anlatayım. izmir'de yaşıyorum o zamanlar. bir gün işten dönüyorum akşam, moralim bozuk, elektrik faturasını ödeyememişim kesmişler, söyleniyorum içimden yine gireceğim bomboş eve müzik de yok falan diye yürüyorum tin tin. eve yaklaştım çöpün yanından minik bir şey çıktı geldi miyav miyav. sevdim biraz devam ettim yürümeye. bir ara arkama baktım geliyor arkamdan, yürüyorum geliyor, yürüyorum geliyor. evin kapısına kadar geldi arkamdan baya bir yürüdü. dedim madem geldin gir içeri. bir moral oldu o çocuk bana, kocaman ettim büyüttüm sonra. neyse uzatmayayım işte bu evde yalnız olduğu bir gün saksıya sokulu çubuğun ucunda lastik gibi bir şey varmış çiçeği tutturmak için sanırım, onu yutmuş oynarken. eve geldim öğürüyor da öğürüyor çıkaramıyor, yorulup atıyor kendisini ölü gibi. elim ayağım buz kesti bir panik yaptım anlatamam. saat akşam 8-9 falan. izmir'i de tam bilmiyorum, tanıdık yok. o zamanlar internet falanda böyle göt cebinde değil. attım kendimi dışarı koşturuyorum, yolda gördüğümü çevirip soruyorum veteriner var mı buralarda diye, çeviriyorum soruyorum, nefes nefese kaç km koşturdum bilmiyorum bir tane veteriner buldum, içeride bir kadın oturuyor. soluk soluğa girdim ama konuşamıyorum soluklanmam lazım, merhaba kedim diyorum nefes alıyorum veriyorum, utanmasam ağlayacağım kocaman adam, evet dedi kadın yorgun ve ilgisiz bir sesle. dedim kedim bir şey yutmuş öğürüyor çıkaramıyor ne yapabilirim yardımcı olun. kadın gayet yorgun ve soğuk bir sesle, miri miriri mirim miriri bir şeyler dedi. hanfendi duyamıyorum dedim, hayvanı getirin bakalım ameliyatlık bir durum varsa da müdahale ederiz fakat şimdi kapatıyoruz kedi nerede dedi, kedi evde ben koşa koşa çıktım dedim. siz gelemez misiniz dedim. o zaman yarın getirin bir bakalım dedi. şimdi getirsem bekleseniz olur mu bir şey olur mu dedim, çok büyük bir şey değilse öğürerek atar onu dışarı yoksa müdahale gerekir bakmak lazım gibi bir şey dedi, ne kadar tutar dedim, elektriği ödeyememişim para da yok ki. işte şöyle yaparsak şu tutar şöyle olursa bu tutar falan filan o zaman için çok güzel paralar söyledi hatırlamıyorum.
eve dönüyorum ama koşarak değil, omuzlarım çökmüş, hani ben çok zor dönemler geçirdim ama başka bir canın zorda olduğunu ve sorumluluğun sizde olduğunu ve tüm buna rağmen bir şey yapamayacağınızı bilmek gibi bir acı yok sanırım. eve yürüyorum ama küçük adımlarla. lütfen diyorum bir şey olmasın, lütfen diyorum ölü bulmayayım falan diyorum. ayaklarım geri geri gidiyor kapıda. girdim içeri her zamanki yerinde yatıyor koltukta. sırtı dönük. titriyorum olm bildiğin nasıl dua ediyorum, yaklaştım döndü ne var der gibi. bir baktım halıya çıkarmış küçük çamaşır lastiği gibi bir şey. vay arkadaş ya, 10 sene ömrüm gitti o 1 saatte rahat. evde yutabileceği ne varsa attım alayını o gün.
bir kedinin ip yutması temalı anım da böyle işte.
benim çocuk ucuz yırttı o zamanlar. normalde uzun ipleri yutuyorlarmış mesela, o ip bağırsaklara vs ye dolanıyormuş, ameliyatlık hale gelene kadar fark edilmediği oluyormuş ve müdahale de riskliymiş, dikkat etmek lazım ip gibi şeylere.