öpebildiğimiz tek noktası burnu. eğer uyurken yakalamışsak bi gıdıdan, bi göbekten buseler koparabiliyoruz. buse diyorum çünkü bir tık sonrası jilet gibi tırnaklarıyla pati yiyoruz. sevilmeye bile isyan ediyor flu hanım.
istisnasız her yediğimizi koklamak istemesine bayılıyorum. hoşuna gidenler olursa şöyle bir yalanıyor. tabi bu arada pembiş burnu aktıkça da kucağıma gelip üzerime siliyor. flu hanım bizi peçete sanıyor.
flu hanım olur kendileri. 4 seneyi aşkın küçük prensesimiz. ekseriyetle asabi, patilerine dahi dokundurmaz. tırnaklarını kesmişliğimiz yoktur. o, keyfi, kahyası ve biz, sanki onun evinde yaşıyoruz. mama kabı daima dolu. 9. katta yaşamanın acısını; balkon demirlerine yatarak ve ayda bir bahçe sefası yaparak gideriyor. canı isterse sesimize gelir, asansörle eve çıkarız. her yer ona serbest, tıpkı agaya beleş gibi. yazar, editör, grafiker olan annesini klavyenin üzerine yatarak protesto ediyor. sanırım bizi seviyor.
öpebildiğimiz tek noktası burnu. eğer uyurken yakalamışsak bi gıdıdan, bi göbekten buseler koparabiliyoruz. buse diyorum çünkü bir tık sonrası jilet gibi tırnaklarıyla pati yiyoruz. sevilmeye bile isyan ediyor flu hanım.