hz. muhammed, uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. ve seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş ve sahiplenerek adını müezza koymuş. siyah beyaz bir habeş kedisiymiş müezza. ağzının içinde üst damağında lekeleri varmış. bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin müezza'nın soyundan geldiği kabul edilir. müezza, muhtemelen bir sokak kedisiydi ve mekke'nin sıcak kavurucu çöl sokaklarından hz. muhammed'in ilgisi ile kurtulmuştu. hz. muhammed, kedisi müezza'yı o kadar çok severmiş ki, müezza bir gün sedirde oturan hz. muhammed'in giysisinin ucunda uyuya kalmış. her kedi dostu gibi uyuyan bu güzelliğe kıyamayan hz. muhammed, müezza'yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş. hz. muhammed, kedisi müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken sahabe-i kiram ebu nuaym "ya resul o sudan kedi içti" deyince, resulullah "onlar en temiz ağıza sahiptirler." buyurmuş ve abdest almıştır.