bendenizle yaşayan kedinin tercih ettiği durumdur. kendilerini sokakta yavruyken görüp gözündeki iltihapları temizlemek için evde ağırlamıştık, sonra ne biz gitsin istedik ne de o misafirliğin kısa olanı makbuldür diyip gitmeyi seçti. nihayetinde bize misafir muamelesi yaptı ama olsun; canı sağ olsun. uzunca bir süre sadece evde yaşadı ve hatta sadece yumuşak battaniye rahat göbeklerde yaşadı. sonra yavaş yavaş müstakil evin her kapısı açıldığında kah burnunu kah patisini çıkardı ve en sonunda topyekun çıktı. biz de cool adamız ya hiç aman gitme etme gir eve demedik, kucaklayıp eve sokmaksa haşa yaralanmaya hiç niyetim yok. bir baktık artık hem evde hem sokakta vakit geçirebiliyor, canı sıkılınca açık pencereden çıkıyor sonra eve geliyor falan. yağmurlu günler dışında pek sorun etmiyorum ki o zamanlarda da sen kedisin ne işin var ıslak ıslak yerlerde diyip kıvamında azarlıyorum. sağlık konusunda bir sorun yaşamadık, kavgacı da değil belli ki yara bere içinde hiç eve gelmedi daha. baktım dışarda da evde de kendi rızasıyla dolanabiliyor, bunun da doğası böyleymiş, serseri oldu diyip uyum sağlıyorum. biraz da işime geliyor; benim için en büyük avantajı artık hayatımda kedi kumu diye bir şey yok, çok sorumluluk sahibi olmadığım için dökmeyi ara sıra aksatabiliyordum, öyle olunca öf ne bu koku feryatlarım olabiliyordu şükür bitti. büyük lüks imiş kumsuz yaşam.