kediye sarılıp ağlamak

kafayı mı yedim diye düşündürmedi değil. lütfen aynı şeyi başka bir kedici de yaşamış olsun.
kediler enerji canlılarıdır. siz sinirliyseniz örneğin bunu hemen hisseder ve o da agresifleşebilir veya tedirgin olur. mutsuzsanız yine aynı şekilde tedirgin olur, üzülür. bir kaç kiloluk minik bir canlının üstüne bu negatif duyguları boca etmeye hiç gerek yok bence. çocuklarmış gibi düşünün onları, nasıl ki bir çocuğun yanında mutsuzluğunuzu ve öfkenizi belli etmemeye çabalarsınız, ki bilirsiniz ki çocuk fikri ve duygusu olayı sizin yaşadığınızdan çok daha ciddiymiş gibi algılar ve travma yaşar, korkar, üzülür, aynı şekilde kedinizi için de bu durum endişe verici olabilir. insanlık hali elbette üzülüp mutsuz olduğumuz, öfkeli olduğumuz zamanlar olacak ama böyle anlarda gidip " ay minnoşum gel beni teselli et " gibi bir davranış doğru değildir bana göre. böyle zamanlarda o zaten sizin ne hissettiğinizi biliyordur ve tedirgin bir şekilde etrafınızda dolaşır, bu olduğunda kalkıp ona biraz yaş mama veya bir küçük ödül verin ve şöyle diyin " bari birimiz mutlu olalım "
biraz önce en duygusal olanı yaşadık. bugün kötü bir gündü benim için. hüngür hüngür ağlayacağım ama tutuyorum mori uyanmasin diye. gözümden damlıyor yaşlar. bir anda yatağa zıpladı ve kolumun üzerine yattı. gözlerini dikti bana. bir şey anlatıyordu resmen. bir patisi de destek olur gibi. onun o hali beni daha da mahvetti. haykıra haykıra ağlattı beni, korkar zannettim ama korkmadı. daha da sarıldı yaladı ayrılmadı yanımdan. uyudu kaldı en son kolumun üzerinde. sarıldım ona sımsıkı. sevdim onu, güzel şeyler söyledim. o da resmen anladı her şeyi. kimsenin kimseyi anlamadığı şu dünyada, sadece o beni anladi, o destek oldu, o sevgi gösterdi. neden mi kedi? insana gerek var mı bilemiyorum. üzmekten başka bir işe yaramıyor ki insan oğlu. kedi sahibi de kedi de duygusal bu aralar.