olan bir ara sokaktı. hergün gidip su götürüp kontrol ediyorum. bazende aparatif olsunlar diye başka şeyler götürüyorum. yan apartmanda oturan kadın çemkiriverdi. benim yüzümden kediler ellerin epoşet olan her insanın peşine gidiyormuş. ben alıştırmışım. ilkten terbiyeyle konuşmak istedim 9 yıldır aynı yerdeyim kimseyle tartışmadım çizgimi bozmıyım diye. kadın uzattı kendi kapında besle vs. benim 9 yıldır oralı oldugumu bilmediği için. hala seviyesiz konuşmaya devam etti laf yetiştiriyor bana kapıdan girmiyor konuşuyor. restine rest dedim.'' sanane benim kapımın onu burası sana mı sorucam. allah yaratırken keşke size sorsaymış bı karışmadıgını o kaldı zaten. üst katlard daires olan bütün mahalleyi tapuluyor ya. baya hakaret ettim. ama herkese duyuyrarak. mahalleli camdan izliyor zaten. ''geçen hafta bonzai içmiş çocukları sesiniz çıkmıyor bakıp geçiyorsunuz kedi köpek barınınca bırbır ötüyorsunuz'' çok delikanlıysanız kapınızdaki torbacıları gonderiin gerizekalılar.'' dedim ve defoldu girdi apartmanına . hız kesmedim hergün gitmeye devam. 80 metre ev alan bi dilleniyor ya. kmin mülkünden kimi kovuyorsun. allahın olanmülkdür allahın yarattıgıdır. biz kimiz ki?
fiv fip gibi bir hastalığa yakalandı. tahlil gerektiği ve yavru olduğu için yapamadık.ama muhtemelen fiv/fip.

vücut ısısı düşüktü, ısıtmak için sıcak su küveti yaptım. suyun içinde saatlerce elimde tutup suyu ısıttım. zor nefes alıyordu. sonra bir ara kalbi durdu. kalp masajı yaptım, 3 kere daha durdu. sunni tenefüs yaptığımı hatırlıyorum. son sefer uzun durdu. kalp masajı yemedi. ocağın üzerine koyup elektroşok verdim. ateşleme düğmesine bastım, çat çat çat... geri getiremedim. öldüğünde. 1, 5 aylıktı. kediye ilk yardım uygulamak mı...? hiç aklıma gelmezdi.
o kaçınca sokakta deli gibi ordan kraya koşup atladım belki mutlu olur diye deli gibi gözüksemde kedi tasmasıyla gezdirmeye çalıştım herkese mal gibi bi halde kedimi sordum tam bi aşk rezilliği bide ona şiir yazdım ama herkes plotoniğim sandı ıhfugıpjjoıh
aramızda kalsın,nişan attım.bugün olsa bugün yine atarım.pişman değilim.
emanet kediyle empati kurup tuvaletini yapması için beklerken kaş göz arasında kaçması ve anında bulunduğumuz mahalleliyle 8-10 kişi olup o arabadan o arabaya bi altına bi kaputa giren kedi için akşamın 8inde çağırmadığımız araç sahibi kalmadı. kedi sahibine bilgi verdiğimde pes etmişti boşver artık kaçmayı tercih etti demişti ama biz pes etmedik en sonunda kutusuna sokmayı başardığımızda ben yere oturup hüngür hüngür ağlamaya başladım o derece terleten bi gerilim yaşattı bize bıcırık.