ben sonradan
adam akıllı sevenlerdenim sanırım. ilk yavrum, gözbebeğim pamuk'tan önce normal bir seviyede hayvanseverdim. misal durakta, sokakta, kafede yanıma gelen kedicanlarla itina ile oynaşırdık lakin kucağıma kedi almışlığım yoktu fazla.
sonra pamuk oğlumu bulmuşlar sokakta; annesini ve kardeşlerini köpekler kapmış ama pamuğu kurtarmışlar ve yuva arıyorlarmış. eşime sahiplendirmesi için önce fotoğrafları sonra da kendisi geliyor, 4 aylık zayıfça bir şey...
evcil hayvan bakımı ya da sahiplenilmesi üzerine hiç bahis bile açılmamıştı bizim ailede. ama nasıl olduysa kocamdan bir telefon geldi; 'ben bu arkadaşı akşam eve getireceğim, biz sahiplenelim'...
sonra akşama kadar kavga kıyamet:) ben, 'o kedi bu eve girmeyecek, seni de eve almam kediyle gelirsen' diye direniyorum. annem
* 'o kediyi bu eve sokarsan daha da gelmem çocuğuna filan da bakmam' diye yürüyor filan. velhasıl kocam tam bir laz olduğu için akşam eve pamukla beraber geldiler.
oysa ben de iş dönüşü bizim kızın eski beşiğinin çekmecesini kedi yatağı olarak hazırlamıştım çoktan (:
işte böyle sözlük, zaten sonrası çorap söküğü gibi geldi. hakikaten bir kediyi sevmekle başlıyormuş her şey...
şimdi ise ilk göz ağrım, yakışıklı oğlum pamuğum çok hasta. direniyor sıpa. iyi dilekleriniz olur, güzel enerjileriniz olur, dualarınız olur, adaklarınız olur hepsi kabulümüz. umarım burayı güzel haberlerle editleme şansım olur.